Öneri Formu
Hadis Id, No:
51646, DM003369
Hadis:
حَدَّثَنَا مُسْلِمُ بْنُ إِبْرَاهِيمَ حَدَّثَنَا الْحَسَنُ بْنُ أَبِى جَعْفَرٍ حَدَّثَنَا بُدَيْلٌ عَنْ أَنَسٍ قَالَ قَالَ رَسُولُ اللَّهِ -صلى الله عليه وسلم- :« إِنَّ لِلَّهِ أَهْلِينِ مِنَ النَّاسِ ». قِيلَ : يَا رَسُولَ اللَّهِ مَنْ هُمْ؟ قَالَ :« أَهْلُ الْقُرْآنِ ».
Tercemesi:
Bize Müslim b. İbrahim rivayet edip (dedi ki), bize el-Hasan b. Ebi Ca'fer rivayet edip (dedi ki), bize Budeyl, Enes'ten rivayet etti ki, O şöyle demiş: Rasulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) şöyle buyurdu: "Şüphe yok ki, Allah'ın insanlardan dostları vardır!" "Onlar kimlerdir, ya Rasulullah?" denildi. "Kur'an ehli (yani Kur'anı okuyup ona göre hareket edenler)!" buyurdu.
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Dârimî, Sünen-i Dârimî, Fedâilü'l-Kur'an 1, 4/2094
Senetler:
1. Enes b. Malik el-Ensarî (Enes b. Malik b. Nadr b. Damdam b. Zeyd b. Haram)
Konular:
Kur'an, öğrenmek, öğretmek, okumak, okutmak
Kur'an, okumak ve yaşamak
Öneri Formu
Hadis Id, No:
51648, DM003371
Hadis:
حَدَّثَنَا سَهْلُ بْنُ حَمَّادٍ حَدَّثَنَا شُعْبَةُ حَدَّثَنَا زِيَادُ بْنُ مِخْرَاقٍ عَنْ أَبِى إِيَاسٍ عَنْ أَبِى كِنَانَةَ عَنْ أَبِى مُوسَى أَنَّهُ قَالَ : إِنَّ هَذَا الْقُرْآنَ كَائِنٌ لَكُمْ أَجْراً ، وَكَائِنٌ لَكُمْ ذِكْراً ، وَكَائِنٌ بِكُمْ نُوراً ، وَكَائِنٌ عَلَيْكُمْ وِزْراً ، اتَّبِعُوا الْقُرْآنَ وَلاَ يَتَّبِعْكُمُ الْقُرْآنُ ، فَإِنَّهُ مَنْ يَتَّبِعِ الْقُرْآنَ يَهْبِطْ بِهِ فِى رِيَاضِ الْجَنَّةِ ، وَمَنِ اتَّبَعَهُ الْقُرْآنُ يَزُخُّ فِى قَفَاهُ فَيَقْذِفُهُ فِى جَهَنَّمَ. قَالَ أَبُو مُحَمَّدٍ : يَزُخُّ يَدْفَعُ.
Tercemesi:
Bize Sehl b. Hammâd rivayet edip (dedi ki), bize Şu'be rivayet edip (dedi ki), bize Ziyâd b. Mihrak, Ebû Abbas'tan, (O) Ebû Kinâne'den, (O da) Ebû Musa'dan (naklen) rivayet etti ki, O şöyle dedi: "Şüphesiz bu Kur'an, sizin için sevap olur, sizin için şan ve şeref olur, size nur olur, size günâh olur! Siz bu Kur'an'a uyun, Kur'an size asla uymasın! Çünkü kim Kur'an'a uyarsa o, onu Cennet bahçelerine indirir. Kime de Kur'an uyarsa, onu kakıp kafasının üstüne düşürür de Cehennem'e atar!" Ebû Muhammed (ed-Dârimî) dedi ki: "Yezuhhu: Kakıp düşürür" fiili, "yedfeu: Kakıverir, zorla öte savar, iter" demektir.
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Dârimî, Sünen-i Dârimî, Fedâilü'l-Kur'an 1, 4/2096
Senetler:
0. Mevkuf (Mevkuf)
1. Ebu Musa Abdullah b. Kays el-Eş'arî (Abdullah b. Kays b. Süleym)
Konular:
Kur'an
Kur'an, hidayet ve kurtuluş rehberi
Kur'an, okumak ve yaşamak
Öneri Formu
Hadis Id, No:
51661, DM003384
Hadis:
حَدَّثَنَا جَعْفَرُ بْنُ عَوْنٍ حَدَّثَنَا مُوسَى بْنُ عُبَيْدَةَ عَنْ صَفْوَانَ بْنِ سُلَيْمٍ عَنْ نَاجِيَةَ بْنِ عَبْدِ اللَّهِ بْنِ عُتْبَةَ عَنْ أَبِيهِ عَنْ عَبْدِ اللَّهِ قَالَ : أَكْثِرُوا تِلاَوَةَ الْقُرْآنِ قَبْلَ أَنْ يُرْفَعَ. قَالُوا : هَذِهِ الْمَصَاحِفُ تُرْفَعُ فَكَيْفَ بِمَا فِى صُدُورِ الرِّجَالِ؟ قَالَ : يُسْرَى عَلَيْهِ لَيْلاً فَيُصْبِحُونَ مِنْهُ فُقَرَاءَ وَيَنْسَوْنُ قَوْلَ لاَ إِلَهَ إِلاَّ اللَّهُ وَيَقَعُونَ فِى قَوْلِ الْجَاهِلِيَّةِ وَأَشْعَارِهِمْ ، وَذَلِكَ حِينَ يَقَعُ عَلَيْهِمُ الْقَوْلُ.
Tercemesi:
Bize Ca'fer b. AbdiUah b. Avn rivayet edip (dedi ki),Ab- b. Utbe'den, (O) babasından, (O da) Abdullah'tan (naklen rzvayet etti ki, O şöyle dedi: "Kur'an'ı, (ortalıktan) kal-curilmasından önce çok okuyun!" (O zaman yanındakiler); "bu mushaflar (ortalıktan) kaldmlabüir. Ama insanların hafızalarında olan nasıl (kaldırılabilir?)" diye sordular; O da şöyle cevap verdi: "O, bir gece alınıp götürülür de insanlar ona muhtaç olarak sabahlar, "Lâ İlahe İllallah" sözünü unutur ve cahiliyenin söz ve şiirlerine dalarlar! Bu, (Kıyamet'in kopacağına dair, onlara) söylenilen sözün gerçekleşeceği zamanda olacaktır!"
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Dârimî, Sünen-i Dârimî, Fedâilü'l-Kur'an 4, 4/2105
Senetler:
0. Mevkuf (Mevkuf)
1. Ebu Abdurrahman Abdullah b. Mesud (Abdullah b. Mesud b. Gafil b. Habib b. Şemh)
Konular:
Kıyamet, ahvali
Kur'an, öğrendikten sonra unutmak
Kur'an, okumak ve yaşamak
Öneri Formu
Hadis Id, No:
51666, DM003389
Hadis:
أَخْبَرَنَا مُحَمَّدُ بْنُ الْمُبَارَكِ حَدَّثَنَا صَدَقَةُ بْنُ خَالِدٍ عَنِ ابْنِ جَابِرٍ حَدَّثَنَا شَيْخٌ يُكَنَّى أَبَا عَمْرٍو عَنْ مُعَاذِ بْنِ جَبَلٍ قَالَ : سَيَبْلَى الْقُرْآنُ فِى صُدُورِ أَقْوَامٍ كَمَا يَبْلَى الثَّوْبُ فَيَتَهَافَتُ ، يَقْرَءُونَهُ لاَ يَجِدُونَ لَهُ شَهْوَةً وَلاَ لَذَّةً ، يَلْبَسُونَ جُلُودَ الضَّأْنِ عَلَى قُلُوبِ الذِّئَابِ ، أَعْمَالُهُمْ طَمَعٌ لاَ يُخَالِطُهُ خَوْفٌ إِنْ قَصَّرُوا قَالُوا : سَنَبْلُغُ ، وَإِنْ أَسَاءُوا قَالُوا : سَيُغْفَرُ لَنَا ، إِنَّا لاَ نُشْرِكُ بِاللَّهِ شَيْئاً.
Tercemesi:
Bize Muhammed İbnu'l-Mübarek haber verip (dedi ki), bize Sadaka b. Halid, İbn Câbir'den rivayet etti ki, O şöyle demiş: Bize, künyesi Ebû Amr olan bir ihtiyar, Muaz b. Cebel'den rivayet etti ki, O şöyle demiş: "Kur'an, bazı toplulukların gönüllerinde, elbisenin eskimesi gibi eskiyecektir. Sonra onlar onu okumaya üşüşecekler, (ama) onun için ne bir arzu, ne bir lezzet bulamayacaklar. Onlar, kalpleri kurt kalbi gibi olduğu halde koyun postuna bürünecekler. İşleri, içine hiçbir endişe karışmayan ümitten ibarettir. Onlar, tenbellik eder, işlerini yapmazlarsa; "yakında yetişir, yaparım" derler. Kötülük yaparlarsa; "biz bağışlanacağız, hakikaten biz Allah'a hiçbir şeyi ortak koşmuyoruz" derler."
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Dârimî, Sünen-i Dârimî, Fedâilü'l-Kur'an 4, 4/2107
Senetler:
0. Mevkuf (Mevkuf)
1. Ebu Abdurrahman Muaz b. Cebel el-Ensarî (Muaz b. Cebel b. Amr b. Evs b. Âiz)
Konular:
Kur'an
Kur'an, öğrenmek, öğretmek, okumak, okutmak
Kur'an, okumak ve yaşamak
Öneri Formu
Hadis Id, No:
51671, DM003394
Hadis:
حَدَّثَنَا مُسْلِمُ بْنُ إِبْرَاهِيمَ حَدَّثَنَا هَمَّامٌ حَدَّثَنَا ثَابِتٌ قَالَ : كَانَ عَبْدُ الرَّحْمَنِ بْنُ أَبِى لَيْلَى إِذَا صَلَّى الصُّبْحَ قَرَأَ الْمُصْحَفَ حَتَّى تَطْلُعَ الشَّمْسُ. قَالَ : وَكَانَ ثَابِتٌ يَفْعَلُهُ.
Tercemesi:
Bize Müslim b. İbrahim rivayet edip (dedi ki), bize Hemmâm rivayet edip (dedi ki), bize Sabit rivayet edip şöyle dedi: Abdurrahman b. Ebi Leyla sabah namazını kılınca, güneş doğuncaya kadar Kur1 an okurdu. (Hemmâm, sözüne devamla) dedi ki; "bunu Sabit de yapardı."
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Dârimî, Sünen-i Dârimî, Fedâilü'l-Kur'an 4, 4/2109
Senetler:
0. Maktu' (Maktu')
1. Ebu Muhammed Sabit b. Eslem el-Bünanî (Sabit b. Eslem)
Konular:
Kur'an, öğrenmek, öğretmek, okumak, okutmak
Kur'an, okumak ve yaşamak
Öneri Formu
Hadis Id, No:
51683, DM003406
Hadis:
حَدَّثَنَا أَبُو النُّعْمَانِ حَدَّثَنَا أَبُو عَوَانَةَ عَنْ قَتَادَةَ عَنْ أَنَسِ بْنِ مَالِكٍ عَنْ أَبِى مُوسَى الأَشْعَرِىِّ عَنِ النَّبِىِّ -صلى الله عليه وسلم- قَالَ :« مَثَلُ الْمُؤْمِنِ الَّذِى يَقْرَأُ الْقُرْآنَ مَثَلُ الأُتْرُجَّةِ طَعْمُهَا طَيِّبٌ وَرِيحُهَا طَيِّبٌ ، وَمَثَلُ الْمُؤْمِنِ الَّذِى لاَ يَقْرَأُ الْقُرْآنَ مَثَلُ التَّمْرَةِ طَعْمُهَا حُلْوٌ وَلَيْسَ لَهَا رِيحٌ ، وَمَثَلُ الْمُنَافِقِ الَّذِى يَقْرَأُ الْقُرْآنَ مَثَلُ الرَّيْحَانَةِ رِيحُهَا طَيِّبٌ وَطَعْمُهَا مُرٌّ ، وَمَثَلُ الْمُنَافِقِ الَّذِى لاَ يَقْرَأُ الْقُرْآنَ مَثَلُ الْحَنْظَلَةِ لَيْسَ لَهَا رِيحٌ وَطَعْمُهَا مُرٌّ ».
Tercemesi:
Bize Ebu'n-Nu'man rivayet edip (dedi ki), bize Ebû Avâne, Katâde'den, (O) Enes b. Malik'ten, (O) Ebû Musa el-Eş'ari'den, (O da) Hz. Peygamber'den (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) (naklen) rivayet etti ki, O şöyle buyurdu: "Kur'an okuyan müminin durumu turunç (meyvesinin) durumu gibidir. Onun tadı güzel, kokusu güzeldir. Kur'an okumayan müminin durumu ise kuru hurma gibidir. Onun tadı tatlıdır, ama hiç kokusu yoktur. Kur'an okuyan münâfıkın durumu da fesleğen gibidir. Onun kokusu güzel, ama tadı acıdır. Kur'an okumayan münâfıkın durumu ise Ebucehil karpuzu gibidir. Onun kokusu yoktur, tadı da acıdır!"
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Dârimî, Sünen-i Dârimî, Fedâilü'l-Kur'an 8, 4/2117
Senetler:
1. Ebu Musa Abdullah b. Kays el-Eş'arî (Abdullah b. Kays b. Süleym)
Konular:
Hz. Peygamber, sembolik, temsili anlatımı
Kur'an, öğrenmek, öğretmek, okumak, okutmak
Kur'an, okumak ve yaşamak
Kur'an, okuyup anlamak
Öneri Formu
Hadis Id, No:
51684, DM003407
Hadis:
أَخْبَرَنَا عُبَيْدُ اللَّهِ عَنْ إِسْرَائِيلَ عَنْ أَبِى إِسْحَاقَ عَنِ الْحَارِثِ عَنْ عَلِىٍّ قَالَ : مَثَلُ الَّذِى أُوتِىَ الإِيمَانَ وَلَمْ يُؤْتَ الْقُرْآنَ مَثَلُ التَّمْرَةِ طَعْمُهَا طَيِّبٌ وَلاَ رِيحَ لَهَا ، وَمَثَلُ الَّذِى أُوتِىَ الْقُرْآنَ وَلَمْ يُؤْتَ الإِيمَانَ مَثَلُ الرَّيْحَانَةِ الآسَةِ رِيحُهَا طَيِّبٌ وَطَعْمُهَا مُرٌّ ، وَمَثَلُ الَّذِى أُوتِىَ الْقُرْآنَ وَالإِيمَانَ مَثَلُ الأُتْرُجَّةِ رِيحُهَا طَيِّبٌ وَطَعْمُهَا طَيِّبٌ ، وَمَثَلُ الَّذِى لَمْ يُؤْتَ الإِيمَانَ وَلاَ الْقُرْآنَ مَثَلُ الْحَنْظَلَةِ رِيحُهَا خَبِيثٌ وَطَعْمُهَا خَبِيثٌ.
Tercemesi:
Bize Ubeydullah, İsrail'den, (O) Ebû İshak'tan, (O) el-Hâris'ten, (O da) Hz. Ali'den (naklen) haber verdi ki, O şöyle demiş: "Kendisine (olgun) iman verilen, ama Kur'an'ı (okuma-anlama kabiliyeti) verilmeyen kimsenin durumu, kuru hurmanın durumu gibidir. Onun tadı güzeldir, ama hiç kokusu yoktur. Kendisine Kur'an'ı (okuma-anlama kabiliyeti) verilen, ama (olgun) iman verilmeyen kimsenin durumu ise şu güzel kokulu bitkinin (yani mersin ağacının meyvesinin) durumu gibidir. Onun kokusu güzel, ama tadı acıdır. Kendisine hem Kur'an'ı (okuma-anlama kabiliyeti), hem (de olgun) iman verilen kimsenin durumu da turunç (meyvesinin) durumu gibidir. Onun kokusu da güzeldir, tadı da güzeldir. Kendisine (olgun) iman da, Kur'an'ı (okuma-anlama kabiliyeti) de verilmeyen kimsenin durumu ise, Ebucehil karpuzunun durumu gibidir. Onun kokusu da kötüdür, tadı da kötüdür!"
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Dârimî, Sünen-i Dârimî, Fedâilü'l-Kur'an 8, 4/2118
Senetler:
0. Mevkuf (Mevkuf)
1. Ebu Hasan Ali b. Ebu Talib el-Hâşimî (Ali b. Ebu Talib b. Abdülmuttalib b. Haşim b. Abdümenaf)
Konular:
Hz. Peygamber, sembolik, temsili anlatımı
Kur'an, öğrenmek, öğretmek, okumak, okutmak
Kur'an, okumak ve yaşamak
Kur'an, okuyup anlamak
Öneri Formu
Hadis Id, No:
51689, DM003412
Hadis:
حَدَّثَنَا مَرْوَانُ بْنُ مُحَمَّدٍ حَدَّثَنَا سَعِيدٌ - هُوَ ابْنُ عَبْدِ الْعَزِيزِ - عَنْ إِسْمَاعِيلَ بْنِ عُبَيْدِ اللَّهِ عَنْ وَهْبٍ الذِّمَارِىِّ قَالَ : مَنْ آتَاهُ اللَّهُ الْقُرْآنَ فَقَامَ بِهِ آنَاءَ اللَّيْلِ وَآنَاءَ النَّهَارِ وَعَمِلَ بِمَا فِيهِ وَمَاتَ عَلَى الطَّاعَةِ بَعَثَهُ اللَّهُ يَوْمَ الْقِيَامَةِ مَعَ السَّفَرَةِ وَالأَحْكَامِ. قَالَ سَعِيدٌ : السَّفَرَةُ الْمَلاَئِكَةُ ، وَالأَحْكَامُ الأَنْبِيَاءُ. قَالَ : وَمَنْ كَانَ حَرِيصاً وَهُوَ يَتَفَلَّتُ مِنْهُ وَهُوَ لاَ يَدَعُهُ أُوتِىَ أَجْرَهُ مَرَّتَيْنِ ، وَمَنْ كَانَ عَلَيْهِ حَرِيصاً وَهُوَ يَتَفَلَّتُ مِنْهُ وَمَاتَ عَلَى الطَّاعَةِ فَهُوَ مِنْ أَشْرَافِهِمْ ، وَفُضِّلُوا عَلَى النَّاسِ كَمَا فُضِّلَتِ النُّسُورُ عَلَى سَائِرِ الطَّيْرِ ، وَكَمَا فُضِّلَتْ مَرْجَةٌ خَضْرَاءُ عَلَى مَا حَوْلَهَا مِنَ الْبِقَاعِ ، فَإِذَا كَانَ يَوْمُ الْقِيَامَةِ قِيلَ : أَيْنَ الَّذِينَ كَانُوا يَتْلُونَ كِتَابِى لَمْ يُلْهِهِمُ اتِّبَاعُ الأَنْعَامِ فَيُعْطَى الْخُلْدَ وَالنَّعِيمَ ، فَإِنْ كَانَ أَبَوَاهُ مَاتَا عَلَى الطَّاعَةِ جُعِلَ عَلَى رُءُوسِهِمَا تَاجُ الْمُلْكِ فَيَقُولاَنِ : رَبَّنَا مَا بَلَغَتْ هَذَا أَعْمَالُنَا. فَيَقُولُ : بَلَى إِنَّ ابْنَكُمَا كَانَ يَتْلُو كِتَابِى.
Tercemesi:
Bize Mervan b. Muhammed rivayet edip (dedi ki), bize Saîd -ki O, İbn Abdilaziz'dir-, İsmail b. Ubeydillah'tan, (O da) Vehb ez-Zimari'den (naklen) rivayet etti ki, O şöyle demiş: "Allah kime Kur'an'ı (okuma-anlama imkânı) verir de o onu gece-gündüz (okunıaya-anlamaya) devam eder, ondaki (hükümleri) uygular ve itaat üzere ölürse, Allah onu Kıyamet günü safirler ve hâkimlerle birlikte diriltir." Saîd demiş ki, "safirler", melekler; "hâkimler" ise, Peygamberlerdir. (Vehb, sözünün devamında) şöyle demiş: "Kur'an kendisinden ansızın sıyrılıp kaçmak istediği halde bırakmayarak onu (okuyup anlamaya ve gereğiyle amel etmeye) düşkün olan kimseye ise sevabı iki kat verilir. O kendisinden kaçıp kurtulmak istediği halde ona düşkün olan ve itaat üzere ölen kimse de (Cennetliklerin), mertebeleri yüce kimselerindendir. Onlar diğer insanlardan, kartalların diğer kuşlardan üstün kılınmaları ile sulak yeşil çayırlığın çevresindeki yerlerden üstün tutulması gibi, üstün kılınmışlardır!" Kıyamet günü olunca; "Benim kitabımı okuyanlar nerede? Onları, otlayan hayvanların peşinden gitmek oy alamamıştı!" denilip (böyle olana) ebedilik ve bol nimet verilecektir. (Bu kimsenin) ana-babası itaat üzere ölmüş idiyseler, onların başlarına hükümdar tacı konulacak da onlar; "yâ Rabb'i, bunu (bize) amellerimiz ulaştırmamıştır" diyecekler. (Yüce Allah) da; "Hayır, (amelleriniz ulaştırmıştır). Gerçekten oğlunuz Kitab'ımı okurdu!" buyuracaktır.
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Dârimî, Sünen-i Dârimî, Fedâilü'l-Kur'an 11, 4/2121
Senetler:
()
Konular:
Kur'an, öğrenmek, öğretmek, okumak, okutmak
Kur'an, okumak ve yaşamak
Kur'an, okuyup anlamak