51 Kayıt Bulundu.
Bize Ali b. Abdullah, ona Muhammed b. Cafer, ona Ma'mer, ona ez-Zührî, ona da Urve şöyle rivâyet etti: "(Babam) Zübeyr, Harre mevkiinde hurmalıkları suladıkları su yolundan dolayı Ensâr'dan bir adamla tartıştı. Hz. Peygamber (sav), "— Yâ Zübeyr! Tarlanı sula, sonra suyu tutmayıp komşuna doğru salıver!" buyurdu. Bunun üzerine Ensârî zât, "- Ey Allah'ın Rasûlü, Zübeyr halanın oğlu olduğu için mi böyle konuşuyorsun?" diye sitem etti. Bu sözden dolayı Hz. Peygamber'in yüzü değişti, sonra, "— Yâ Zübeyr, tarlanı sula, sonra hurma ağaçlarının köklerine işleyinceye kadar suyu tut!. Ondan sonra suyu komşuna doğru salıver!" buyurdu. Hz. Peygamber (sav), Ensârî zat kendisini öfkelendirdiğinde Zübeyr'in hakkını tastamam alması için apaçık bir hüküm verdi. Halbuki birinci emirde onlara içinde genişlik bulunan bir hüküm vermişti. ez-Zübeyr, Ben şu âyetin bu hâdise hakkında indiğini zannediyorum, dedi: "Hayır! Rabbin adına yemin olsun ki onlar, aralarında çıkan anlaşmazlık hususunda seni hakem kılıp sonra da verdiğin hükümden dolayı içlerinde hiçbir sıkıntı duymaksızın onu kabullenmedikçe ve teslim olup boyun eğmedikçe iman etmiş olmazlar."(en-Nisâ, 4/65).
Açıklama: Hz. Peygamber ile Urve b. Zübeyr arasında irsal bulunmaktadır.
Bize Muhammed, ona Mahled, ona İbn Cüreyc, ona İbn Şihâb, ona Urve b. Zübeyr şöyle tahdîs etmiştir: "Ensâr'dan bir adam Harre mevkiindeki hurmalıkları sulamakta olduğu su kanalları hakkında Zübeyr ile muhakeme oldu. Rasûlullah (sav), "— Yâ Zübeyr, sula! -Ona aralarında ma'rûf olan su payı miktarını kullanmasını emretti- Sonra da suyu komşuna doğru salıver" buyurdu. Bunun üzerine Ensârî, "— Zübeyr, senin halanın oğlu olduğu için böyle diyorsun değil mi?" dedi. Hemen Rasûlullah'ın (sav) yüzünün rengi değişti. Sonra da, "— Yâ Zübeyr, hurmalığını sula, sonra su hurma ağaçlarının kökleri etrafındaki yumru çıkıntılara erişinceye kadar suyu tut!" buyurdu. Neticede Zübeyr kendi hakkını bol bol kullandı. Sonra Zübeyr, "Vallahi şu âyet-i kerîme bu mesele hakkında indirilmiştir" dedi: "Hayır! Rabbin adına yemin olsun ki onlar, aralarında çıkan anlaşmazlık hususunda seni hakem kılıp sonra da verdiğin hükümden içlerinde hiçbir sıkıntı duymaksızın onu kabullenmedikçe ve boyun eğip teslim olmadıkça iman etmiş olmazlar." (en-Nisâ, 4/65). İbn Cureyc dedi ki: İbnu Şihâb bana şöyle dedi: Ensâr ve diğer insanlar Hz. Peygamber'in (sav) Zübeyr'e söylediği, "Sula, sonra su hurma köklerindeki yumru kabarcıklarına ulaşıncaya kadar suyu salmayıp tut!" sözünün anlattığı yüksekliği ölçtüler ve bu seviye ayak topuklarına kadar oldu.
Bize Ebu Yemân, ona Şuayb, ona ez-Zührî, ona Urve b. ez-Zübeyr, ona da babası Zübeyr şöyle anlattı: "Kendisi, Bedir'de hazır bulunan Ensâr'dan bir adamla Harre mevkiinde hurmalıklarını suladıkları su yolları ve su nöbeti hakkında Rasûlullah'ın (sav) huzurunda muhakeme olmuş. Rasûlullah (sav) Zübeyr'e, "— Yâ Zübeyr! Tarlanı sula, sonra suyu tutma, komşuna doğru salıver" buyurdu. Ensârî zât bundan öfkelendi ve: "- Ey Allah'ın Rasûlü, Zübeyr senin halanın oğlu olduğu için böyle konuşuyorsun değil mi?" dedi.Hemen Rasûlullah'ın (sav) yüzünün rengi değişti. Sonra Zübeyr'e, "— Yâ Zübeyr! Tarlanı sula, sonra suyu tut, hurma ağaçlarının köklerine erişmedikçe bırakma!" buyurdu. Rasûlullah (sav) o vakit Zübeyr'e kendi hakkını bol bol kullanmasını söyledi. Halbuki bundan önce Zübeyr'e, hem kendisine, hem de Ensârî lehine müsamahalı bir sulama yapmasını işaret etmiş idi. Ensârî Rasûlullah'a (sav) öfkelenince, Hz. Peygamber de Zübeyr'e apaçık hüküm içinde hakkını bol bol kullanmasını bildirmiştir. Urve dedi ki: Zübeyr, "Vallahi ben şu âyetin bu hâdise hakkında indiğini zannediyorum, dedi: "Hayır! Rabbin adına yemin olsun ki onlar, aralarında çıkan anlaşmazlık hususunda seni hakem kılıp sonra da verdiğin hükümden içlerinde hiçbir sıkıntı duymaksızın onu kabullenmedikçşe ve boyun eğip teslim olmadeıkça iman etmiş olmazlar."(en-Nisâ: 4/65)
Açıklama: Bu hadis, Rasulullah'a (sav) söven kimsenin öldürüleceğine delil olmaktadır.
Açıklama: Bu hadis, bir kimsenin Hz. Peygamber'in dışında bir başkasına sövmesinin onu öldürmeyi gerektirmeyeceğine delil olmaktadır. Rasulullah'ın (sav) vefatından sonra bir kişinin katline sadece bu üç suçtan birini işleyen için hükmedilir.