559 Kayıt Bulundu.
Giriş
Bana Ebu Bekir b. Nafi' el-Abdî, ona Hammad, ona Behz, ona Sabit, ona Enes şöyle rivayet etmiştir: İtban b. Malik gözlerini kaybetmiş ve Rasulullah'a (sav) haber göndererek evine gelmesini, evde uygun bir yeri namazgâh olarak belirlemesini istemişti. Rasulullah (sav) geldi, başka insanlar da gelmişti. Orada Malik b. Duhşum denilen bir adam hakkında ileri geri konuşuldu. Sonra Ravi hadisi, Süleyman b. Muğîra'nın rivayeti gibi nakletti.
Açıklama: Hadisin tamamı için M000149 numaralı hadise bakınız.
BizeMuhammed b. Cafer, ona Şu'be, ona Câmi b. Şeddâd, ona Âmir b. Abdullah b. Zübeyir, ona da babası (Abdullah b. Zübeyir) şöyle demiştir: Zübeyir'e “neden seni de Abdullah b. Mesud, falanca ve filanca gibi Hz. Peygamber'den (sav) hadis rivayet ederken duymuyorum?” dedim, bana şu cevabı verdi: Ben Müslüman olduğumdan itibaren Hz. Peygamber'in yanından hiç ayrılmadım. Ancak ben Hz. Peygamber'in (sav) "kim benim adıma yalan söylerse cehennemdeki yerine hazırlansın" sözünü işittim.
Açıklama: İsnadı Şeyhân'ın şartlarına göre sahihtir.
Bize Ebu Saîd, ona Düceyn, ona da Ebu Ğusn basrî şöyle demiştir: Medine'ye geldim ve Hz. Ömer'in (ra) azatlısı Eslem ile karşılaştım. Ona “bana Ömer'den rivayette bulun” dedim, bana şöyle cevap verdi: Yapamam, fazla veya noksan aktarmaktan korkarım. Biz Ömer'e “bize Hz. Peygamber'den (sav) rivayette bulunsanız” derdik. O da bize şöyle derdi: Bir harf fazla ya da noksan aktarmaktan korkarım. Zira Rasulullah (sav) "kim benim adıma yalan söylerse ateştedir" buyurmuştur.
Açıklama: Düceyn Ebu Gusn, zayıf bir ravidir. Rivayet mutabaatla sahih li-gayrihi olur.
Bize Muhammed b. Fudayl, ona A'meş, ona Habib, ona Sa'lebe, ona da Hz. Ali'nin rivayet ettiğine göre Hz. Peygamber (sav) şöyle buyurmuştur: "Kim bile bile benim adıma yalan söylerse cehennemdeki yerine hazırlansın."
Açıklama: bu hadis sahih li ğayrihidir.
Bize İbn Nümeyr, ona Evzâî ve Abdurrezzâk, onlara Hassân b. Atiyye, ona Ebu Kebşe, ona da Abdullah b. Amr'ın rivayetine göre Hz. Peygamber (sav) şöyle buyurmuştur: "Bir ayet dahi olsa benden alıp başkalarına aktarınız. İsrailoğulları'ndan rivayette bulunmanızda ise bir sıkıntı yoktur. Kim bile bile benim adıma yalan söylerse cehennemdeki yerine hazırlansın."
Açıklama: Şeyhayn'nın şartlarına göre sahihtir.
Bize Ebu Muğîre, ona Evzâî, ona da Hassân b. Atiyye şöyle demiştir: Biz mescitte iken Ebu Kebşe çıkageldi. Mekhul, İbn Ebu Zekeriya ve Ebu Bahriye kalkıp ona doğru yöneldiler. Ebu Kebşe “ben Abdullah b. Amr'ı işittim, Hz. Peygamber'in (sav) şöyle buyurduğunu söylüyordu” dedi: "Bir ayet dahi olsa benden alıp başkalarına aktarınız. İsrailoğullarından rivayette bulunmanızda ise bir sıkıntı yoktur. Kim bile bile benim adıma yalan söylerse cehennemdeki yerine hazırlansın."
Açıklama: Buhâri'nin şartlarına göre sahihtir.
Bize Şeyban b. Ferruh, ona Süleyman b. Mugîra, ona Sabit, ona Enes b. Malik, ona Mahmud b. Rabî, ona İtbân b. Malik şöyle nakletmiştir: Medine'ye gelmiştim. Kısa bir süre sonra İtban'a rastladım. Bana senden bir hadis ulaştı dedim. İtban şöyle dedi: Gözüm rahatsızlanmıştı. Rasulullah'a (sav) haber gönderip “arzu ederim ki evime gelip burada namaz kılsanız da ben de evimi namazgah edineyim” dedim. Hz. Peygamber (sav) ashabından bazıları ile birlikte evime geldi, içeri girip namaz kıldı. Bu sırada Ashabı (münafıkların yaptıkları kötülükleri) aralarında konuşuyor, bunun sorumluluğunun büyük bir kısmını Malik b. Duhşum'a yüklüyor ve arzu ediyorlardı ki Allah Rasulü beddua etsin de onun başına bir şey gelip helak olsun. Rasululullah (sav) namazını tamamladı ve "bu adam Allah'tan başka ilah olmadığına ve benim onun elçisi olduğuma şehadet etmiyor mu?" diye sordu. “içinden inanmadan bunu söylüyor” dediler. Hz. Peygamber (sav) "Allah'tan başka ilah olmadığına ve benim onun elçisi olduğuma şahitlik eden kimse cehenneme girmez ve onu tatmaz" buyurdu. Enes der ki: Bu hadis hoşuma gitti ve oğluma onu yaz dedim. O da bu hadisi yazdı.
Bize Affân, ona Ebu Avâne, ona Abdüla'lâ, ona Saîd b. Cübeyr, ona da İbn Abbas'ın rivayet ettiğine göre Hz. Peygamber (sav) şöyle buyurmuştur: "Benden hadis rivayet ederken, bildiğiniz dışında bir şey yazmamaya dikkat edin. Kim bile bile benim adıma yalan söylerse cehennemdeki yerine hazırlansın. Kim farkına varmadan, Kur'an adına yalan söylerse (Kur'an'da olmayan bir şeyi Kur'an'dan diye yazarsa) cehennemdeki yerine hazırlansın"
Yezîd b. Hayyân der ki: Zeyd b. Erkam, meclisinde, bize şöyle dedi: Abdullah b. Ziyâd bana haber saldı, ben de yanına gittim, bana “Hz. Peygamber'den (sav) rivayet ettiğin bu hadisler de neyin nesi? Biz bunları Allah'ın kitabında bulamıyoruz. Sen Hz. Peygamber'in cennette bir havuzu olduğunu rivayet ediyormuşsun” dedi. Zeyd b. Erkam “bunu Rasulullah (sav) bize haber verdi ve vadetti” dedi. Abdullah b. Ziyâd “yalan söylüyorsun. Sen ancak hurafe uyduran bir şeyhsin” dedi. Zeyd b. Erkâm şöyle cevap verdi: Ben Hz. Peygamber'in "kim bile bile benim adıma yalan söylerse cehennemdeki yerine hazırlansın" buyurduğunu kulaklarımla duydum, kalbimle belledim. Bu sebeple, Hz. Peygamber (sav) adına asla yalan söylemem.
Bize Muhammed b. Rafi ve Abd b. Humeyd, o ikisine Abdürrezzak, ona Mamer, ona Zührî, ona Mahmud b. Rabî, ona da İtban b. Malik “Ben Rasulullah'a (sav) geldim” dedi ve hadisi Yunus'un hadisi rivayet ettiği manada zikretti. Ancak farklı olarak "Bir adam; Malik b. Duhşum ve yahut da Duhayş nerede? dedi" şeklinde bir ifade kullandı. Ayrıca hadise şu ilaveyi de ekledi: Mahmud der ki: Ben bu hadisi aralarında Ebu Eyyüb el- Ensarî'nin de bulunduğu birkaç kişiye de naklettim. Ebu Eyyüb “Ben Rasulullah'ın (sav) senin dediğin gibi demiş olduğunu zannetmiyorum” dedi. (Mahmud b. Rabî) der ki: Bunun üzerine, İtban'ın yanına dönersem ona durumu soracağıma dair yemin ettim. Sonra onun yanına döndüm. Onun oldukça yaşlanmış bir ihtiyar olduğunu, gözlerinin artık göremediğini, bununla birlikte kavmine imamlık ettiğini gördüm. Yanına oturdum. Ona bu hadisi sordum. İlk defa bana, o hadisi nasıl naklettiyse öylece rivayet etti. Zührî der ki: İşte bundan sonra bu konuda çeşitli farzlar ve emirler nazil oldu. Bizim görüşümüze göre fetva onlara göredir. Dolayısıyla aldanmama imkânı olan bir kimse sakın aldanmasın.