Giriş

Bize Yahya b. Ğaylân, ona Rişdîn, ona Amr b. Hâris, ona Ebu Semh, ona Ebu Heysem, ona da Ebu Said el-Hudrî, Hz. Peygamber'in (sav) şöyle buyurduğunu haber vermiştir: "Müminler dünyada; Allah'a ve Rasulü'üne iman edip, sonra hiçbir şüpheye düşmeyip, malları ve canlarıyla Allah yolunda cihat edenler; İnsanların malları ve canları konusunda kendisine güven duyduğu kişiler; Herhangi bir konuda eline fırsat geçip de Allah (ac) için ondan geri duranlar olmak üzere üç kısımdırlar."


Açıklama: Rişdîn'in za'fından dolayı bu isnad zayıftır.

    Öneri Formu
49515 HM011065 İbn Hanbel, III, 8

Bize Said b. Mansur, ona Abdullah b. Vehb, ona Ebu Hâni el-Havlânî, ona Ebu Abdurrahman el-Hubullî, ona da Ebu Said el-Hudrî, Hz. Peygamber'in (sav) kendisine şöyle seslendiğini rivayet etmiştir: "'Ey Ebu Said! Her kim Rab olarak Allah'tan, din olarak İslam'dan, peygamber olarak da Hz. Muhammed'den (sav) razı olursa, o kimseye cennete girmesi vacip olur.' Ebu Said buna şaşırıp 'Bunları bana tekrar söyler misin ya Rasulullah!' dedi. Hz. Peygamber de (sav) tekrarladı. Sonra da şöyle buyurdu: 'Başka bir şey daha var ki kul onunla cennette yüz derece birden yükseltilir. Her iki derecenin arası da yerle gök arası kadardır.' Ebu Said 'Nedir o, ey Allah'ın Rasulü?' diye sorunca, Rasulullah (sav) 'Allah yolunda cihaddır, Allah yolunda cihaddır' buyurdu."


    Öneri Formu
3053 M004879 Müslim, İmare, 116

Bize Abdullah b. Salih, ona İbrahim b. Sa’d, ona İbn Şihâb, ona da (Said) b. el-Müseyyeb, Ebu Hureyre’nin şöyle anlattığını nakletmiştir: "Rasulullah'a (sav) 'Amellerin en faziletlisi hangisidir?' diye sorulduğunda, 'Allah'a ve Rasulüne iman etmektir' buyurdu. 'Sonra hangisidir?' denildiğinde, 'Sonra Allah yolunda cihad etmektir' buyurdu. 'Sonra hangisidir?' diye sorulduğunda ise 'Sonra makbul olan (günah karışmamış) hacdır' cevabını verdi."


    Öneri Formu
43806 DM002438 Darimi, Cihad, 4

Onlar: «Sen, dediler, bizim için yerden bir kaynak fışkırtmadıkça sana asla inanmayacağız.»


    Öneri Formu

Bize Ahmed b. Abdullah, ona Haccâc b. Muhammed, ona İbn Cüreyc, ona Osman b. Ebu Süleyman, ona Ali el-Ezdî, ona Ubeyd b. Umeyr el-Leysî, ona da Abdullah b. Hubşî şöyle rivayet etmiştir: "Hz. Peygamber'e (sav) 'Amellerin hangisi daha faziletlidir?' diye sorulduğunda, 'İçerisinde hiçbir şüphe bulunmayan iman, ganimet malına hainlik içermeyen cihat ve makbul olan hacdır' buyurdu. 'Namazların hangisi daha faziletlidir?' diye sorulduğunda, 'Kıyamı uzun olandır' dedi. 'Sadakaların hangisi daha faziletlidir?' diye sorulduğunda, 'Malı az olan kişinin, elinden geldiğince vermeye çabaladığı sadakadır' diye cevap verdi. 'Hicretin hangisi daha faziletlidir?' diye sorulduğunda, 'Allah'ın sana haram kıldığı şeyleri terk etmendir' dedi. 'Cihadın hangisi daha faziletlidir? diye sorulduğunda, 'Müşriklerle malı ve canıyla çarpışan kişinin cihadıdır' dedi. 'Şehadetin hangisi daha faziletlidir?' diye sorulunca da 'Atı telef olan ve kendi kanı da akıtılan kişinin şehadetidir' şeklinde cevap verdi."


    Öneri Formu
40640 DM001464 Darimi, Salat, 135

İman edip iyi davranışlarda bulunanlara gelince, Allah onların mükâfatlarını eksiksiz verecektir. Allah zalimleri sevmez.


    Öneri Formu
53162 KK3/57 Âl-i İmrân, 3, 57

Bize Harun b. Maruf ve Muhammed b. Abbad, [Her ikisinin rivayetinde lafızlar birbirine yakın olup rivayetin metni Harun’a aittir.] onlara Hatim b. İsmail, ona Yakub b. Mücahid Ebu Hazre, ona da Ubade b. Velid b. Ubade b. Samit “... Sonra yürüyüp kendi mescidinde bulunan Cabir b. Abdullah' uğradık... (O şöyle dedi:...)” diyerek şöyle rivayet etmiştir: "Rasulullah ile (sav) birlikte yürüdük. Akşam karanlığı çökmeye başlamıştı ki Araplara ait sulardan birine yaklaştık. Rasul-i Ekrem (sav) 'Kim öne geçip havuzu temizleyip suyunu çıkarır, kendisi içer ve bize de içirir?' diye sordu. Cabir der ki: Ben hemen kalktım ve 'Bu adam yapar ey Allah'ın Rasulü' dedim. Bunun üzerine Rasulullah (sav) 'Cabir'le beraber kim gidecek?' dedi. Hemen Cebbar b. Sahr kalktı, birlikte gittik. Kuyunun yanına vardık. Havuzdan bir iki kova su çektik, sonra havuzu düzenledik (çamurdan arındırdık). Sonra tekrar su çekerek doldurduk; nihayet havuz ağzına kadar doldu. Yanımıza ilk gelen Rasulullah (sav) oldu. 'Müsaade eder misiniz?' dedi. 'buyur, ey Allah'ın Rasulü' cevabını verdik. Devesini eğerek havuza uzattı. Deve su içti. Ona ipini çekerek daha fazla su içirdi, sonra devenin susuzluğu geçti, idrarını yaptı. Ardından deveyi kenara çekti, çöktürdü. Sonra Rasulullah (sav) havuza geldi, ondan abdest aldı. Ben de onun abdest suyundan aldım, onun gibi abdest aldım. Bu sırada Cebbâr b. Sahr ihtiyacını gidermeye gitti. Rasulullah namaza durmak istedi. Benim üzerimde bir burde (örtü) vardı. Onun iki ucunu çapraz şekilde üzerime sarmaya çalıştım ama yetmedi. Üzerinde püsküller vardı. Onu ters çevirdim, iki ucunu çapraz bir şekilde bağladım ve üzerine çömeldim (örtündüm). Sonra Rasulullah’ın sol tarafında durdum. O, elimden tutarak beni sağ tarafına geçirdi. Sonra Cebbar b. Sahr geldi, abdest aldı, ardından gelerek Rasulullah’ın (sav) sol tarafına durdu. Bunun üzerine Rasulullah (sav) ikimizin de ellerimizden tutarak bizi arkasına durdurdu. Rasulullah (sav) ben hissetmeden beni gözetmeye başlamış. Sonra maksadını anladım. Eliyle 'kuşağını beline sıkıca bağla' diye işaret etti. Rasulullah (sav) namazı bitirince 'ey Cabir' dedi. 'Buyur ey Allah'ın Rasulü' dedim. 'Elbise genişse iki ucunu çapraz bağla, dar ise onu beline sıkıca sar' buyurdu."


    Öneri Formu
163 M007516 Müslim, Zühd ve Rekâik, 74

Doğrusu biz, o hidayeti (Kur'an'ı) işitince ona iman ettik. Kim Rabbine iman ederse, artık ne bir (ecrinin) eksikliğe uğratılmasından ne de haksızlık edilmesinden korkar.


    Öneri Formu
58887 KK72/13 Cin, 72, 13

Bize Zekeriya b. Adî, ona Ubeydullah b. Amr er-Rakkî, ona Zeyd b. Ebu Üneyse, ona Cebele b. Sühaym, ona Ebu Müsennâ el-Abdî, ona da İbnü'l-Hasâsıyye es-Sedûsî şöyle rivayet etmiştir: "Biat etmek üzere Rasulullah'ın (sav) yanına geldiğimde bana (biat için) şunları şart koştu: Allah'tan başka ilah olmadığına ve Muhammed'in de O'nun kulu ve elçisi olduğuna şehadet etmemi, namaz kılmamı, zekat vermemi, İslam'ın farz kıldığı haccı eda etmemi, ramazan ayında oruç tutmamı ve Allah yolunda cihad etmemi. Ben de 'Ey Allah'ın Rasulü! Bunlardan ikisi var ki vallahi benim onlara gücüm yetmez; onlar da cihad ve sadakadır. Çünkü insanlar, savaştan kaçana Allah'ın gazap ettiğini söylüyorlar. Savaşa katılacak olsam, belki de nefsimi korku kaplar ve ölmeyi arzu etmez. Sadakaya gelince, benim malım küçük bir koyun sürüsü ve on deveden ibarettir. Bunlar da ailemin geçim kaynağı ve bineğidir' dedim. Rasulullah (sav) elimi tuttu, sonra salladı, sonra da şöyle buyurdu: 'Sadaka olmadan, cihad olmadan cennete nasıl gireceksin?' Bunun üzerine 'Ey Allah'ın Rasulü! Sana biat ediyorum' dedim ve koştuğu şartların hepsi için biat ettim."


    Öneri Formu
70669 HM022298 İbn Hanbel, V, 224


    Öneri Formu
60927 HM013183 İbn Hanbel, III, 207