557 Kayıt Bulundu.
Bize Ebu Tahir, ona Abdullah b. Vehb, ona Amr b. Haris, ona Bükeyr b. Eşec, ona da Büsr b. Said Ebu Said el-Hudrî'nin şöyle dediğini rivayet etti: Übey b. Ka'b'ın yanında bir meclisteydik. O esnada Ebu Musa el-Eşarî kızgın bir şekilde gelip durdu ve Allah için size soruyorum. Sizden biri Hz. Peygamber'in; "izin üç defa istenir. Verilirse içeri gir, verilmezse geri dön" dediğini duydu mu diye sordu. Übey, ne oldu dedi. Ebu Musa, ben dün Hz. Ömer'in yanına girmek için üç defa izin istedim. Fakat bana izin verilmedi ve ben de geri döndüm. Sonra bugün tekrar onun yanına giderek dün geldiğimi, üç defa selam verdiğimi daha sonra da döndüğümü söyledim. Ömer, seni duyduk ama o esnada meşguldük. Sana izin verilinceye kadar izin istemeye devam etseydin ya dedi. Ben de Hz. Peygamber'den duyduğum şekilde izin istedim dedim. Ömer, vallahi ya bana bununla alakalı bir şahit getirirsin ya da sırtını ve karnını acıtırım dedi. Bunun üzerine Übey b. Ka'b, vallahi sana ancak yaşça en küçüğümüz şahitlik edecektir. Kalk ey Ebu Said dedi. Ben de kalkarak Ömer'in yanına gittim ve ona Hz. Peygamber'in böyle söylediğini işittim dedim.
Açıklama: Konuyla ilgili bu hadisler Nur suresi 27-28. âyetlerin içeriği ile aynı manayı ifade etmektedir. İslamda bir eve veya özel bir mekâna girmeden önce izin isteme ve selam vermeye bağlanmıştır. İzin iseteme de üç defadır. Üç defa kapı vurulur veya zil çalınır. Mekân sahibi izin verirse selam verilerek içeri girilir, verilmez ise ısrar etmeden geri dönülür. İçeri girmeden önce izin istemenin meşruiyeti insanların mahremiyetlerini,özel hallerini korumaya matuftur. Önce selam mı yoksa izin mi isteneceğini noktada ihtilaf olsa da hadislerde selamın izin istemeden önce zikredildiği görülmektedir.
Bize Abdullah b. Muhammed, ona Ârim, ona Mutemir b. Süleyman, ona babası, ona Ebu Temîme, ona Ebu Osman en-Nehdî, ona da Üsame b. Zeyd (ra) şöyle söylemiştir: Rasulullah (sav) beni alıp dizine oturtur, sonra Hasan'ı da alıp diğer dizine oturtur ve ardından bizi bağrına basarak şöyle dua ederdi: "Allah'ım! Bu ikisine merhamet et, çünkü ben ikisine de merhamet ediyorum." (Buhari dedi ki:) bize Ali, ona Yahya, ona Süleyman, ona Ebu Osman rivayet etti. Bir önceki senedde yer alan et-Teymî (Süleyman b. Tarhan) dedi ki: İçime bu hadis ile ilgili bir şüphe düştü. Dedim ki: Ben bu hadisi şöyle şöyle (Ebu Temime vasıtasıyla Ebu Osma'dan) rivayet ettim, Ebu Osman'dan doğrudan işitmedim. Şüphemi gidermek için notlarıma baktım da bu hadisi (işittiğim gibi) yazılı olarak (Ebu Osman'dan doğrudan aldığım haliyle) buldum.
Açıklama: Süleyman b. Tarhan et-Teymî ilgili rivayeti kimden aldığı hususunda şüpheye düşmüş, ardından yanındaki notlarına bakarak bu şüphesini gidermiştir.
Bize Abdullah b. Muhammed, ona Ârim, ona Mutemir b. Süleyman, ona babası, ona Ebu Temîme, ona Ebu Osman en-Nehdî, ona da Üsame b. Zeyd (ra) şöyle söylemiştir: Rasulullah (sav) beni alıp dizine oturtur, sonra Hasan'ı da alıp diğer dizine oturtur ve ardından bizi bağrına basarak şöyle dua ederdi: "Allah'ım! Bu ikisine merhamet et, çünkü ben ikisine de merhamet ediyorum." (Buhari dedi ki:) bize Ali, ona Yahya, ona Süleyman, ona Ebu Osman rivayet etti. Bir önceki senedde yer alan et-Teymî (Süleyman b. Tarhan) dedi ki: İçime bu hadis ile ilgili bir şüphe düştü. Dedim ki: Ben bu hadisi şöyle şöyle (Ebu Temime vasıtasıyla Ebu Osma'dan) rivayet ettim, Ebu Osman'dan doğrudan işitmedim. Şüphemi gidermek için notlarıma baktım da bu hadisi (işittiğim gibi) yazılı olarak (Ebu Osman'dan doğrudan aldığım haliyle) buldum.
Açıklama: Süleyman b. Tarhan et-Teymî ilgili rivayeti kimden aldığı hususunda şüpheye düşmüş, ardından yanındaki notlarına bakarak bu şüphesini gidermiştir. Buhari'nin bu rivayeti Ali b. el-Medinî'den doğrudan mı yoksa dolaylı olarak mı aldığı konusunda İbn Hacer kesin bir kanaatte bulunmamıştır (Fethü'l-Bârî, X, 434-5).
Bize Ebu Hasan Muhammed b. Mukâtil, ona Abdullah, ona Ömer b. Said b. Ebu Hüseyin, ona Abdullah b. Ebu Müleyke, ona da Ukbe b. Hâris şöyle rivayet etmiştir: "Kendisi Ebu İhâb b. Aziz'in kızı ile evlenmişti. Bir kadın ona gelip 'Ben Ukbe'yi ve onun evlendiği kızı emzirdim' dedi. Ukbe, ona, 'ne senin beni emzirdiğini ne de (önceleri) bana (bunu) anlattığını biliyorum' dedi. Medine'ye (meseleyi) Rasulullah'a (sav) sormak için geldi. Rasulullah (sav), "bu söz söylendikten sonra nasıl (evli) olunur" buyurdu. Ukbe de ondan ayrıldı, (kız da) başkası ile evlendi.
Bize Kuteybe b. Said ve İbn Ebu Ömer, o ikisine Süfyan, ona da Yezid b. Husayfe bu hadisi aynı isnad ile rivayet etti. İbn Ebu Ömer kendi rivayetinde şu ifadeyi de ekledi: "Ebu Said şöyle dedi: Ben de Ebu Musa ile kalktım ve Ömer'e giderek şahitlik ettim."
Bize Amr b. Muhammed b. Bükeyr en-Nakıd, ona Süfyan b. Uyneyne, -vallahi- ona Yezid b. Husayfe, ona da Büsr b. Said, ona da Ebu Said el-Hudrî'nin şöyle dediğini rivayet etti: Medine'de ensarın meclisinde oturuyordum. Ebu Musa yanımıza korkmuş veya telaşlı olarak geldi. Sana ne oldu dedik. Ömer bana yanına gitmem için haber göndermiş. Kapısına gittim ve ona üç kere selam verdim. Ancak selamımı almadı. Ben de geri döndüm. Sonra Ömer bana niçin yanımıza gelmedin diye sordu. Sana geldim ve kapında üç defa selam verdim. Selamımı kimse almadı. Bunun üzerine geri döndüm. Rasulullah da (sav); "biriniz üç defa izin isteyip de kendisine izin verilmezse geri dönsün" buyurmuştur dedim. Ömer; bu hadis hakkında şahit getir yoksa canını yakarım dedi. Übey b. Ka'b; onunla ancak bu meclisin en küçüğü şahit olarak gidecektir dedi. Ebu Said; ben bu topluluğun en küçüğüyüm deyince Übey, öyleyse onunla sen git dedi.
Bize Muhammed b. Müsenna ve İbn Beşşâr, o ikisine Muhammed b. Cafer, ona Şube, ona Ebu Mesleme, ona Ebu Nadre, ona Ebu Said; (T) Bize Ahmed b. Hasan b. Hirâş, ona Şebâbe, ona Şube, ona el-Cüreyrî ve Said b. Yezid, onlara da Ebu Nadre bu hadisi Ebu Said el-Hudrî rivayet etti. Bu senedlerle gelen rivayet Bişr b. Mufaddal'ın Ebu Seleme'den naklettiği rivayetin manasındadır.
Bize Nasr b. Ali el-Cehdamî, ona Bişr b. Mufaddal, ona Said b. Yezid, ona da Ebu Nadre, Ebu Said'in şöyle dediğini rivayet etti: Bu iki dedi. Ebu Musa üçüncü defa izin istedi. Ömer de bu üç dedi. Daha sonra Ebu Musa geri dönüp gitti. Bunun üzerine Hz. Ömer arkasından gidip onu geri çevirdi ve 'Şayet bu yaptığın Hz. Peygamber'den ise bunun için şahit getir. Yoksa seni herkese ibret olacak hale getiririm dedi. Bunun üzerine Ebu Musa bize geldi ve Hz. Peygamber'in; "izin üç defa istenir" dediğini bilmiyor musunuz? dedi. Bunun üzerine cemaat gülmeye başladı. Bunun üzerine ben de Müslüman kardeşiniz korkmuş bil halde size gelmiş siz ise gülüyor musunuz? Ben sana bu cezada ortak olacağım dedim. Ebu Musa, Hz. Ömer'e geldi ve işte Ebu Said dedi.
Bize Muhammed b. Beşşâr, ona Ebu Asım; (T) Bize Hüseyin b. Hurays, ona Nadr b. Şümeyl, o ikisine de İbn Cüreyc bu isnadla hadisin benzerini rivayet etti. Nadr'ın hadisinde beni ondan, pazarlarda ticaret alıkoydu cümlesini zikretmedi.
Bize Muhammed b. Yahya, ona Muhammed b. Yusuf, ona İbn Sevbân Abdurrahman b. Sâbit b. Sevbân, ona Hassân b. Atiyye, ona Ebu Kebşe es-Selûlî, ona da Abdullah b. Amr, Hz. Peygamber'in (sav) şöyle buyurduğunu rivayet etmiştir: "Benden bir ayet bile olsa (başkalarına) ulaştırın. İsrailoğullarından rivayette bulunmanızda ise bir sakınca yoktur. Benim adıma yalan söyleyen de cehennemdeki yerine hazırlansın." [Ebu İsa şöyle demiştir: Bu, hasen-sahih bir hadistir. Bize Muhammed b. Beşşâr, ona Ebu Asım, ona Evzâî, ona Hassân b. Atiyye, ona Ebu Kebşe es-Selûlî, ona da Abdullah b. Amr, Hz. Peygamber (sav)'den benzeri bir hadis rivayet etmiştir. Bu (hadis) de, sahih bir hadistir.]