حَدَّثَنَا عَبْدُ اللَّهِ بْنُ يُوسُفَ حَدَّثَنَا اللَّيْثُ قَالَ حَدَّثَنِى ابْنُ شِهَابٍ عَنْ عُرْوَةَ عَنْ عَبْدِ اللَّهِ بْنِ الزُّبَيْرِ - رضى الله عنهما - أَنَّهُ حَدَّثَهُ أَنَّ رَجُلاً مِنَ الأَنْصَارِ خَاصَمَ الزُّبَيْرَ عِنْدَ النَّبِىِّ صلى الله عليه وسلم فِى شِرَاجِ الْحَرَّةِ الَّتِى يَسْقُونَ بِهَا النَّخْلَ فَقَالَ الأَنْصَارِىُّ سَرِّحِ الْمَاءَ يَمُرُّ فَأَبَى عَلَيْهِ ، فَاخْتَصَمَا عِنْدَ النَّبِىِّ صلى الله عليه وسلم فَقَالَ رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم لِلزُّبَيْرِ " اسْقِ يَا زُبَيْرُ ، ثُمَّ أَرْسِلِ الْمَاء إِلَى جَارِكَ " فَغَضِبَ الأَنْصَارِىُّ ، فَقَالَ أَنْ كَانَ ابْنَ عَمَّتِكَ . فَتَلَوَّنَ وَجْهُ رَسُولِ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم ثُمَّ قَالَ: " اسْقِ يَا زُبَيْرُ ، ثُمَّ احْبِسِ الْمَاءَ ، حَتَّى يَرْجِعَ إِلَى الْجَدْرِ " . فَقَالَ الزُّبَيْرُ وَاللَّهِ إِنِّى لأَحْسِبُ هَذِهِ الآيَةَ نَزَلَتْ فِى ذَلِكَ ( فَلاَ وَرَبِّكَ لاَ يُؤْمِنُونَ حَتَّى يُحَكِّمُوكَ فِيمَا شَجَرَ بَيْنَهُمْ ) .
Öneri Formu
Hadis Id, No:
17042, B002360
Hadis:
حَدَّثَنَا عَبْدُ اللَّهِ بْنُ يُوسُفَ حَدَّثَنَا اللَّيْثُ قَالَ حَدَّثَنِى ابْنُ شِهَابٍ عَنْ عُرْوَةَ عَنْ عَبْدِ اللَّهِ بْنِ الزُّبَيْرِ - رضى الله عنهما - أَنَّهُ حَدَّثَهُ أَنَّ رَجُلاً مِنَ الأَنْصَارِ خَاصَمَ الزُّبَيْرَ عِنْدَ النَّبِىِّ صلى الله عليه وسلم فِى شِرَاجِ الْحَرَّةِ الَّتِى يَسْقُونَ بِهَا النَّخْلَ فَقَالَ الأَنْصَارِىُّ سَرِّحِ الْمَاءَ يَمُرُّ فَأَبَى عَلَيْهِ ، فَاخْتَصَمَا عِنْدَ النَّبِىِّ صلى الله عليه وسلم فَقَالَ رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم لِلزُّبَيْرِ " اسْقِ يَا زُبَيْرُ ، ثُمَّ أَرْسِلِ الْمَاء إِلَى جَارِكَ " فَغَضِبَ الأَنْصَارِىُّ ، فَقَالَ أَنْ كَانَ ابْنَ عَمَّتِكَ . فَتَلَوَّنَ وَجْهُ رَسُولِ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم ثُمَّ قَالَ: " اسْقِ يَا زُبَيْرُ ، ثُمَّ احْبِسِ الْمَاءَ ، حَتَّى يَرْجِعَ إِلَى الْجَدْرِ " . فَقَالَ الزُّبَيْرُ وَاللَّهِ إِنِّى لأَحْسِبُ هَذِهِ الآيَةَ نَزَلَتْ فِى ذَلِكَ ( فَلاَ وَرَبِّكَ لاَ يُؤْمِنُونَ حَتَّى يُحَكِّمُوكَ فِيمَا شَجَرَ بَيْنَهُمْ ) .
Tercemesi:
Bize Abdullah b. Yusuf, ona Leys, ona İbn Şihâb, ona Urve, ona da Abdullah b. Zübeyr'in rivayet ettiğine göre; Ensardan bir adam, Harre mevkiinde bulunan hurmaları sulama meselesi ile ilgili olarak Zübeyr'i Hz. Peygamber'e (sav) şikayet etti. Ensârî, suyu bırak aksın!" demiş, Zübeyr de bunu kabul etmemişti. Bu hususu Hz. Peygamber'in (sav) huzurunda tartıştılar. Hz. Peygamber (sav),
"Ya Zübeyr! Sen bahçeni sula, sonra suyu komşuna gönder." buyurdu. Ensârî kızdı ve 'Ey Allah'ın Rasulü! Zübeyr, halanın oğlu olduğu için mi böyle diyorsun?' dedi. (Bu söz üzerine) Hz. Peygamber'in (sav) yüzünün rengi değişti ve dedi ki: "Ya Zübeyr! Sen bahçeni sula, hurma ağaçlarının köklerine ulaşmadan da suyu bırakma!"
Zübeyr (ra) şöyle demiştir: 'Hayır! Rabbin adına yemin olsun ki, aralarında çıkan anlaşmazlık hususunda seni hakem kılıp sonra da verdiğin hükümden içlerinde hiçbir sıkıntı duymaksızın onu kabullenmedikçe ve boyun eğip teslim olmadıkça îmân etmiş olmazlar.' (en Nisa: 4/65) mealindeki ayetin bu olayla ilgili nazil olduğunu düşünüyorum.
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Buhârî, Sahîh-i Buhârî, Müsâkât 6, 1/659
Senetler:
1. Ebu Bekir Abdullah b. Zübeyr el-Esedî (Abdullah b. Zübeyr b. Avvam)
2. Urve b. Zübeyr el-Esedî (Urve b. Zübeyr b. Avvam b. Huveylid b. Esed)
3. Ebu Bekir Muhammed b. Şihab ez-Zührî (Muhammed b. Müslim b. Ubeydullah b. Abdullah b. Şihab)
4. Ebu Haris Leys b. Sa'd el-Fehmî (Leys b. Sa'd b. Abdurrahman)
5. Ebu Muhammed Abdullah b. Yusuf el-Kila'î (Abdullah b. Yusuf)
Konular:
Hz. Peygamber, hakaret ve saygısızlık yapılması
Hz. Peygamber, itaat, boyun eğmek,
Islah, Arabuluculuk, insanların arasını düzeltmek
Komşuluk, komşuluk ilişkileri
حَدَّثَنَا مُسَدَّدٌ حَدَّثَنَا يَحْيَى عَنْ شُعْبَةَ عَنْ سَلَمَةَ عَنْ أَبِى سَلَمَةَ عَنْ أَبِى هُرَيْرَةَ - رضى الله عنه - أَتَى النَّبِىَّ صلى الله عليه وسلم رَجُلٌ يَتَقَاضَاهُ فَأَغْلَظَ لَهُ فَهَمَّ بِهِ أَصْحَابُهُ . فَقَالَ « دَعُوهُ فَإِنَّ لِصَاحِبِ الْحَقِّ مَقَالاً » .
Öneri Formu
Hadis Id, No:
18046, B002401
Hadis:
حَدَّثَنَا مُسَدَّدٌ حَدَّثَنَا يَحْيَى عَنْ شُعْبَةَ عَنْ سَلَمَةَ عَنْ أَبِى سَلَمَةَ عَنْ أَبِى هُرَيْرَةَ - رضى الله عنه - أَتَى النَّبِىَّ صلى الله عليه وسلم رَجُلٌ يَتَقَاضَاهُ فَأَغْلَظَ لَهُ فَهَمَّ بِهِ أَصْحَابُهُ . فَقَالَ « دَعُوهُ فَإِنَّ لِصَاحِبِ الْحَقِّ مَقَالاً » .
Tercemesi:
Bize Müsedded (b. Müserhed), ona Yahya (b. Said), ona Şube (b. Haccâc), ona Seleme (b. Küheyl), ona da Ebu Seleme (b. Abdurrahman), Ebu Hureyre’nin (ra) şöyle dediğini rivayet etti:
Hz. Peygamber'e (sav) borcunu ödesin diye bir adam geldi. Peygamber'e (sav) kaba davrandı. Bunun üzerine sahabe ona (bu hareketi sebebiyle) karşılık vermek istediler (ancak edeplerinden sustular). Bunun üzerine Peygamber (sav) şöyle buyurdu: "Onu bırakın. Çünkü her hak sahibinin (hakkı konusunda) isteğini ifade hakkı vardır."
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Buhârî, Sahîh-i Buhârî, Kitâb fî'l-İstikrâz ve Edâi'd-Duyûn ve'l-Hacr ve't 13, 1/667
Senetler:
1. Ebu Hureyre ed-Devsî (Abdurrahman b. Sahr)
2. Ebu Seleme b. Abdurrahman ez-Zuhrî (Abdullah b. Abdurrahman b. Avf b. Abduavf)
3. Seleme b. Küheyl el-Hadramî (Seleme b. Küheyl b. Husayn)
4. Şube b. Haccâc el-Atekî (Şu'be b. Haccac b. Verd)
5. Ebu Said Yahya b. Said el-Kattan (Yahya b. Said b. Ferruh)
6. Müsedded b. Müserhed el-Esedî (Müsedded b. Müserhed b. Müserbel b. Şerik)
Konular:
Borç, borçlu-alacaklı ilişkisi
Hz. Peygamber, hakaret ve saygısızlık yapılması
İFLAS
Öneri Formu
Hadis Id, No:
31213, B004037
Hadis:
حَدَّثَنَا عَلِىُّ بْنُ عَبْدِ اللَّهِ حَدَّثَنَا سُفْيَانُ قَالَ عَمْرٌو سَمِعْتُ جَابِرَ بْنَ عَبْدِ اللَّهِ - رضى الله عنهما - يَقُولُ قَالَ رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم « مَنْ لِكَعْبِ بْنِ الأَشْرَفِ فَإِنَّهُ قَدْ آذَى اللَّهَ وَرَسُولَهُ » . فَقَامَ مُحَمَّدُ بْنُ مَسْلَمَةَ فَقَالَ يَا رَسُولَ اللَّهِ أَتُحِبُّ أَنْ أَقْتُلَهُ قَالَ « نَعَمْ » . قَالَ فَأْذَنْ لِى أَنْ أَقُولَ شَيْئًا . قَالَ « قُلْ » . فَأَتَاهُ مُحَمَّدُ بْنُ مَسْلَمَةَ فَقَالَ إِنَّ هَذَا الرَّجُلَ قَدْ سَأَلَنَا صَدَقَةً ، وَإِنَّهُ قَدْ عَنَّانَا ، وَإِنِّى قَدْ أَتَيْتُكَ أَسْتَسْلِفُكَ . قَالَ وَأَيْضًا وَاللَّهِ لَتَمَلُّنَّهُ قَالَ إِنَّا قَدِ اتَّبَعْنَاهُ فَلاَ نُحِبُّ أَنْ نَدَعَهُ حَتَّى نَنْظُرَ إِلَى أَىِّ شَىْءٍ يَصِيرُ شَأْنُهُ ، وَقَدْ أَرَدْنَا أَنْ تُسْلِفَنَا وَسْقًا ، أَوْ وَسْقَيْنِ - وَحَدَّثَنَا عَمْرٌو غَيْرَ مَرَّةٍ ، فَلَمْ يَذْكُرْ وَسْقًا أَوْ وَسْقَيْنِ أَوْ فَقُلْتُ لَهُ فِيهِ وَسْقًا أَوْ وَسْقَيْنِ فَقَالَ أُرَى فِيهِ وَسْقًا أَوْ وَسْقَيْنِ - فَقَالَ نَعَمِ ارْهَنُونِى . قَالُوا أَىَّ شَىْءٍ تُرِيدُ قَالَ فَارْهَنُونِى نِسَاءَكُمْ . قَالُوا كَيْفَ نَرْهَنُكَ نِسَاءَنَا وَأَنْتَ أَجْمَلُ الْعَرَبِ قَالَ فَارْهَنُونِى أَبْنَاءَكُمْ . قَالُوا كَيْفَ نَرْهَنُكَ أَبْنَاءَنَا فَيُسَبُّ أَحَدُهُمْ ، فَيُقَالُ رُهِنَ بِوَسْقٍ أَوْ وَسْقَيْنِ . هَذَا عَارٌ عَلَيْنَا ، وَلَكِنَّا نَرْهَنُكَ اللأْمَةَ - قَالَ سُفْيَانُ يَعْنِى السِّلاَحَ - فَوَاعَدَهُ أَنْ يَأْتِيَهُ ، فَجَاءَهُ لَيْلاً وَمَعَهُ أَبُو نَائِلَةَ وَهْوَ أَخُو كَعْبٍ مِنَ الرَّضَاعَةِ ، فَدَعَاهُمْ إِلَى الْحِصْنِ ، فَنَزَلَ إِلَيْهِمْ فَقَالَتْ لَهُ امْرَأَتُهُ أَيْنَ تَخْرُجُ هَذِهِ السَّاعَةَ فَقَالَ إِنَّمَا هُوَ مُحَمَّدُ بْنُ مَسْلَمَةَ ، وَأَخِى أَبُو نَائِلَةَ - وَقَالَ غَيْرُ عَمْرٍو قَالَتْ أَسْمَعُ صَوْتًا كَأَنَّهُ يَقْطُرُ مِنْهُ الدَّمُ . قَالَ إِنَّمَا هُوَ أَخِى مُحَمَّدُ بْنُ مَسْلَمَةَ وَرَضِيعِى أَبُو نَائِلَةَ - إِنَّ الْكَرِيمَ لَوْ دُعِىَ إِلَى طَعْنَةٍ بِلَيْلٍ لأَجَابَ قَالَ وَيُدْخِلُ مُحَمَّدُ بْنُ مَسْلَمَةَ مَعَهُ رَجُلَيْنِ - قِيلَ لِسُفْيَانَ سَمَّاهُمْ عَمْرٌو قَالَ سَمَّى بَعْضَهُمْ قَالَ عَمْرٌو جَاءَ مَعَهُ بِرَجُلَيْنِ وَقَالَ غَيْرُ عَمْرٍو أَبُو عَبْسِ بْنُ جَبْرٍ ، وَالْحَارِثُ بْنُ أَوْسٍ وَعَبَّادُ بْنُ بِشْرٍ قَالَ عَمْرٌو وَجَاءَ مَعَهُ بِرَجُلَيْنِ - فَقَالَ إِذَا مَا جَاءَ فَإِنِّى قَائِلٌ بِشَعَرِهِ فَأَشَمُّهُ ، فَإِذَا رَأَيْتُمُونِى اسْتَمْكَنْتُ مِنْ رَأْسِهِ فَدُونَكُمْ فَاضْرِبُوهُ . وَقَالَ مَرَّةً ثُمَّ أُشِمُّكُمْ . فَنَزَلَ إِلَيْهِمْ مُتَوَشِّحًا وَهْوَ يَنْفَحُ مِنْهُ رِيحُ الطِّيبِ ، فَقَالَ مَا رَأَيْتُ كَالْيَوْمِ رِيحًا - أَىْ أَطْيَبَ - وَقَالَ غَيْرُ عَمْرٍو قَالَ عِنْدِى أَعْطَرُ نِسَاءِ الْعَرَبِ وَأَكْمَلُ الْعَرَبِ قَالَ عَمْرٌو فَقَالَ أَتَأْذَنُ لِى أَنْ أَشَمَّ رَأْسَكَ قَالَ نَعَمْ ، فَشَمَّهُ ، ثُمَّ أَشَمَّ أَصْحَابَهُ ثُمَّ قَالَ أَتَأْذَنُ لِى قَالَ نَعَمْ . فَلَمَّا اسْتَمْكَنَ مِنْهُ قَالَ دُونَكُمْ . فَقَتَلُوهُ ثُمَّ أَتَوُا النَّبِىَّ صلى الله عليه وسلم فَأَخْبَرُوهُ .
Tercemesi:
Bize Ali b. Abdullah, ona Süfyan’ın şöyle dediğini rivayet etti: Câbir b. Abdullah’ı (r.anhumâ) şöyle derken dinledim: Rasulullah (sav): “Ka‘b b. Eşref’in hakkından kim gelebilir? Çünkü o, Allah’a ve Rasulü’ne eziyet vermiş bulunuyor” buyurdu. Bunun üzerine Muhammed b. Mesleme ayağa kalkarak: Ey Allah’ın Rasulü, onu öldürmemi ister misin? dedi. Allah Rasulü: “Evet” buyurdu. (Muhammed b. Mesleme) dedi ki: O halde bana (doğru olmayan) bazı sözler söylememe izin ver, dedi. Allah Rasulü: “Diyebilirsin” buyurdu.
Sonra Muhammed b. Mesleme onun yanına gitti ve: Bu adam bizden sadaka (zekât) vermemizi istedi, o bizi artık gerçekten çok yormaya başladı. Ben de yanına, senden borç istemeye geldim, dedi. Ka‘b: Üstelik vallahi siz ondan çok usanacaksınız, dedi. (Muhammed) dedi ki: Bizler ona artık uyduk, bu sebeple onun durumunun, sonunda nereye varacağını görünceye kadar onu bırakmak istemiyoruz. Bizler senden bir ya da iki vesk borç vermeni istiyoruz, dedi.
- Amr bize bir başka seferinde de bu (hadisi) rivayet etmekle birlikte bir ya da iki vesk ibaresini zikretmedi- yahut ben ona: Burada bir ya da iki vesk ibaresi var mı, dedim. O: Zannederim (burada) bir ya da iki vesk ibaresi vardır dedi.- (Ka‘b) dedi ki: Olur ama bana rehin vermelisiniz. Onlar: Ne vermemizi istersin? dediler. O: Bana hanımlarınızı rehin verin, dedi. Onlar: Sen arapların en yakışıklısı iken hanımlarımızı sana nasıl rehin verebiliriz? dedi. Ka‘b: O halde oğullarınızı bana rehin veriniz, dedi. Onlar: Oğullarımızı sana nasıl rehin verebiliriz, onlardan birisine sövüleceği vakit bu sefer bir ya da iki vesk karşılığında rehin verildi, denilecek, bu da bizim için ayıp bir iş olur. Ama bunun yerine biz sana lanelerimizi rehin verebiliriz –Süfyan: Silahları demek istiyor dedi.- Böylelikle onunla yanına bir daha gelmek üzere sözleşti. Beraberinde Ebu Nâile ile birlikte geceleyin Ka‘b’a geldi. Ebu Nâile ise Ka‘b’ın sütkardeşi idi. Kendilerini kaleye davet etti. Onların yanına indi, hanımı kendisine, bu saatte nereye çıkıyorsun? dedi. O: Bu gelen kişi Muhammed b. Mesleme ile kardeşim Ebu Nâile’dir dedi -Amr’dan başkaları ise dedi ki: (Karısı): Ben adeta kendisinden kan damlayan bir ses işitiyor gibiyim, dedi. (Ka‘b): O, benim kardeşim Muhammed b. Mesleme ile diğeri benim sütkardeşim Ebu Nâile’dir, dedi- (ve sözlerine şöyle devam etti) asil bir kimse geceleyin bir kılıç darbesine davet olunsa bile, o daveti kabul eder dedi. (Ravi) dedi ki: Muhammed b. Mesleme beraberinde iki kişiyi daha içeri aldı. Süfyan’a, Amr bu iki kişinin isimlerini de söyledi mi? diye soruldu. O: Bazılarının isimlerini söyledi, dedi. Amr dedi ki: Beraberinde iki adam daha geldi, Amr’dan başkaları ise: (Beraberinde) Abs b. Cebr, el-Hâris b. Evs, ve Abbâd b. Bişr geldi, dedi. Amr dedi ki: (Muhammed b. Mesleme) beraberinde iki adamla geldi ve: O (Ka‘b) geldiği zaman, ben onun saçını alıp koklayacağım, siz benim onun başını iyice yakaladığımı gördüğünüz vakit, derhal ona darbelerinizi indirin, dedi. Bir seferinde ise rivayetinde: Sonra onu size koklatacağım, dedi.
Ka‘b yanlarına silahını kuşanmış, kendisinden güzel kokular yayılarak indi. (Muhammed): Bugünkü kadar güzel -yani daha hoş- bir koku görmedim, dedi. Amr’dan başkası ise (Ka‘b’ın) şöyle dediğini söyledi: Benim yanımda Arap kadınlarının en güzel kokanları ve en mükemmelleri var, dedi. Amr dedi ki: (Muhammed) dedi ki: Başını koklamama izin verir misin, dedi. Ka‘b: Evet deyince başını kokladı, sonra diğer arkadaşlarına da koklattı. Sonra: (Bir daha) bana (koklamaya) izin verir misin? dedi. Ka‘b: Evet dedi. Onu iyice yakalayınca (arkadaşlarına): Haydi girişin, dedi. Onlar da onu öldürdüler, sonra da Nebi’nin (sav) yanına gidip ona olanı haber verdiler.
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Buhârî, Sahîh-i Buhârî, Meğâzî 15, 2/57
Senetler:
1. Cabir b. Abdullah el-Ensârî (Cabir b. Abdullah b. Amr b. Haram b. Salebe)
2. Amr b. Dinar el-Cümahî (Amr b. Dinar)
3. Ebu Muhammed Süfyan b. Uyeyne el-Hilâlî (Süfyân b. Uyeyne b. Meymûn)
4. Ebu Hasan Ali b. el-Medînî (Ali b. Abdullah b. Cafer b. Necîh)
Konular:
Eziyet, münafıkların Hz. Peygamber'e eziyetleri
Hz. Peygamber, hakaret ve saygısızlık yapılması
Tarihsel şahsiyetler, Ka'b. b. Eşref, öldürülmesi
Öneri Formu
Hadis Id, No:
18133, B002418
Hadis:
حَدَّثَنَا عَبْدُ اللَّهِ بْنُ مُحَمَّدٍ حَدَّثَنَا عُثْمَانُ بْنُ عُمَرَ أَخْبَرَنَا يُونُسُ عَنِ الزُّهْرِىِّ عَنْ عَبْدِ اللَّهِ بْنِ كَعْبِ بْنِ مَالِكٍ عَنْ كَعْبٍ - رضى الله عنه - أَنَّهُ تَقَاضَى ابْنَ أَبِى حَدْرَدٍ دَيْنًا كَانَ لَهُ عَلَيْهِ فِى الْمَسْجِدِ ، فَارْتَفَعَتْ أَصْوَاتُهُمَا حَتَّى سَمِعَهَا رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم وَهْوَ فِى بَيْتِهِ ، فَخَرَجَ إِلَيْهِمَا ، حَتَّى كَشَفَ سِجْفَ حُجْرَتِهِ فَنَادَى « يَا كَعْبُ » . قَالَ لَبَّيْكَ يَا رَسُولَ اللَّهِ . قَالَ « ضَعْ مِنْ دَيْنِكَ هَذَا » . فَأَوْمَأَ إِلَيْهِ ، أَىِ الشَّطْرَ . قَالَ لَقَدْ فَعَلْتُ يَا رَسُولَ اللَّهِ . قَالَ « قُمْ فَاقْضِهِ » .
Tercemesi:
Bize Abdullah b. Muhammed (el-Cu'fî), ona Osman b. Ömer (el-Abdî), ona Yunus (b.Yezid el-Eylî), ona da (Muhammed b. Şihab) ez-Zühri, Abdullah b. Ka’b b. Malik (el-Ensarî)’nin şöyle anlattığını nakletti: Ka’b, İbn Ebu Hadred’den mescitte alacağını istedi. (Bu nedenle) sesleri öyle yükseldi ki evinde bulunan Rasulullah (sav) bağırışlarını duydu. Rasul-i Ekrem (sav) onlara doğru çıkıp, odasının perdesini açtı ve “Ey Ka’b” diye seslendi. Ka'b “Lebbeyk! Ey Allah’ın Rasulü! deyince, Rasusullah (sav) elleriyle alacağının yarısını işaret ederek “Alacağından şu kadarını indir” dedi. Ka'b hemen “Vallahi bağışladım ey Allah’ın Rasulü!” dedi. (Bunun üzerine) Rasul-i Ekrem (sav) (İbn Ebu Hadred'e) “Kalk o (diğer yarıyı) öde!” buyurdu.
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Buhârî, Sahîh-i Buhârî, Husûmât 4, 1/670
Senetler:
1. Ka'b b. Malik el-Ensarî (Ka'b b. Malik b. Ebu Ka'b b. Kayn b. Ka'b)
2. Abdullah b. Ka'b el-Ensarî (Abdullah b. Ka'b b. Malik b. Amr b. Kayn)
3. Ebu Bekir Muhammed b. Şihab ez-Zührî (Muhammed b. Müslim b. Ubeydullah b. Abdullah b. Şihab)
4. Yunus b. Yezid el-Eyli (Yunus b. Yezid b. Mişkan)
5. Osman b. Ömer el-Abdî (Osman b. Ömer b. Faris b. Lakît)
6. Ebu Cafer Abdullah b. Muhammed el-Cu'fî (Abdullah b. Muhammed b. Abdullah)
Konular:
Borç, alacaklıyı bir kısmından vazgeçirmek
Hz. Peygamber, hakaret ve saygısızlık yapılması
Hz. Peygamber, Kişiliği, Hayatı ve Örnekliği
Hz. Peygamber, öğreticiliği
Öneri Formu
Hadis Id, No:
28269, N003468
Hadis:
أَخْبَرَنَا عِمْرَانُ بْنُ بَكَّارٍ قَالَ حَدَّثَنَا عَلِىُّ بْنُ عَيَّاشٍ قَالَ حَدَّثَنِى شُعَيْبٌ قَالَ حَدَّثَنِى أَبُو الزِّنَادِ مِمَّا حَدَّثَهُ عَبْدُ الرَّحْمَنِ الأَعْرَجُ مِمَّا ذَكَرَ أَنَّهُ سَمِعَ أَبَا هُرَيْرَةَ يُحَدِّثُ عَنْ رَسُولِ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم قَالَ قَالَ « انْظُرُوا كَيْفَ يَصْرِفُ اللَّهُ عَنِّى شَتْمَ قُرَيْشٍ وَلَعْنَهُمْ إِنَّهُمْ يَشْتِمُونَ مُذَمَّمًا وَيَلْعَنُونَ مُذَمَّمًا وَأَنَا مُحَمَّدٌ » .
Tercemesi:
Bize İmran b. Bekkâr, ona Ali b. Ayyaş, ona Şuayb’ın şöyle dediğini rivayet etti: Bana Ebu’z-Zinâd, Abdurrahman el-A‘rec’in Ebu Hureyre’den işittiklerini zikrettiği rivayetlerden olmak üzere şunu rivayet etmiştir: O, Ebu Hureyre’yi Rasulullah’ın (sav) şöyle buyurduğunu zikrederken dinledi: “Allah’ın Kureyş’in bana sövmelerini, lanet okumalarını nasıl benden bertaraf ettirip uzaklaştırdığına bir bakınız. Onlar “Müzemmem: çokça yerilmiş” birisine sövüyorlar, müzemmem dedikleri kişiye lanet okuyorlar. Ben ise Muhammed’im (çokça övülmüş kimseyim).”
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Nesâî, Sünen-i Nesâî, Talak 25, /2313
Senetler:
1. Ebu Hureyre ed-Devsî (Abdurrahman b. Sahr)
2. Ebu Davud A'rec Abdurrahman b. Hürmüz (Abdurrahman b. Hürmüz)
3. Ebu Zinad Abdullah b. Zekvan el-Kuraşi (Abdullah b. Zekvan)
4. Şuayb b. Ebu Hamza el-Ümevi (Şuayb b. Dinar)
5. Ebu Hasan Ali b. Ayyâş el-Elhânî (Ali b. Ayyâş b. Müslim)
6. İmran b. Bekkar el-Kela'i (İmran b. Bekkar b. Raşid)
Konular:
Eziyet, münafıkların Hz. Peygamber'e eziyetleri
Hz. Peygamber, hakaret ve saygısızlık yapılması
Hz. Peygamber, isimleri
Hz. Peygamber, korunmuşluğu
Öneri Formu
Hadis Id, No:
59000, KK81/22
Hadis:
وَمَا صَاحِبُكُم بِمَجْنُونٍ
Tercemesi:
Arkadaşınız (Muhammed) de mecnun değildir.
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Kur'an, Kur'an-ı Kerim, Tekvîr 81/22, /
Senetler:
()
Konular:
Hz. Peygamber, hakaret ve saygısızlık yapılması
Öneri Formu
Hadis Id, No:
59726, KK108/3
Hadis:
إِنَّ شَانِئَكَ هُوَ الْأَبْتَرُ
Tercemesi:
Asıl sonu kesik olan, şüphesiz sana hınç besleyendir.
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Kur'an, Kur'an-ı Kerim, Kevser 108/3, /
Senetler:
()
Konular:
HZ. PEYGAMBER'İN ÇOCUKLARI
Hz. Peygamber, hakaret ve saygısızlık yapılması
Öneri Formu
Hadis Id, No:
148815, BS011975
Hadis:
أَخْبَرَنَا مُحَمَّدُ بْنُ عَبْدِ اللَّهِ الْحَافِظُ وَمُحَمَّدُ بْنُ مُوسَى بْنِ الْفَضْلِ قَالاَ حَدَّثَنَا أَبُو الْعَبَّاسِ : مُحَمَّدُ بْنُ يَعْقُوبَ حَدَّثَنَا إِبْرَاهِيمُ بْنُ مَرْزُوقٍ حَدَّثَنَا بِشْرُ بْنُ عُمَرَ الزَّهْرَانِىُّ عَنِ اللَّيْثِ بْنِ سَعْدٍ قَالَ سَمِعْتُ ابْنَ شِهَابٍ يُحَدِّثُ عَنْ عُرْوَةَ بْنِ الزُّبَيْرِ أَنَّ عَبْدَ اللَّهِ بْنَ الزُّبَيْرِ حَدَّثَهُ : أَنَّ رَجُلاً مِنَ الأَنْصَارِ خَاصَمَ الزُّبَيْرَ عِنْدَ رَسُولِ اللَّهِ -صلى الله عليه وسلم- فِى شِرَاجِ الْحَرَّةِ الَّتِى يَسْقُونَ بِهَا النَّخْلَ فَقَالَ الأَنْصَارِىُّ : سَرِّحِ الْمَاءَ يَمُرُّ فَأَبَى عَلَيْهِ فَاخْتَصَمَا عِنْدَ رَسُولِ اللَّهِ -صلى الله عليه وسلم- فَقَالَ رَسُولُ اللَّهِ -صلى الله عليه وسلم- :« اسْقِ يَا زُبَيْرُ ثُمَّ أَرْسِلْ إِلَى جَارِكَ ». فَغَضِبَ الأَنْصَارِىُّ فَقَالَ : يَا رَسُولَ اللَّهِ أَنْ كَانَ ابْنُ عَمَّتِكَ فَتَلَوَّنَ وَجْهُ رَسُولِ اللَّهِ -صلى الله عليه وسلم- ثُمَّ قَالَ :« يَا زُبَيْرُ اسْقِ ثُمَّ احْتَبِسِ الْمَاءَ حَتَّى يَرْجِعَ إِلَى الْجَدْرِ ». فَقَالَ الزُّبَيْرُ رَضِىَ اللَّهُ عَنْهُ : وَاللَّهِ إِنِّى لأَحْسِبُ هَذِهِ الآيَةَ نَزَلَتْ فِى ذَلِكَ (فَلاَ وَرَبِّكَ لاَ يُؤْمِنُونَ حَتَّى يُحَكِّمُوكَ فِيمَا شَجَرَ بَيْنَهُمْ) إِلَى قَوْلِهِ (وَيُسَلِّمُوا تَسْلِيمًا) رَوَاهُ الْبُخَارِىُّ فِى الصَّحِيحِ عَنْ عَبْدِ اللَّهِ بْنِ يُوسُفَ وَرَوَاهُ مُسْلِمٌ عَنْ قُتَيْبَةَ وَمُحَمَّدِ بْنِ رُمْحٍ كُلُّهُمْ عَنِ اللَّيْثِ.
Tercemesi:
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Beyhakî, Sünen-i Kebir, İhyâu'l Mevât 11975, 12/238
Senetler:
1. Ebu Bekir Abdullah b. Zübeyr el-Esedî (Abdullah b. Zübeyr b. Avvam)
2. Urve b. Zübeyr el-Esedî (Urve b. Zübeyr b. Avvam b. Huveylid b. Esed)
3. Ebu Bekir Muhammed b. Şihab ez-Zührî (Muhammed b. Müslim b. Ubeydullah b. Abdullah b. Şihab)
4. Ebu Haris Leys b. Sa'd el-Fehmî (Leys b. Sa'd b. Abdurrahman)
5. Ebu Muhammed Bişr b. Ömer ez-Zehraî (Bişr b. Ömer b. Hakem b. Ukbe)
6. İbrahim b. Merzuk el-Emevî (İbrahim b. Merzuk b. Dinar)
7. Muhammed b. Yakub el-Ümevî (Muhammed b. Yakub b. Yusuf b. Ma'kil b. Sinan b. Abdullah)
8. Hakim en-Nîsâbûrî (Muhammed b. Abdullah b. Hamdûye b. Nu'aym b. el-Hakem)
8. Ebu Said Muhammed b. Musa b. Şazan (Muhammed b. Musa b. Fadl b. Şâzân)
Konular:
Adab, insani ilişkilerde nezaket, kabalık
Doğal kaynaklar, Su, ortak kullanımı
Ensar, Ensara kin beslemek
Haklar, kul Hakkı
Hz. Peygamber, hakaret ve saygısızlık yapılması
Hz. Peygamber, itaat, boyun eğmek,
Hz. Peygamber, kızması
Islah, Arabuluculuk, insanların arasını düzeltmek
İtaat, Allah ve Rasûlüne itaat
Komşuluk, su kullanımında yasak konulamayacak yerler
Kur'an, Nüzul sebebleri
Sahabe, Aralalarındaki ihtilaflar
Sahabe, Hz. Peygamber'e itiraz, verdiği bir karara
Yargı, hakemlik, bir olayı çözmek için
Öneri Formu
Hadis Id, No:
148816, BS011976
Hadis:
وَأَخْبَرَنَا أَبُو عَبْدِ اللَّهِ الْحَافِظُ أَخْبَرَنَا أَبُو الْحَسَنِ : أَحْمَدُ بْنُ مُحَمَّدِ بْنِ عُبْدُوسٍ حَدَّثَنَا عُثْمَانُ بْنُ سَعِيدٍ حَدَّثَنَا نُعَيْمُ بْنُ حَمَّادٍ حَدَّثَنَا ابْنُ الْمُبَارَكِ أَخْبَرَنَا مَعْمَرٌ عَنِ الزُّهْرِىِّ عَنْ عُرْوَةَ بْنِ الزُّبَيْرِ قَالَ : خَاصَمَ الزُّبَيْرُ رَجُلاً مِنَ الأَنْصَارِ فِى شِرَجِ الْحَرَّةِ فَقَالَ النَّبِىُّ -صلى الله عليه وسلم- :« اسْقِ يَا زُبَيْرُ ثُمَّ أَرْسِلْ إِلَى جَارِكَ ». فَقَالَ الأَنْصَارِىُّ : يَا رَسُولَ اللَّهِ وَأَنْ كَانَ ابْنُ عَمَّتِكَ فَتَلَوَّنَ وَجْهُ رَسُولِ اللَّهِ -صلى الله عليه وسلم- ثُمَّ قَالَ :« اسْقِ يَا زُبَيْرُ ثُمَّ احْبِسِ الْمَاءَ حَتَّى يَرْجِعَ إِلَى الْجَدْرِ ثُمَّ أَرْسِلِ الْمَاءَ إِلَى جَارِكَ ». فَقَالَ وَاسْتَوْعَى رَسُولُ اللَّهِ -صلى الله عليه وسلم- لِلزُّبَيْرِ حَقَّهُ فِى صَرِيحِ الْحُكْمِ حِينَ أَحْفَظَهُ الأَنْصَارِىُّ وَكَانَ أَشَارَ عَلَيْهِمَا قَبْلَ ذَلِكَ بِأَمْرٍ كَانَ لَهُمَا فِيهِ سَعَةٌ قَالَ الزُّبَيْرُ : فَمَا أَحْسِبُ هَذِهِ الآيَةَ إِلاَّ نَزَلَتْ فِى ذَلِكَ (فَلاَ وَرَبِّكَ لاَ يُؤْمِنُونَ حَتَّى يُحَكِّمُوكَ فِيمَا شَجَرَ بَيْنَهُمْ) قَالَ فَسَمِعْتُ غَيْرَ الزُّهْرِىِّ يَقُولُ : نُظِرَ فِى قَوْلِ النَّبِىِّ -صلى الله عليه وسلم- (ثُمَّ احْبِسِ الْمَاءَ حَتَّى يَرْجِعَ إِلَى الْجَدْرِ) فَكَانَ ذَلِكَ إِلَى الْكَعْبَيْنِ.رَوَاهُ الْبُخَارِىُّ فِى الصَّحِيحِ عَنْ عَبْدَانَ عَنِ ابْنِ الْمُبَارَكِ مُخْتَصَرًا وَأَخْرَجَهُ مِنْ حَدِيثِ ابْنِ جُرَيْجٍ عَنِ الزُّهْرِىِّ بِطُولِهِ وَفِى آخِرِهِ. قَالَ ابْنُ شِهَابٍ : فَقَدَّرَتِ الأَنْصَارُ وَالنَّاسُ مَا قَالَ رَسُولُ اللَّهِ -صلى الله عليه وسلم- :« اسْقِ ثُمَّ احْبِسْ حَتَّى يَرْجِعَ الْمَاءُ إِلَى الْجَدْرِ ». كَانَ ذَلِكَ إِلَى الْكَعْبَيْنِ
Tercemesi:
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Beyhakî, Sünen-i Kebir, İhyâu'l Mevât 11976, 12/239
Senetler:
1. Urve b. Zübeyr el-Esedî (Urve b. Zübeyr b. Avvam b. Huveylid b. Esed)
2. Ebu Bekir Muhammed b. Şihab ez-Zührî (Muhammed b. Müslim b. Ubeydullah b. Abdullah b. Şihab)
3. Ebu Urve Mamer b. Raşid el-Ezdî (Mamer b. Râşid)
4. Ebu Abdurrahman Abdullah b. Mübarek el-Hanzalî (Abdullah b. Mübarek b. Vadıh)
5. Nuaym b. Hammad el-Huzaî (Nuaym b. Hammad b. Muaviye b. Haris b. Hemmam b. Seleme b. Malik)
6. Osman b. Saîd ed-Dârimî (Osman b. Said b. Halid b. Said)
7. Ahmed b. Muhammed et-Tarâifî (Ahmed b. Muhammed b. Abdûs b. Seleme)
8. Hakim en-Nîsâbûrî (Muhammed b. Abdullah b. Hamdûye b. Nu'aym b. el-Hakem)
Konular:
Adab, insani ilişkilerde nezaket, kabalık
Doğal kaynaklar, Su, ortak kullanımı
Ensar, Ensara kin beslemek
Haklar, kul Hakkı
Hz. Peygamber, hakaret ve saygısızlık yapılması
Hz. Peygamber, hoşlanmadığı şeye karşı tavrı
Hz. Peygamber, itaat, boyun eğmek,
Hz. Peygamber, kızması
Islah, Arabuluculuk, insanların arasını düzeltmek
İtaat, Allah ve Rasûlüne itaat
Komşuluk, su kullanımında yasak konulamayacak yerler
Kur'an, Nüzul sebebleri
Sahabe, Aralalarındaki ihtilaflar
Sahabe, Hz. Peygamber'e itiraz, verdiği bir karara
Yargı, hakemlik, bir olayı çözmek için