452 Kayıt Bulundu.
Bize Muhammed b. Beşşâr, ona Yahya (b. Said el-Kattan) ve Abdurrahman, onlara Süfyan (es-Sevrî), ona Ebu Ravk Atiyye b. Haris, ona İbrahim b. Yezid et-Teymî, ona da Hz. Aişe'nin naklettiğine göre: "Rasulullah (sav) Hz. Aişe'yi öptü ve abdest almadı." [Ebû Davud şöyle dedi: Bu hadis mürseldir. İbrahim et-Teymî, Hz. Aişe'den bir şey işitmemiştir.] [Ebû Davud şöyle dedi: Bu hadisi Firyâbî ve başkaları da rivayet etmiştir.] [Ebû Davud şöyle dedi: İbrahim et-Teymî, kırk yaşına gelmeden vefat etti. Künyesi Ebu Esma idi.]
Açıklama: Aişe bt. Ebu Bekir ile İbrahim b. Yezid arasında inkıta vardır.
Bize Muhammed b. Alâ ve Eyyüb b. Muhammed Rakkî ve Amr b. Osman Hımsî -mana ile-, onlara Mervan b. Muaviye, ona Hilal b. Meymun el-Cühenî, ona Ata b. Yezid el-Leysî -Hilal, (Ata'nın,) bu hadisi mutlaka Ebu Said el-Hudrî'den rivayet ettiğini biliyorum demiştir-, Eyyüb ve Amr da bu hadisin Ebu Said el-Hudrî'den rivayet olunduğunu zannediyoruz, demişlerdir. Rasulullah (sav) bir gün, koyun derisi yüzen bir çocuğa rastladı. Hz. Peygamber, "kenara çekil, sana koyunun nasıl yüzüldüğünü göstereyim," buyurdu. Sonra elini deri ile et arasına soktu. Hz. Peygamber, sonra, abdest almadan cemaate namaz kıldırdı. [Ebû Davud şöyle dedi: Amr hadise elini suya sürmedi' ifadesini eklemiştir. Amr, Hilal b. Meymun Remlî'den rivayeti naklederken, bize haber verdi anlamına gelen ahbaranâ tabiri yerine an ifadesini kullanmıştır. Abdülvahid b. Ziyad ve Ebu Muaviye, Hilal'den, o da Ata'dan, Ebu Said'i zikretmeden (mürsel olarak) rivayet etmiştir.]
Açıklama: Râvilerin ifadelerinden ve Ebu Davud'un açıklamasından anlaşıldığına göre hadisin râvilerinden Atâ bu hadisi doğrudan Hz. Peygamber'den aktarmış ve sahabeyi atlamıştır. Bu tür hadislere mürsel hadis denmektedir. Ancak Hilal b. Meymûn bu hadisi Atâ'nın Ebu Said el-Hudrî'den rivayet ettiğine dair bilgisi olduğunu ifade ederek hadisin sahebe râvisini ortaya çıkarmıştır. Böylece hadis mürsel olmaktan çıkıp muttasıl, yani senedinde kopukluk olmayan bir hadis haline gelmiştir.
Bize Muhammed b. Alâ ve Eyyüb b. Muhammed Rakkî ve Amr b. Osman Hımsî -mana ile-, onlara Mervan b. Muaviye, ona Hilal b. Meymun el-Cühenî, ona Ata b. Yezid el-Leysî -Hilal, (Ata'nın,) bu hadisi mutlaka Ebu Said el-Hudrî'den rivayet ettiğini biliyorum demiştir-, Eyyüb ve Amr da bu hadisin Ebu Said el-Hudrî'den rivayet olunduğunu zannediyoruz, demişlerdir. Rasulullah (sav) bir gün, koyun derisi yüzen bir çocuğa rastladı. Hz. Peygamber, "kenara çekil, sana koyunun nasıl yüzüldüğünü göstereyim," buyurdu. Sonra elini deri ile et arasına soktu. Hz. Peygamber, sonra, abdest almadan cemaate namaz kıldırdı. [Ebû Davud şöyle dedi: Amr hadise elini suya sürmedi' ifadesini eklemiştir. Amr, Hilal b. Meymun Remlî'den rivayeti naklederken, bize haber verdi anlamına gelen ahbaranâ tabiri yerine an ifadesini kullanmıştır. Abdülvahid b. Ziyad ve Ebu Muaviye, Hilal'den, o da Ata'dan, Ebu Said'i zikretmeden (mürsel olarak) rivayet etmiştir.]
Açıklama: Râvilerin ifadelerinden ve Ebu Davud'un açıklamasından anlaşıldığına göre hadisin râvilerinden Atâ bu hadisi doğrudan Hz. Peygamber'den aktarmış ve sahabeyi atlamıştır. Bu tür hadislere Mürsel hadis denmektedir. Ancak Hilal b. Meymûn bu hadisi Atâ'nın Ebu Said el-Hudrî'den rivayet ettiğine dair bilgisi olduğunu ifade ederek hadisin sahabe râvisini ortaya çıkarmıştır. Böylece hadis mürsel olmaktan çıkıp muttasıl, yani senedinde kopukluk olmayan bir hadis haline gelmiştir.
Bize Hennâd b. Serî ve İbrahim b. Ebu Muaviye, onlara Ebu Muaviye (Muhammed b. Hâzım); (T) Bize Osman b. Ebu Şeybe, ona Şerik (b. Abdullah), Cerir (b. Abdulhamid) ve (Abdullah) b. İdris, onlara el-A'meş (Süleyman b. Mihrân), ona Şakik (b. Seleme), ona da Abdullah b. Mesud şöyle rivayet etti: "Biz pisliğe basmaktan dolayı abdest almazdık. (Secdede) Saçın ve elbisenin yere değmesine de mâni olmazdık." [Ebû Davud şöyle demiştir: İbrahim b. Ebu Muaviye, bu hadisi A'meş, ona Şakik', ona Mesrûk'tan an'ane ya da tahdis sîğası ile; Hennâd ise, Şakîk'ten an'ane ya da tahdis sîğası ile Abdullah b. Mesud'dan rivayet etmişlerdir.]
Açıklama: Hadiste geçen "pisliğe basmaktan dolayı abdest almazdık" ifadesi ile, bir necasete basmanın abdesti bozmayacağı ifade edilmek istenmiştir. Yoksa necasete değen ayakkabı ve elbisenin mutlaka temizlenmesi gerekir. (Azimabâdî, Avnu'l-ma'bûd, Beyrut, 1415,1,242).
Bize Hennâd b. Serî ve İbrahim b. Ebu Muaviye, onlara Ebu Muaviye (Muhammed b. Hâzım); (T) Bize Osman b. Ebu Şeybe, ona Şerik (b. Abdullah), Cerir (b. Abdulhamid) ve (Abdullah) b. İdris, onlara el-A'meş (Süleyman b. Mihrân), ona Şakik (b. Seleme), ona da Abdullah b. Mesud şöyle rivayet etti: "Biz pisliğe basmaktan dolayı abdest almazdık. (Secdede) Saçın ve elbisenin yere değmesine de mâni olmazdık." [Ebû Davud şöyle demiştir: İbrahim b. Ebu Muaviye, bu hadisi A'meş, ona Şakik', ona Mesrûk'tan an'ane ya da tahdis sîğası ile; Hennâd ise, Şakîk'ten an'ane ya da tahdis sîğası ile Abdullah b. Mesud'dan rivayet etmişlerdir.]
Açıklama: Hadiste geçen "pisliğe basmaktan dolayı abdest almazdık" ifadesi ile, bir necasete basmanın abdesti bozmayacağı ifade edilmek istenmiştir. Yoksa necasete değen ayakkabı ve elbisenin mutlaka temizlenmesi gerekir. (Azimabâdî, Avnu'l-ma'bûd, Beyrut, 1415,1,242).
Bize Hennâd b. Serî ve İbrahim b. Ebu Muaviye, onlara Ebu Muaviye (Muhammed b. Hâzım); (T) Bize Osman b. Ebu Şeybe, ona Şerik (b. Abdullah), Cerir (b. Abdulhamid) ve (Abdullah) b. İdris, onlara el-A'meş (Süleyman b. Mihrân), ona Şakik (b. Seleme), ona da Abdullah b. Mesud şöyle rivayet etti: "Biz pisliğe basmaktan dolayı abdest almazdık. (Secdede) Saçın ve elbisenin yere değmesine de mâni olmazdık." [Ebû Davud şöyle demiştir: İbrahim b. Ebu Muaviye, bu hadisi A'meş, ona Şakik', ona Mesrûk'tan an'ane ya da tahdis sîğası ile; Hennâd ise, Şakîk'ten an'ane ya da tahdis sîğası ile Abdullah b. Mesud'dan rivayet etmişlerdir.]
Açıklama: Hadiste geçen "pisliğe basmaktan dolayı abdest almazdık" ifadesi ile, bir necasete basmanın abdesti bozmayacağı ifade edilmek istenmiştir. Yoksa necasete değen ayakkabı ve elbisenin mutlaka temizlenmesi gerekir. (Azimabâdî, Avnu'l-ma'bûd, Beyrut, 1415,1,242).
Bize Hennâd b. Serî ve İbrahim b. Ebu Muaviye, onlara Ebu Muaviye (Muhammed b. Hâzım); (T) Bize Osman b. Ebu Şeybe, ona Şerik (b. Abdullah), Cerir (b. Abdulhamid) ve (Abdullah) b. İdris, onlara el-A'meş (Süleyman b. Mihrân), ona Şakik (b. Seleme), ona da Abdullah b. Mesud şöyle rivayet etti: "Biz pisliğe basmaktan dolayı abdest almazdık. (Secdede) Saçın ve elbisenin yere değmesine de mâni olmazdık." [Ebû Davud şöyle demiştir: İbrahim b. Ebu Muaviye, bu hadisi A'meş, ona Şakik', ona Mesrûk'tan an'ane ya da tahdis sîğası ile; Hennâd ise, Şakîk'ten an'ane ya da tahdis sîğası ile Abdullah b. Mesud'dan rivayet etmişlerdir.]
Açıklama: Hadiste geçen "pisliğe basmaktan dolayı abdest almazdık" ifadesi ile, bir necasete basmanın abdesti bozmayacağı ifade edilmek istenmiştir. Yoksa necasete değen ayakkabı ve elbisenin mutlaka temizlenmesi gerekir. (Azimabâdî, Avnu'l-ma'bûd, Beyrut, 1415,1,242).
Bize Musa b. İsmail ve Davud b. Şebib, onlara Hammad b. Seleme, ona Sabit el-Bünanî, ona da Enes b. Malik şöyle demiştir: "Yatsı namazı için kamet getirildiği esnada bir adam Ey Allah'ın Rasulü! Benim bir problemim var dedi. Bunun üzerine Hz. Peygamber, onunla baş başa konuştu. Konuşma o kadar uzadı ki cemaat veya bir kısmı uyuklamaya başladı. Daha sonra Hz. Peygamber, onlara namazı kıldırdı." [Sabit el-Bünânî, (Uyuklayanların) abdest alıp almadıkları ile ilgili herhangi bir şey zikretmedi.]
Bize Yahya b. Main, Hennâd b. Serî ve Osman b. Ebu Şeybe, onlara Abdüsselam b. Harb -hadisin lafzı Yahya'ya aittir-, ona Ebu Halid Yezid b. Abdurrahman Dâlânî, ona Katade, ona Ebu Âliye Rüfey' b. Mihrân, ona İbn Abbas şöyle demiştir: Rasulullah (sav) secde ediyor, nefes alışı duyulacak kadar uyuyor, sonra abdest almadan namaza devam ediyordu. Kendisine uyuduğun halde abdest almadan namaz kıldın, dediğimde. O (sav) şöyle buyurdu: "Abdest, sadece uzanarak uyuyan kişi için gereklidir." [Osman ve Hennâd (rivayetlerinde) "Çünkü insan, uzanarak uyuduğu zaman mafsalları gevşer" ibaresini ilave ettiler.] [Ebû Davud şöyle dedi: Abdest, uzanarak uyuyan kişi için gereklidir sözü münker bir hadisdir. Onu Katade'den, Yezid Dâlânî'den başkası rivayet etmemiştir. Hadisin baş tarafını İbn Abbas'tan bir topluluk rivayet etmiş ancak bu durumla alakalı hiçbir şey zikretmemişlerdir. İbn Abbas, Rasulullah (sav) korunmuştur, dedi. Hz. Aişe de Rasulullah'ın, benim gözlerim uyur, kalbim uyumaz dediğini nakletmiştir.] [Şube şöyle demiştir: Katade, Ebu Âliye'den dört hadis işitmiştir. Bunlar, Yunus b. Mettâ hadisi, İbn Ömer'den rivayet ettiği namazla ilgili hadis, kadılar üçtür hadisi, İbn Abbas'ın güvenilir kişiler bana bu hadisi nakletti. Onlardan biri ve en güvenilir olanı Hz. Ömer'dir diye başlayan hadisidir.] [Ebû Davud şöyle demiştir: Yezid Dâlânî'nin hadisini Ahmed b. Hanbel'e sordum. Yezid'in hadisini yadırgayarak beni azarladı ve Yezid Dâlânî'ye ne oluyor? Kendisini Katade'nin ashabı arasına mı sokuyor? diyerek onun hadisine önem vermemiştir.]
Bize Yahya b. Main, Hennâd b. Serî ve Osman b. Ebu Şeybe, onlara Abdüsselam b. Harb -hadisin lafzı Yahya'ya aittir-, ona Ebu Halid Yezid b. Abdurrahman Dâlânî, ona Katade, ona Ebu Âliye Rüfey' b. Mihrân, ona İbn Abbas şöyle demiştir: Rasulullah (sav) secde ediyor, nefes alışı duyulacak kadar uyuyor, sonra abdest almadan namaza devam ediyordu. Kendisine uyuduğun halde abdest almadan namaz kıldın, dediğimde. O (sav) şöyle buyurdu: "Abdest, sadece uzanarak uyuyan kişi için gereklidir." [Osman ve Hennâd (rivayetlerinde) "Çünkü insan, uzanarak uyuduğu zaman mafsalları gevşer" ibaresini ilave ettiler.] [Ebû Davud şöyle dedi: Abdest, uzanarak uyuyan kişi için gereklidir sözü münker bir hadisdir. Onu Katade'den, Yezid Dâlânî'den başkası rivayet etmemiştir. Hadisin baş tarafını İbn Abbas'tan bir topluluk rivayet etmiş ancak bu durumla alakalı hiçbir şey zikretmemişlerdir. İbn Abbas, Rasulullah (sav) korunmuştur, dedi. Hz. Aişe de Rasulullah'ın, benim gözlerim uyur, kalbim uyumaz dediğini nakletmiştir.] [Şube şöyle demiştir: Katade, Ebu Âliye'den dört hadis işitmiştir. Bunlar, Yunus b. Mettâ hadisi, İbn Ömer'den rivayet ettiği namazla ilgili hadis, kadılar üçtür hadisi, İbn Abbas'ın güvenilir kişiler bana bu hadisi nakletti. Onlardan biri ve en güvenilir olanı Hz. Ömer'dir diye başlayan hadisidir.] [Ebû Davud şöyle demiştir: Yezid Dâlânî'nin hadisini Ahmed b. Hanbel'e sordum. Yezid'in hadisini yadırgayarak beni azarladı ve Yezid Dâlânî'ye ne oluyor? Kendisini Katade'nin ashabı arasına mı sokuyor? diyerek onun hadisine önem vermemiştir.]