231 Kayıt Bulundu.
Bize Heddab b. Halid ve Şeyban b. Ferruh, onlara Süleyman (lafız Şeyban'a aittir), ona Süleyman b. Muğîra, ona Sabit el-Bünâni, ona Enes b. Malik'in söylediğine göre Hz. Peygamber (sav) şöyle buyurdu: "Bu gece benim bir oğlum oldu. Ona babam İbrahim'in ismini verdim." Sonra Hz. Peygamber (sav) onu Medine'de Ebu Seyf diye bilinen demircinin hanımı Ümmü Seyf'e (süt emzirmesi için) verdi. Bir gün Rasulullah (sav) çocuğu getirmeye gitti. Ben de kendisiyle beraber gittim. Ebu Seyf'in yanına vardığımızda o körüğünü üfürüyordu ve ev dumanla dolmuştu. Rasulullah'ın (sav) önünden hızlıca yürüdüm ve ya Ebu Seyf! Rasulullah (sav) geldi dedim. O da körüğe üfürmeyi durdurdu. Rasulullah (sav) geldi ve çocuğu istedi. Onu bağrına bastı. Çocuğun Rasulullah'ın (sav) kucağında can çekiştiğini gördüm. Hz. Peygamber'in (sav) gözleri yaşardı ve o şöyle buyurdu: "Göz yaşarır, kalp üzülür, fakat biz sadece Rabbimizin razı olacağı sözleri söyleriz. Vallahi Ya İbrahim! Senin için çok hüzünlüyüz."
Bize Yahya b. Yahya ve Ebu Bekir b. Ebu Şeybe, -hadis Yahya’nın lafızlarıyla aktarılmıştır- onlara Ebu Muaviye, ona Asım el-Ahvel, ona Müverrik el-İcli, ona da Abdullah b. Cafer şöyle rivayet etmiştir. "Hz. Peygamber (sav) seferden döndüğünde ailesinin çocukları tarafından karşılanırdı. Bir defasında seferden döndüğünde O'nun (sav) yanına ilk önce beni götürdüler. O da (sav) beni önüne bindirdi. Sonra Fatıma'nın iki oğlundan biri getirildi. Onu da arkasına aldı. Böylece Medine'ye bir hayvan üzerinde üç kişi olarak götürüldük."
Bize Ebu Nuaym, ona Zekeriya, ona Firâs, ona Âmir, ona Mesruk, ona da Hz. Aişe (r.anha) şöyle haber vermiştir: "Hz. Fatıma yürüyerek geldi. Onun yürüyüşü tıpkı Hz. Peygamber'in (sav) yürüyüşü gibiydi. Hz. Peygamber (sav) ona 'Merhaba kızım' dedi ve onu sağ veya sol tarafına oturttu. Sonra ona gizli bir şeyler söyledi. Hz. Fatıma da ağladı. Ben de ona 'niye ağlıyorsun?' diye sordum (cevap vermedi). Sonra Hz. Peygamber (sav) Hz. Fatıma'ya yine gizli bir şeyler söyledi. Bu sefer Hz. Fatıma güldü. Ben yine ona 'sevincin üzüntüyle bu kadar yakın ve (peş peşe) olduğu bir gün görmedim' dedim ve bu halini sordum, 'Hz. Peygamber'in (sav) sırrını açıklamam' dedi. Hz. Peygamber (sav) vefat edince bu durumu tekrar sordum."