240 Kayıt Bulundu.
Bize İshak b. Mansur, ona Ebu Üsame, ona Hişam b. Urve, ona da babası (Urve b. Zübeyr), şöyle rivayet etmiştir: Abdullah b. Zübeyir'e Mekke'de iken gebe kalan Esma bt. Ebubekir (r.anhüma) Esma (r.anha) şöyle der: Gebelik süresini tamamlamış olarak çıktım Medine'ye geldim ve Kuba'da konakladım. Bu sırada Abdullah'ı Kuba'da doğurdum, Rasulullah'a getirip kucağına koydum. Rasulullah bir kuru hurma istedi ve çiğneyip çocuğun ağzına koydu. Böylece çocuğun karnına giren ilk şey Rasulullah'ın tükürüğü oldu. daha sonra onu hurma ile tahnik etti ve dua ederek ona bereket diledi. Abdullah İslamiyet'te (Medine'de) doğan ilk çocuk oldu. Müslümanlar bu doğuma çok sevindi. Çünkü onlara; Yahudiler size büyü yaptı, artık sizden çocuğunuz olmayacak, denilmişti.
Açıklama: Tahnîk terim olarak “ağızda yumuşatılan hurmanın veya bal gibi tatlı bir maddenin yeni doğmuş ve henüz süt emmeye başlamamış bebeğin damağına sürülmesi” demektir. İslâm’dan önce de uygulanan tahnîk Hz. Peygamber tarafından onaylandığı ve bizzat uygulandığı için müstehap kabul edilmiştir. (Zekeriya Güler, "Tahnik" DİA, 39:416)
Bize Ebu Bekir b. Ebu Şeybe ve Ebu Küreyb, onlara Vekî', ona Süfyân; (T) Bize İshak b. Mansûr ve İbn Râfi, onlara Yahya b. Adem, ona Mufaddal b. Mühelhel; (T) Bize Abd b. Humeyd, ona Ubeydullah b. Musa, ona İsrâîl, hepsine de Mansûr bu isnadla benzeri bir nakilde bulunmuştur.
Bize Musa b. İsmail, ona Hammâd b. Seleme, ona Ebu Teyyah, ona da Enes b. Malik şöyle rivayet etti: Mescid-i Nebevî'nin yeri, Neccâr oğullarına ait bir bahçede idi. Bahçede ekin, hurma ağaçları ve müşriklerin kabirleri vardı. Rasulullah (sav), (Neccâr oğullarına), "Bahçeyi bize satın," buyurdu. Onlar ise bahçenin ücretini istemiyoruz dediler. (Sonra), hurma ağaçları söküldü, ekinler düzleştirildi ve müşriklerin kabirleri başka bir yere nakledildi. Ravi, önceki hadisi nakledip "Ensar ve Muhacire yardım et" yerine, "Ensar ve Muhaciri bağışla" şeklinde rivayet etti. [(Ebu Davud'un hocası) Musa dedi ki: Abdulvâris bize, bu hadisi rivayet edip (ekin yerine) 'harabeler' kelimesini kullandı. (Ayrıca) Abdulvâris, bu hadisi, Hammad'a rivayet ettiğini iddia etmiştir.]
Bize Müsedded, ona Abdulvâris, ona Ebu Teyyah, ona da Enes b. Malik şöyle rivayet etti: Rasulullah (sav), Medine'ye geldiğinde Medine'nin üst tarafında, Amr b. Avfoğulları'nın mahallesinde konakladı. Orada 14 gün kaldı. Ardından Neccâr oğullarına (haber) gönderdi. Onlar da silahlarını kuşanmış vaziyette Hz. Peygamber'in (sav) yanına geldiler. Enes, şu an sanki, bineği üzerinde Rasulullah'ı (sav), terkisinde Ebu Bekir'i, etrafında da Neccâr oğullarının ileri gelenlerini görür gibiyim, dedi. Hz. Peygamber (sav) nihayet Ebu Eyyüb'ün bahçesine gelip konakladı. Hz. Pegamber (sav), (adeti üzere) vaktin girdiği yerde hatta koyun ağıllarında (dahi) namaz kılardı. (Sonra) Hz. Pegamber (sav), mescid inşa edilmesini emretti. Neccâr oğullarına haber yollayıp "Ey Neccâr oğulları, şu bahçenizi bize satın," buyurdu. Onlar da vallahi bizler, bunun ücretini ancak Allah'tan bekliyoruz, dediler. Enes, sizlere o bahçede, müşriklerin kabirleri, ev harabeleri ve hurma ağaçları vardı diyebilirim, dedi. Rasulullah (sav), müşriklerin kabirlerinin, ev harabelerinin ve hurma dallarının icabına bakılmasını emretti; kabirlerdeki kalıntılar başka bir yere nakledildi, enkaz temizlendi, hurma ağaçları da kesildi. Hurma ağaçları mescidin kıble tarafına dizildi. Kapısının kenarlarını da taşla inşa ettiler. Şiirler söyleyerek taş taşıdılar; Hz. Peygamber (sav) de onlarla beraberdi ve şöyle diyordu: "Allah'ım, ahiret hayrından başka hayır yoktur; Ensar ile muhacire yardım et!"
Bize Osman b. Ebu Şeybe, ona Cerîr, ona Mansur, ona Mücâhid, ona Tâvus, ona da İbn Abbas, Hz. Peygamber'in (sav) Mekke'nin fethi gününde şöyle buyurduğunu rivayet etti: "Bundan sonra hicret yoktur. Ancak cihad ve niyet vardır. Cihada çağrıldığınız zaman hemen katılın."
Bize Ahmed b. Amr b. Serc, ona İbn Vehb, ona Amr b. Hâris, ona İbn Şihâb, ona Ya'lâ'nın kardeşini oğlu Amr b. Abdurrahman b. Ümeyye, ona babası (Abdurrahman b. Ümeyye), ona da Ya'la şöyle rivayet etmiştir: Mekke fethi günü babamı Rasulullah'a (sav) getirip “Ey Allah'ın Rasulü, hicret etmek üzere babamın biatını kabul et” dedim. Rasulullah (sav) "Hicret bitmiştir ama cihad etmek üzere biatını kabul ediyorum" buyurdu.
Bize Abdülmelik b. Şuayb b. Leys, ona babası (Şuayb b. Leys), ona dedesi (Leys b. Sa'd), ona Ukayl, ona İbn Şihâb, ona Amr b. Abdurrahman b. Ümeyye, ona babası (Abdurrahman b. Ümeyye), ona da Ya'la şöyle rivayet etmiştir: Mekke fethi günü babamı Rasulullah'a (sav) getirip “Ey Allah'ın Rasulü, hicret etmek üzere babamın biatını kabul et” dedim. Rasulullah (sav) "Hicret bitmiştir ama cihad etmek üzere biatını kabul ediyorum" buyurdu.
Bize İshak b. Mansur, ona Yahya b. Saîd, ona Süfyan, ona Mansur, ona Mücâhid, ona Tâvus, ona da İbn Abbas, Hz. Peygamber'in (sav) Mekke'nin fethi gününde şöyle buyurduğunu rivayet etti: "Bundan sonra hicret yoktur. Ancak cihad ve niyet vardır. Cihada çağrıldığınız zaman hemen katılın."
Bize İshak b. İbrahim, ona Nadr, ona İsrail, ona Ebu İshak, ona Berâ ona da Ebu Bekir; (T) Bize Abdullah b. Recâ, ona İsrail, ona Ebu İshak, ona Berâ, ona da Ebu Bekir (r.anhuma) şöyle rivayet etmiştir: (Hz. Peygamber (sav) ile hicret yolunda iken sığındığımız mağaranın etrafını keşif için) dolandım. Derken koyunlarını sürüp gelmekte olan bir çoban ile karşılaştım. Ona “sen kimin çobanısın?” dedim. O da Kureyş'ten tanıdığım bir adamın ismini söyledi. Ona “senin süt veren koyunun var mı?” dedim. “evet, var” dedi. “benim için süt sağar mısın?” dedim. “evet, sağarım” dedi. Benim talebim üzerine, sürüsünden bir koyun yakaladı. Ona koyunun memesindeki tozları, sonra ellerini silkelemesini söyledim. -Râvî, “bu şekilde” dedi ve silkeleme şeklini, avuçlarını birbirine vurarak gösterdi.- Daha sonra benim için bir miktar süt sağdı. Ben, Allah'n Rasulü (sav) için, deriden bir kap hazırlamıştım, ağzında bir bez vardı. Sütün üzerine, dibi soğusun diye, biraz su döktüm. Nihayet Peygamber Efendimizin yanına geldim ve “iç, Ey Allah'ın Rasulü” dedim. Allah'ın Rasulü (sav), ben razı olana kadar, sütten içti.