45 Kayıt Bulundu.
Bize Ali b. Hucr, ona Ali b. Müshir, ona Muhtâr b. Fülfül, ona da Enes b. Mâlik şöyle rivayet etmiştir: Hz. Peygamber (sav), bir gün aramızda iken uyukladı. Ardından, tebessüm ederek başını kaldırdı. O'na (sav), 'Seni güldüren de nedir yâ Rasulullah?' dedik. Hz. Peygamber (sav), 'Bana, az önce şöyle bir sure indi' dedi ve [okumaya başladı]: "Rahman ve Rahîm olan Allah'ın adıyla. Şüphesiz ki biz, sana Kevseri verdik. (O halde) Rabbin için namaz kıl ve kurban kes. (Doğrusu) sana buğzeden, soyu kesik olanın tâ kendisidir. (Kevser, 108/1-3)". Ardından, 'Kevser'in ne olduğunu biliyor musunuz?' dedi. Biz ise, 'Allah ve Rasulü daha iyi bilir' dedik. Bunun üzerine şöyle buyurdu:'O, Rabbimin bana vaad ettiği cennetteki bir nehirdir. Bardakları, yıldızların sayısından daha çoktur. Ümmetim ondan içmek için yanıma gelecektir. Ancak onlardan bir kul oradan uzaklaştırılacaktır. Ben de 'Ey Rabbim, o benim ümmetimdendir' diyeceğim. Rabbim ise bana, 'Senden sonra onun neler ihdas ettiğini bilmiyorsun' buyuracaktır'.
Bize Hennâd b. es-Serî, ona Muhammed b. Fudayl, ona Muhtar b. Fülfül, Enes İbn Malik'ten şöyle işittiğini söylemiştir: Rasulullah (sav) biraz uyuklamıştı. Tebessüm ederek başını kaldırdı. (Bunun üzerine) Sahabinin Ey Allah'ın Rasulü, niçin güldünüz? diye sorusu üzerine ya da Hz. Peygamber (sav) doğrudan "biraz önce bana bir sure indirildi" buyurdu ve "Bismillahirrahmanirrahim, innâ a'teynâke'l-kevser" (diyerek) sureyi sonuna kadar okudu. Ardından "kevser nedir biliyor musunuz?" diye sordu. Onlar da Allah ve Rasulü daha iyi bilir dediler. Hz. Peygamber de "Aziz ve Celil Rabbimin bana cennette vermeyi vadettiği bir nehirdir. Bu nehrin üzerinde pek çok hayır vardır. Üstünde bir havuz vardır. Kıyamet gününde ümmetim bu havuza gelecektir. Havuzun kaplarının sayısı yıldızlarınki kadardır" buyurdu.