368 Kayıt Bulundu.
Bize İbn Ebî Ömer, ona Süfyan b. Uyeyne, ona Muhammed b. Amr, ona Ebû Seleme, ona da Ebû Hureyre Rasûl-i Ekrem’in şöyle söylediğini rivâyet etti: "Peynir parçaları dahi olsa, ateşte pişen şeyleri (yemekten) dolayı abdest almak gerekir." Bu rivâyet üzerine İbn Abbas, Ebû Hureyre’ye; "- Yağ yemekten dolayı da abdest alalım mı, ya Ebû Hureyre? Sıcak su içmekten dolayı da abdest alalım mı?" diye itiraz etti. Ebû Hureyre; "- Ey kardeşimin oğlu! Rasûlullah’ın (sav) bir hadîsini duyduğunda, hemen ona misal getirmeye kalkışma!" dedi. Tirmizî şöyle dedi: Bu konuda Ümmü Habîbe, Ümmü Seleme, Zeyd b. Sabit, Ebû Talha, Ebû Eyyub ve Ebû Musa’dan gelen rivayetler de vardır. Yine Ebû İsa şöyle dedi: Bazı ilim adamları ateşin (pişirme ve kızartma şeklinde) değiştirdiği şeylerden dolayı abdest almak gerektiği görüşündedirler. Hz. Peygamber’in (sav) ashabından tabiûn ve tebe-i tabiîn devrindeki pek çok ilim adamı ise ateşin (pişirme ve kızartma şeklinde) değiştirdiği şeylerden dolayı abdest almak gerekmediği görüşünü benimsemişlerdir.
Açıklama: Bu konu ile ilgili olarak hem abdest almanın gerekli olduğunu, hem de abdeste gerek olmadığını ifade eden rivâyetler vardır. Bu iki farklı rivâyet gurubu arasında bir nesih olayından söz edilmiştir. Buna göre abdest almak gerektiğini ifâde eden rivâyetler, abdeste gerek olmadığını belirten rivâyetlerle neshedilmiştir. Bazı âlimler ise neshe kail olmayıp, ilk gurup rivâyetteki "abdest" kelimesini, elleri ve ağzı yıkamak manasına hamletmişlerdir. Nitekim abdest kelimesinin böyle bir anlamı da vardır. Sahâbe ve tâbiîlerden, ateşte pişen yemeği yemekten dolayı abdest almak gerektiği kanâatinde olanların bulunduğunu belirten Tirmizî, buna karşılık ulemanın büyük ekseriyetini abdeste gerek olmadığı görüşünde birleştiklerini söylemektedir. Dört merzhep imamı da bundan dolayı abdeste gerek olmadığı kanâatindedir.
Bize Muhammed b. Beşşâr, ona Ebu'l-Hüzeyl Alâ b. Fadl b. Abdülmelik b. Ebu Seviyye, ona Ubeydullah b. Ikrâş, ona babası Ikrâş b. Züeyb'in şöyle anlattığını rivayet etti: Mürre b. Ubeyd oğulları mallarının zekatlarını benimle Rasulullah’a (sav) gönderdiler. Medine'ye Rasul-i Ekrem'in (sav) yanına geldim. Onu Muhacir ve Ensar arasında oturur vaziyette buldum. Ikrâş şöyle devam etti: Sonra Allah Rasulü (sav), elimden tutarak beni (eşi) Ümmü Seleme'nin evine götürdü ve "Yemek var mı?" diye sordu. Arkasından içinde bol parça et ve tirit bulunan bir çanak getirildi. Bu kabdan yedik, derken ben elimi kabın her tarafına soktum. Rasulullah ise (sav) kendi önünden yemekteydi. Rasul-i Ekrem (sav) sol eliyle benim sağ elimi tuttu ve şöyle dedi: "Ey Ikrâş! Bu, tek çeşitten oluşan bir yemektir, bir yerden (önünden) ye." Sonra içinde çeşitli hurma bulunan veya olgunlaşmış ve yaş hurma bulunan bir tabak getirildi. -Rivayetteki şüphe, Ubeydullah'a aittir- Ben (bu kez) kendi önümden yemeye başladım. Rasulullah'ın (sav) eli ise tabak etrafında dolaşmaya başladı ve Allah Rasulü (sav) şöyle buyurdu: "Ey Ikrâş! İstediğin yerden ye! Bu, tek çeşit değildir." Sonra bize su getirildi. Rasulullah (sav), ellerini yıkadı, avuçlarının ıslaklığı ile yüzünü kollarını ve başını sıvazladı ve dedi ki: "Ey Ikrâş! Elimizi yıkamamızın nedeni, ateşin değdiği (ateşte pişirilmiş) şeyler yediğimiz içindir [Serinleme amaçlıdır]." Tirmizî: Bu hadis, garîbtir. Bu hadisi sadece Alâ b. Fadl'ın rivayetiyle bilmekteyiz. Alâ, bu hadisi tek başına rivayet etmektedir. Ikrâş’ın Hz. Peygamber’den (sav) sadece bu hadisini biliyoruz.
Bize [Yahya], ona Malik, ona Musa b. Ukbe, ona da Abdurrahman b. Zeyd el-Ensârî'nin rivayet ettiğine göre Enes b. Malik, Irak'tan dönmüştü. Ebu Talha ve Übey b. Ka'b onun yanına girdiler. Enes, onlara ateşte pişirilmiş yemek ikram etti. Hep birlikte yemekten yediler. Ardından Enes, kalkıp abdest aldı. Ebu Talha ve Übey b. Ka'b "Ey Enes! [Ateşte pişirilmiş yemek yedikten sonra abdest almak] Iraklılar'ın bir uygulaması mıdır?" diye sordular. Bunun üzerine Enes, "Keşke abdest almasaydım." dedi. Ebu Talha ve Übey b. Ka'b abdest almaksızın namazlarını kıldılar.
Bize Abdullah b. Salih, ona Leys (b. Sa'd), ona Ukayl (b. Halid), (Muhammed) b. Şihâb, ona Abdulmelik b. Ebu Bekir b. Hâris b. Hişâm, ona Hârice b. Zeyd el-Ensârî, ona da babası Zeyd b. Sabit (ra) Rasulullah'ı (sav) şöyle derken işittiğini rivayet etmiştir: "Ateşin değdiği şeylerden dolayı abdest (almak gerekir)." Ebu Muhammed'e (ed-Dârimî): "Bunun (zahirî hükmünü) benimser misin?" denildi. O da "hayır" dedi.
Bize İshak b. İbrahim (b. Mahled), ona İsmail (b. İbrahim b. Miksem) ve Abdürrezzak, onlara Ma'mer (b. Raşid), ona (İbn Şihab) ez-Zührî, ona Ömer b. Abdülaziz, ona Abdullah b. Kârız (İbrahim b. Abdullah b. Kârız b. Halid), ona da Ebu Hureyre, Rasulullah'ı (sav) şöyle buyururken işittiğini söylemiştir: "Ateşte pişirilmiş olan bir şey yediğinizde abdest alınız."
Bana Yahya, ona Malik, ona Musa b. Ukbe, ona da Abdurrahman b. Zeyd el-Ensarî'nin rivayet ettiğine göre Enes b. Malik, Irak'tan dönmüştü. Ebu Talha ve Übey b. Ka'b onun yanına girdiler. Enes onlara ateşte pişirilmiş yemek ikram etti. Hep birlikte yemekten yediler. Ardından Enes, kalkıp abdest aldı. Ebu Talha ve Übey b. Ka'b "Ey Enes! (Ateşte pişirilmiş yemek yedikten sonra abdest almak) Iraklılar'ın bir uygulaması mıdır?" diye sordu. Bunun üzerine Enes, "Keşke abdest almasaydım." dedi. Ebu Talha ve Übey b. Ka'b abdest almaksızın namazlarını kıldılar.
Bana Yahya, ona Malik, ona Musa b. Ukbe, ona da Abdurrahman b. Zeyd el-Ensârî'nin rivayet ettiğine göre Enes b. Mâlik, Irak'tan dönmüştü. Ebu Talha ve Übey b. Ka'b onun yanına girdiler. Enes, onlara ateşte pişirilmiş yemek ikram etti. Hep birlikte yemekten yediler. Ardından Enes kalkıp abdest aldı. Ebu Talha ve Übey b. Ka'b "Ey Enes! (Ateşte pişirilmiş yemek yedikten sonra abdest almak) Iraklılar'ın bir uygulaması mıdır?" diye sordu. Bunun üzerine Enes, "Keşke abdest almasaydım." dedi. Ebu Talha ve Übey b. Ka'b abdest almaksızın namazlarını kıldılar.
Bize Züheyr b. Harb, ona Yahya b. Said, ona Hişam b. Urve, ona Vehb b. Keysân, ona Muhammed b. Amr b. Atâ, ona İbn Abbas (T); bana [İbn Şihab] ez-Zührî, ona Ali b. Abdullah b. Abbas, ona İbn Abbas (T); bana Muhammed b. Ali, ona babası [Ali b. Hüseyin b. Ali b. Ebu Talib], ona da İbn Abbas şöyle rivayet etmiştir: "Rasulullah (as) kemikli -veya kemiksiz- et yedi. Sonra da elini suya dokundurmadan ve abdest almadan namaz kıldı."
Bize Abdullah b. Salih, ona Leys (b. Sa'd), ona Ukayl (b. Halid), ona (Muhammed) b. Şihâb, ona Cafer b. Amr b. Ümeyye, ona da babası Amr b. Ümeyye (ra), "Rasulullah'ı (sav) elindeki bir koyun küreğinden (et) kesip yerken gördüğünü, sonra Peygamberin (sav) namaza çağrıldığını, bunun üzerine et kestiği bıçağı elinden attığını, sonra da kalkıp ve (yeniden) abdest almadığı halde namazı kıldırdığını" rivayet etmiştir.