115 Kayıt Bulundu.
Bize Hennâd, ona Vekî, ona A’meş ona da Ebu Vâil, Huzeyfe’nin şöyle anlattığını rivayet etti: "Rasulullah (sav), bir topluluğun çöplüğüne geldi ve orada ayakta küçük abdest bozdu. O’na (sav) abdest suyu getirmiştim. Yanından uzaklaşmak için ayrılırken beni çağırdı. Ben de (gelip) hemen arkasında durdum. Abdest alıp mestleri üzerine meshetti". Ebu İsa (et-Tirmizî): Cârûd’dan işittim, o dedi ki: Vekî’in bu hadisi A’meş’den rivayet edip şöyle dediğini duydum: Rasulullah’tan (sav) mesh hakkında rivayet edilen en sahih hadis budur. Ebu Ammar el-Hüseyin b. Hureys’in "Veki’den işittim" diyerek rivayete başladığını ve bu hadisin benzerini naklettiğini duydum. Ebu İsa (et-Tirmizî): Mansur ve Ubeyde ed-Dabbî, Ebu Vâil vasıtası ile Huzeyfe’den A’meş'in rivayetinin benzerini bu şekilde rivayet etmişlerdir. Yine Hammâd b. Ebu Süleyman ve Asım b. Behdele, Ebu Vâil vasıtası ile Muğîra b. Şu’be’den Peygamberimiz’in (sav) hadisini rivayet etmişlerdir. Ebu Vâil’in Huzeyfe’den yaptığı rivayet daha sahihtir. Bazı âlimler, ayakta abdest bozmaya izin vermişlerdir. Ebu İsa (et-Tirmizî): İbrahim en-Nehaî Abîde b. Amr es Selmanî’den rivayette bulunmuştur. Abîde, tabiûn âlimlerinin büyüklerindendir. Onun şöyle dediği rivayet edilir: Ben Rasulullah’ın (sav) vefatından iki yıl önce Müslüman oldum. İbrahim’in arkadaşı Ubeyde ed-Dabbî, Abdülkerim diye künyelenen Ubeyde b. Muattib ed-Dabbî’dir.
Bize Muhammed b. Akil B. Huveylid, ona Hafs b. Abdullah, ona İbrahim b. Tahman, ona Muhammed b. Zekvan,ona Ya'la b. Hakim, ona da Said b. Cübeyr, Abdullah b. Abbas’ın (r.anhüma) şöyle dediğini rivayet etti:: Rasulullah (sav) bir sefer ana yoldan çıkarak dağ yoluna girip gitti. Biraz sonra küçük abdestini bozdu. Abdestini bozarken (gözlere pek görünmemek ve yere yaklaşmak amacı ile bacaklarını o derece açtı ki) iki uyluk kemiği yerinden çıkar diye gerçekten ona acımıştım.
Bize Cafer b. Avn, ona (Süleyman b. Mihran) el-A'meş, ona da Ebu Vâil, Huzeyfe b. Yeman'ın şöyle dediğini rivayet etti: Rasûlullah (sav) bir topluluğun çöplüğüne geldi ve ayakta olduğu halde küçük abdestini bozdu." Ebu Muhammed (ed-Dârimi) dedi ki: Bu fiilde kerahet olduğuna dair bir şey bilmiyorum.
Bize Ebû Bekir b. Ebû Şeybe, ona Ebû Muâviye ve Vekî, ona A'meş, ona Mücâhid, ona Tâvûs, ona İbn Abbâs (ra) şöyle rivayet etmiştir: Hz. Peygamber (sav) iki mezarın yanından geçmiş ve şöyle buyurmuştur: "Bu ikisi azap görüyorlar. Hem de çok büyük bir şeyden dolayı değil. Onlardan biri (hacet giderirken) üzerine idrar sıçramasından sakınmazdı. Diğeri ise insanlar arasında laf taşırdı."
Açıklama: Bu konu ile ilgili hadislerde iki farklı fiil kullanılmaktadır. Biri burada olduğu gibi sakınmazdı anlamına gelen "lâ yestenzihu" fiili, diğeri de örtünmezdi anlamına gelen "lâ yestetiru" fiili. Bunların Arapça olarak yazılışı birbirine benzemektedir. Eğer Hz. Peygamber her iki fiili de kullanmadı ise, burada ravilerden veya Arap alfabesinden kaynaklanan bir hatadan söz etmek gerekir. İkisinden birini tercih etmek gerekirse, "lâ yestetiru" şeklini tercih etmek daha makul gözükmektedir. Bilindiği üzere o dönemde tuvalet ihtiyacını gidermek için kapalı bir mekân yoktu. Rasûlullah'ın (sav) ve ashabın huzurunda Mescid-i Nebî'de idrarını yapan bir bedevînin varlığı bilinen bir husustur. Dolayısıyla insanlar bu ihtiyaçlarını açık alanda gideriyorlardı. Muhtemelen bu esnada insanların pek çoğu sütre kullanmak, bir tepenin veya bir ağacın gerisine gitmek, yani mahremiyete dikkat etmek alışkanlığına da sahip değildi. Bundan dolayı Hz. Peygamber'in abdest bozarken mahremiyete dikkat edilmesini kastetmiş olma ihtimali daha fazladır. Doğru olan, her iki hususu göz önünde bulundurmaktır, yani hem idrar damlalarının üstümüze bulaşmasından sakınmak ve hem de mahremiyete dikkat etmek gerekir. Zaten Hz. Peygamber'in maksadı da bu olmalıdır.
Bize Ebû Bekir b. Ebî Şeybe, ona Ebû Muâviye ve Vekî’, onlara el-A'meş, ona Mücâhid, ona Tâvûs, ona da İbn Abbâs (ra) şöyle rivayet etmiştir: Hz. Peygamber (sav) iki mezarın yanından geçmiş ve şöyle buyurmuştur: "Bu ikisi azap görüyorlar, hem de çok büyük bir şeyden dolayı değil. Onlardan biri idrarından sakınmıyordu, diğeri ise insanlar arasında laf taşıyordu."