حَدَّثَنَا عُبَيْدُ اللَّهِ بْنُ مُوسَى عَنْ إِسْرَائِيلَ عَنْ أَبِى إِسْحَاقَ عَنِ الْبَرَاءِ - رضى الله عنه - قَالَ تَعُدُّونَ أَنْتُمُ الْفَتْحَ فَتْحَ مَكَّةَ ، وَقَدْ كَانَ فَتْحُ مَكَّةَ فَتْحًا ، وَنَحْنُ نَعُدُّ الْفَتْحَ بَيْعَةَ الرُّضْوَانِ يَوْمَ الْحُدَيْبِيَةِ . كُنَّا مَعَ النَّبِىِّ صلى الله عليه وسلم أَرْبَعَ عَشْرَةَ مِائَةً ، وَالْحُدَيْبِيَةُ بِئْرٌ فَنَزَحْنَاهَا ، فَلَمْ نَتْرُكْ فِيهَا قَطْرَةً ، فَبَلَغَ ذَلِكَ النَّبِىَّ صلى الله عليه وسلم فَأَتَاهَا ، فَجَلَسَ عَلَى شَفِيرِهَا ، ثُمَّ دَعَا بِإِنَاءٍ مِنْ مَاءٍ فَتَوَضَّأَ ثُمَّ مَضْمَضَ وَدَعَا ، ثُمَّ صَبَّهُ فِيهَا فَتَرَكْنَاهَا غَيْرَ بَعِيدٍ ثُمَّ إِنَّهَا أَصْدَرَتْنَا مَا شِئْنَا نَحْنُ وَرِكَابَنَا .
Öneri Formu
Hadis Id, No:
31985, B004150
Hadis:
حَدَّثَنَا عُبَيْدُ اللَّهِ بْنُ مُوسَى عَنْ إِسْرَائِيلَ عَنْ أَبِى إِسْحَاقَ عَنِ الْبَرَاءِ - رضى الله عنه - قَالَ تَعُدُّونَ أَنْتُمُ الْفَتْحَ فَتْحَ مَكَّةَ ، وَقَدْ كَانَ فَتْحُ مَكَّةَ فَتْحًا ، وَنَحْنُ نَعُدُّ الْفَتْحَ بَيْعَةَ الرُّضْوَانِ يَوْمَ الْحُدَيْبِيَةِ . كُنَّا مَعَ النَّبِىِّ صلى الله عليه وسلم أَرْبَعَ عَشْرَةَ مِائَةً ، وَالْحُدَيْبِيَةُ بِئْرٌ فَنَزَحْنَاهَا ، فَلَمْ نَتْرُكْ فِيهَا قَطْرَةً ، فَبَلَغَ ذَلِكَ النَّبِىَّ صلى الله عليه وسلم فَأَتَاهَا ، فَجَلَسَ عَلَى شَفِيرِهَا ، ثُمَّ دَعَا بِإِنَاءٍ مِنْ مَاءٍ فَتَوَضَّأَ ثُمَّ مَضْمَضَ وَدَعَا ، ثُمَّ صَبَّهُ فِيهَا فَتَرَكْنَاهَا غَيْرَ بَعِيدٍ ثُمَّ إِنَّهَا أَصْدَرَتْنَا مَا شِئْنَا نَحْنُ وَرِكَابَنَا .
Tercemesi:
Bize Ubeydullah b. Musa, ona İsrâîl (b. Yunus), ona Ebû İshâk (Amr b. Abdullah), ona da Berâ (b. Âzib) (ra) şöyle rivayet etmiştir: Siz (‘Şüphesiz sana apaçık bir fetih verdik’ ayetindeki) (Feth,48/1) fethi, Mekke fethi sayarsınız ki, Mekke’nin fethi de bir fetihtir (zaferdir). Halbuki biz (büyük) fethi, Hudeybiye günündeki Rıdvân biatını kabul ederiz. Biz Nebî (sav) ile birlikte yüzer (kişilik) on dört gruptuk (yani 1400 kişiydi). Hudeybiye bir kuyunun adıdır. Kuyunun (bütün) suyunu çektik, içeresinde bir tek damla su bile bırakmadık. Bu durum, Rasulullah’a (sav) ulaştı. Kendisi gelip kuyunun kenarına oturdu. Sonra içerisinde su bulunan bir kap istedi. Onunla abdest alıp ağzını çalkaladı ve dua etti. Akabinde bu suyu kuyuya boşalttı. Kuyuyu o halde kısa bir süre bıraktık. Sonra kuyu istediğimiz kadar bize ve hayvanlarımıza su verdi.
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Buhârî, Sahîh-i Buhârî, Meğâzî 35, 2/84
Senetler:
1. Ebu Umare Bera b. Azib el-Ensarî (Bera b. Azib b. Haris b.Adî b. Cüşem)
2. Ebu İshak es-Sebiî (Amr b. Abdullah b. Ubeyd)
3. Ebu Yusuf İsrail b. Yunus es-Sebîî (İsrail b. Yunus b. Ebu İshak)
4. Ubeydullah b. Musa el-Absi (Ubeydullah b. Musa b. Bazam)
Konular:
Bereket, yiyecek ve içeceklerin bereketlenmesi
Şehirler, Mekke, Mekkenin fethi ve sonraki gelişmeler
Siyer, Hudeybiye Günü
حَدَّثَنِى فَضْلُ بْنُ يَعْقُوبَ حَدَّثَنَا الْحَسَنُ بْنُ مُحَمَّدِ بْنِ أَعْيَنَ أَبُو عَلِىٍّ الْحَرَّانِىُّ حَدَّثَنَا زُهَيْرٌ حَدَّثَنَا أَبُو إِسْحَاقَ قَالَ أَنْبَأَنَا الْبَرَاءُ بْنُ عَازِبٍ - رضى الله عنهما أَنَّهُمْ كَانُوا مَعَ رَسُولِ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم يَوْمَ الْحُدَيْبِيَةِ أَلْفًا وَأَرْبَعَمِائَةٍ أَوْ أَكْثَرَ ، فَنَزَلُوا عَلَى بِئْرٍ فَنَزَحُوهَا ، فَأَتَوْا رَسُولَ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم فَأَتَى الْبِئْرَ ، وَقَعَدَ عَلَى شَفِيرِهَا ثُمَّ قَالَ « ائْتُونِى بِدَلْوٍ مِنْ مَائِهَا » . فَأُتِىَ بِهِ فَبَصَقَ فَدَعَا ثُمَّ قَالَ « دَعُوهَا سَاعَةً » . فَأَرْوَوْا أَنْفُسَهُمْ وَرِكَابَهُمْ حَتَّى ارْتَحَلُوا .
Öneri Formu
Hadis Id, No:
31990, B004151
Hadis:
حَدَّثَنِى فَضْلُ بْنُ يَعْقُوبَ حَدَّثَنَا الْحَسَنُ بْنُ مُحَمَّدِ بْنِ أَعْيَنَ أَبُو عَلِىٍّ الْحَرَّانِىُّ حَدَّثَنَا زُهَيْرٌ حَدَّثَنَا أَبُو إِسْحَاقَ قَالَ أَنْبَأَنَا الْبَرَاءُ بْنُ عَازِبٍ - رضى الله عنهما أَنَّهُمْ كَانُوا مَعَ رَسُولِ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم يَوْمَ الْحُدَيْبِيَةِ أَلْفًا وَأَرْبَعَمِائَةٍ أَوْ أَكْثَرَ ، فَنَزَلُوا عَلَى بِئْرٍ فَنَزَحُوهَا ، فَأَتَوْا رَسُولَ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم فَأَتَى الْبِئْرَ ، وَقَعَدَ عَلَى شَفِيرِهَا ثُمَّ قَالَ « ائْتُونِى بِدَلْوٍ مِنْ مَائِهَا » . فَأُتِىَ بِهِ فَبَصَقَ فَدَعَا ثُمَّ قَالَ « دَعُوهَا سَاعَةً » . فَأَرْوَوْا أَنْفُسَهُمْ وَرِكَابَهُمْ حَتَّى ارْتَحَلُوا .
Tercemesi:
Bana Fazl b. Yakup, ona Hasan b. Muhammed b. A’yun el-Harrânî, ona Züheyr (b. Muâviye), ona Ebû İshâk (Amr b. Abdullah), ona da Berâ b. Âzib (ra) şöyle rivayet etmiştir: Onlar Hudeybiye gününde Allah’ın Rasulü (sav) ile birlikte bin dört yüz veya daha fazla kişiydi. Bir kuyu başında konakladılar ve kuyunun suyunu (tamamen) çekmişlerdi. Rasulullah’a (sav) gelip (durumu arz ettiler). Nebî (sav) kuyunun başına varıp kenarına oturduktan sonra “Bana kuyunun suyundan bir kova su getirin” buyurdu. Su getirildi içerisine püfleyip dua ettikten sonra “Bir müddet kuyuyu terk edin” buyurdu. Bunun üzerine oradan ayrılıncaya kadar hem kendileri hem de hayvanları suya kandılar.
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Buhârî, Sahîh-i Buhârî, Meğâzî 35, 2/84
Senetler:
1. Ebu Umare Bera b. Azib el-Ensarî (Bera b. Azib b. Haris b.Adî b. Cüşem)
2. Ebu İshak es-Sebiî (Amr b. Abdullah b. Ubeyd)
3. Züheyr b. Muaviye el-Cu'fî (Züheyr b. Muaviye b. Hadîc b. Rahîl b. Züheyr b. Hayseme)
4. Hasan b. A'yen el-Harrânî (Hasan b. Muhammed b. A'yen)
5. Fadl b. Yakub er-Ruhamî (Fadl b. Yakub b. İbrahim)
Konular:
Bereket, yiyecek ve içeceklerin bereketlenmesi
Siyer, Hudeybiye Günü
Öneri Formu
Hadis Id, No:
282551, B004158-2
Hadis:
حَدَّثَنَا عَلِىُّ بْنُ عَبْدِ اللَّهِ حَدَّثَنَا سُفْيَانُ عَنِ الزُّهْرِىِّ عَنْ عُرْوَةَ عَنْ مَرْوَانَ وَالْمِسْوَرِ بْنِ مَخْرَمَةَ قَالاَ خَرَجَ النَّبِىُّ صلى الله عليه وسلم عَامَ الْحُدَيْبِيَةِ فِى بِضْعَ عَشْرَةَ مِائَةً مِنْ أَصْحَابِهِ ، فَلَمَّا كَانَ بِذِى الْحُلَيْفَةِ قَلَّدَ الْهَدْىَ وَأَشْعَرَ وَأَحْرَمَ مِنْهَا . لاَ أُحْصِى كَمْ سَمِعْتُهُ مِنْ سُفْيَانَ حَتَّى سَمِعْتُهُ يَقُولُ لاَ أَحْفَظُ مِنَ الزُّهْرِىِّ الإِشْعَارَ وَالتَّقْلِيدَ ، فَلاَ أَدْرِى - يَعْنِى - مَوْضِعَ الإِشْعَارِ وَالتَّقْلِيدِ ، أَوِ الْحَدِيثَ كُلَّهُ .
Tercemesi:
Bana Ali b. Abdullah, ona Süfyan (b. Uyeyne), ona ez-Zührî (Muhammed b. Şihab), ona Urve (b. Zübeyr), da ona Mirvan b. Hakem ve Misver b. Mahreme şöyle demiştir: Rasulullah (sav) Hudeybiye yılında ashabından yüz kişilik on küsür birlikle birlikte (Medine'den) yola çıktı. Zü-l Huleyfe'ye geldiklerinde Rasulullah (sav) kurbanlık develerine gerdanlık taktı ve (kurbanlık olanları) işaretledi, kendisi de orada umre niyetiyle ihrama girdi.
Ravi (Ali b. Abdullah) dedi ki: Ben bu hadisi Sufyan'dan kaç kere duyduğumu saymadım. Nihayet Sufyan'dan şöyle duydum: Ben Muhammed b. Müslim ez-Zuhrî'den kurbanlık develeri işaretlemeyi ve gerdanlık takma ile ilgili bilgiyi ezberlemedim. İşaretleme ve gerdanlık takma yerini de bilmiyorum veya hadisin tamamını da bilmiyorum.
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Buhârî, Sahîh-i Buhârî, Meğâzî 35 , 2/85
Senetler:
1. Ebu Abdulmelik Mervan b. Hakem el-Kuraşi (Mervan b. Hakem b. Ebu As b. Ümeyye)
2. Urve b. Zübeyr el-Esedî (Urve b. Zübeyr b. Avvam b. Huveylid b. Esed)
3. Ebu Bekir Muhammed b. Şihab ez-Zührî (Muhammed b. Müslim b. Ubeydullah b. Abdullah b. Şihab)
4. Ebu Muhammed Süfyan b. Uyeyne el-Hilâlî (Süfyân b. Uyeyne b. Meymûn)
5. Ebu Hasan Ali b. el-Medînî (Ali b. Abdullah b. Cafer b. Necîh)
Konular:
Hac, İhram
Kurban, Hedy kurbanını işaretlemek
Siyer, Hudeybiye Anlaşması
Siyer, Hudeybiye Günü
Umre, Hz. Peygamber'in
Öneri Formu
Hadis Id, No:
282552, B004179-2
Hadis:
حَدَّثَنَا عَبْدُ اللَّهِ بْنُ مُحَمَّدٍ حَدَّثَنَا سُفْيَانُ قَالَ سَمِعْتُ الزُّهْرِىَّ حِينَ حَدَّثَ هَذَا الْحَدِيثَ ، حَفِظْتُ بَعْضَهُ ، وَثَبَّتَنِى مَعْمَرٌ عَنْ عُرْوَةَ بْنِ الزُّبَيْرِ عَنِ الْمِسْوَرِ بْنِ مَخْرَمَةَ وَمَرْوَانَ بْنِ الْحَكَمِ يَزِيدُ أَحَدُهُمَا عَلَى صَاحِبِهِ قَالاَ خَرَجَ النَّبِىُّ صلى الله عليه وسلم عَامَ الْحُدَيْبِيَةِ فِى بِضْعَ عَشْرَةَ مِائَةً مِنْ أَصْحَابِهِ ، فَلَمَّا أَتَى ذَا الْحُلَيْفَةِ قَلَّدَ الْهَدْىَ ، وَأَشْعَرَهُ ، وَأَحْرَمَ مِنْهَا بِعُمْرَةٍ ، وَبَعَثَ عَيْنًا لَهُ مِنْ خُزَاعَةَ ، وَسَارَ النَّبِىُّ صلى الله عليه وسلم حَتَّى كَانَ بِغَدِيرِ الأَشْطَاطِ ، أَتَاهُ عَيْنُهُ قَالَ إِنَّ قُرَيْشًا جَمَعُوا لَكَ جُمُوعًا ، وَقَدْ جَمَعُوا لَكَ الأَحَابِيشَ ، وَهُمْ مُقَاتِلُوكَ وَصَادُّوكَ عَنِ الْبَيْتِ وَمَانِعُوكَ . فَقَالَ « أَشِيرُوا أَيُّهَا النَّاسُ عَلَىَّ ، أَتَرَوْنَ أَنْ أَمِيلَ إِلَى عِيَالِهِمْ وَذَرَارِىِّ هَؤُلاَءِ الَّذِينَ يُرِيدُونَ أَنْ يَصُدُّونَا عَنِ الْبَيْتِ ، فَإِنْ يَأْتُونَا كَانَ اللَّهُ عَزَّ وَجَلَّ قَدْ قَطَعَ عَيْنًا مِنَ الْمُشْرِكِينَ ، وَإِلاَّ تَرَكْنَاهُمْ مَحْرُوبِينَ » . قَالَ أَبُو بَكْرٍ يَا رَسُولَ اللَّهِ ، خَرَجْتَ عَامِدًا لِهَذَا الْبَيْتِ ، لاَ تُرِيدُ قَتْلَ أَحَدٍ وَلاَ حَرْبَ أَحَدٍ ، فَتَوَجَّهْ لَهُ ، فَمَنْ صَدَّنَا عَنْهُ قَاتَلْنَاهُ . قَالَ « امْضُوا عَلَى اسْمِ اللَّهِ » .
Tercemesi:
Bize Abdullah b. Muhammed, ona da Süfyan (b. Uyeyne) şöyle demiştir: Ben bu hadisi ez-Zührî'den (Muhammed b. Şihab) rivayet ettiğinde duymuştum. Bir kısmını ondan ezberledim. Bana Ma'mer b. Raşid, ona Urve b. Zübeyr, ona Misver b. Mahreme ve Mervan b. Hakem bu hadisi hatırlattı (ثَبَّتَنِى). Misver ve Mervan'dan birisi (hadis rivayetinde) diğerinin rivayetine eklemeler yapıyordu. Misver ile Mervan şöyle demişlerdir: Peygamber (sav) Hudeybiye yılında ashabından yüzer kişilik on bölükle birlikte sefere çıktı. Zü'ü-Huleyfe'ye geldiği zaman kurbanlık develerine gerdanlık taktı ve o hayvanları (kurban olarak ayırmak için) işaretledi. Sonra da burada umre niyetiyle ihrama girdi. Rasulullah (sav), Huzâa kabilesinden bir gözcüsünü de (keşif için) gönderdi. Kendisi de (yanındakilerle birlikte) Gadîru'l-Eştât mevkiine kadar ilerledi. Burada gözcüsü geldi ve şu haberleri söyledi: "Kureyş senin aleyhinde birçok insanı toplamış ve Ehâbiş denilen toplulukları da yanlarına almışlar. Müşrikler seninle muhakkak savaşacaklar ve Ka'be'yi ziyaretten seni men edecekler. Mekke'ye girmene de engel olacaklar" dedi. Bu haber üzerine Rasulullah (sav): "Ey insanlar! Bana fikrinizi söyleyiniz: Bizi Ka'be'yi ziyaretten men etmek isteyen şu müşriklerin aileleri üzerine harekete geçmeyi uygun buluyor musunuz? Eğer bu sırada müşrikler bize karşı gelirlerse (onlarla savaşırız) çünkü Allah (ac) müşriklerin bir gözü kesmiştir (yani bir casusumuzu müşriklerin gözünden korumuştur). Eğer müşrikler üzerimize gelmezlerse bu düşmanlarımızı yenilmiş halde bırakırız" buyurdu. Bunun üzerine Ebu Bekir: "Ey Allah'ın Rasulü! Sen şu Beyt'i ziyaret maksadıyla yola çıktın. Bir kimseyi öldürmek ve bir kimse ile savaşmak istemezsin. Bu durumda Ka'be'ye doğru devam et. Her kim bizi Ka'be'yi ziyaret etmekten men ederse, onunla savaşırız! dedi. Bunun üzerine Rasulullah (sav): "Allah'ın ismi üzerine (Allah için ismini anarak) devam edin!" buyurdu
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Buhârî, Sahîh-i Buhârî, Meğâzî 35, 2/87
Senetler:
1. Ebu Abdulmelik Mervan b. Hakem el-Kuraşi (Mervan b. Hakem b. Ebu As b. Ümeyye)
2. Urve b. Zübeyr el-Esedî (Urve b. Zübeyr b. Avvam b. Huveylid b. Esed)
3. Ebu Bekir Muhammed b. Şihab ez-Zührî (Muhammed b. Müslim b. Ubeydullah b. Abdullah b. Şihab)
4. Ebu Muhammed Süfyan b. Uyeyne el-Hilâlî (Süfyân b. Uyeyne b. Meymûn)
5. Ebu Cafer Abdullah b. Muhammed el-Cu'fî (Abdullah b. Muhammed b. Abdullah)
Konular:
Hac, İhram
Hz. Peygamber, müşriklerle ilişkileri
Kurban, Hedy kurbanını işaretlemek
Siyer, Hudeybiye Günü
Umre, Hz. Peygamber'in
Yönetim, İstişare / Danışma
Öneri Formu
Hadis Id, No:
282553, B004179-3
Hadis:
حَدَّثَنَا عَبْدُ اللَّهِ بْنُ مُحَمَّدٍ حَدَّثَنَا سُفْيَانُ قَالَ سَمِعْتُ الزُّهْرِىَّ حِينَ حَدَّثَ هَذَا الْحَدِيثَ ، حَفِظْتُ بَعْضَهُ ، وَثَبَّتَنِى مَعْمَرٌ عَنْ عُرْوَةَ بْنِ الزُّبَيْرِ عَنِ الْمِسْوَرِ بْنِ مَخْرَمَةَ وَمَرْوَانَ بْنِ الْحَكَمِ يَزِيدُ أَحَدُهُمَا عَلَى صَاحِبِهِ قَالاَ خَرَجَ النَّبِىُّ صلى الله عليه وسلم عَامَ الْحُدَيْبِيَةِ فِى بِضْعَ عَشْرَةَ مِائَةً مِنْ أَصْحَابِهِ ، فَلَمَّا أَتَى ذَا الْحُلَيْفَةِ قَلَّدَ الْهَدْىَ ، وَأَشْعَرَهُ ، وَأَحْرَمَ مِنْهَا بِعُمْرَةٍ ، وَبَعَثَ عَيْنًا لَهُ مِنْ خُزَاعَةَ ، وَسَارَ النَّبِىُّ صلى الله عليه وسلم حَتَّى كَانَ بِغَدِيرِ الأَشْطَاطِ ، أَتَاهُ عَيْنُهُ قَالَ إِنَّ قُرَيْشًا جَمَعُوا لَكَ جُمُوعًا ، وَقَدْ جَمَعُوا لَكَ الأَحَابِيشَ ، وَهُمْ مُقَاتِلُوكَ وَصَادُّوكَ عَنِ الْبَيْتِ وَمَانِعُوكَ . فَقَالَ « أَشِيرُوا أَيُّهَا النَّاسُ عَلَىَّ ، أَتَرَوْنَ أَنْ أَمِيلَ إِلَى عِيَالِهِمْ وَذَرَارِىِّ هَؤُلاَءِ الَّذِينَ يُرِيدُونَ أَنْ يَصُدُّونَا عَنِ الْبَيْتِ ، فَإِنْ يَأْتُونَا كَانَ اللَّهُ عَزَّ وَجَلَّ قَدْ قَطَعَ عَيْنًا مِنَ الْمُشْرِكِينَ ، وَإِلاَّ تَرَكْنَاهُمْ مَحْرُوبِينَ » . قَالَ أَبُو بَكْرٍ يَا رَسُولَ اللَّهِ ، خَرَجْتَ عَامِدًا لِهَذَا الْبَيْتِ ، لاَ تُرِيدُ قَتْلَ أَحَدٍ وَلاَ حَرْبَ أَحَدٍ ، فَتَوَجَّهْ لَهُ ، فَمَنْ صَدَّنَا عَنْهُ قَاتَلْنَاهُ . قَالَ « امْضُوا عَلَى اسْمِ اللَّهِ » .
Tercemesi:
Bize Abdullah b. Muhammed, ona da Süfyan (b. Uyeyne) şöyle demiştir: Ben bu hadisi ez-Zührî'den (Muhammed b. Şihab) rivayet ettiğinde duymuştum. Bir kısmını ondan ezberledim. Bana Ma'mer b. Raşid, ona Urve b. Zübeyr, ona Misver b. Mahreme ve Mervan b. Hakem bu hadisi hatırlattı (ثَبَّتَنِى). Misver ve Mervan'dan birisi (hadis rivayetinde) diğerinin rivayetine eklemeler yapıyordu. Misver ile Mervan şöyle demişlerdir: Peygamber (sav) Hudeybiye yılında ashabından yüzer kişilik on bölükle birlikte sefere çıktı. Zü'ü-Huleyfe'ye geldiği zaman kurbanlık develerine gerdanlık taktı ve o hayvanları (kurban olarak ayırmak için) işaretledi. Sonra da burada umre niyetiyle ihrama girdi. Rasulullah (sav), Huzâa kabilesinden bir gözcüsünü de (keşif için) gönderdi. Kendisi de (yanındakilerle birlikte) Gadîru'l-Eştât mevkiine kadar ilerledi. Burada gözcüsü geldi ve şu haberleri söyledi: "Kureyş senin aleyhinde birçok insanı toplamış ve Ehâbiş denilen toplulukları da yanlarına almışlar. Müşrikler seninle muhakkak savaşacaklar ve Ka'be'yi ziyaretten seni men edecekler. Mekke'ye girmene de engel olacaklar" dedi. Bu haber üzerine Rasulullah (sav): "Ey insanlar! Bana fikrinizi söyleyiniz: Bizi Ka'be'yi ziyaretten men etmek isteyen şu müşriklerin aileleri üzerine harekete geçmeyi uygun buluyor musunuz? Eğer bu sırada müşrikler bize karşı gelirlerse (onlarla savaşırız) çünkü Allah (ac) müşriklerin bir gözü kesmiştir (yani bir casusumuzu müşriklerin gözünden korumuştur). Eğer müşrikler üzerimize gelmezlerse bu düşmanlarımızı yenilmiş halde bırakırız" buyurdu. Bunun üzerine Ebu Bekir: "Ey Allah'ın Rasulü! Sen şu Beyt'i ziyaret maksadıyla yola çıktın. Bir kimseyi öldürmek ve bir kimse ile savaşmak istemezsin. Bu durumda Ka'be'ye doğru devam et. Her kim bizi Ka'be'yi ziyaret etmekten men ederse, onunla savaşırız! dedi. Bunun üzerine Rasulullah (sav): "Allah'ın ismi üzerine (Allah için ismini anarak) devam edin!" buyurdu
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Buhârî, Sahîh-i Buhârî, Meğâzî 35, 2/87
Senetler:
1. Misver b. Mahreme el-Kuraşi (Misver b. Mahreme b. Nevfel b. Üheyb b. Abdümenaf)
2. Urve b. Zübeyr el-Esedî (Urve b. Zübeyr b. Avvam b. Huveylid b. Esed)
3. Ebu Bekir Muhammed b. Şihab ez-Zührî (Muhammed b. Müslim b. Ubeydullah b. Abdullah b. Şihab)
4. Ebu Urve Mamer b. Raşid el-Ezdî (Mamer b. Râşid)
5. Ebu Muhammed Süfyan b. Uyeyne el-Hilâlî (Süfyân b. Uyeyne b. Meymûn)
6. Ebu Cafer Abdullah b. Muhammed el-Cu'fî (Abdullah b. Muhammed b. Abdullah)
Konular:
Hac, İhram
Hz. Peygamber, müşriklerle ilişkileri
Kurban, Hedy kurbanını işaretlemek
Siyer, Hudeybiye Günü
Umre, Hz. Peygamber'in
Yönetim, İstişare / Danışma
Öneri Formu
Hadis Id, No:
23327, N002772
Hadis:
أَخْبَرَنَا مُحَمَّدُ بْنُ عَبْدِ الأَعْلَى قَالَ حَدَّثَنَا مُحَمَّدُ بْنُ ثَوْرٍ عَنْ مَعْمَرٍ عَنِ الزُّهْرِىِّ عَنْ عُرْوَةَ عَنِ الْمِسْوَرِ بْنِ مَخْرَمَةَ قَالَ خَرَجَ رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم ح وَأَخْبَرَنَا يَعْقُوبُ بْنُ إِبْرَاهِيمَ قَالَ حَدَّثَنَا يَحْيَى بْنُ سَعِيدٍ قَالَ حَدَّثَنَا عَبْدُ اللَّهِ بْنُ الْمُبَارَكِ قَالَ حَدَّثَنَا مَعْمَرٌ عَنِ الزُّهْرِىِّ عَنْ عُرْوَةَ عَنِ الْمِسْوَرِ بْنِ مَخْرَمَةَ وَمَرْوَانَ بْنِ الْحَكَمِ قَالاَ خَرَجَ رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم زَمَنَ الْحُدَيْبِيَةِ فِى بِضْعَ عَشْرَةَ مِائَةٍ مِنْ أَصْحَابِهِ حَتَّى إِذَا كَانُوا بِذِى الْحُلَيْفَةِ قَلَّدَ الْهَدْىَ وَأَشْعَرَ وَأَحْرَمَ بِالْعُمْرَةِ . مُخْتَصَرٌ .
Tercemesi:
Bize Muhammed b. Abdül'alâ, ona Muhammed b. Sevr, ona Ma'mer (b. Raşid), ona ez-Zührî (Muhammed b. Şihab), ona Urve (b. Zübeyr), ona da Misver b. Mahreme; (T) Bize Yakub b. İbrahim, ona Yahya b. Said, ona Abdullah b. Mübarek, ona Ma'mer, ona ez-Zührî, ona Urve, ona da Misver bç Mahreme ve Mervan b. Hakem şöyle demiştir: Rasulullah (sav) Hudeybiye günü yanında binden fazla kişiyle Mekke’ye doğru hareket etmişti. Zü'l-huleyfe’ye geldiklerinde yanlarında getirdikleri kurbanları işaretleyip boyunlarına gerdanlık taktılar ve umre için ihrama girdiler. Hadis kısaltılarak verilmiştir.
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Nesâî, Sünen-i Nesâî, Menâsiku'l-hacc 62, /2267
Senetler:
1. Misver b. Mahreme el-Kuraşi (Misver b. Mahreme b. Nevfel b. Üheyb b. Abdümenaf)
2. Urve b. Zübeyr el-Esedî (Urve b. Zübeyr b. Avvam b. Huveylid b. Esed)
3. Ebu Bekir Muhammed b. Şihab ez-Zührî (Muhammed b. Müslim b. Ubeydullah b. Abdullah b. Şihab)
4. Ebu Urve Mamer b. Raşid el-Ezdî (Mamer b. Râşid)
5. Ebu Abdullah Muhammed b. Sevr es-San'ai (Muhammed b. Sevr)
6. Muhammed b. Abdüla'la el-Kaysî (Muhammed b. Abdüla'la)
Konular:
Hac, ihrama girmek
Kurban, Hedy kurbanını işaretlemek
Siyer, Hudeybiye Günü
Öneri Formu
Hadis Id, No:
32030, B004168
Hadis:
حَدَّثَنَا يَحْيَى بْنُ يَعْلَى الْمُحَارِبِىُّ قَالَ حَدَّثَنِى أَبِى حَدَّثَنَا إِيَاسُ بْنُ سَلَمَةَ بْنِ الأَكْوَعِ قَالَ حَدَّثَنِى - أَبِى وَكَانَ مِنْ أَصْحَابِ الشَّجَرَةِ - قَالَ كُنَّا نُصَلِّى مَعَ النَّبِىِّ صلى الله عليه وسلم الْجُمُعَةَ ثُمَّ نَنْصَرِفُ ، وَلَيْسَ لِلْحِيطَانِ ظِلٌّ نَسْتَظِلُّ فِيهِ .
Tercemesi:
Bize Yahya b. Ya'la el-Muharibî, ona babası (Ya'la b. Haris b. Harb b. Cerir), ona İyas b. Seleme b. Ekva', ona da babası (Seleme b. Amr b. Sinan b. Abdullah) -İyas'ın babası ağacın altında Rasulullah'a (sav) biat edenlerdendir.- şöyle rivayet etmiştir: Rasulullah'la (sav) birlikte Cuma namazı kılar, sonra duvarların altında gölgelenilebilecek bir gölge henüz oluşmadan (mescidden) ayrılırdık.
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Buhârî, Sahîh-i Buhârî, Meğâzî 35, 2/86
Senetler:
1. Ebu İyas Seleme b. Ekva' (Seleme b. Amr b. Sinan b. Abdullah)
2. Ebu Seleme İyas b. Seleme el-Eslemî (İyas b. Seleme b. Ekva)
3. Ya'la b. Haris el-Muharibi (Ya'la b. Haris b. Harb b. Cerir)
4. Yahya b. Ya'la el-Muharibi (Yahya b. Ya'la b. b. Haris b. Harb)
Konular:
Cuma namazı, zamanı
KTB, CUMA
Siyer, Hudeybiye Günü
Öneri Formu
Hadis Id, No:
32084, B004185
Hadis:
حَدَّثَنَا عَبْدُ اللَّهِ بْنُ مُحَمَّدِ بْنِ أَسْمَاءَ حَدَّثَنَا جُوَيْرِيَةُ عَنْ نَافِعٍ أَنَّ عُبَيْدَ اللَّهِ بْنَ عَبْدِ اللَّهِ وَسَالِمَ بْنَ عَبْدِ اللَّهِ أَخْبَرَاهُ أَنَّهُمَا كَلَّمَا عَبْدَ اللَّهِ بْنَ عُمَرَ . وَحَدَّثَنَا مُوسَى بْنُ إِسْمَاعِيلَ حَدَّثَنَا جُوَيْرِيَةُ عَنْ نَافِعٍ أَنَّ بَعْضَ بَنِى عَبْدِ اللَّهِ قَالَ لَهُ لَوْ أَقَمْتَ الْعَامَ ، فَإِنِّى أَخَافُ أَنْ لاَ تَصِلَ إِلَى الْبَيْتِ . قَالَ خَرَجْنَا مَعَ النَّبِىِّ صلى الله عليه وسلم فَحَالَ كُفَّارُ قُرَيْشٍ دُونَ الْبَيْتِ ، فَنَحَرَ النَّبِىُّ صلى الله عليه وسلم هَدَايَاهُ ، وَحَلَقَ وَقَصَّرَ أَصْحَابُهُ ، وَقَالَ « أُشْهِدُكُمْ أَنِّى أَوْجَبْتُ عُمْرَةً » . فَإِنْ خُلِّىَ بَيْنِى وَبَيْنَ الْبَيْتِ طُفْتُ ، وَإِنْ حِيلَ بَيْنِى وَبَيْنَ الْبَيْتِ صَنَعْتُ كَمَا صَنَعَ رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم فَسَارَ سَاعَةً ثُمَّ قَالَ مَا أُرَى شَأْنَهُمَا إِلاَّ وَاحِدًا ، أُشْهِدُكُمْ أَنِّى قَدْ أَوْجَبْتُ حَجَّةً مَعَ عُمْرَتِى . فَطَافَ طَوَافًا وَاحِدًا وَسَعْيًا وَاحِدًا ، حَتَّى حَلَّ مِنْهُمَا جَمِيعًا .
Tercemesi:
Bize Abdullah b. Muhammed b. Esma (ed-Dübaî), ona Cüveyriye (b. Esma ed-Dübaî) ona da Nafi''in (Mevlâ İbn Ömer) rivayet ettiğine göre Ubeydullah b. Abdullah ve Salim b. Abdullah Abdullah b. Ömer ile konuştuklarını (Nafi' Mevla İbn Ömer'e) aktarmışlardır; (T) Bize Musa b. İsmail, ona Cüveyriye (b. Esma ed-Dübaî) ona da Nafi' (Mevla İbn Ömer) şöyle rivayet etmiştir:
"Abdullah oğullarından birisi (Abdullah b. Ömer'e) 'Bu sene kalsan, zira ben senin Beytullah'a varamayacağından endişe ederim' dedi. Bunun üzerine o da şöyle dedi: 'Biz Hz. Peygamber (sav) ile yola çıktık. Bunun üzerine Kureyş kafirleri bizimle Beytullah'ın arasına girdiler. Bu durum üzerine Hz. Peygamber (sav) kurbanlarını kesti, ashabından da kimi saçını kazıttı kimi de saçlarını kesti (ve ihramdan çıktılar). Şahit olun, kendime bir umre yapmayı vacip kıldım. Beytullah ile arama girilmezse tavaf ederim. Beytullah ile arama girildiği takdirde de Rasulullah'ın (sav) yaptığı gibi yaparım.' Bir saat gittikten sonra (Abdullah b. Ömer) şöyle dedi: '(Tamamlayamadığım takdirde yapacaklarım konusunda) ben her ikisini de eşit görüyorum. Şahit olun! Umreme ilaveten bir Hacc'ı da kendime vacip kıldım.' (Mekke'ye vardığında) bir tavaf ve bir sa'y yaptı. (Orada ikamet edip, nahr gününde kurbanını kestikten sonra hem Hac hem Umre) hepsinin ihramından beraberce çıktı."
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Buhârî, Sahîh-i Buhârî, Meğâzî 35, 2/88
Senetler:
1. İbn Ömer Abdullah b. Ömer el-Adevî (Abdullah b. Ömer b. Hattab)
2. Ebu Bekir Ubeydullah b. Abdullah el-Adevî (Ubeydullah b. Abdullah b. Ömer b. Hattab)
3. Nafi' Mevlâ İbn Ömer (Ebu Abdullah Nafi')
4. Ebu Mihrak Cüveyriye b. Esma ed-Duba'î (Cüveyriye b. Esma b. Ubeyd b. Mihrak)
5. Abdullah b. Muhammed ed-Dübaî (Abdullah b. Muhammed b. Esma)
Konular:
Hac, İhram
Kurban, Hedy kurbanını işaretlemek
Siyer, Hudeybiye Günü
Umre
Umre, engel olunduğunda ne yapılacağı
Öneri Formu
Hadis Id, No:
35313, MU000455
Hadis:
حَدَّثَنِى يَحْيَى عَنْ مَالِكٍ عَنْ صَالِحِ بْنِ كَيْسَانَ عَنْ عُبَيْدِ اللَّهِ بْنِ عَبْدِ اللَّهِ بْنِ عُتْبَةَ بْنِ مَسْعُودٍ عَنْ زَيْدِ بْنِ خَالِدٍ الْجُهَنِىِّ أَنَّهُ قَالَ صَلَّى لَنَا رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم صَلاَةَ الصُّبْحِ بِالْحُدَيْبِيَةِ عَلَى إِثْرِ سَمَاءٍ كَانَتْ مِنَ اللَّيْلِ فَلَمَّا انْصَرَفَ أَقْبَلَ عَلَى النَّاسِ فَقَالَ أَتَدْرُونَ مَاذَا قَالَ رَبُّكُمْ. قَالُوا اللَّهُ وَرَسُولُهُ أَعْلَمُ . قَالَ قَالَ أَصْبَحَ مِنْ عِبَادِى مُؤْمِنٌ بِى وَكَافِرٌ بِى فَأَمَّا مَنْ قَالَ مُطِرْنَا بِفَضْلِ اللَّهِ وَرَحْمَتِهِ فَذَلِكَ مُؤْمِنٌ بِى كَافِرٌ بِالْكَوْكَبِ وَأَمَّا مَنْ قَالَ مُطِرْنَا بِنَوْءِ كَذَا وَكَذَا فَذَلِكَ كَافِرٌ بِى مُؤْمِنٌ بِالْكَوْكَبِ.
Tercemesi:
Bana Yahya b. Yahya, ona Malik (b. Enes) [İmam Malik], ona Salih b. Keysân, ona Ubeydullah b. Abdullah b. Utbe b. Mesud, ona da Zeyd b. Halid rivayet etmiş ve şöyle demiştir:
"Rasulullah (sav), geceden yağan yağmurun ardından Hudeybiye'de bize sabah namazını kıldırdı. Namazı bitirince cemaate döndü ve 'Rabbiniz ne buyurdu, biliyor musunuz?' diye sordu. Onlar da; 'Allah ve Rasulü en iyisini bilir.' diye cevap verdiler. Bunun üzerine Rasulullah (sav) şöyle dedi: 'Rabbiniz şöyle buyurdu: 'Kullarımdan bazıları bana iman ederek, bazıları da beni inkar ederek sabahladır. Allah'ın lütfu ve rahmetiyle bize yağmur yağdı diyenler; işte o kimseler bana iman edip yıldızları inkar etmişlerdir. Şu ve şu yıldız sayesinde bize yağmur yağdı diyenler; işte o kimseler de beni inkar edip yıldızlara iman etmişlerdir."
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
İmam Mâlik, Muvatta', İstiskâ 455, 1/65
Senetler:
1. Zeyd b. Halid el-Cühenî (Zeyd b. Halid)
2. Ebu Abdullah Ubeydullah b. Abdullah el-Hüzeli (Ubeydullah b. Abdullah b. Utbe b. Mesud b. Gâfil)
3. Ebu Muhammed Salih b. Keysan ed-Devsi (Salih b. Keysan)
Konular:
KTB, İMAN
Küfür, Kafir, Allah'ı inkar etmek
Siyer, Hudeybiye Günü