45 Kayıt Bulundu.
Bize Müsedded, ona Yahya, ona Şu'be, ona Katâde, ona da Enes (ra) şöyle söylemiştir: Urayne kabilesinden bir grup, mide ağrısına tutulduklarından dolayı Medine'de kalmak istemediler. Hz. Peygamber de (sav) onların zekat develerinin bulunduğu yere gitmelerine, develerin sütlerinden ve bevillerinden içmelerine izin verdi. (Gittiler, iyileşince de) oradaki çobanı öldürüp develeri çaldılar. Bu olay Medine'ye ulaşınca, Hz. Peygamber (sav) onları yakalaması için bir müfreze gönderdi. Müfreze onları yakalayıp Medine'ye getirdiğinde Hz. Peygamber (sav) bunların ellerini ve ayaklarını kestirdi, gözlerini oydurdu ve Harre taşlığına atıldılar. Ölünceye kadar da orada taşları kemirdiler. Enes'ten bu hadisi rivayet etmede Ebu Kilâbe, Humeyd ve Sabit el-Bunânî, Katade'ye mütâbaat etmiştir.
Açıklama: Rivayet muallaktır; Buhari ile Humeyd b. Ebu Humeyd arasında inkita vardır.
Bize Müsedded, ona Yahya, ona Şu'be, ona Katâde, ona da Enes (ra) şöyle söylemiştir: Urayne kabilesinden bir grup, mide ağrısına tutulduklarından dolayı Medine'de kalmak istemediler. Hz. Peygamber de (sav) onların zekat develerinin bulunduğu yere gitmelerine, develerin sütlerinden ve bevillerinden içmelerine izin verdi. (Gittiler, iyileşince de) oradaki çobanı öldürüp develeri çaldılar. Bu olay Medine'ye ulaşınca, Hz. Peygamber (sav) onları yakalaması için bir müfreze gönderdi. Müfreze onları yakalayıp Medine'ye getirdiğinde Hz. Peygamber (sav) bunların ellerini ve ayaklarını kestirdi, gözlerini oydurdu ve Harre taşlığına atıldılar. Ölünceye kadar da orada taşları kemirdiler. Enes'ten bu hadisi rivayet etmede Ebu Kilâbe, Humeyd ve Sabit el-Bunânî, Katade'ye mütâbaat etmiştir.
Açıklama: Rivayet muallaktır; Buhari ile Sabit b. Eslem arasında inkita vardır.
Bize Musa b. İsmail, ona Hammad, ona Eyyüb, ona Ebû Kilabe, ona da Benî Âmir'den bir adam şöyle demiştir: İslama girmiştim. Dinimi öğrenmeyi kendime dert edindim. Ebu Zer'e geldim ve o şöyle dedi: Medine'nin havası bana kötü geldi (veya karın hastalığına yakalandım). Hz. Peygamber bana deve ve koyun verilmesini emretti ve "Al bunları götür sütlerinden iç" dedi. Hammad, "İdrarlarından da" deyip demediği konusunda şüphe ediyorum dedi. bu Hammad'ın sözüdür. Ebu Zer devam ederek şöyle dedi: Sudan uzak bir yerdeydim ve hanımım da benimle beraberdi. Cünüp oluyordum ve abdest almadan namaz kılıyordum. Bir gün mescide geldim. Hz. Peygamber, ashabından bazı kişilerle beraber mescidin gölgelik bir kısmında oturuyordu ve (bana) "Ey Ebu Zer! (bu sen misin?)" dedi. Ben de evet ya Rasulullah. Helak oldum dedim. Bunun üzerine Hz. Peygamber, "Seni helak eden nedir?" diye sordu. Ben, sudan uzaktaydım ve ailem yanımdadır. Cünüp oluyor ve abdestsiz namaz kılıyorum dedim. Daha sonra Hz. Peygamber su getirilmesini emretti. Siyah bir cariye, içerisinde suyun çalkalandığı ve dolu olmayan bir kapla çıkageldi. O suyu alıp devemin arkasında geçip yıkandım ve Hz. Peygamber'in yanına geldim. Hz. Peygamber, "Ey Ebu Zer! Şayet on sene boyunca su bulamazsan da temiz ve güzel olan toprak temizleyicidir. Suyu bulduğun zaman da vücudunu yıkarsın." [Ebu Davud şöyle demiştir: Bu hadisi Hammad b. Zeyd, Eyyüb'den idrarları ifadesi olmadan rivayet etmiştir. Bu hadis sahih değildir. İdrarları lafzı sadece Enes hadisinde yer almaktadır. Basralılar da o hadiste teferrüd etmişlerdir.]