160 Kayıt Bulundu.
Bize Abdân, ona Abdullah, ona Yunus, ona ez-Zührî; (T) Bize Bişr b. Muhammed, ona Abdullah, ona Yunus ve Ma'mer, onlara ez-Zührî, ona Ubeydullah b. Abdullah, ona da İbn Abbas şöyle rivayet etmiştir: "Rasulullah (sav), insanların en cömerti idi. En cömert olduğu zaman ise ramazan ayıydı. Bu ay Cebrâil'in kendisiyle çokça buluştuğu zamandı. Cebrâil ramazanın her gecesinde Peygamber'le buluşur ve onunla Kur'ân'ı müzâkere ederdi. İşte bundan dolayı Rasulullah hayır dağıtmakta, bir engele takılmayan rüzgardan daha cömertti."
Açıklama: Rasulullah'ın cömertliği, rüzgara benzetilerek, anlatılmak istenmiştir. Zira esen rüzgarın ulaşmadığı yer, etkilemediği varlık kalmamaktadır. Rasulullah'ın cömertliği de etrafındaki herkesi ve her varlığı etkilerdi. Bu nedenle anlatımda rüzgar örneği kullanılmıştır.
Bize Yahya b. Kaza'a, ona İbrahim b. Sa'd, ona Zührî, ona Übeydullah b. Abdullah, ona da Abdullah b. Abbas (r.anhuma) şöyle demiştir: Rasulullah (sav) hayırda yapmada insanların en cömerdiydi. En cömert olduğu zaman da Ramazan Ayı idi. Çünkü Ramazan Ayının her gecesi Rasulullah (sav), Cebrail ile buluşur ve Kur'an'ı arz ederdi. Cebrail ile buluştuğu zaman hayır dağıtmakta, kesintisiz esen rüzgârdan daha cömert olurdu.
Bize Ebu Yemân, ona Şuayb, ona Zührî, ona Ömer b. Muhammed b. Cübeyr b. Mut'im, ona da Muhammed b. Cübeyr şöyle rivayet etmiştir:, Cübeyr b. Mut'im Huneyn dönüşü Rasulullah (sav) ile beraber ve Nebî'nin (sav) beraberinde de insanlar olduğu halde yürüyorken insanlar ganimet isteyerek Hz. Peygamber'i (sav) sıkıştırmış ve dikenli bir ağac altına sığınmaya mecbur bırakmışlardı. Bu sırada Rasulullah'ın (sav) elbisesi dikenlere takılıp kalmıştı. Peygamber (sav) durup "Elbisemi bana verin. Şu ağaçlar sayısınca deve olsa onları aranızda taksim ederdim de sonra beni ne cimri ne yalancı ne de korkak olarak bulurdunuz" buyurdu.
Bize Kuteybe b. Said, ona Hammâd, ona Sâbit, ona da Enes (ra) şöyle rivayet etmiştir: Rasulullah (sav) insanların en güzeli, en cömerdi ve en cesuru idi. Medineliler bir gece (baskın) korkusuna kapılıp bir ses işittiler. (İnsanlar sesin geldiği yere doğru yollanırken) Nebî (sav), kılıcını kuşanmış vaziyette onları Ebu Talha'nın eğersiz atı üzerinde karşılamış (ve) "Korkmayın! Korkmayın!" demiş, ardından "onu (atı) rüzgar gibi buldum!" buyurmuştur.
Bize Abduülaziz b. Abdullah el-Üveysî, ona İbrahim b. Sa'd, ona Salih, ona İbn Şihâb, ona Ömer b. Muhammed b. Cübeyr b. Mut'im, ona Muhammed b. Cübeyr şöyle demiştir: Cubeyr b. Mut'im Rasulullah (sav) ile beraber iken, Rasulullah da beraberinde birtakım insanlar olduğu hâlde Huneyn seferinden döndüğü sırada, bedevi Araplardan bazıları ganimet isteyerek Rasulullah'ın etrafına takılmış, hatta Rasulullah'ı sıkıştırıp Semure ağacının altına sığınmaya mecbur etmişlerdi de Rasulullah'ın cübbesi ağacın dikenlerine takılıp kalmıştı. Bu yüzden Rasulullah bir müddet orada durmuş ve "cübbemi bana verin. Eğer şu iri dikenli ağacın dikenleri sayısınca ganimet devesi ve sığırı olsaydı, ben onları da aranızda taksim ederdim. Sonra benim ne cimri, ne yalancı, ne de korkak olmadığımı görürdünüz" buyurdu.
Bize Abdan, ona Abdullah, ona Yunus, ona Zührî, ona Ubeydullah b. Abdullah, ona da İbn Abbas (r.anhuma) şöyle haber vermiştir: Hz. Peygamber (sav) insanların en cömerdiydi. Ramazan ayı geldiğinde Cebrail'le (as) mülaki olduğunda çok cömert olurdu. Cebrail'le Ramazan ayında her gece buluşur ve Kur'an'ı müzakere ederdi. Bu sebeple Hz. Peygamber (sav) hayır konusunda esen rüzgardan daha cömert olurdu.
Bize Muhammed b. Yusuf, ona Evzâî, ona İbn Şihâb, ona Saîd b. el-Müseyyeb ve Urve b. Zübeyir, onlara da Hakim b. Hızâm şöyle demiştir: Rasulullah'tan (sav) (dünyalık) istedim, bana verdi. Sonra yine istedim, verdi. Sonra yine istedim bana "ey Hakim! Şüphesiz bu mal, çekicidir, tatlıdır. Kim onu tok gözlülükle alırsa, ona bereket getirir. Kim de onu açgözlülükle alırsa, onun bereketini göremez ve o yiyip de doymayan kimse gibi olur. Veren el alan elden hayırlıdır" buyurdu.
Bize Muhammed b. Yusuf, ona Evzâî, ona İbn Şihâb, ona Saîd b. Müseyyeb ve Urve b. Zübeyir, onlara da Hakim b. Hızâm şöyle demiştir: Ben Rasulullah'tan (sav) (dünyalık) istedim, verdi. Sonra yine istedim, verdi. Sonra yine istedim bana: "Ey Hakim! Şüphesiz bu mal, çekicidir, tatlıdır. Kim onu tok gözlülükle alırsa, ona bereket getirir. Kim de onu açgözlülükle alırsa, onun bereketini göremez ve o yiyip de doymayan kimse gibi olur. Veren el alan elden hayırlıdır" buyurdu.
Bize Abdân, ona Abdullah, ona Yunus, ona ez-Zührî; (T) Bize Bişr b. Muhammed, ona Abdullah, ona Yunus ve Ma'mer, onlara Zührî, ona Ubeydullah b. Abdullah, ona da İbn Abbas şöyle rivayet etmiştir: "Rasulullah (sav), insanların en cömerdiydi. En cömert olduğu zaman ise ramazan ayında Cebrail ile buluştuğu zamandı. Cebrail Ramazan'da her gece Peygamber'le buluşur ve onunla Kur'ân'ı müzâkere ederdi. İşte bundan dolayı Rasulullah (sav) hayır dağıtmakta, kesintisiz esen rüzgardan daha cömertti."
Bize Abdân, ona Abdullah, ona Yunus, ona ez-Zührî; (T) Bize Bişr b. Muhammed, ona Abdullah, ona Yunus ve Ma'mer, onlara Zührî, ona Ubeydullah b. Abdullah, ona da İbn Abbas şöyle rivayet etmiştir: "Rasulullah (sav), insanların en cömerdiydi. En cömert olduğu zaman ise ramazan ayında Cebrail ile buluştuğu zamandı. Cebrail Ramazan'da her gece Peygamber'le buluşur ve onunla Kur'ân'ı müzâkere ederdi. İşte bundan dolayı Rasulullah (sav) hayır dağıtmakta, kesintisiz esen rüzgardan daha cömertti."