Açıklama: Musa b. İsmail'in Hammad'dan ve Ka'neb'in Malik'ten naklettiği rivayetlerde hadis Urve b. Zübeyr'den mürsel olarak nakledilmiştir.
Öneri Formu
Hadis Id, No:
17383, D002829
Hadis:
حَدَّثَنَا مُوسَى بْنُ إِسْمَاعِيلَ حَدَّثَنَا حَمَّادٌ ح
وَحَدَّثَنَا الْقَعْنَبِىُّ عَنْ مَالِكٍ ح
وَحَدَّثَنَا يُوسُفُ بْنُ مُوسَى حَدَّثَنَا سُلَيْمَانُ بْنُ حَيَّانَ وَمُحَاضِرٌ - الْمَعْنَى - عَنْ هِشَامِ بْنِ عُرْوَةَ عَنْ أَبِيهِ عَنْ عَائِشَةَ وَلَمْ يَذْكُرَا عَنْ حَمَّادٍ وَمَالِكٍ عَنْ عَائِشَةَ أَنَّهُمْ قَالُوا يَا رَسُولَ اللَّهِ إِنَّ قَوْمًا حَدِيثُو عَهْدٍ بِالْجَاهِلِيَّةِ يَأْتُونَنَا بِلُحْمَانٍ لاَ نَدْرِى أَذَكَرُوا اسْمَ اللَّهِ عَلَيْهَا أَمْ لَمْ يَذْكُرُوا أَفَنَأْكُلُ مِنْهَا فَقَالَ رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم
"سَمُّوا اللَّهَ وَكُلُوا."
Tercemesi:
Bize Musa b. İsmail, ona Hammad; (T)
Bize (Abdullah b. Mesleme) el-Ka'neb, ona Malik (b. Enes); (T)
Bize Yusuf b. Musa, ona Süleyman b. Hayyan ve Muhadir (b. Müverri'), onlara Hişam (b. Urve), ona Urve (b. Zübeyr), ona da Hz. Aişe şöyle haber vermiştir: -Hammad ve Malik rivayetlerinde Hz. Aişe'yi zikretmemişlerdir- İnsanlar Hz. Peygamber'e (sav) Ey Allah'ın Rasulü! Cahiliye döneminden yeni çıkmış bir kavim bize etler getiriyorlar. Biz o etlerin Allah'ın adının anılarak kesilip kesilmediğini bilmiyoruz, ondan yiyelim mi? dediler. Hz. Peygamber de (sav); "Allah'ın adını anın ve yiyiniz" buyurdu.
Açıklama:
Musa b. İsmail'in Hammad'dan ve Ka'neb'in Malik'ten naklettiği rivayetlerde hadis Urve b. Zübeyr'den mürsel olarak nakledilmiştir.
Yazar, Kitap, Bölüm:
Ebû Davud, Sünen-i Ebu Davud, Dahâyâ 19, /657
Senetler:
1. Ümmü Abdullah Aişe bt. Ebu Bekir es-Sıddîk (Aişe bt. Abdullah b. Osman b. Âmir)
2. Urve b. Zübeyr el-Esedî (Urve b. Zübeyr b. Avvam b. Huveylid b. Esed)
3. Ebu Münzir Hişam b. Urve el-Esedî (Hişam b. Urve b. Zübeyr b. Avvam)
4. Ebu Müverri Muhadir b. Müverri' el-Hemdani (Muhadir b. Müverri')
5. Ebu Yakub Yusuf b. Musa er-Râzi (Yusuf b. Musa b. Râşid b. Bilal)
Konular:
Besmele, her işe besmele ile başlamak
Cahiliye, adetlerini sürdürmek
Kültürel Hayat, yemek kültürü
حَدَّثَنَا أَبُو كَامِلٍ الْجَحْدَرِىُّ حَدَّثَنَا عَبْدُ الْوَاحِدِ بْنُ زِيَادٍ حَدَّثَنَا الْجُرَيْرِىُّ عَنْ أَبِى نَضْرَةَ عَنْ جَابِرِ بْنِ عَبْدِ اللَّهِ قَالَ كُنَّا مَعَ النَّبِىِّ صلى الله عليه وسلم فِى سَفَرٍ فَتَخَلَّفَ نَاضِحِى. وَسَاقَ الْحَدِيثَ وَقَالَ فِيهِ فَنَخَسَهُ رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم ثُمَّ قَالَ لِى
"ارْكَبْ بِاسْمِ اللَّهِ."
وَزَادَ أَيْضًا قَالَ فَمَا زَالَ يَزِيدُنِى وَيَقُولُ "وَاللَّهُ يَغْفِرُ لَكَ."
Öneri Formu
Hadis Id, No:
961, M004102
Hadis:
حَدَّثَنَا أَبُو كَامِلٍ الْجَحْدَرِىُّ حَدَّثَنَا عَبْدُ الْوَاحِدِ بْنُ زِيَادٍ حَدَّثَنَا الْجُرَيْرِىُّ عَنْ أَبِى نَضْرَةَ عَنْ جَابِرِ بْنِ عَبْدِ اللَّهِ قَالَ كُنَّا مَعَ النَّبِىِّ صلى الله عليه وسلم فِى سَفَرٍ فَتَخَلَّفَ نَاضِحِى. وَسَاقَ الْحَدِيثَ وَقَالَ فِيهِ فَنَخَسَهُ رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم ثُمَّ قَالَ لِى
"ارْكَبْ بِاسْمِ اللَّهِ."
وَزَادَ أَيْضًا قَالَ فَمَا زَالَ يَزِيدُنِى وَيَقُولُ "وَاللَّهُ يَغْفِرُ لَكَ."
Tercemesi:
Bize Ebu Kamil (Fudayl b. Hüseyin) el-Cahderî, ona Abdülvahid b. Ziyad (el-Abdî), ona (Said b. İyas) el-Cüreyrî, ona Ebu da Nadre (Münzir b. Malik el-Avfî), Cabir b. Abdullah (el-Ensarî)'nin şöyle anlattığını nakletti: Bir yolculukta Nebi (sav) ile bulunuyorduk. Derken benim devem geri kaldı. Ebu Nadre (Şa’bî'nin rivayet ettiği) hadisi zikretti. (Fakat Ebu Nadre) Rivayetinin bir kısmında Cabir'in; bunun üzerine Rasulullah (sav) deveyi dürttü ve bana; "besmele ile bin" dedi şeklindeki ifadesine yer verdi.
(Ebu Nadre bir de) Cabir şu ifadesini ekledi: Rasulullah (sav) (benden satın aldığı deve karşılığında) durmadan bana vereceği bedeli arttırıyor ve "Allah seni mağfiret buyursun" diyordu.
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Müslim, Sahîh-i Müslim, Müsâkât ve'l-Müzâra 4102, /665
Senetler:
1. Cabir b. Abdullah el-Ensârî (Cabir b. Abdullah b. Amr b. Haram b. Salebe)
2. Ebu Nadre Münzir b. Malik el-Avfî (Münzir b. Malik b. Kuta'a)
3. Ebu Mesud Said b. İyâs el-Cüreyrî (Said b. İyâs)
4. Ebu Bişr Abdülvahid b. Ziyad el-Abdî (Abdülvahid b. Ziyad)
5. Ebu Kamil Fudayl b. Hüseyin el-Cahderî (Fudayl b. Hüseyin b. Talha)
Konular:
Besmele, her işe besmele ile başlamak
Borç, ödemek, en güzel şekilde
Öneri Formu
Hadis Id, No:
26980, D003767
Hadis:
حَدَّثَنَا مُؤَمَّلُ بْنُ هِشَامٍ حَدَّثَنَا إِسْمَاعِيلُ عَنْ هِشَامٍ - يَعْنِى ابْنَ أَبِى عَبْدِ اللَّهِ الدَّسْتَوَائِىَّ - عَنْ بُدَيْلٍ عَنْ عَبْدِ اللَّهِ بْنِ عُبَيْدٍ عَنِ امْرَأَةٍ مِنْهُمْ يُقَالُ لَهَا أُمُّ كُلْثُومٍ عَنْ عَائِشَةَ - رضى الله عنها - أَنَّ رَسُولَ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم قَالَ
"إِذَا أَكَلَ أَحَدُكُمْ فَلْيَذْكُرِ اسْمَ اللَّهِ تَعَالَى فَإِنْ نَسِىَ أَنْ يَذْكُرَ اسْمَ اللَّهِ تَعَالَى فِى أَوَّلِهِ فَلْيَقُلْ بِسْمِ اللَّهِ أَوَّلَهُ وَآخِرَهُ."
Tercemesi:
Bize Müemmel b. Hişam, ona İsmail b. Hişam (İbn Ebu Abdullah Destevâî), ona Büdeyl, ona Abdullah b. Ubeyd, ona kadınlardan biri olan Ümmü Gülsüm, ona da Aişe'den (r. anha) rivayet olunduğuna göre; Rasulullah (sav) şöyle buyurmuştur:
"Biriniz ye (mek yemek iste) diği zaman (yemeğe başlarken) yüce Allah'ın ismini ansın. Eğer (yemeğin) başında yüce Allah'ın ismini anmayı unutursa bismillâhi evvelehü ve âhirehü: Başında da sonunda Allah'ın ismiyle başlarım desin."
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Ebû Davud, Sünen-i Ebu Davud, Et'ime 16, /867
Senetler:
1. Ümmü Abdullah Aişe bt. Ebu Bekir es-Sıddîk (Aişe bt. Abdullah b. Osman b. Âmir)
2. Ümmü Gülsüm bt. Ebu Bekir es-Siddik (Ümmü Gülsüm bt. Ebu Bekir Siddik)
3. Abdullah b. Ubeyd el-Leysi (Abdullah b. Ubeyd b. Umeyr b. Katade b. Sad b. Amir)
4. Büdeyl b. Meysere el-Ukaylî (Büdeyl b. Meysere)
5. Hişam b. Ebu Abdullah ed-Destevâî (Hişam b. Senber)
6. Ebu Bişr İsmail b. Uleyye el-Esedî (İsmail b. İbrahim b. Miksem)
7. Ebu Hişam Müemmel b. Hişam el-Yeşküri (Müemmel b. Hişam)
Konular:
Besmele, her işe besmele ile başlamak
Öneri Formu
Hadis Id, No:
34058, D004982
Hadis:
حَدَّثَنَا وَهْبُ بْنُ بَقِيَّةَ عَنْ خَالِدٍ - يَعْنِى ابْنَ عَبْدِ اللَّهِ - عَنْ خَالِدٍ - يَعْنِى الْحَذَّاءَ - عَنْ أَبِى تَمِيمَةَ عَنْ أَبِى الْمَلِيحِ عَنْ رَجُلٍ قَالَ كُنْتُ رَدِيفَ النَّبِىِّ صلى الله عليه وسلم فَعَثَرَتْ دَابَّتُهُ فَقُلْتُ تَعِسَ الشَّيْطَانُ. فَقَالَ
"لاَ تَقُلْ تَعِسَ الشَّيْطَانُ فَإِنَّكَ إِذَا قُلْتَ ذَلِكَ تَعَاظَمَ حَتَّى يَكُونَ مِثْلَ الْبَيْتِ وَيَقُولَ بِقُوَّتِى وَلَكِنْ قُلْ بِسْمِ اللَّهِ فَإِنَّكَ إِذَا قُلْتَ ذَلِكَ تَصَاغَرَ حَتَّى يَكُونَ مِثْلَ الذُّبَابِ."
Tercemesi:
Bize Vehb b. Bakiyye, ona Halid b. Abdullah, ona Halid el-Hazzâ, ona Ebu Temime vasıtasıyla Ebu Melih'ten (rivayet edildiğine göre) bir adam şöyle demiştir: Ben (bir gün) Hz. Peygamber'in (sav) terkisinde idim. Hayvanının ayağı sürçüverdi. Bunun üzerine ben hay burnu sürtülesice şeytan dedim. (Hz. Peygamber de:)
"Burnu sürtülesice şeytan, deme. Çünkü sen bunu söyleyince o, ev gibi oluncaya kadar büyür ve (Bu iş) benim kuvvetimle (oluyor) der. Fakat sen bismillah (Allah'ın adıyla) de! Çünkü sen bunu söyleyince, o karasinek gibi kalıncaya kadar küçülür."
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Ebû Davud, Sünen-i Ebu Davud, Edeb 85, /1130
Senetler:
1. Racül (Racül)
2. Ebu Melih b. Üsame el-Hüzeli (Amir b. Üsame b. Umeyr b. Amir)
3. Ebu Temime Tarif b. Mücalid el-Hüceymî (Tarif b. Mücalid)
4. Ebu Menâzil Halid el-Hazzâ (Halid b. Mihran)
5. Halid b. Abdullah et-Tahhan (Halid b. Abdullah b. Abdurrahman)
6. Ebu Muhammed Vühban b. Bakiyye el-Vasıtî (Vehb b. Bakiyye b. Osman)
Konular:
Besmele, her işe besmele ile başlamak
Lanet, Lanetlemek,
Şeytan, insana yaklaşma biçimleri
Öneri Formu
Hadis Id, No:
17732, M003534
Hadis:
وَحَدَّثَنَا مُحَمَّدُ بْنُ الْمُثَنَّى وَابْنُ بَشَّارٍ قَالاَ حَدَّثَنَا مُحَمَّدُ بْنُ جَعْفَرٍ حَدَّثَنَا شُعْبَةُ ح
وَحَدَّثَنَا ابْنُ نُمَيْرٍ حَدَّثَنَا أَبِى ح
وَحَدَّثَنَا عَبْدُ بْنُ حُمَيْدٍ أَخْبَرَنَا عَبْدُ الرَّزَّاقِ جَمِيعًا عَنِ الثَّوْرِىِّ كِلاَهُمَا عَنْ مَنْصُورٍ بِمَعْنَى حَدِيثِ جَرِيرٍ
[قَالَ رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم "لَوْ أَنَّ أَحَدَهُمْ إِذَا أَرَادَ أَنْ يَأْتِىَ أَهْلَهُ قَالَ بِاسْمِ اللَّهِ اللَّهُمَّ جَنِّبْنَا الشَّيْطَانَ وَجَنِّبِ الشَّيْطَانَ مَا رَزَقْتَنَا فَإِنَّهُ إِنْ يُقَدَّرْ بَيْنَهُمَا وَلَدٌ فِى ذَلِكَ لَمْ يَضُرَّهُ شَيْطَانٌ أَبَدًا."]
غَيْرَ أَنَّ شُعْبَةَ لَيْسَ فِى حَدِيثِهِ ذِكْرُ "بِاسْمِ اللَّهِ."
وَفِى رِوَايَةِ عَبْدِ الرَّزَّاقِ عَنِ الثَّوْرِىِّ "بِاسْمِ اللَّهِ."
وَفِى رِوَايَةِ ابْنِ نُمَيْرٍ قَالَ مَنْصُورٌ أُرَاهُ قَالَ "بِاسْمِ اللَّهِ."
Tercemesi:
Bize Muhammed b. Müsenna ve İbn Beşşâr, o ikisine Muhammed b. Cafer, ona Şube; (T)
Bize İbn Nümeyr, ona babası (Abdullah b. Nümeyr); (T)
Bize Abdullah b. Humeyd, ona Abdürrezzak, onlara es-Sevrî, ikisine de Mansur, Cerir'in rivayet ettiği hadis gibi nakilde bulunmuştur.
Ne var ki Şube'nin rivayetinde; "bismillah" ifadesini zikretmemiştir.
Abdürrezzak'ın, es-Sevrî'den naklettiği rivayette "bismillah" ibaresi yer almaktadır.
İbn Nümeyr rivayetinde Mansur, "-zannedersem- bismillah" ifadesini söyledi demiştir.
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Müslim, Sahîh-i Müslim, Nikah 3534, /577
Senetler:
()
Konular:
Besmele, her işe besmele ile başlamak
Boşanma, ardından eski kocaya/hanıma dönüş durumu
Nikah, hulle yapmak
Öneri Formu
Hadis Id, No:
18468, B002488
Hadis:
حَدَّثَنَا عَلِىُّ بْنُ الْحَكَمِ الأَنْصَارِىُّ حَدَّثَنَا أَبُو عَوَانَةَ عَنْ سَعِيدِ بْنِ مَسْرُوقٍ عَنْ عَبَايَةَ بْنِ رِفَاعَةَ بْنِ رَافِعِ بْنِ خَدِيجٍ عَنْ جَدِّهِ قَالَ كُنَّا مَعَ النَّبِىِّ صلى الله عليه وسلم بِذِى الْحُلَيْفَةِ فَأَصَابَ النَّاسَ جُوعٌ فَأَصَابُوا إِبِلاً وَغَنَمًا . قَالَ وَكَانَ النَّبِىُّ صلى الله عليه وسلم فِى أُخْرَيَاتِ الْقَوْمِ فَعَجِلُوا وَذَبَحُوا وَنَصَبُوا الْقُدُورَ ، فَأَمَرَ النَّبِىُّ صلى الله عليه وسلم بِالْقُدُورِ فَأُكْفِئَتْ ، ثُمَّ قَسَمَ فَعَدَلَ عَشْرَةً مِنَ الْغَنَمِ بِبَعِيرٍ فَنَدَّ مِنْهَا بَعِيرٌ ، فَطَلَبُوهُ فَأَعْيَاهُمْ ، وَكَانَ فِى الْقَوْمِ خَيْلٌ يَسِيرَةٌ فَأَهْوَى رَجُلٌ مِنْهُمْ بِسَهْمٍ فَحَبَسَهُ اللَّهُ ثُمَّ قَالَ "إِنَّ لِهَذِهِ الْبَهَائِمِ أَوَابِدَ كَأَوَابِدِ الْوَحْشِ فَمَا غَلَبَكُمْ مِنْهَا فَاصْنَعُوا بِهِ هَكَذَا" . فَقَالَ جَدِّى إِنَّا نَرْجُو - أَوْ نَخَافُ - الْعَدُوَّ غَدًا ، وَلَيْسَتْ مَعَنَا مُدًى أَفَنَذْبَحُ بِالْقَصَبِ . قَالَ "مَا أَنْهَرَ الدَّمَ وَذُكِرَ اسْمُ اللَّهِ عَلَيْهِ ، فَكُلُوهُ ، لَيْسَ السِّنَّ وَالظُّفُرَ ، وَسَأُحَدِّثُكُمْ عَنْ ذَلِكَ ، أَمَّا السِّنُّ فَعَظْمٌ وَأَمَّا الظُّفُرُ فَمُدَى الْحَبَشَةِ".
Tercemesi:
Bize Ali b. Hakem el-Ensârî, ona Ebu Avane, ona Said b. Mesruk, ona Abâye b. Rifâa, dedesi Râfi' b.Hadîc'den (ra) şöyle rivayet etmiştir:
Biz [Huneyn dönüşünde] Zülhuleyfe'de Peygamber'le birlikte idik. İnsanlara bir açlık isabet etti. Onlar da [Huneyn'de] deve ve koyun ele geçirmişlerdi. Râfi' sözlerine şöyle devam etti: Peygamber (sav) ordunun arkasında kalmıştı. Sahabiler acele edip ganimet develerinden, koyunlarından bir kısmını boğazlamışlar ve [pişirmek için] tencereler hazırlamışlardı. Peygamber gelince emretti, tencereler devrildi. Sonra Peygamber ganimet malını taksim etti. [Taksim ederken] on koyunu bir deveye denk saydı. Bu sırada develerden biri kaçmıştı. Onu takip ettiler, fakat deve takip edenleri yordu. İnsanların takip edebilecekleri at sayısı da az idi. Bu sırada mücahitlerden biri ok ile hayvanı vurdu böylece Allah hayvanın kaçmasını engelledi. Bundan sonra Peygamber, "Vahşî hayvanların kaçanları gibi bu ehil hayvanların kaçanları vardır. Bunlardan birini yakalayamazsanız, vahşî hayvanları avladığınız gibi onları vurunuz" buyurdu.
Dedem dedi ki, Biz yarın [bir gün] muhakkak düşmanla karşılaşmayı umarız ya da düşmandan korkarız. [Bu sebeple kılıçlarımızı kullanmasak] yanımızda da bıçak da bulunmaz ise o zaman kamışla hayvan boğazlayabilir miyiz?
Peygamber, "Bol kan akıtan bir şey ile boğazlanır ve üzerine Allah'ın ismi anılırsa, o kesilen hayvanı yiyiniz. Yalnız diş ve tırnak [ile boğazlamak] müstesnadır. Bunun sebebini size söyleyeceğim. Dişe gelince; o bir kemiktir (kesmez); tırnağa gelince, o da Habeşliler'in kesme âletleridir" buyurdu.
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Buhârî, Sahîh-i Buhârî, Şerike 3, 1/686
Senetler:
1. Ebu Abdullah Râfi' b. Hadîc el-Ensârî (Râfi' b. Hadîc b. Râfi' b. Adî b. Yezid b. Ceşm)
2. Ebu Rifâ'a Abâye b. Rifâ'a ez-Zürakî (Ayâbe b. Rifâ'a b. Râfi' b. Hudeyc)
3. Ebu Süfyan Said b. Mesruk es-Sevrî (Said b. Mesruk b. Hamza)
4. Ebu Avane Vazzah b. Abdullah el-Yeşkurî (Vazzah b. Abdullah)
5. Ebu Hasan Ali b. Hakem el-Ensarî (Ali b. Hakem b. Zabyân)
Konular:
Besmele, her işe besmele ile başlamak
Ganimet, taksim edilmeden kullanımı
HZ.PEYGAMBER DÖNEMİNDEKİ ARAÇ-GEREÇLER
Kültürel hayat, Hayvanların kesiminde kullanılacak aletler
Kültürel Hayat, yemek kültürü
Siyer, Huneyn gazvesi
حَدَّثَنَا مُؤَمَّلُ بْنُ الْفَضْلِ الْحَرَّانِىُّ حَدَّثَنَا عِيسَى - يَعْنِى ابْنَ يُونُسَ - حَدَّثَنَا جَابِرُ بْنُ صُبْحٍ حَدَّثَنَا الْمُثَنَّى بْنُ عَبْدِ الرَّحْمَنِ الْخُزَاعِىُّ عَنْ عَمِّهِ أُمَيَّةَ بْنِ مَخْشِىٍّ - وَكَانَ مِنْ أَصْحَابِ رَسُولِ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم - قَالَ كَانَ رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم جَالِسًا وَرَجُلٌ يَأْكُلُ فَلَمْ يُسَمِّ حَتَّى لَمْ يَبْقَ مِنْ طَعَامِهِ إِلاَّ لُقْمَةٌ فَلَمَّا رَفَعَهَا إِلَى فِيهِ قَالَ بِسْمِ اللَّهِ أَوَّلَهُ وَآخِرَهُ فَضَحِكَ النَّبِىُّ صلى الله عليه وسلم ثُمَّ قَالَ
"مَا زَالَ الشَّيْطَانُ يَأْكُلُ مَعَهُ فَلَمَّا ذَكَرَ اسْمَ اللَّهِ عَزَّ وَجَلَّ اسْتَقَاءَ مَا فِى بَطْنِهِ."
[قَالَ أَبُو دَاوُدَ جَابِرُ بْنُ صُبْحٍ جَدُّ سُلَيْمَانَ بْنِ حَرْبٍ مِنْ قِبَلِ أُمِّهِ.]
Öneri Formu
Hadis Id, No:
26982, D003768
Hadis:
حَدَّثَنَا مُؤَمَّلُ بْنُ الْفَضْلِ الْحَرَّانِىُّ حَدَّثَنَا عِيسَى - يَعْنِى ابْنَ يُونُسَ - حَدَّثَنَا جَابِرُ بْنُ صُبْحٍ حَدَّثَنَا الْمُثَنَّى بْنُ عَبْدِ الرَّحْمَنِ الْخُزَاعِىُّ عَنْ عَمِّهِ أُمَيَّةَ بْنِ مَخْشِىٍّ - وَكَانَ مِنْ أَصْحَابِ رَسُولِ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم - قَالَ كَانَ رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم جَالِسًا وَرَجُلٌ يَأْكُلُ فَلَمْ يُسَمِّ حَتَّى لَمْ يَبْقَ مِنْ طَعَامِهِ إِلاَّ لُقْمَةٌ فَلَمَّا رَفَعَهَا إِلَى فِيهِ قَالَ بِسْمِ اللَّهِ أَوَّلَهُ وَآخِرَهُ فَضَحِكَ النَّبِىُّ صلى الله عليه وسلم ثُمَّ قَالَ
"مَا زَالَ الشَّيْطَانُ يَأْكُلُ مَعَهُ فَلَمَّا ذَكَرَ اسْمَ اللَّهِ عَزَّ وَجَلَّ اسْتَقَاءَ مَا فِى بَطْنِهِ."
[قَالَ أَبُو دَاوُدَ جَابِرُ بْنُ صُبْحٍ جَدُّ سُلَيْمَانَ بْنِ حَرْبٍ مِنْ قِبَلِ أُمِّهِ.]
Tercemesi:
Bize Müemmel b. Fadl Harrani, ona İsa b. Yunus, ona Cabir b. Subh, ona Müsenna b. Abdurrahman Huzai, ona da Rasulullah'ın (sav) sahabelerinden Ümeyye b. Mahşi'den (ra) şöyle rivayet olunmuştur: Rasulullah (sav) oturuyordu. Bir adam da (orada) yemek yiyordu. (Adam yemek yerken) Besmele çekmedi. Yemekten sadece bir lokma kalmıştı. (Adam) o lokmayı ağzına kaldırdığı sırada, bismillâhi evvelehü ve âhirehu: Başına da sonuna da bismillah dedi. Bunun üzerine Peygamber (sav) gülmeye başladı. Sonra:
"Şeytan bu adamla beraber yemeye devam ediyordu. (Adam) Aziz ve Celil olan Allah'ın ismini anınca (şeytan yediği yemekten) karnında ne varsa (hepsini) kustu," buyurdu.
[Ebû Davud dedi ki: (Bu hadisin ravilerinden olan) Cabir b. Subh, Süleyman b. Harb'in anne cihetinden dedesidir.]
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Ebû Davud, Sünen-i Ebu Davud, Et'ime 16, /867
Senetler:
1. Ebu Abdullah Ümeyye b. Mahşi el-Huzaî (Ümeyye b. Mahşi)
2. Ebu Abdullah el-Müsenna b. Abdurrahman el-Huzai (Müsenna b. Abdurrahman b. Mahşa)
3. Cabir b. Subh er-Rasibi (Cabir b. Subh)
4. Ebu Amr İsa b. Yunus es-Sebiî (İsa b. Yunus b. Amr b. Abdullah)
5. Ebu Said Müemmel b. Fadl el-Cezerî (Müemmel b. Fadl b. Mücahid b. Umeyr)
Konular:
Besmele, her işe besmele ile başlamak
KTB, ŞEYTAN, İBLİS
7898 - حَدَّثنا رجاء بن مُحَمد السقطي، قَال: حَدَّثنا عُبَيد الله بن موسى، قَال: حَدَّثنا الأَوزَاعِيّ عن قرة، يعني ابن عَبد الرحمن، عَن الزُّهْرِيّ، عَن أَبِي سَلَمَة، عَن أَبِي هُرَيرة، عَن النَّبِيّ صَلَّى اللَّهُ عَلَيه وَسَلَّم قال: كل أمر ذي بال لا يبدء فيه بالحمد أقطع.
وَهَذَا الْحَدِيثُ لاَ نعلمُهُ يُرْوَى عَن النَّبِيّ صَلَّى اللَّهُ عَلَيه وَسَلَّم إلاَّ مِنْ هَذَا الوجه بهذا الإسناد.
Öneri Formu
Hadis Id, No:
223450, BM007898
Hadis:
7898 - حَدَّثنا رجاء بن مُحَمد السقطي، قَال: حَدَّثنا عُبَيد الله بن موسى، قَال: حَدَّثنا الأَوزَاعِيّ عن قرة، يعني ابن عَبد الرحمن، عَن الزُّهْرِيّ، عَن أَبِي سَلَمَة، عَن أَبِي هُرَيرة، عَن النَّبِيّ صَلَّى اللَّهُ عَلَيه وَسَلَّم قال: كل أمر ذي بال لا يبدء فيه بالحمد أقطع.
وَهَذَا الْحَدِيثُ لاَ نعلمُهُ يُرْوَى عَن النَّبِيّ صَلَّى اللَّهُ عَلَيه وَسَلَّم إلاَّ مِنْ هَذَا الوجه بهذا الإسناد.
Tercemesi:
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Bezzâr, Müsned-i Bezzâr, Enes b. Malik 7898, 14/290
Senetler:
1. Ebu Hureyre ed-Devsî (Abdurrahman b. Sahr)
Konular:
Besmele, her işe besmele ile başlamak