239 Kayıt Bulundu.
Giriş
Bize Osman b. Ebu Şeybe, ona el-Velid b. Ukbe, ona Hamza ez-Zeyyât, ona Habib b. Ebu Sabit, ona Ata, ona da İbn Abba şöyle demiştir: "Rasulullah (sav) ailesinin güçsüz kimselerini gece karanlığında (Minâ'ya) önden gönderir ve onlara güneş doğuncaya kadar da Cemrelere taş atmamalarını emrederdi."
Açıklama: Hadisin tam metni için D003416 numaralı rivayete bakınız.
Bize Ebu Bekir b. Ebu Şeybe, ona Abdurrahim b. Süleyman, ona Muhammed b. Amr, ona Ebu Seleme, ona da Ebu Hureyre, Hz. Peygamber'in (sav) şöyle buyurduğunu rivayet etmiştir: "Minâ (hacıların şeytan taşlama) günleri, yeme ve içme günleridir."
Açıklama: Kurban bayramı günlerine tekabül ettiği için, oruç tutmanın dinen yasak olduğu günlerdir.
Bize Yahya b. Bükeyr, ona Leys, ona Yunus, ona İbn Şihab, ona da Salim b. Abdullah şöyle rivayet etmiştir: "Abdullah b. Ömer (r.anhuma) kendi ailesinin zayıf kişilerini (kadın, çocuk ve yaşlı kimseleri) önden gönderirdi. Onlar geceleyin Müzdelife'de, Meş'arilharâm'ın yanında vakfe yapar, bildikleri dua ve zikirlerle Allah'ı zikrederlerdi. Sonra (hac) imamının Minâ'da vakfe yapmasından evvel ve Minâ'ya hareketinden önce, Minâ'ya dönerlerdi. Artık onlardan kimi Minâ'ya sabah namazı vaktinde gelir, kimi de bundan sonra gelirdi. Minâ'ya geldikleri zaman Akabe cemresine taşları atarlardı. İbn Ömer 'Rasulullah (sav) bu zayıf kimseler hakkında buna ruhsat verdi' derdi."
Bize Muhammed b. Beşşâr, ona Ebu Ahmed ez-Zübeyrî, ona Süfyan, ona Abdurrahman b. Hâris b. Ayyâş b. Ebu Rabia, ona Zeyd b. Ali, ona babası (Ali Zeynelâbidîn b. Hüseyin), ona Ubeydullah b. Ebu Râfi, Ali b. Ebu Talib şöyle demiştir: "Rasulullah (sav) Arafat’ta vakfe yaptı ve 'Burası Arafat’tır, vakfe yapılacak yer de burasıdır. Arafat’ın tamamı vakfe yapılacak yerdir' buyurdu. Daha sonra güneş batınca Arafat’tan ayrıldı. Üsâme b. Zeyd’i terkisine bindirdi. İnsanlar da sağdan soldan koşuştururken, o onlara yönelerek eliyle işaret edip 'Ey insanlar, sükunetinizi koruyun' demeye başladı. Daha sonra Cem’e (Müzdelife’ye) geldi, onlara o iki namazı (akşam ve yatsı) cem etti. Sabah olunca Kuzah tepesine gidip üzerinde vakfe yaptı ve 'İşte bu Kuzah’tır. Burası vakfe yapılacak yerdir, bununla birlikte Müzdelife’nin tamamı vakfe yeridir' buyurdu. Sonra oradan da ayrıldı, Muhassir vadisine varınca devesini kamçıladı, devesi koştu, nihayet vadiyi aşınca orada durup Fadl’ı terkisine bindirdi, sonra da (Büyük) cemreye geldi, cemreye taş attıktan sonra kurban kesim yerine geldi ve 'İşte burası kurban kesim yeridir, bununla birlikte Minâ’nın tamamı kurban kesilecek yerdir' buyurdu. Has’am kabilesinden genç bir kızcağız ondan bir fetva sorarak, 'Babam oldukça yaşlı birisidir, Allah’ın hac farizası ona da erişmiş bulunuyor, benim onun yerine hac etmem geçerli olur mu?' dedi. Rasulullah (sav) 'Baban yerine hac et' buyurdu. (Ali) der ki: Bu arada (genç bir kıza bakana) Fadl’ın boynundan (tutup) çevirdi. Abbas 'Ey Allah’ın Rasulü, amcan oğlunun boynunu niye çevirdin?' deyince, 'Ben genç bir erkek ve genç bir kız gördüğüm için, onlar adına şeytanın onlara kötülük yapacağından emin olamadım' buyurdu. Daha sonra yanına bir başka adam gelerek 'Ey Allah’ın Rasulü, ben tıraş olmadan önce ifada tavafını yapıverdim', dedi. Allah Rasulü 'Tıraş ol ya da saçlarını kısalt bir sakıncası yok' buyurdu. Bir başkası gelerek 'Ey Allah’ın Rasulü, cemreye taş atmadan önce kurbanımı kesiverdim' dedi. Rasulullah (sav) 'Cemre’ye taş at bir sakıncası yok' buyurdu. (Ali) devamla der ki: Sonra Beyt’e gelerek Kâbe’yi tavaf ettikten sonra Zemzem’e geldi ve 'Ey Abdülmuttalib oğulları! İnsanların sizi ondan (su dağıtım işinden) mahrum etmelerinden çekinmeseydim, şüphesiz ben de (kuyudan) su çekerdim' buyurdu." [(Tirmizi) der ki: Bu hususta Câbir’den de hadis rivayet edilmiştir. Ebu İsa (Tirmizi) der ki: Ali’nin rivayet ettiği hadis hasen sahih bir hadistir. Biz bu hadisi, Ali’nin rivayet ettiği bir hadis olarak sadece bu yoldan, Abdurrahman b. Hâris b. Ayyâş’ın bir rivayeti olarak biliyoruz. Bu hadisi Sevrî’den birden fazla kişi bu şekilde rivayet etmiştir. İlim ehli nezdinde buna göre amel edilir. Onların kanaatine göre öğle ve ikindi namazları öğle vaktinde Arafat’ta cem‘ edilerek (birlikte) kılınır. Kimi ilim ehli de şöyle demişlerdir: Bir kişi eğer kendi konakladığı yerde namaz kılar, imam ile birlikte de cemaate katılmazsa, dilerse kendisi tıpkı imamın yaptığı gibi iki namazı birlikte kılabilir. (Tirmizi) der ki: Zeyd b. Ali, Hüseyin b. Ali b. Ebu Talib’in oğludur.]
Bize Kuteybe, ona Leys, ona Ebu Zübeyir, ona İbn Abbas’ın azatlısı Ebu Ma'bed, ona İbn Abbas, ona da Rasulullah’ın (sav) terkisine binmiş olan Fadl b. Abbas şöyle rivayet etmiştir: "Rasulullah (sav) Arafat’tan akşam dönüşü sırasında ve Müzdelife’den ayrıldıkları sırada insanlara: 'Sükûnetle hareket ediniz (yavaş olunuz)' diyordu. Kendisi de devesinin yularını oldukça sıkı tutmuştu. Nihayet Mina’da bulunan Muhassir’e girince '(Cemre'de), parmakla atılabilecek kadar küçük taşlar kullanın' buyurdu. Rasulullah da (sav) Akabe cemresine taş atıncaya kadar telbiye getirmeyi sürdürdü."
Bize Muhammed b. Abdullah b. Abdülhakem, ona Eşheb, ona da Davud b. Abdurrahman, ona Amr b. Dinar, ona Atâ b. Ebu Rabâh, ona da İbn Abbas şöyle demiştir: "Rasulullah (sav) beni aile fertlerinden güçsüz kimseler arasında gönderdi. Biz sabah namazını Mina’da kıldık ve Cemreye taş attık."
Bana Mâlik’in rivayet ettiğine göre kendisine şu rivayet ulaşmıştır: Talha b. Ubeydullah, kadınlarını ve çocuklarını Müzdelife’den Mina’ya (izdiham yaşamasınlar diye, diğer hacılardan) önce gönderirdi. Yine bana Mâlik’in rivayet ettiğine göre kimi ilim adamı ise, Nahr (kurban bayramı birinci) günü tan yeri ağarmadan önce Cemreye (Akabe cemresine) taş atmayı mekruh görürdü. Bununla birlikte Akabe cemresine taş atan bir kimsenin artık kurbanını kesmesi helâl olur.
Bize İshak, ona Yakub b. İbrahim, ona İbn Şihâb'ın kardeşinin oğlu, ona amcası, ona Ubeydullah b. Abdullah b. Utbe b. Mesud'un naklettiğine göre Abdullah b. Abbas (ra) şöyle söylemiştir: Ben buluğ çağına yakın yaşlarda iken dişi eşeğim üzerinde (Rasulullah'a) geldim. Rasulullah (sav) Mina'da namaz kıldırıyordu. İlk safın bir bölümünün önünden geçtikten sonra eşeğimden indim. Eşek de otlamaya başladı. Ben de Rasulullah'ın (sav) arkasında cemaatle birlikte safa durdum. Yunus İbn Şihâb'tan naklettiği rivayette 'Mina'da Veda haccı sırasında' demiştir.
Açıklama: Rivayet muallaktır; Buhari ile Yunus b. Yezid arasında inkita vardır.
Bize İshak, ona Yakub b. İbrahim, ona İbn Şihâb'ın kardeşinin oğlu, ona amcası, ona Ubeydullah b. Abdullah b. Utbe b. Mesud'un naklettiğine göre Abdullah b. Abbas (ra) şöyle söylemiştir: Ben buluğ çağına yakın yaşlarda iken dişi eşeğim üzerinde (Rasulullah'a) geldim. Rasulullah (sav) Mina'da namaz kıldırıyordu. İlk safın bir bölümünün önünden geçtikten sonra eşeğimden indim. Eşek de otlamaya başladı. Ben de Rasulullah'ın (sav) arkasında cemaatle birlikte safa durdum. Yunus İbn Şihâb'tan naklettiği rivayette 'Mina'da Veda haccı sırasında' demiştir.