209 Kayıt Bulundu.
Bize Ebû Tâhir ez-Ziyâdî, ona Hâcib b. Ahmed et-Tûsî, ona Abdurrahim b. Münîb, ona Cerîr b. Abdülhamîd, ona Süheyl b. Ebu Salih, ona da babası (Ebu Salih Zekvân b. Abdullah), ona da Ebû Hureyre'nin rivayet ettiğine göre Rasulullah (s.a.v.) şöyle buyurdu: "Onlarla karşılaştığınız zaman, selam vermeyi önce siz başlatmayın ve onları yolun dar yerinden yürümeye zorlayın." [Ebû Hureyre şöyle demiştir: 'Bu rivayet Hıristiyanlar hakkındadır; ancak biz onun müşrikler hakkında olduğunu düşünüyorduk.' Müslim (bu hadîsi), Züheyr b. Harb'in Cerîr'den rivâyet ettiği tarikle Sahîh'ine almıştır.]
Açıklama: Ehl-i kitap veya müşriklere önce selam vermek, mese Allah’ın selamını reddetmesi veya onunla alay etmesi ihtimalinden dolayı uygun görülmemiştir. m Onları yolun dar yerinden geçmeye zorlamak ise, muhtemelen bir güvenlik tedbiri olarak düşünülmüştür. Çünkü mü'min dar bir mekâna sıkıştırılacak olursa, tecavüze uğraması halinde kaçıp kurtulması zor olabilir. Hareket alanının geniş olması için de, kendisinin yolun geniş tarafını kullanması daha doğrudur.
Bize Kuteybe, ona Abdülaziz b. Muhammed, ona Süheyl b. Ebu Sâlih, ona babası, ona da Ebu Hureyre, Hz. Peygamber'in (sav) şöyle buyurduğunu rivayet etmiştir: "Yahudi ve Hıristiyanlara selam vermeyi önce siz başlatmayın. Onlarla yolda karşılaştığınız zaman, onları yolun dar yerinden yürümeye zorlayın." [Ebû İsâ (Tirmizî: 'Bu, hasen sahîh bir hadistir' demiştir.]
Bize Affân, ona da Şu'be, Süheyl b. Salih'in şöyle dediğini rivayet etti: Babamla beraber (bir kafile ile) Şam'a doğru yola çıktık. Şam halkı, manastırlardaki rahiplere uğrayıp onlara selam veriyorlardı. Babamı (onlara) şöyle derken işittim: Ebu Hureyre Rasûlüllah'ın (sav), "Onlara selam vermeyi önce siz başlatmayın ve onları yolun dar yerinden yürümeye zorlayın." buyurduğunu işitmiştir.
Bize Ebu Kâmil, ona Züheyr, ona Süheyl b. Ebu Salih, ona babası (Ebu Salih es-Semmân), ona Ebu Hureyre'nin naklettiğine göre Rasulullah(sav) şöyle buyurdu: "Onlarla yolda karşılaştığınızda selam vermeyi önce siz başlatmayın ve onları yolun dar yerinden yürümeye zorlayın." [Züheyr dedi ki: 'Süheyl'e: '('Onlar' derken kastettiğin) Yahudi ve Hıristiyanlar mıdır?' diye sordum. O da: 'Müşriklerdir' cevabını verdi.']
Bize Ma'mer, ona Süheyl b. Ebu Salih, ona da babası (Ebu Salih es-Semmân), Ebu Hüreyre'den (ra) Rasulullah'ın (sav) şöyle buyurduğunu rivayet etti: "Yahudi ve Hıristiyanlara selam vermeyi önce siz başlatmayın. Onlarla yolda karşılaştığınızda onları yolun dar yerinden yürümeye zorlayın."
Bize Vekî' ve Ebu Nuaym Fadl b. Dükeyn, onlara Süfyan, ona Süheyl b. Ebu Salih, ona babası (Ebu Salih es-Semmân), ona da Ebu Hureyre (ra), Rasulullah'ın (sav) şöyle buyurduğunu rivayet etti: "Yahudilerle yolda karşılaştığınız zaman onları yolun dar yerinden yürümeye zorlayın ve onlara selam vermeyi önce siz başlatmayın." [Ebu Nuaym: 'Müşriklerle yolda (karşılaştığınızda)' demiştir.]
Bize Muhammed b. Ca'fer, ona Şu'be, ona Süheyl b. Ebu Salih, ona da babası (Ebu Salih es-Semmân), Ebu Hüreyre'den (ra), naklettiğine göre Peygamber (sav) Ehl-i kitab hakkında şöyle buyurmuştur: "Onlara selam vermeyi önce siz başlatmayın. Onlarla yolda karşılaştığınız zaman onları yolun dar yerinden yürümeye zorlayın".
Bize Ebu Tâhir el-Fakih, ona Ebu Bekir Muhammed b. el-Hüseyn el-Kattân, ona Ahmed b. Yusuf es-Sülemî, ona Muhammed b. Yusuf, ona Süfyân, ona Süheyl b. Ebu Salih, ona babası (Ebu Salih Zekvân b. Abdullah), ona da Ebu Hüreyre (ra), Rasulullah'ın (sav) şöyle buyurduğunu rivayet etti: "Müşriklerle yolda karşılaştığınız zaman, onlara selam vermeyi önce siz başlatmayın ve onları yolun dar yerinden yürümeye zorlayın." [Müslim bu hadisi Süfyan'dan (nakledilen) başka bir tarikle kitabına almıştır.]
Bize Vekî' ve Ebu Nuaym Fadl b. Dükeyn, onlara Süfyan, ona Süheyl b. Ebu Salih, ona babası (Ebu Salih es-Semmân), ona da Ebu Hureyre'nin naklettiğine göre Rasulullah (sav.) şöyle buyurmuştur: "Yahudilerle yolda karşılaştığınız zaman onları yolun dar yerinden yürümeye zorlayın ve onlara selam vermeyi önce siz başlatmayın." [Ebu Nuaym: 'Müşriklerle yolda (karşılaştığınızda)' demiştir.]