Giriş


    Öneri Formu
9426 D001293 Ebu Davud, Tatavvu', 12

Bize Haccâc b. Minhâl, ona Şu'be, ona Asım, ona Ebu Osman, ona da Usame ibn Zeyd (r.anhuma) şöyle rivayet etmiştir: Hz. Peygamber'in kızı (Zeynep) “kızım ölmek üzere, bizim yanımızda bulunsanız” diye Hz. Peygamber'e (sav) haber gönderdi. Bu esnada zannediyorum Sa'd ve Übeyy de Hz. Peygamber (sav) ile birlikteydi. Hz. Peygamber (sav) kızına selam gönderip "Allah'ın aldığı ve verdiği her şey kendisine aittir ve olacak her şey Allah katında belirlenmiştir. Sen, sevabını Allah katından umarak sabret" buyurdu. Ancak kızı yemin billah ederek, mutlaka gelmesi için haber gönderdi. Bunun üzerine Peygamber (sav) kalktı, biz de kalk­tık. (Eve geldiğimizde) çocuk, kal­dırılıp Hz. Peygamber'in (sav) kucağına verildi. Çocuğun nefesi körük gibi inip kalkmaktaydı. Hz. Peygamber'in gözlerinden yaşlar süzüldü. Bunun üzerine Sa'd “bu (ağlama da) neyin nesi ey Allah'ın Rasulü?” dedi. Rasulullah (sav) "bu gözyaşı, Allah dilediği kullarının kalplerine koymuş olduğu bir rahmettir. Allah kullarından, sadece mer­hametli olanlara merhamet eyler" buyurdu.


    Öneri Formu
17655 B005655 Buhari, Merdâ, 9

Bize Ebu Numan, ona Hammâd b. Zeyd, ona Asım el-Ahvel, ona Ebu Osman en-Nehdî, ona da Usame b. Zeyd şöyle demiştir: Bizler Peygamber'in (sav) yanında iken, kızlarından birinin elçisi gel­ip Hz. Peygamber'i, ölmek üzere olan çocuğunun yanına gelmesi için çağırdı. Peygamber (sav) elçiye "kızıma dön ve ona 'Allah'ın aldığı da verdiği de O'na aittir. Her şeyin O'nun katında belirlenmiş bir ömrü vardır' diye haber ver ve yine ona 'sabret, bu sabrın ecir ve sevabını Allah'tan bekle' diye tavsiye de bulun" buyurdu. Elçi gidip tekrar döndü ve “kızınız yemin ederek, mutlaka ona gitmeniz konusunda ısrar etti” dedi. Bunun üzerine Peygamber (sav), beraberinde Sa'd b. Ubâde ve Muâz b. Cebel olduğu hâlde kalkıp gitti. Hasta çocuk Peygamber'in ku­cağına verildi. Çocuğun nefesi, sanki bir tulum içindeymiş gibi, inip kalkıyordu. Bunun üzerine Peygamber'in (sav) gözünden yaşlar süzüldü. Sa'd b. Ubâde “ ey Allah'ın Rasulü, (bu nedir?)” dedi. Rasulullah (sav) "bu, Allah'ın kullarının kalplerine koyduğu bir merhamettir ve Allah kullarından merhametli olanla­ra merhamet eyler" buyurdu.


    Öneri Formu
29643 B007377 Buhari, Tevhid, 2

Bize Musa b. İsmail, ona Abdülvahid, ona Asım, ona Ebu Osman, ona da Usame şöyle rivayet etmiştir: Hz. Peygamber'in (sav) kızlarından birisinin erkek çocuğu ölüm döşeğindeydi. Kızı, Hz. Peygamber'e haber gönderip gelmesini istedi. Hz. Peygamber (sav) "Allah'ın (cc) aldıkları da O'nundur, verdikleri de yine O'nundur. Ve her şeyin ömrü belirlenmiş bir ecele kadardır. Sabretsin ve sevabını Allah'tan (cc) umsun" diye cavap gönderdi. Ancak kızı, yemin billah gelmesini istedi. Bunun üzerine Hz. Peygamber (sav) de ayağa kalktı. Onunla birlikte ben, Muaz b. Cebel, Übey b. Ka'b ve Ubade b. Samit de kalkıp gittik. İçeriye girdiğimizde Hz. Peygamber'e (sav) çocuğu verdiler. O esnada çocuğun göğsü hırıltılı bir şekilde - sanki o şöyle dedi- eski kırba gibi inip kalkıyordu. Hz. Peygamber (sav) ağladı. Bunun üzerine Sa'd b. Ubade "Ağlıyor musunuz?" diye sordu. Rasulullah (sav) "Allah (cc) kullarından ancak merhamet edenlere merhamet eder" buyurdu.


    Öneri Formu
29872 B007448 Buhari, Tevhid, 25

Bize İshak b. Nasr, ona Ebu Usame, ona A'meş, ona Ebu Salih, ona da Ebu Said'in (ra) rivayet ettiğine göre Rasulullah (sav) şöyle buyurmuştur: "Allah (ac), “ey Adem” dedi. Adem “emret, buyur, hayır senin elindedir” dedi. Allah “Cehennem topluluğunu çıkar” dedi. Adem “cehennem topluluğu da ne kadardır?” dedi. Allah “her bin kişiden dokuz yüz doksan dokuz kişi” dedi. İşte bu an, küçüğün yaşlandığı, her hamilenin çocuğunu düşürdüğü, sarhoş olmadıkları halde insanları sarhoş olarak gördüğün andır. Ancak Allah'ın azabı çetindir” buyurdu." Ashab “ey Allah'ın Rasulü, o (bin kişiden) biri hangimiz?” diye sordu. Hz. Peygamber (sav) "sevinin, Yecüc ve Mecüc'den bin, sizden bir kişi" buyurdu. Ardından "canımı kudretinde bulundurana ant olsun ki siz cennetliklerin dört biri olursunuz diye umut ediyorum" dedi. Biz de Allah'a hamd edip tekbir getirdik. Sonra "canımı kudretinde bulundurana ant olsun ki siz cennetliklerin üçte biri olursunuz diye umut ediyorum" buyurdu. Biz de Allah'a hamd edip tekbir getirdik. Ardından "canımı kudretinde bulundurana ant olsun ki siz cennetliklerin yarısı olursunuz diye umut ediyorum. Zira siz diğer ümmetlere kıyasla ancak beyaz öküzün derisindeki siyah kıl veya siyah öküzün derisindeki beyaz kıl kadarsınız" buyurdu.


    Öneri Formu
32838 B003348 Buhari, Ehadisü'l-Enbiya, 7

Bize Hişam Ebu Mervan ve Muhammed b. el-Müsenna mana itibari ile rivayet etti. Ona, Muhammed b. el-Müsenna, ona Velid b. Müslim, ona el-Evzai, ona Yahya b. Ebu Kesir, ona Muhammed b. Abdurrahman b. Es'ad b. Zürare, Kays b. Sa'd'ın şöyle dediğini rivayet etti: (Bir gün) Rasulullah (sav) bizi ziyaret için evimize gelmişti. "Esselamü aleyküm ve rahmetullah" dedi. (Babam) Sa'd, bu selamı sesini yükseltmeden yani alçak bir sesle aldı. Bunun üzerine ben, Rasulullah'a (sav) (evimize girmesi için) izin vermiyor musun? dedim. Babam, bırak, bize daha çok selam versin dedi. Hemen arkasından Rasul-i Ekrem (ikinci defa); "es-Selamü aleyküm ve Rahmetullah" dedi. (Babam) Sa'd, (bu selamı da yine) alçak sesle aldı. Sonra Allah'ın Rasulü (sav) (üçüncü defa), "Esselamü aleyküm ve rahmetullah" dedi. Sonra da dönüp gitti ve (babam) Sa'd de arkasından yetişip Ey Allah'ın Rasulü! Ben senin selamını işitiyordum, bize daha çok selam vermen için onu hafif bir sesle alıyordum dedi. Bunun üzerine Hz. Peygamber, onunla dönüp geldi. (Babam) Sa'd da (yıkanması için) su ve sabun (getirilmesini) emretti. (Bunlar derhal getirildi ve Hz. Peygamber bunlarla) yıkandı. Sonra (babam) kendisine zâferanla veya alçehre ile boyanmış bir peştemal getirdi. (Hz, Peygamber de) ona sarındı. Sonra ellerini kaldırıp "Allahümmec’al salavâtike ve rahmeteke alâ âl-i Sa'd b. Ubade! (Allahım! Rahmet ve mağfiretini Sa'd b. Ubade ailesinin üzerine kıl" diye dua etti. Sonra biraz yemek yedi. (Oradan) ayrılmak isteyince (babam) Sa'd kendisine üzeri kadife (palan) ile donatılmış bir merkep yaklaştırdı. Rasulullah da (sav) ona bindi, (babam) Sa'd (bana), Ey Kays! (evine kadar) Hz. Peygamber'e eşlik et dedi. Bunun üzerine Rasul-i Ekrem bana; "sen de bin!" buyurdu. Ben de (onu rahatsız etmemek için) kabul etmedim. Rasul-i Ekrem; "ya binersin ya da (evine) dönersin, (benimle yaya olarak gelip de yorulma)" dedi. Bunun üzerine (evime) dönüp gittim. [Hişam Ebu Mervan (bu hadisi) an Muhammed b. Abdurrahman b. Sa'd b. Zürare şeklinde muan'an olarak rivayet etti.] [Ebû Davud dedi ki: Ömer b. Abdulvahid ile İbn Sema'a da bu hadisi Evzaî'den Kays b. Sa'd'ın ismini söylemeden mürsel olarak rivayet ettiler.]


    Öneri Formu
271484 D005185-2 Ebu Davud, Edeb, 127, 128

Bize Muhammed b. Kesîr, ona Süfyân, ona Muğîre b. Numân, ona Saîd b. Cübeyr, ona da İbn Abbas'ın (r.anhuma) rivâyet ettiğine göre Rasulullah (sav.) şöyle buyurmuştur: "Sizler yalın ayak, çıplak, ve sünnetsiz olarak haşr olunacaksınız" buyurdu. Sonra da "Biz onları ilk yarattığımızdaki hâle döndürürüz. Sözümüz sözdür, biz bunu mutlaka yaparız" (Enbiyâ,104) mealindeki ayeti okudu ve şöyle devam etti: "Kıyamet günü kendisine ilk elbise giydirilecek olan kişi İbrahim'dir. O gün ashabımdan bazıları yakalanıp sol tarafa doğru götürü­lürler. Ben hemen “Onlar benim ashabımdır, benim ashabım” derim. Ama bana “Sen onlardan ayrıldığından beri onlar ökçeleri üzerinde gerisin geriye döndüler” diye cevap verilir. O zaman ben de, Allah'ın sâlih kulu ve peygamberi İsâ'nın dediği gibi derim “Aralarında bulunduğum müddetçe onların hallerine, ne durumda olduklarına şâhit idim. Fakat beni vefat ettirip aralarından çıkardıktan sonra onları görüp gözetleyen sadece sen kaldın. Zaten sen her şeyi hakkıyla görensin. Onlara azap edersen, şüphesiz onlar senin kullarındır. Eğer onları bağışlarsan muhakkak ki sen kudreti daima üstün gelen, her işi ve hükmü hikmetli ve sağlam olansın.” (Mâide, 117-118)"


    Öneri Formu
32839 B003349 Buhari, Ehadisü'l-Enbiya, 8

Bize Mahled b. Halid, ona Ebu Asım (Dahhak b. Mahled); (T) Bize Abbas (b. Abulazim) el-Anberi, ona Ravh (b. Ubade), ona İbn Cüreyc (Abdülmelik b. Abdülaziz), ona Yusuf b. Hakem b. Ebu Süfyan, ona Hafs b. Ömer b. Abdurrahman b. Avf ve Ömer (b. Abdurrahman) şöyle demiştir: Abbas dedi ki: İbn Hanne bu haberi Ömer b. Abdurrahman b. Avf ve Hz. Peygamber'in (sav) ashabından bazılarından şöyle rivayet etmişlerdir: Hz. Peygamber (sav) şöyle buyurmuştur: "Muhammed'i hak ile gönderen (Allah)'a yemin ederim ki, eğer sen şurada namazını kılsaydın bu namazın Beytü'l-Makdis'te namaz kılacağın namazın yerine geçerdi." [Ebû Davud dedi ki: Bu hadisi; el-Ensarî, İbn Cüreyc'den rivayet edip, Cafer b. Ömer demiştir. Cafer b. Ömer de isnaddaki ravi (Hafs b. Amr'ın yerine) Amr b. Hayye'dir, demiştir. Amr b. Hayye de bunu kendisine, Abdurrahman b. Avf ve Hz. Peygamber'in ashabından bazı adamların haber verdiklerini söylemiştir.]


    Öneri Formu
274775 D003306-2 Ebu Davud, Eyman ve Nüzur, 20

Bize Mahled b. Halid, ona Ebu Asım (Dahhak b. Mahled); (T) Bize Abbas (b. Abulazim) el-Anberi, ona Ravh (b. Ubade), ona İbn Cüreyc (Abdülmelik b. Abdülaziz), ona Yusuf b. Hakem b. Ebu Süfyan, ona Hafs b. Ömer b. Abdurrahman b. Avf ve Ömer (b. Abdurrahman) şöyle demiştir: Abbas dedi ki: İbn Hanne bu haberi Ömer b. Abdurrahman b. Avf ve Hz. Peygamber'in (sav) ashabından bazılarından şöyle rivayet etmişlerdir: Hz. Peygamber (sav) şöyle buyurmuştur: "Muhammed'i hak ile gönderen (Allah)'a yemin ederim ki, eğer sen şurada namazını kılsaydın bu namazın Beytü'l-Makdis'te namaz kılacağın namazın yerine geçerdi." [Ebû Davud dedi ki: Bu hadisi; el-Ensarî, İbn Cüreyc'den rivayet edip, Cafer b. Ömer demiştir. Cafer b. Ömer de isnaddaki ravi (Hafs b. Amr'ın yerine) Amr b. Hayye'dir, demiştir. Amr b. Hayye de bunu kendisine, Abdurrahman b. Avf ve Hz. Peygamber'in ashabından bazı adamların haber verdiklerini söylemiştir.]


    Öneri Formu
274776 D003306-3 Ebu Davud, Eyman ve Nüzur, 20


    Öneri Formu
21235 D003306 Ebu Davud, Eyman ve Nüzur, 20