Öneri Formu
Hadis Id, No:
6846, M005965
Hadis:
قَالَ مُسْلِمٌ وَحُدِّثْتُ عَنْ أَبِى أُسَامَةَ وَمِمَّنْ رَوَى ذَلِكَ عَنْهُ إِبْرَاهِيمُ بْنُ سَعِيدٍ الْجَوْهَرِىُّ حَدَّثَنَا أَبُو أُسَامَةَ حَدَّثَنِى بُرَيْدُ بْنُ عَبْدِ اللَّهِ عَنْ أَبِى بُرْدَةَ عَنْ أَبِى مُوسَى عَنِ النَّبِىِّ صلى الله عليه وسلم قَالَ « إِنَّ اللَّهَ عَزَّ وَجَلَّ إِذَا أَرَادَ رَحْمَةَ أُمَّةٍ مِنْ عِبَادِهِ قَبَضَ نَبِيَّهَا قَبْلَهَا فَجَعَلَهُ لَهَا فَرَطًا وَسَلَفًا بَيْنَ يَدَيْهَا وَإِذَا أَرَادَ هَلَكَةَ أُمَّةٍ عَذَّبَهَا وَنَبِيُّهَا حَىٌّ فَأَهْلَكَهَا وَهُوَ يَنْظُرُ فَأَقَرَّ عَيْنَهُ بِهَلَكَتِهَا حِينَ كَذَّبُوهُ وَعَصَوْا أَمْرَهُ » .
Tercemesi:
Müslim der ki: Bana Ebû Üsâme de rivayet olundu. Bunu ondan rivayet edenlerden biri de İbrahim b. Said'dir. Buyurmuşlar ki:
«Şüphesiz Allah (AzzeveCelle) kullarından bir ümmete rahmet etmeyİ dilerse o ümmetten evvel peygamberinin ruhunu kabzeder de onu o ümmet için bir öncü ve dümdar yapar. Bir ümmetin de helakini dilerse onu peygamberi sağ iken azâb eder. Ve peygamberin gözünün önünde onu helak eder. Ümmeti onu tekzîb edip emrine isyan ettikleri için onları helak etmekle peygamberini de memnun eder.»
Mâzirî ile Kaadî Iyâz bu hadîsin «Sahîh-i MüslimVdeki münkaü hadîslerden olduğunu söylemişlerdir. Çünkü Müslim onu Ebû Üsâme 'den kim rivayet ettiğini söylememiştir. Fakat Nevevi bunu kabul etmemiş, kendilerine şöyle cevab vermiştir : «Bu hakîkatta inkıta değil, sadece meçhulün rivayetidir. Maamafih bazı mu'temed nüshaların haşiyesinde Ebû Üsâme 'den rivayet edenin kim olduğu da bildirilmiştir.
Cellûdî demiştir ki: Bize Muhammed b. Müseyyeb El-Erğiyânî rivayet etti. (Dedi ki) : Bize İbrahim b. Said El-Cevherî bu hadîsi isnâdıyle Ebû Üsâme'den rivayet etti.»
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Müslim, Sahîh-i Müslim, Fedâil 5965, /966
Senetler:
1. Ebu Musa Abdullah b. Kays el-Eş'arî (Abdullah b. Kays b. Süleym)
Konular:
Tarih algısı, Ümmet, Rasulullah'tan sonra yaşaması
Tarih Algısı, Ümmetin ortalama ömrü
Ümmet, kıyamete kadar baki olacağı
حَدَّثَنِى أَحْمَدُ بْنُ عَبْدِ اللَّهِ بْنِ يُونُسَ حَدَّثَنَا زَائِدَةُ حَدَّثَنَا عَبْدُ الْمَلِكِ بْنُ عُمَيْرٍ قَالَ سَمِعْتُ جُنْدَبًا يَقُولُ سَمِعْتُ النَّبِىَّ صلى الله عليه وسلم يَقُولُ « أَنَا فَرَطُكُمْ عَلَى الْحَوْضِ » .
Öneri Formu
Hadis Id, No:
6847, M005966
Hadis:
حَدَّثَنِى أَحْمَدُ بْنُ عَبْدِ اللَّهِ بْنِ يُونُسَ حَدَّثَنَا زَائِدَةُ حَدَّثَنَا عَبْدُ الْمَلِكِ بْنُ عُمَيْرٍ قَالَ سَمِعْتُ جُنْدَبًا يَقُولُ سَمِعْتُ النَّبِىَّ صلى الله عليه وسلم يَقُولُ « أَنَا فَرَطُكُمْ عَلَى الْحَوْضِ » .
Tercemesi:
Bana Ahmed b. Abdillah b. Yûnus rivayet etti. (Dedi ki) : Bize Zaide rivayet etti. (Dedi ki) : Bize Abdü'l-Melik b. Umeyr rivayet etti. (Dedi ki) : Cündebi şunu söylerken işittim : Ben Peygamber (Saîlalîahü Aleyhi ve Sellemyi: «Ben havzın başına sizden önce varacağım» buyururken işittim:
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Müslim, Sahîh-i Müslim, Fedâil 5966, /966
Senetler:
()
Konular:
Tarih algısı, Ümmet, Rasulullah'tan sonra yaşaması
Öneri Formu
Hadis Id, No:
6848, M005967
Hadis:
حَدَّثَنَا أَبُو بَكْرِ بْنُ أَبِى شَيْبَةَ حَدَّثَنَا وَكِيعٌ ح وَحَدَّثَنَا أَبُو كُرَيْبٍ حَدَّثَنَا ابْنُ بِشْرٍ جَمِيعًا عَنْ مِسْعَرٍ ح وَحَدَّثَنَا عُبَيْدُ اللَّهِ بْنُ مُعَاذٍ حَدَّثَنَا أَبِى ح وَحَدَّثَنَا مُحَمَّدُ بْنُ الْمُثَنَّى حَدَّثَنَا مُحَمَّدُ بْنُ جَعْفَرٍ قَالاَ حَدَّثَنَا شُعْبَةُ كِلاَهُمَا عَنْ عَبْدِ الْمَلِكِ بْنِ عُمَيْرٍ عَنْ جُنْدَبٍ عَنِ النَّبِىِّ صلى الله عليه وسلم بِمِثْلِهِ [« أَنَا فَرَطُكُمْ عَلَى الْحَوْضِ »].
Tercemesi:
Bize Ebû Bekr b. Ebî Şeybe rivayet etti. (Dedi ki) : Bize Veki' rivayet etti. H.
Bize Ebû Küreyb de rivayet etti. (Dedi ki) : Bize tbni Bişr rivayet etti. Her iki râvi Mis'ar'dan rivayet etmişlerdir. H.
Bize Ubeydullah b. Muaz dahî rivayet etti. (Dedi ki) : Bize babam rivayet etti. H.
Bize Muhammed b. Müsenna da rivayet etti. (Dedi ki) : Bize Muhammed b. Cafer rivayet etti.
Her iki râvi demişler ki: Bize Şu'be rivayet etti. Her iki râvi Abdü'l-Melik b. Umeyr'den, o da Cündep'den, o da Peygamber (Sallallahü Aleyhi ve Seilem'den naklen bu hadîsin mislini rivayet etmişlerdir.
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Müslim, Sahîh-i Müslim, Fedâil 5967, /966
Senetler:
()
Konular:
Tarih algısı, Ümmet, Rasulullah'tan sonra yaşaması
وَحَدَّثَنَا هَارُونُ بْنُ سَعِيدٍ الأَيْلِىُّ حَدَّثَنَا ابْنُ وَهْبٍ أَخْبَرَنِى أُسَامَةُ عَنْ أَبِى حَازِمٍ عَنْ سَهْلٍ عَنِ النَّبِىِّ صلى الله عليه وسلم وَعَنِ النُّعْمَانِ بْنِ أَبِى عَيَّاشٍ عَنْ أَبِى سَعِيدٍ الْخُدْرِىِّ عَنِ النَّبِىِّ صلى الله عليه وسلم بِمِثْلِ حَدِيثِ يَعْقُوبَ [« أَنَا فَرَطُكُمْ عَلَى الْحَوْضِ مَنْ وَرَدَ شَرِبَ وَمَنْ شَرِبَ لَمْ يَظْمَأْ أَبَدًا وَلَيَرِدَنَّ عَلَىَّ أَقْوَامٌ أَعْرِفُهُمْ وَيَعْرِفُونِى ثُمَّ يُحَالُ بَيْنِى وَبَيْنَهُمْ »] .
Öneri Formu
Hadis Id, No:
6851, M005970
Hadis:
وَحَدَّثَنَا هَارُونُ بْنُ سَعِيدٍ الأَيْلِىُّ حَدَّثَنَا ابْنُ وَهْبٍ أَخْبَرَنِى أُسَامَةُ عَنْ أَبِى حَازِمٍ عَنْ سَهْلٍ عَنِ النَّبِىِّ صلى الله عليه وسلم وَعَنِ النُّعْمَانِ بْنِ أَبِى عَيَّاشٍ عَنْ أَبِى سَعِيدٍ الْخُدْرِىِّ عَنِ النَّبِىِّ صلى الله عليه وسلم بِمِثْلِ حَدِيثِ يَعْقُوبَ [« أَنَا فَرَطُكُمْ عَلَى الْحَوْضِ مَنْ وَرَدَ شَرِبَ وَمَنْ شَرِبَ لَمْ يَظْمَأْ أَبَدًا وَلَيَرِدَنَّ عَلَىَّ أَقْوَامٌ أَعْرِفُهُمْ وَيَعْرِفُونِى ثُمَّ يُحَالُ بَيْنِى وَبَيْنَهُمْ »] .
Tercemesi:
Bize Harun b. Saîd El-Eylî de rivayet etti. (Dedi ki) : Bize İbni Vehb rivayet etti. (Dedi ki) : Bana Üsâme, Ebî Hâzim'den, o da Sehl'den, o da Peygamber (Sallallahü Aleyhi ve Setlem) 'den naklen haber verdi. Bir de Nu'man b. Ebî Ayyaş'dan ,o da Ebû Saîd-i Hudrî'den, o da Peygamber (Sallallahü Aleyhi ve Sellem) 'den Ya'kub'un hadîsi gibi rivayette bulunmuştur.
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Müslim, Sahîh-i Müslim, Fedâil 5970, /967
Senetler:
1. Ebu Said el-Hudrî (Sa'd b. Malik b. Sinan b. Sa'lebe b. Ebcer)
Konular:
Tarih algısı, Ümmet, Rasulullah'tan sonra yaşaması
Öneri Formu
Hadis Id, No:
6854, M005973
Hadis:
وَحَدَّثَنَا ابْنُ أَبِى عُمَرَ حَدَّثَنَا يَحْيَى بْنُ سُلَيْمٍ عَنِ ابْنِ خُثَيْمٍ عَنْ عَبْدِ اللَّهِ بْنِ عُبَيْدِ اللَّهِ بْنِ أَبِى مُلَيْكَةَ أَنَّهُ سَمِعَ عَائِشَةَ تَقُولُ سَمِعْتُ رَسُولَ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم يَقُولُ وَهُوَ بَيْنَ ظَهْرَانَىْ أَصْحَابِهِ « إِنِّى عَلَى الْحَوْضِ أَنْتَظِرُ مَنْ يَرِدُ عَلَىَّ مِنْكُمْ فَوَاللَّهِ لَيُقْتَطَعَنَّ دُونِى رِجَالٌ فَلأَقُولَنَّ أَىْ رَبِّ مِنِّى وَمِنْ أُمَّتِى . فَيَقُولُ إِنَّكَ لاَ تَدْرِى مَا عَمِلُوا بَعْدَكَ مَا زَالُوا يَرْجِعُونَ عَلَى أَعْقَابِهِمْ » .
Tercemesi:
Bize İbni Ebî Ömer rivayet etti. (Dedi ki) : Bize Yalıya b. Süleym, İbni Hüseyin'den, o da Abdullah b. Ubeydillah b. Ebî Müleyke'den naklen rivayet etti ki: Kendisi Âişe'yi şunu söylerken işitmiş : Ben Resûlüllah (Saüallahü Aleyhi ve Sellem) 'i ashabının arasında olduğu halde şöyle buyururken işittim:
«Ben havzın başında olacağım. Sizden bana gelenleri gözeteceğim. Vallahi bana yakın gelmiş bir takım adamlar bölünecektir. Ben : Ey Rab-bim (bunlar) benden ve benim ümmefimdendir, diyeceğim. Teâlâ Hazretleri de :
— Sen onların senden sonra ne yaptıklarını bilmezsin. Onlar gerisi geriye dönmekte devam ettiler, diyecektir.»
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Müslim, Sahîh-i Müslim, Fedâil 5973, /967
Senetler:
1. Ümmü Abdullah Aişe bt. Ebu Bekir es-Sıddîk (Aişe bt. Abdullah b. Osman b. Âmir)
Konular:
Havz, Havz'da toplanma
Tarih algısı, Ümmet, Rasulullah'tan sonra yaşaması
وَحَدَّثَنِى يُونُسُ بْنُ عَبْدِ الأَعْلَى الصَّدَفِىُّ أَخْبَرَنَا عَبْدُ اللَّهِ بْنُ وَهْبٍ أَخْبَرَنِى عَمْرٌو - وَهُوَ ابْنُ الْحَارِثِ - أَنَّ بُكَيْرًا حَدَّثَهُ عَنِ الْقَاسِمِ بْنِ عَبَّاسٍ الْهَاشِمِىِّ عَنْ عَبْدِ اللَّهِ بْنِ رَافِعٍ مَوْلَى أُمِّ سَلَمَةَ عَنْ أُمِّ سَلَمَةَ زَوْجِ النَّبِىِّ صلى الله عليه وسلم أَنَّهَا قَالَتْ كُنْتُ أَسْمَعُ النَّاسَ يَذْكُرُونَ الْحَوْضَ وَلَمْ أَسْمَعْ ذَلِكَ مِنْ رَسُولِ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم فَلَمَّا كَانَ يَوْمًا مِنْ ذَلِكَ وَالْجَارِيَةُ تَمْشُطُنِى فَسَمِعْتُ رَسُولَ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم يَقُولُ « أَيُّهَا النَّاسُ » . فَقُلْتُ لِلْجَارِيَةِ اسْتَأْخِرِى عَنِّى . قَالَتْ إِنَّمَا دَعَا الرِّجَالَ وَلَمْ يَدْعُ النِّسَاءَ . فَقُلْتُ إِنِّى مِنَ النَّاسِ . فَقَالَ رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم « إِنِّى لَكُمْ فَرَطٌ عَلَى الْحَوْضِ فَإِيَّاىَ لاَ يَأْتِيَنَّ أَحَدُكُمْ فَيُذَبُّ عَنِّى كَمَا يُذَبُّ الْبَعِيرُ الضَّالُّ فَأَقُولُ فِيمَ هَذَا فَيُقَالُ إِنَّكَ لاَ تَدْرِى مَا أَحْدَثُوا بَعْدَكَ . فَأَقُولُ سُحْقًا » .
Öneri Formu
Hadis Id, No:
6855, M005974
Hadis:
وَحَدَّثَنِى يُونُسُ بْنُ عَبْدِ الأَعْلَى الصَّدَفِىُّ أَخْبَرَنَا عَبْدُ اللَّهِ بْنُ وَهْبٍ أَخْبَرَنِى عَمْرٌو - وَهُوَ ابْنُ الْحَارِثِ - أَنَّ بُكَيْرًا حَدَّثَهُ عَنِ الْقَاسِمِ بْنِ عَبَّاسٍ الْهَاشِمِىِّ عَنْ عَبْدِ اللَّهِ بْنِ رَافِعٍ مَوْلَى أُمِّ سَلَمَةَ عَنْ أُمِّ سَلَمَةَ زَوْجِ النَّبِىِّ صلى الله عليه وسلم أَنَّهَا قَالَتْ كُنْتُ أَسْمَعُ النَّاسَ يَذْكُرُونَ الْحَوْضَ وَلَمْ أَسْمَعْ ذَلِكَ مِنْ رَسُولِ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم فَلَمَّا كَانَ يَوْمًا مِنْ ذَلِكَ وَالْجَارِيَةُ تَمْشُطُنِى فَسَمِعْتُ رَسُولَ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم يَقُولُ « أَيُّهَا النَّاسُ » . فَقُلْتُ لِلْجَارِيَةِ اسْتَأْخِرِى عَنِّى . قَالَتْ إِنَّمَا دَعَا الرِّجَالَ وَلَمْ يَدْعُ النِّسَاءَ . فَقُلْتُ إِنِّى مِنَ النَّاسِ . فَقَالَ رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم « إِنِّى لَكُمْ فَرَطٌ عَلَى الْحَوْضِ فَإِيَّاىَ لاَ يَأْتِيَنَّ أَحَدُكُمْ فَيُذَبُّ عَنِّى كَمَا يُذَبُّ الْبَعِيرُ الضَّالُّ فَأَقُولُ فِيمَ هَذَا فَيُقَالُ إِنَّكَ لاَ تَدْرِى مَا أَحْدَثُوا بَعْدَكَ . فَأَقُولُ سُحْقًا » .
Tercemesi:
Bana Yûnus b. Abdi'1-A'lâ Es-Sadefî rivayet etti. (Dedi ki) : Bize Abdullah b. Vehb haber verdi. (Dedi ki) : Bana Amr (bu zât İbni'l-Hâris'dir) haber verdi. Ona da Bükeyr Kasım b. Abbas El-Hâşimî'den, o da Ümmü Seleme'nin azatlısı Abdullah h Râfi'den, o da Peygamber (Sallallahü Aleyhi ve Sellem)"m zevcesi ÜmmÜ Seleme'den naklen rivayet etmiş ki : Şöyle demiş : Halkın havzdan bahsettiklerini işitiyordum, ama tunu Resûlüllah (Sallallahü Aleyhi ve Sellem)
'den işitmemiş tim. Yine bundan bahsedilen bir gündü. Câriye başımı tarıyordu. Resûlüllah (Sallallahü Aleyhi ve Sellem)'i işittim:
«Ey nas!» diyordu. Hemen cariyeye :
— Benim işimi sonraya bırak! dedim,
— Ama o erkekleri çağırdı, kadınları çağırmadı ki! dedi.
— Ben insanlardanım, dedim. Müteakiben Resûlüllah (Sallallahü Aleyhi ve Sellem):
«Ben sizin için havzın başına Önce varacağım. Bana bakın! Sakın biriniz gelip de kaybolmuş deve kovulur gibi benden koğulmasın. Ben de : Bu neden dolayı demiyeyim. Arkasından :
— Sen hakikaten bunların senden sonra neler icâd ettiklerini bilmezsin! denilmesin. Ben de :
Uzak olsun! demiyeyim.» buyurdular.
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Müslim, Sahîh-i Müslim, Fedâil 5974, /967
Senetler:
1. Ümmü Seleme Zevcü'n Nebi (Hind bt. Huzeyfe b. Muğire)
Konular:
Havz, Havz'da toplanma
Tarih algısı, Ümmet, Rasulullah'tan sonra yaşaması
Öneri Formu
Hadis Id, No:
31059, B003182
Hadis:
حَدَّثَنَا عَبْدُ اللَّهِ بْنُ مُحَمَّدٍ حَدَّثَنَا يَحْيَى بْنُ آدَمَ حَدَّثَنَا يَزِيدُ بْنُ عَبْدِ الْعَزِيزِ عَنْ أَبِيهِ حَدَّثَنَا حَبِيبُ بْنُ أَبِى ثَابِتٍ قَالَ حَدَّثَنِى أَبُو وَائِلٍ قَالَ كُنَّا بِصِفِّينَ فَقَامَ سَهْلُ بْنُ حُنَيْفٍ فَقَالَ أَيُّهَا النَّاسُ اتَّهِمُوا أَنْفُسَكُمْ فَإِنَّا كُنَّا مَعَ رَسُولِ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم يَوْمَ الْحُدَيْبِيَةِ ، وَلَوْ نَرَى قِتَالاً لَقَاتَلْنَا ، فَجَاءَ عُمَرُ بْنُ الْخَطَّابِ فَقَالَ يَا رَسُولَ اللَّهِ ، أَلَسْنَا عَلَى الْحَقِّ وَهُمْ عَلَى الْبَاطِلِ فَقَالَ « بَلَى » . فَقَالَ أَلَيْسَ قَتْلاَنَا فِى الْجَنَّةِ وَقَتْلاَهُمْ فِى النَّارِ قَالَ « بَلَى » . قَالَ فَعَلَى مَا نُعْطِى الدَّنِيَّةَ فِى دِينِنَا أَنَرْجِعُ وَلَمَّا يَحْكُمِ اللَّهُ بَيْنَنَا وَبَيْنَهُمْ فَقَالَ « ابْنَ الْخَطَّابِ ، إِنِّى رَسُولُ اللَّهِ ، وَلَنْ يُضَيِّعَنِى اللَّهُ أَبَدًا » . فَانْطَلَقَ عُمَرُ إِلَى أَبِى بَكْرٍ فَقَالَ لَهُ مِثْلَ مَا قَالَ لِلنَّبِىِّ صلى الله عليه وسلم فَقَالَ إِنَّهُ رَسُولُ اللَّهِ ، وَلَنْ يُضَيِّعَهُ اللَّهُ أَبَدًا . فَنَزَلَتْ سُورَةُ الْفَتْحِ ، فَقَرَأَهَا رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم عَلَى عُمَرَ إِلَى آخِرِهَا . فَقَالَ عُمَرُ يَا رَسُولَ اللَّهِ ، أَوَفَتْحٌ هُوَ قَالَ « نَعَمْ » .
Tercemesi:
Bana Ebû Vâil tahdîs edip şöyle dedi: Biz Sıffîn'de bulunduk. Sehl b. Huneyf ayağa kalkıp şunları söyledi:
— Ey insanlar! Siz kendi nefislerinizi töhmette tutunuz. Bizler Hudeybiye gününde Rasûlullah'ın maiyyetinde bulunduk. Eğer bizler harb etmeyi (hayırlı) görseydik, muhakkak harb ederdik. Ömer b. Hattâb geldi ve:
— Yâ Rasûlallah! Onlar bâtıl üzerinde, bizler ise hakk üzerinde değil miyiz? dedi.
Rasûlullah:
— "Evet, biz hakk üzerindeyiz" buyurdu. Ömer:
— Bizim ölülerimiz cennette, onların ölüleri ateşte değil mi? dedi. Rasûlullah:
— "Evet böyledir" buyurdu. Ömer:
— Öyle ise dînimiz uğrunda bu alçaklığa hangi sebeble söz veriyoruz ve Allah henüz onlarla bizim aramızda hükmünü vermeden biz neden dönüyoruz? dedi.
Rasûlullah:
— "Ey Haitâb oğlu! Ben Allah'ın Rasûlü'yüm. Allah beni ebediyyen zayi' etmeyecektir" buyurdu.
Bunun üzerine Ömer, Ebû Bekr'e gitti ve ona da Peygamber'e söylediği sözlerin benzerini söyledi. Ebû Bekr de Ömer'e:
— Şübhesiz O, Allah'ın Rasûlü'dür ve Allah O'nu ebediyyen zayi' etmeyecektir, dedi.
Râvî dedi ki: Müteakiben el-Feth Süresi indi. Rasûlullah bu sûreyi sonuna kadar Ömer'e karşı okudu. Akabinde Ömer:
— Yâ Rasûlallah! Feth bu mudur? dedi. Rasûlullah:
— "Evet" buyurdu (ve Ömer'in gönlü hoş olup döndü).
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Buhârî, Sahîh-i Buhârî, Cizye ve'l-Muvâdea 18, 1/834
Senetler:
1. Sehl b. Huneyf el-Ensari (Sehl b. Huneyf b. Vahıb b. Ukeym b. Salebe)
2. Ebu Vâil Şakik b. Seleme el-Esedî (Şakik b. Seleme)
3. Habib b. Ebu Sabit el-Esedî (Habib b. Kays b. Dinar)
4. Abdülaziz b. Siyah el-Esedi (Abdülaziz b. Siyah el-Esedi)
5. Ebu Abdullah Yezid b. Abdülaziz el-Esedî (Yezid b. Abdülaziz b. Siyâh)
6. Ebu Zekeriyya Yahya b. Adem el-Ümevî (Yahya b. Adem b. Süleyman)
7. Ebu Cafer Abdullah b. Muhammed el-Cu'fî (Abdullah b. Muhammed b. Abdullah)
Konular:
Siyer, Hudeybiye Günü
Tarih algısı, Ümmet, Rasulullah'tan sonra yaşaması