Giriş


    Öneri Formu
34256 D005144 Ebu Davud, Edeb, 119, 120

Bize Saîd b. Ufeyr, ona Leys, ona Ukayl, ona İbn Şihâb (T); bana İshak, ona Yakub b. İbrahim, ona İbn Şihâb'ın yeğeni (Muhammed b. Abdullah ez-Zührî), ona Muhammed İbn Şihâb, ona Urve b. Zubeyr, ona da Mervân ve Misver b. Mahreme şöyle rivayet etmişlerdir: Hevâzin heyeti Müslüman olarak Hz. Peygamber'e (sav) gelip mal­larını ve kendilerinden esir düşenleri geri istedikleri zaman, Hz. Peygamber (sav) ayağa kalktı da onlara "beraberimdekileri görüyorsunuz. Sözün bana en sevimlisi en doğru olanıdır. Şimdi siz iki şeyden birini seçiniz: Ya esir­leri, ya da malları. Ben sizin (ganimet dağıtılmadan önce) gelmenizi beklemiştim" buyurdu. Gerçekten de Allah Rasulü (sav) on küsur gece onların gelmesini beklemişti. Hz. Peygamber'in (sav) iki şeyden sadece birisini vereceği apaçık belli olunca Hevâzin heyeti "biz esirlerimizin geri verilmesini tercih ediyoruz" dediler. Bunun üzerine Hz. Peygamber (sav) Müslümanlar arasında ayağa kalktı, Allah'ı lâyık olduğu kemâl sıfatlarıyla övdükten sonra "amma ba'du" deyip şöyle buyurdu: "Kardeşleriniz tevbe etmiş olarak bize geldiler. Ben de esirlerini kendilerine geri vermenin doğru olacağını düşündüm. İçinizden kim gönül hoşluğu ile esirini geri vermeyi arzu ediyorsa bunu yapsın. Kim de hissesini bedelsiz vermeyi arzu etmiyorsa, Allah'ın bize ihsan edeceği ilk ganimet malından ona payını vermek üzere esirini iade etsin" buyurdu. İnsanlar "gönül hoşluğu ile veriyoruz, ey Allah'ın Rasulü" dediler. Hz. Peygamber (sav) de "şimdi kimin gönül hoşluğu ile verdiğini, kimin de razı olmadığını bilmiyoruz. Siz gidin, konuya vakıf temsilcileriniz muva­fakat işinizi bize arz etsin" buyurdu. İnsanlar yerlerine döndüler. Kabilelerin temsilcileri, konuyu kendi adamlarıyla konuştuktan sonra Hz. Peygamber'e (sav) gelip her biri kendi kavminin, esirleri geri vermekten hoşnut olduklarını ve Hz. Peygamber'e esirleri iade hususunda izin verdiklerini haber verdiler. İbn Şihâb der ki: Hevâzin esirleri konusunda bana ulaşan bilgi budur.


    Öneri Formu
34445 B004318 Buhari, Megâzî, 54

Bize Saîd b. Ufeyr, ona Leys, ona Ukayl, ona İbn Şihâb (T); bana İshak, ona Yakub b. İbrahim, ona İbn Şihâb'ın yeğeni (Muhammed b. Abdullah ez-Zührî), ona Muhammed İbn Şihâb, ona Urve b. Zubeyr, ona da Mervân ve Misver b. Mahreme şöyle rivayet etmişlerdir: Hevâzin heyeti Müslüman olarak Hz. Peygamber'e (sav) gelip mal­larını ve kendilerinden esir düşenleri geri istedikleri zaman, Hz. Peygamber (sav) ayağa kalktı da onlara "beraberimdekileri görüyorsunuz. Sözün bana en sevimlisi en doğru olanıdır. Şimdi siz iki şeyden birini seçiniz: Ya esir­leri, ya da malları. Ben sizin (ganimet dağıtılmadan önce) gelmenizi beklemiştim" buyurdu. Gerçekten de Allah Rasulü (sav) on küsur gece onların gelmesini beklemişti. Hz. Peygamber'in (sav) iki şeyden sadece birisini vereceği apaçık belli olunca Hevâzin heyeti "biz esirlerimizin geri verilmesini tercih ediyoruz" dediler. Bunun üzerine Hz. Peygamber (sav) Müslümanlar arasında ayağa kalktı, Allah'ı lâyık olduğu kemâl sıfatlarıyla övdükten sonra "amma ba'du" deyip şöyle buyurdu: "Kardeşleriniz tevbe etmiş olarak bize geldiler. Ben de esirlerini kendilerine geri vermenin doğru olacağını düşündüm. İçinizden kim gönül hoşluğu ile esirini geri vermeyi arzu ediyorsa bunu yapsın. Kim de hissesini bedelsiz vermeyi arzu etmiyorsa, Allah'ın bize ihsan edeceği ilk ganimet malından ona payını vermek üzere esirini iade etsin" buyurdu. İnsanlar "gönül hoşluğu ile veriyoruz, ey Allah'ın Rasulü" dediler. Hz. Peygamber (sav) de "şimdi kimin gönül hoşluğu ile verdiğini, kimin de razı olmadığını bilmiyoruz. Siz gidin, konuya vakıf temsilcileriniz muva­fakat işinizi bize arz etsin" buyurdu. İnsanlar yerlerine döndüler. Kabilelerin temsilcileri, konuyu kendi adamlarıyla konuştuktan sonra Hz. Peygamber'e (sav) gelip her biri kendi kavminin, esirleri geri vermekten hoşnut olduklarını ve Hz. Peygamber'e esirleri iade hususunda izin verdiklerini haber verdiler. İbn Şihâb der ki: Hevâzin esirleri konusunda bana ulaşan bilgi budur.


    Öneri Formu
34446 B004319 Buhari, Megâzî, 54

Bize Saîd b. Ufeyr, ona Leys, ona Ukayl, ona İbn Şihâb (T); bana İshak, ona Yakub b. İbrahim, ona İbn Şihâb'ın yeğeni (Muhammed b. Abdullah ez-Zührî), ona Muhammed İbn Şihâb, ona Urve b. Zubeyr, ona da Mervân ve Misver b. Mahreme şöyle rivayet etmişlerdir: Hevâzin heyeti Müslüman olarak Hz. Peygamber'e (sav) gelip mal­larını ve kendilerinden esir düşenleri geri istedikleri zaman, Hz. Peygamber (sav) ayağa kalktı da onlara "beraberimdekileri görüyorsunuz. Sözün bana en sevimlisi en doğru olanıdır. Şimdi siz iki şeyden birini seçiniz: Ya esir­leri, ya da malları. Ben sizin (ganimet dağıtılmadan önce) gelmenizi beklemiştim" buyurdu. Gerçekten de Allah Rasulü (sav) on küsur gece onların gelmesini beklemişti. Hz. Peygamber'in (sav) iki şeyden sadece birisini vereceği apaçık belli olunca Hevâzin heyeti "biz esirlerimizin geri verilmesini tercih ediyoruz" dediler. Bunun üzerine Hz. Peygamber (sav) Müslümanlar arasında ayağa kalktı, Allah'ı lâyık olduğu kemâl sıfatlarıyla övdükten sonra "amma ba'du" deyip şöyle buyurdu: "Kardeşleriniz tevbe etmiş olarak bize geldiler. Ben de esirlerini kendilerine geri vermenin doğru olacağını düşündüm. İçinizden kim gönül hoşluğu ile esirini geri vermeyi arzu ediyorsa bunu yapsın. Kim de hissesini bedelsiz vermeyi arzu etmiyorsa, Allah'ın bize ihsan edeceği ilk ganimet malından ona payını vermek üzere esirini iade etsin" buyurdu. İnsanlar "gönül hoşluğu ile veriyoruz, ey Allah'ın Rasulü" dediler. Hz. Peygamber (sav) de "şimdi kimin gönül hoşluğu ile verdiğini, kimin de razı olmadığını bilmiyoruz. Siz gidin, konuya vakıf temsilcileriniz muva­fakat işinizi bize arz etsin" buyurdu. İnsanlar yerlerine döndüler. Kabilelerin temsilcileri, konuyu kendi adamlarıyla konuştuktan sonra Hz. Peygamber'e (sav) gelip her biri kendi kavminin, esirleri geri vermekten hoşnut olduklarını ve Hz. Peygamber'e esirleri iade hususunda izin verdiklerini haber verdiler. İbn Şihâb der ki: Hevâzin esirleri konusunda bana ulaşan bilgi budur.


    Öneri Formu
287242 B004318-2 Buhari, Megâzî, 54

Bize Kuteybe, ona Leys, ona da Yahy şöyle rivayet etmiştir: Bir cuma günü, Bedir ashabından Said b. Zeyd b. Amr b. Nüfeyl'in hastalandığı İbn Ömer'e (r.anhüma) bildirildi. O esnada güneş tepeye yükselmiş, cuma vakti yaklaşmıştı. İbn Ömer, hemen bineğine binip Said'i ziyaret etmeye gitti ve cuma namazını terk etti.


    Öneri Formu
31106 B003990 Buhari, Megâzî, 10

Bize Yahya b. Bükeyr, ona Leys, ona Yunus, ona İbn Şihâb, ona Saîd b. Müseyyeb, ona da Cübeyr b. Mut'im şöyle demiştir: Osmân b. Affân ile birlikte Rasulullah'ın yanına gittik ve “ey Allah'ın Rasulü, Muttalib oğullarına hayber ganimetinin beşte birinden verdin ama bizleri bıraktın. Hâlbuki biz de senin yanında, nesep bakımından Muttalib oğulları ile aynı konumdayız” dedik. Bunun üzerine Rasulullah (sav) "Muttalib oğulları ile Hâşim oğulları bir soydur" buyurdu. Cübeyr der ki: Peygamber (sav) Abduşşems ve Nevfel oğullarına bir pay ayırmamıştır.


    Öneri Formu
32196 B004229 Buhari, Megâzî, 38


Açıklama: Safî, Hz. Peygamber'in (sav) ganimet taksiminden önce humus da dağıtılmamışken bir köle, bir cariye veya bir at olarak aldığı paya verilen isimdir. (Avnu'l-Mabud, VIII, 128)

    Öneri Formu
18598 D002992 Ebu Davud, Harac, Fey' ve 'İmare, 20, 21


Açıklama: Safî, Hz. Peygamber'in (sav) ganimet taksiminden önce humus da dağıtılmamışken bir köle, bir cariye veya bir at olarak aldığı paya verilen isimdir. (Avnu'l-Mabud, VIII, 128)

    Öneri Formu
273700 D002992-2 Ebu Davud, Harac, Fey' ve 'İmare, 20, 21


    Öneri Formu
18624 D002998 Ebu Davud, Harac, Fey' ve 'İmare, 20, 21


    Öneri Formu
273701 D002998-2 Ebu Davud, Harac, Fey' ve 'İmare, 20, 21