Öneri Formu
Hadis Id, No:
14909, T000879
Hadis:
حَدَّثَنَا أَبُو سَعِيدٍ الأَشَجُّ حَدَّثَنَا عَبْدُ اللَّهِ بْنُ الأَجْلَحِ عَنْ إِسْمَاعِيلَ بْنِ مُسْلِمٍ عَنْ عَطَاءٍ عَنِ ابْنِ عَبَّاسٍ قَالَ صَلَّى بِنَا رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم بِمِنًى الظُّهْرَ وَالْعَصْرَ وَالْمَغْرِبَ وَالْعِشَاءَ وَالْفَجْرَ ثُمَّ غَدَا إِلَى عَرَفَاتٍ . قَالَ أَبُو عِيسَى وَإِسْمَاعِيلُ بْنُ مُسْلِمٍ قَدْ تَكَلَّمُوا فِيهِ مِنْ قِبَلِ حِفْظِهِ .
Tercemesi:
Bize Ebu Saîd el-Eşec, ona Abdullah b. el-Eclah, ona İsmail b. Müslim, ona Atâ, ona da İbn Abbas’ın şöyle dediğini rivayet etmiştir: Rasulullah (sav) bize Minâ’da öğle, ikindi, akşam ve yatsı namazı ile (ertesi günün) sabah namazını kıldırdıktan sonra sabah erkenden Arafat’a gitti.
Ebu İsa (Tirmizi) dedi ki: İsmail b. Müslim’i (hadisi) doğru belleyiciliği/hıfzı bakımından eleştirmişlerdir.
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Tirmizî, Sünen-i Tirmizî, Hac 50, 3/227
Senetler:
()
Konular:
Hac, Arafat
Hac, Mina
Öneri Formu
Hadis Id, No:
14911, T000880
Hadis:
حَدَّثَنَا أَبُو سَعِيدٍ الأَشَجُّ حَدَّثَنَا عَبْدُ اللَّهِ بْنُ الأَجْلَحِ عَنِ الأَعْمَشِ عَنِ الْحَكَمِ عَنْ مِقْسَمٍ عَنِ ابْنِ عَبَّاسٍ أَنَّ النَّبِىَّ صلى الله عليه وسلم صَلَّى بِمِنًى الظُّهْرَ وَالْفَجْرَ ثُمَّ غَدَا إِلَى عَرَفَاتٍ . قَالَ وَفِى الْبَابِ عَنْ عَبْدِ اللَّهِ بْنِ الزُّبَيْرِ وَأَنَسٍ . قَالَ أَبُو عِيسَى حَدِيثُ مِقْسَمٍ عَنِ ابْنِ عَبَّاسٍ قَالَ عَلِىُّ بْنُ الْمَدِينِىِّ قَالَ يَحْيَى قَالَ شُعْبَةُ لَمْ يَسْمَعِ الْحَكَمُ مِنْ مِقْسَمٍ إِلاَّ خَمْسَةَ أَشْيَاءَ . وَعَدَّهَا وَلَيْسَ هَذَا الْحَدِيثُ فِيمَا عَدَّ شُعْبَةُ .
Tercemesi:
Bize Ebu Saîd el-Eşec, ona Abdullah b. el-Eclah, ona el-A‘meş, ona el-Hakem, ona Miksem, ona da İbn Abbas’ın rivayet ettiğine göre Nebi (sav) Minâ’da öğle ve (ertesi günün) sabah namazını kıldırdıktan sonra sabah erkenden Arafat’a gitti.
(Tirmizi) dedi ki: Bu hususta Abdullah b. ez-Zübeyr ve Enes’den de hadis rivayet edilmiştir.
Ebu İsa (Tirmizi) dedi ki: Miksem’in İbn Abbas’dan hadis rivayeti ile ilgili olarak Ali b. el-Medinî dedi ki: Yahya dedi ki: Şu‘be dedi ki: el-Hakem, Miksem’den beş şey (hadis)den başkasını dinlememiştir. Sonra bu hadislerin hangileri olduğunu saymıştır. Ancak bu hadis Şu‘be’nin saydığı hadisler arasında yoktur.
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Tirmizî, Sünen-i Tirmizî, Hac 50, 3/227
Senetler:
()
Konular:
Hac, Arafat
Hac, Mina
Öneri Formu
Hadis Id, No:
14913, T000881
Hadis:
حَدَّثَنَا يُوسُفُ بْنُ عِيسَى وَمُحَمَّدُ بْنُ أَبَانَ قَالاَ حَدَّثَنَا وَكِيعٌ عَنْ إِسْرَائِيلَ عَنْ إِبْرَاهِيمَ بْنِ مُهَاجِرٍ عَنْ يُوسُفَ بْنِ مَاهَكَ عَنْ أُمِّهِ مُسَيْكَةَ عَنْ عَائِشَةَ قَالَتْ قُلْنَا يَا رَسُولَ اللَّهِ أَلاَ نَبْنِى لَكَ بَيْتًا يُظِلُّكَ بِمِنًى قَالَ « لاَ مِنًى مُنَاخُ مَنْ سَبَقَ » . قَالَ أَبُو عِيسَى هَذَا حَدِيثٌ حَسَنٌ صحيح .
Tercemesi:
Bize Yusuf b. İsa ve Muhammed b. Ebân, onlara Vekî’, ona İsrail, ona İbrahim b. Muhâcir, ona Yusuf b. Mahek, ona annesi Müseyke’nin rivayet ettiğine göre, Âişe şöyle demiştir: Ey Allah’ın Rasulü, biz senin için gölge yapmak üzere Minâ’da bir ev yapmayalım mı? dedik. O: “Hayır, Minâ önce varanın devesini çöktüreceği yerdir” buyurdu.
Ebu İsa (Tirmizi) dedi ki: Bu, hasen sahih bir hadistir.
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Tirmizî, Sünen-i Tirmizî, Hac 51, 3/228
Senetler:
()
Konular:
Hac, Mina
Öneri Formu
Hadis Id, No:
14920, T000885
Hadis:
حَدَّثَنَا مُحَمَّدُ بْنُ بَشَّارٍ حَدَّثَنَا أَبُو أَحْمَدَ الزُّبَيْرِىُّ حَدَّثَنَا سُفْيَانُ عَنْ عَبْدِ الرَّحْمَنِ بْنِ الْحَارِثِ بْنِ عَيَّاشِ بْنِ أَبِى رَبِيعَةَ عَنْ زَيْدِ بْنِ عَلِىٍّ عَنْ أَبِيهِ عَنْ عُبَيْدِ اللَّهِ بْنِ أَبِى رَافِعٍ عَنْ عَلِىِّ بْنِ أَبِى طَالِبٍ رضى الله عنه قَالَ وَقَفَ رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم بِعَرَفَةَ فَقَالَ « هَذِهِ عَرَفَةُ وَهَذَا هُوَ الْمَوْقِفُ وَعَرَفَةُ كُلُّهَا مَوْقِفٌ » . ثُمَّ أَفَاضَ حِينَ غَرَبَتِ الشَّمْسُ وَأَرْدَفَ أُسَامَةَ بْنَ زَيْدٍ وَجَعَلَ يُشِيرُ بِيَدِهِ عَلَى هَيْئَتِهِ وَالنَّاسُ يَضْرِبُونَ يَمِينًا وَشِمَالاً يَلْتَفِتُ إِلَيْهِمْ وَيَقُولُ « يَا أَيُّهَا النَّاسُ عَلَيْكُمُ السَّكِينَةَ » . ثُمَّ أَتَى جَمْعًا فَصَلَّى بِهِمُ الصَّلاَتَيْنِ جَمِيعًا. فَلَمَّا أَصْبَحَ أَتَى قُزَحَ فَوَقَفَ عَلَيْهِ وَقَالَ « هَذَا قُزَحُ وَهُوَ الْمَوْقِفُ وَجَمْعٌ كُلُّهَا مَوْقِفٌ » . ثُمَّ أَفَاضَ حَتَّى انْتَهَى إِلَى وَادِى مُحَسِّرٍ فَقَرَعَ نَاقَتَهُ فَخَبَّتْ حَتَّى جَاوَزَ الْوَادِىَ فَوَقَفَ وَأَرْدَفَ الْفَضْلَ ثُمَّ أَتَى الْجَمْرَةَ فَرَمَاهَا ثُمَّ أَتَى الْمَنْحَرَ فَقَالَ « هَذَا الْمَنْحَرُ وَمِنًى كُلُّهَا مَنْحَرٌ » . وَاسْتَفْتَتْهُ جَارِيَةٌ شَابَّةٌ مِنْ خَثْعَمٍ. فَقَالَتْ إِنَّ أَبِى شَيْخٌ كَبِيرٌ قَدْ أَدْرَكَتْهُ فَرِيضَةُ اللَّهِ فِى الْحَجِّ أَفَيُجْزِئُ أَنْ أَحُجَّ عَنْهُ قَالَ « حُجِّى عَنْ أَبِيكِ » . قَالَ وَلَوَى عُنُقَ الْفَضْلِ فَقَالَ الْعَبَّاسُ يَا رَسُولَ اللَّهِ لِمَ لَوَيْتَ عُنُقَ ابْنِ عَمِّكَ قَالَ « رَأَيْتُ شَابًّا وَشَابَّةً فَلَمْ آمَنِ الشَّيْطَانَ عَلَيْهِمَا » . ثُمَّ أَتَاهُ رَجُلٌ فَقَالَ يَا رَسُولَ اللَّهِ إِنِّى أَفَضْتُ قَبْلَ أَنْ أَحْلِقَ . قَالَ « احْلِقْ أَوْ قَصِّرْ وَلاَ حَرَجَ » . قَالَ وَجَاءَ آخَرُ فَقَالَ يَا رَسُولَ اللَّهِ إِنِّى ذَبَحْتُ قَبْلَ أَنْ أَرْمِىَ . قَالَ « ارْمِ وَلاَ حَرَجَ » . قَالَ ثُمَّ أَتَى الْبَيْتَ فَطَافَ بِهِ ثُمَّ أَتَى زَمْزَمَ فَقَالَ « يَا بَنِى عَبْدِ الْمُطَّلِبِ لَوْلاَ أَنْ يَغْلِبَكُمُ النَّاسُ عَنْهُ لَنَزَعْتُ » . قَالَ وَفِى الْبَابِ عَنْ جَابِرٍ . قَالَ أَبُو عِيسَى حَدِيثُ عَلِىٍّ حَدِيثٌ حَسَنٌ صَحِيحٌ لاَ نَعْرِفُهُ مِنْ حَدِيثِ عَلِىٍّ إِلاَّ مِنْ هَذَا الْوَجْهِ مِنْ حَدِيثِ عَبْدِ الرَّحْمَنِ بْنِ الْحَارِثِ بْنِ عَيَّاشٍ . وَقَدْ رَوَاهُ غَيْرُ وَاحِدٍ عَنِ الثَّوْرِىِّ مِثْلَ هَذَا . وَالْعَمَلُ عَلَى هَذَا عِنْدَ أَهْلِ الْعِلْمِ رَأَوْا أَنْ يُجْمَعَ بَيْنَ الظُّهْرِ وَالْعَصْرِ بِعَرَفَةَ فِى وَقْتِ الظُّهْرِ . وَقَالَ بَعْضُ أَهْلِ الْعِلْمِ إِذَا صَلَّى الرَّجُلُ فِى رَحْلِهِ وَلَمْ يَشْهَدِ الصَّلاَةَ مَعَ الإِمَامِ إِنْ شَاءَ جَمَعَ هُوَ بَيْنَ الصَّلاَتَيْنِ مِثْلَ مَا صَنَعَ الإِمَامُ . قَالَ وَزَيْدُ بْنُ عَلِىٍّ هُوَ ابْنُ حُسَيْنِ بْنِ عَلِىِّ بْنِ أَبِى طَالِبٍ عَلَيْهِ السَّلاَمُ .
Tercemesi:
Bize Muhammed b. Beşşâr, ona Ebu Ahmed ez-Zübeyrî, ona Süfyan, ona Abdurrahman b. el-Hâris b. Ayyâş b. Ebu Rabia, ona Zeyd b. Ali, ona babası, ona Ubeydullah b. Ebu Râfi’, Ali b. Ebu Talib’in şöyle dediğini rivayet etmiştir: Rasulullah (sav) Arafat’ta vakfe yaptı ve: “Burası Arafat’tır, vakfe yapılacak yer de burasıdır. Arafat’ın tamamı vakfe yapılacak yerdir” buyurdu. Daha sonra güneş batınca Arafat’tan ayrıldı. Üsâme b. Zeyd’i terkisine bindirdi. O halde iken eliyle işaret ederken insanlar da sağdan soldan gidip duruyorlardı. Kendisi onlara bakarak: “Ey insanlar, yavaş olmaya bakınız” diyordu. Daha sonra Cem’e (Müzdelife’ye) geldi, onlara (akşam ve yatsı olmak üzere) o iki namazı birlikte kıldırdı. Sabah olunca Kuzah tepesine gidip üzerinde vakfe yaptı ve: “İşte bu Kuzah’tır. Burası vakfe yapılacak yerdir, bununla birlikte Müzdelife’nin tamamı vakfe yeridir” buyurdu. Sonra oradan da ayrıldı, Muhassir vadisine varınca devesini kamçıladı, devesi koştu, nihayet vadiyi aşınca orada durup el-Fadl’ı terkisine bindirdi, sonra da (Büyük) cemreye geldi, cemreye taş attıktan sonra kurban kesim yerine geldi ve: “İşte burası kurban kesim yeridir, bununla birlikte Minâ’nın tamamı kurban kesilecek yerdir” buyurdu. Has’amlılardan genç bir kızcağız ondan bir fetva sorarak, babam oldukça yaşlı birisidir, Allah’ın hac farizası ona da erişmiş bulunuyor, benim onun yerine hac etmem geçerli olur mu? dedi. Rasulullah (sav): “Baban yerine hac et” buyurdu. (Ali) dedi ki: Bu arada el-Fadl’ın boynunu çevirdi. El-Abbas: Ey Allah’ın Rasulü, amcan oğlunun boynunu niye çevirdin? deyince, O: “Ben genç bir erkek ve genç bir kız gördüğüm için, onlar adına şeytanın onlara kötülük yapacağından emin olamadım” buyurdu. Daha sonra yanına bir başka adam gelerek: Ey Allah’ın Rasulü, ben tıraş olmadan önce ifada tavafını yapıverdim, dedi. Allah Rasulü: “Tıraş ol ya da saçlarını kısalt bir sakıncası yok” buyurdu. Bir başkası gelerek: Ey Allah’ın Rasulü, cemreye taş atmadan önce kurbanımı kesiverdim, dedi. Rasulullah (sav): “Cemre’ye taş at bir sakıncası yok” buyurdu. (Ali) devamla dedi ki: Sonra Beyt’e gelerek Beyt’i tavaf ettikten sonra Zemzem’e geldi ve: “Ey Abdülmuttalib oğulları, insanların bu hususta sizi mağlup edeceklerinden korkmamış olsaydım, şüphesiz ben de (kuyudan) su çekerdim” buyurdu.
(Tirmizi) dedi ki: Bu hususta Câbir’den de hadis rivayet edilmiştir.
Ebu İsa (Tirmizi) dedi ki: Ali’nin rivayet ettiği hadis hasen sahih bir hadis olup, biz onu Ali’nin rivayet ettiği bir hadis olarak ancak bu yoldan Abdurrahman b. el-Hâris b. Ayyâş’ın bir rivayeti olarak biliyoruz. Bu hadisi es-Sevrî’den bunun gibi daha başkaları da rivayet etmiş bulunmaktadır. İlim ehli nezdinde buna göre amel edilir. Onların kanaatine göre öğle ve ikindi namazları öğle vaktinde Arafat’ta cem‘ edilerek (birlikte) kılınır. Kimi ilim ehli de şöyle demişlerdir: Bir kişi eğer kendi konakladığı yerde namaz kılar, imam ile birlikte de cemaate katılmazsa, dilerse kendisi tıpkı imamın yaptığı gibi iki namazı birlikte kılabilir.
(Tirmizi) dedi ki: Zeyd b. Ali ise İbn Hüseyin b. Ali b. Ebu Talib’dir (as).
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Tirmizî, Sünen-i Tirmizî, Hac 54, 3/232
Senetler:
()
Konular:
Emr-i bi'l-maruf, Nehy-i ani'l-münker, iyiliği emretmek, kötülükten alıkoymak
Hac, Arafat
Hac, Arafatın önemi
Hac, arafattan dönüş
Hac, başkasının yerine
Hac, hacta ceza gerektiren durumlar
Hac, Hz. Peygamber'in haccı
Hac, izdihamdan uzaklaşmak
Hac, Mina
Hac, Müzdelifede vakfe ve telbiye
Hac, namazların cem'i
Hac, Şeytan taşlama
Hac, Tavaf, Kabe'yi tavaf etmek
Hac, traş olma
Hac, Yapılan Hatalar
Teşvik Edilenler, Kolaylaştırıcı olmak, kolaylık göstermek
Zemzem, Hz. Peygamber'in taşıması
Öneri Formu
Hadis Id, No:
14927, T000889
Hadis:
حَدَّثَنَا مُحَمَّدُ بْنُ بَشَّارٍ حَدَّثَنَا يَحْيَى بْنُ سَعِيدٍ وَعَبْدُ الرَّحْمَنِ بْنُ مَهْدِىٍّ قَالاَ حَدَّثَنَا سُفْيَانُ عَنْ بُكَيْرِ بْنِ عَطَاءٍ عَنْ عَبْدِ الرَّحْمَنِ بْنِ يَعْمَرَ أَنَّ نَاسًا مِنْ أَهْلِ نَجْدٍ أَتَوْا رَسُولَ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم وَهُوَ بِعَرَفَةَ فَسَأَلُوهُ فَأَمَرَ مُنَادِيًا فَنَادَى « الْحَجُّ عَرَفَةُ مَنْ جَاءَ لَيْلَةَ جَمْعٍ قَبْلَ طُلُوعِ الْفَجْرِ فَقَدْ أَدْرَكَ الْحَجَّ أَيَّامُ مِنًى ثَلاَثَةٌ. فَمَنْ تَعَجَّلَ فِى يَوْمَيْنِ فَلاَ إِثْمَ عَلَيْهِ وَمَنْ تَأَخَّرَ فَلاَ إِثْمَ عَلَيْهِ » . قَالَ مُحَمَّدٌ وَزَادَ يَحْيَى وَأَرْدَفَ رَجُلاً فَنَادَى
Tercemesi:
Bize Muhammed b. Beşşâr, ona Yahya b. Saîd ve Abdurrahman b. Mehdî, onlara Süfyan, ona Bukeyr b. Atâ, ona da Abdurrahman b. Ya‘mer’in rivayet ettiğine göre Necidlilerden bazı kimseler Arafat’ta iken Rasulullah’a (sav) gelip ona bazı sorular sordular. O da birisine yüksek sesle şunları ilan etmesini emretti: “Hac Arafat’tır, kim Müzdelife’ye gidilen gece, fecir doğmadan önce (Arafat’a) gelirse hacca da yetişmiş olur. Minâ’da kalmak günleri üçtür. Acele edip iki günde ayrılan bir kimseye bir vebal olmadığı gibi sonra kalana da bir vebal yoktur.”
Muhammed (b. Beşşâr) dedi ki: Yahya rivayetinde: “Bir adamı arkasından bu iş için gönderdi, o da bunu yüksek sesle ilan etmiştir” ibaresini eklemiştir.
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Tirmizî, Sünen-i Tirmizî, Hac 57, 3/237
Senetler:
()
Konular:
Hac, Arafat
Hac, Arafatın önemi
Hac, Mina
Hac, Müzdelifede vakfe ve telbiye
Öneri Formu
Hadis Id, No:
26388, N003069
Hadis:
أَخْبَرَنَا مُحَمَّدُ بْنُ عَبْدِ اللَّهِ بْنِ بَزِيعٍ قَالَ حَدَّثَنَا يَزِيدُ - وَهُوَ ابْنُ زُرَيْعٍ - قَالَ حَدَّثَنَا خَالِدٌ عَنْ عِكْرِمَةَ عَنِ ابْنِ عَبَّاسٍ قَالَ كَانَ رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم يُسْأَلُ أَيَّامَ مِنًى فَيَقُولُ « لاَ حَرَجَ » . فَسَأَلَهُ رَجُلٌ فَقَالَ حَلَقْتُ قَبْلَ أَنْ أَذْبَحَ . قَالَ « لاَ حَرَجَ » . فَقَالَ رَجُلٌ رَمَيْتُ بَعْدَ مَا أَمْسَيْتُ . قَالَ « لاَ حَرَجَ » .
Tercemesi:
Bize Muhammed b. Abdullah b. Bezi‘, ona Yezid –ki o İbn Zurey’dir-, ona Hâlid, ona İkrime, İbn Abbas’ın şöyle dediğini rivayet etti: Rasulullah’a (sav) Mina günlerinde soru sorulur. O “Bir zararı yok” derdi. Bir adam, kendisine: Kurbanımı kesmeden önce tıraş oldum, dedi. Rasulullah (sav): “Zararı yok” buyurdu. Bir diğer adam: Akşamdan sonra (Cemreye) taş attım, dedi. Allah Rasulü: “Zararı yok” buyurdu.
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Nesâî, Sünen-i Nesâî, Menâsiku'l-hacc 224, /2284
Senetler:
1. İbn Abbas Abdullah b. Abbas el-Kuraşî (Abdullah b. Abbas b. Abdülmuttalib b. Haşim b. Abdümenaf)
2. İkrime Mevla İbn Abbas (İkrime)
3. Ebu Menâzil Halid el-Hazzâ (Halid b. Mihran)
4. Ebu Muaviye Yezid b. Zürey' el-Ayşî (Yezid b. Zürey' b. Yezid)
5. Ebu Abdullah Muhammed b. Bezi' el-Basrî (Muhammed b. Abdullah b. Bezi')
Konular:
Hac, Mina
Öneri Formu
Hadis Id, No:
36446, MU000903
Hadis:
حَدَّثَنِى يَحْيَى عَنْ مَالِكٍ عَنْ نَافِعٍ أَنَّ عَبْدَ اللَّهِ بْنَ عُمَرَ كَانَ يُصَلِّى الظُّهْرَ وَالْعَصْرَ وَالْمَغْرِبَ وَالْعِشَاءَ وَالصُّبْحَ بِمِنًى ثُمَّ يَغْدُو إِذَا طَلَعَتِ الشَّمْسُ إِلَى عَرَفَةَ . قَالَ مَالِكٌ وَالأَمْرُ الَّذِى لاَ اخْتِلاَفَ فِيهِ عِنْدَنَا أَنَّ الإِمَامَ لاَ يَجْهَرُ بِالْقُرْآنِ فِى الظُّهْرِ يَوْمَ عَرَفَةَ وَأَنَّهُ يَخْطُبُ النَّاسَ يَوْمَ عَرَفَةَ وَأَنَّ الصَّلاَةَ يَوْمَ عَرَفَةَ إِنَّمَا هِىَ ظُهْرٌ وَإِنْ وَافَقَتِ الْجُمُعَةَ فَإِنَّمَا هِىَ ظُهْرٌ وَلَكِنَّهَا قُصِرَتْ مِنْ أَجْلِ السَّفَرِ . قَالَ مَالِكٌ فِى إِمَامِ الْحَاجِّ إِذَا وَافَقَ يَوْمُ الْجُمُعَةِ يَوْمَ عَرَفَةَ أَوْ يَوْمَ النَّحْرِ أَوْ بَعْضَ أَيَّامِ التَّشْرِيقِ إِنَّهُ لاَ يُجَمِّعُ فِى شَىْءٍ مِنْ تِلْكَ الأَيَّامِ .
Tercemesi:
Bana Yahya, ona Mâlik, ona Nâfi’in rivayet ettiğine göre Abdullah b. Ömer Minâ’da öğle, ikindi, akşam, yatsı ve sabah namazlarını kıldıktan sonra (Zülhicce’nin dokuzuncu gününde) sabah güneş doğunca Arafat’a giderdi.
Mâlik dedi ki: Bize göre hakkında ihtilafın olmadığı husus şudur: İmam Arefe gününde öğle namazında Kur’ân’ı açıktan okumaz. Arefe gününde insanlara bir hutbe verir ve Arefe gününde (öğle vaktinde) öğle namazı kılınır. Cuma gününe denk gelse dahi kılınacak namaz öğle namazıdır. Fakat seferden ötürü bu namaz (iki rekât olarak) kasr ile kılınır.
Mâlik, hac imamı hakkında şunları söylemektedir: Eğer Cuma günü, Arefe gününe yahut Nahr (kurban bayramı birinci) gününe ya da (bayramın diğer günleri olan) teşrik günlerinin birisine denk gelecek olursa bu günlerin hiçbirisinde Cuma namazı kıldırmaz.
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
İmam Mâlik, Muvatta', Hac 903, 1/145
Senetler:
()
Konular:
Hac, Arafat'ta Vakfe
Hac, Mina
Öneri Formu
Hadis Id, No:
36459, MU000914
Hadis:
حَدَّثَنِى يَحْيَى عَنْ مَالِكٍ عَنْ نَافِعٍ أَنَّهُ قَالَ زَعَمُوا أَنَّ عُمَرَ بْنَ الْخَطَّابِ كَانَ يَبْعَثُ رِجَالاً يُدْخِلُونَ النَّاسَ مِنْ وَرَاءِ الْعَقَبَةِ .
Tercemesi:
Bana Yahya, ona Mâlik, ona Nâfi’in şöyle dediğini rivayet etti: Dediklerine göre Ömer b. el-Hattâb insanları, Akabe’nin arkasından (Mekke’ye) girmelerini sağlayan adamlar gönderirmiş.
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
İmam Mâlik, Muvatta', Hac 914, 1/147
Senetler:
()
Konular:
Hac, Mina
Öneri Formu
Hadis Id, No:
36460, MU000915
Hadis:
وَحَدَّثَنِى عَنْ مَالِكٍ عَنْ نَافِعٍ عَنْ عَبْدِ اللَّهِ بْنِ عُمَرَ أَنَّ عُمَرَ بْنَ الْخَطَّابِ قَالَ لاَ يَبِيتَنَّ أَحَدٌ مِنَ الْحَاجِّ لَيَالِىَ مِنًى مِنْ وَرَاءِ الْعَقَبَةِ .
Tercemesi:
O (Yahya) bana, ona Mâlik, ona Nâfi, ona Abdullah b. Ömer’in rivayet ettiğine göre Ömer b. el-Hattâb dedi ki: Minâ gecelerinde hiçbir hacı Akabe’nin arkasında geceyi geçirmesin.
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
İmam Mâlik, Muvatta', Hac 915, 1/147
Senetler:
()
Konular:
Hac, Mina
Öneri Formu
Hadis Id, No:
14914, T000882
Hadis:
حَدَّثَنَا قُتَيْبَةُ حَدَّثَنَا أَبُو الأَحْوَصِ عن إسرائيل عَنْ أَبِى إِسْحَاقَ عَنْ حَارِثَةَ بْنِ وَهْبٍ قَالَ صَلَّيْتُ مَعَ النَّبِىِّ صلى الله عليه وسلم بِمِنًى آمَنَ مَا كَانَ النَّاسُ وَأَكْثَرَهُ رَكْعَتَيْنِ . قَالَ وَفِى الْبَابِ عَنِ ابْنِ مَسْعُودٍ وَابْنِ عُمَرَ وَأَنَسٍ . قَالَ أَبُو عِيسَى حَدِيثُ حَارِثَةَ بْنِ وَهْبٍ حَدِيثٌ حَسَنٌ صَحِيحٌ . وَرُوِىَ عَنِ ابْنِ مَسْعُودٍ أَنَّهُ قَالَ صَلَّيْتُ مَعَ النَّبِىِّ صلى الله عليه وسلم بِمِنًى رَكْعَتَيْنِ وَمَعَ أَبِى بَكْرٍ وَمَعَ عُمَرَ وَمَعَ عُثْمَانَ رَكْعَتَيْنِ صَدْرًا مِنْ إِمَارَتِهِ . وَقَدِ اخْتَلَفَ أَهْلُ الْعِلْمِ فِى تَقْصِيرِ الصَّلاَةِ بِمِنًى لأَهْلِ مَكَّةَ فَقَالَ بَعْضُ أَهْلِ الْعِلْمِ لَيْسَ لأَهْلِ مَكَّةَ أَنْ يَقْصُرُوا الصَّلاَةَ بِمِنًى إِلاَّ مَنْ كَانَ بِمِنًى مُسَافِرًا . وَهُوَ قَوْلُ ابْنِ جُرَيْجٍ وَسُفْيَانَ الثَّوْرِىِّ وَيَحْيَى بْنِ سَعِيدٍ الْقَطَّانِ وَالشَّافِعِىِّ وَأَحْمَدَ وَإِسْحَاقَ . وَقَالَ بَعْضُهُمْ لاَ بَأْسَ لأَهْلِ مَكَّةَ أَنْ يَقْصُرُوا الصَّلاَةَ بِمِنًى . وَهُوَ قَوْلُ الأَوْزَاعِىِّ وَمَالِكٍ وَسُفْيَانَ بْنِ عُيَيْنَةَ وَعَبْدِ الرَّحْمَنِ بْنِ مَهْدِىٍّ .
Tercemesi:
Bize Kuteybe, ona Ebu’l-Ahvas, ona İsrail, ona Ebu İshak, ona Hârise b. Vehb’in şöyle dediğini rivayet etti: Minâ’da Nebi (sav) ile birlikte insanların en çok ve en ileri derecede güven altında oldukları bir vakitte (dört rekâtlı farzı) iki rekât olarak kıldım.
Tirmizi dedi ki: Bu hususta İbn Mesud, İbn Ömer ve Enes’den de gelmiş rivayetler vardır.
Ebu İsa (Tirmizi) dedi ki: Hârise b. Vehb’in rivayet ettiği hadis hasen sahih bir hadistir. Ayrıca İbn Mesud’dan şöyle dediği rivayet edilmiştir: Ben Nebi (sav) ile birlikte, Ebu Bekir ile birlikte, Ömer ile birlikte ve Osman ile birlikte halifeliğinin ilk dönemlerinde (dört rekâtlık farzları) Minâ’da ikişer rekât olarak kıldım.
İlim ehli, Mekkelilerin Minâ’da namazı kısaltarak kılmaları hususunda farklı görüşlere sahiptirler. Kimi ilim ehli, Mekkelilerin Minâ’da namazı kısaltmak haklarının olmadığını ancak Minâ’da bulunan misafirlerin namazlarını kısaltabileceklerini söylemişlerdir. Bu İbn Cüreyc, Süfyan es-Sevrî, Yahya b. Saîd el-Kattân, Şâfiî, Ahmed ve İshak’ın görüşüdür.
Bazıları da Mekkelilerin Minâ’da namazları kısaltarak kılmalarında bir sakınca yoktur, demişlerdir. Bu da Evzâî, Malik, Süfyan b. Uyeyne ve Abdurrahman b. Mehdî’nin görüşüdür.
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Tirmizî, Sünen-i Tirmizî, Hac 52, 3/228
Senetler:
()
Konular:
Hac, Mina
Namaz, seferde namazları kısaltmak