Giriş

Bize Muhammed b. Müsenna, ona Muhammed b. Cafer, ona Şube; (T) Bize Ebu Bekir b. Ebu Şeybe ve Ebu Küreyb, ona Veki', ona Süfyan; (T) Bize Züheyr b. Harb, ona Cerir, onlara da Süheyl (hadisi) bu isnadla rivayet etmiştir. [Veki'nin hadisinde; yahudilerle karşılaştığınız zaman' ifadesi vardır.] [İbn Cafer'in Şube'den yaptığı rivayette; ehl-i kitap olduğunu söylemiştir.] [Cerir'in hadisinde de onlarla karşılaştığınız zaman' ifadesi bulunmaktadır. Fakat müşriklerin (olan grupların) hiçbirinin ismi verilmemiştir.]


Açıklama: Hadisin tamamı için bk. M005661. Yahudilerle yaşananlar ve onların 'es-sâm aleyküm' demek suretiyle ihanetlerini, asgari beşeri ilişki olarak görülebilecek selama da teşmil etmeleri, sözün politikasında bir değişikliği zorunlu kılmıştır. Müslümanlar tarafından selam aracılığı ile kendilerine dua edilirken, onların nefretlerini selam benzeyen bir kelime ile dile getirmeleri, özel bir politika geliştirmeyi zorunlu kılmıştır. Dolayısıyla selamda söze başlayan olmamak ve yollarda ana unsur olmadıklarını kendilerine hissettirecek bir tavır sergilenmesi istenmiştir.

    Öneri Formu
6027 M005662 Müslim, Selam, 13

Bize Muhammed b. Müsennâ, ona Muhammed b. Ca'fer, ona Şu'be; (T) Bize Ebu Bekir b. Ebû Şeybe ve Ebu Küreyb, ona Vekî', ona Süfyân; (T) Bana Züheyr b. Harb, ona Cerîr, onların hepsi de Süheyl'den bu isnadla rivayet ettiler. Vekî'in hadisinde 'Yahudilerle karşılaştığınız zaman' ifadesi vardır. İbn Ca'fer'in Şu'be'den yaptığı rivayette Şu'be (bu hadisin) 'Ehl-i kitap hakkında' olduğunu söylemiştir. Cerîr'in hadisinde de 'Onlarla karşılaştığınız zaman' ifadesi bulunmakta fakat müşriklerin hiçbirinin ismi verilmemektedir.


Açıklama: Hadisin tamamı için bk. M005661. Yahudilerle yaşananlar ve onların 'es-sâm aleyküm' demek suretiyle ihanetlerini, asgari beşeri ilişki olarak görülebilecek selama da teşmil etmeleri, sözün politikasında bir değişikliği zorunlu kılmıştır. Müslümanlar tarafından selam aracılığı ile kendilerine dua edilirken, onların nefretlerini selam benzeyen bir kelime ile dile getirmeleri, özel bir politika geliştirmeyi zorunlu kılmıştır. Dolayısıyla selamda söze başlayan olmamak ve yollarda ana unsur olmadıklarını kendilerine hissettirecek bir tavır sergilenmesi istenmiştir. Yahudilerle yaşananlar ve onların 'es-sâm aleyküm' demek suretiyle ihanetlerini, asgari beşeri ilişki olarak görülebilecek selama da teşmil etmeleri, sözün politikasında bir değişikliği zorunlu kılmıştır. Müslümanlar tarafından selam aracılığı ile kendilerine dua edilirken, onların nefretlerini selam benzeyen bir kelime ile dile getirmeleri, özel bir politika geliştirmeyi zorunlu kılmıştır. Dolayısıyla selamda söze başlayan olmamak ve yollarda ana unsur olmadıklarını kendilerine hissettirecek bir tavır sergilenmesi istenmiştir.

    Öneri Formu
271603 M005662-2 Müslim, Selam, 13

Bize Muhammed b. Müsennâ, ona Muhammed b. Ca'fer, ona Şu'be; (T) Bize Ebu Bekir b. Ebû Şeybe ve Ebu Küreyb, ona Vekî', ona Süfyân; (T) Bana Züheyr b. Harb, ona Cerîr, onların hepsi de Süheyl'den bu isnadla rivayet ettiler. Vekî'in hadisinde 'Yahudilerle karşılaştığınız zaman' ifadesi vardır. İbn Ca'fer'in Şu'be'den yaptığı rivayette Şu'be (bu hadisin) 'Ehl-i kitap hakkında' olduğunu söylemiştir. Cerîr'in hadisinde de 'Onlarla karşılaştığınız zaman' ifadesi bulunmakta fakat müşriklerin hiçbirinin ismi verilmemektedir.


Açıklama: Hadisin tamamı için bk. M005661. Yahudilerle yaşananlar ve onların 'es-sâm aleyküm' demek suretiyle ihanetlerini, asgari beşeri ilişki olarak görülebilecek selama da teşmil etmeleri, sözün politikasında bir değişikliği zorunlu kılmıştır. Müslümanlar tarafından selam aracılığı ile kendilerine dua edilirken, onların nefretlerini selam benzeyen bir kelime ile dile getirmeleri, özel bir politika geliştirmeyi zorunlu kılmıştır. Dolayısıyla selamda söze başlayan olmamak ve yollarda ana unsur olmadıklarını kendilerine hissettirecek bir tavır sergilenmesi istenmiştir. Yahudilerle yaşananlar ve onların 'es-sâm aleyküm' demek suretiyle ihanetlerini, asgari beşeri ilişki olarak görülebilecek selama da teşmil etmeleri, sözün politikasında bir değişikliği zorunlu kılmıştır. Müslümanlar tarafından selam aracılığı ile kendilerine dua edilirken, onların nefretlerini selam benzeyen bir kelime ile dile getirmeleri, özel bir politika geliştirmeyi zorunlu kılmıştır. Dolayısıyla selamda söze başlayan olmamak ve yollarda ana unsur olmadıklarını kendilerine hissettirecek bir tavır sergilenmesi istenmiştir.

    Öneri Formu
271604 M005662-3 Müslim, Selam, 13

Bize Muhammed b. Müsennâ, ona Muhammed b. Ca'fer, ona Şu'be; (T) Bize Ebu Bekir b. Ebû Şeybe ve Ebu Küreyb, ona Vekî', ona Süfyân; (T) Bana Züheyr b. Harb, ona Cerîr, onların hepsi de Süheyl'den bu isnadla rivayet ettiler. Vekî'in hadisinde 'Yahudilerle karşılaştığınız zaman' ifadesi vardır. İbn Ca'fer'in Şu'be'den yaptığı rivayette Şu'be (bu hadisin) 'Ehl-i kitap hakkında' olduğunu söylemiştir. Cerîr'in hadisinde de 'Onlarla karşılaştığınız zaman' ifadesi bulunmakta fakat müşriklerin hiçbirinin ismi verilmemektedir.


Açıklama: Hadisin tamamı için bk. M005661. Yahudilerle yaşananlar ve onların 'es-sâm aleyküm' demek suretiyle ihanetlerini, asgari beşeri ilişki olarak görülebilecek selama da teşmil etmeleri, sözün politikasında bir değişikliği zorunlu kılmıştır. Müslümanlar tarafından selam aracılığı ile kendilerine dua edilirken, onların nefretlerini selam benzeyen bir kelime ile dile getirmeleri, özel bir politika geliştirmeyi zorunlu kılmıştır. Dolayısıyla selamda söze başlayan olmamak ve yollarda ana unsur olmadıklarını kendilerine hissettirecek bir tavır sergilenmesi istenmiştir. Yahudilerle yaşananlar ve onların 'es-sâm aleyküm' demek suretiyle ihanetlerini, asgari beşeri ilişki olarak görülebilecek selama da teşmil etmeleri, sözün politikasında bir değişikliği zorunlu kılmıştır. Müslümanlar tarafından selam aracılığı ile kendilerine dua edilirken, onların nefretlerini selam benzeyen bir kelime ile dile getirmeleri, özel bir politika geliştirmeyi zorunlu kılmıştır. Dolayısıyla selamda söze başlayan olmamak ve yollarda ana unsur olmadıklarını kendilerine hissettirecek bir tavır sergilenmesi istenmiştir.

    Öneri Formu
271605 M005662-4 Müslim, Selam, 13

Bize İbn Ebu Ömer (el-Adenî), Süfyan (b. Uyeyne), ona ez-Zührî'ye sordum: Ey Ebu Bekir! Şu hadis nasıldır? Yemeğin en kötüsü zenginlerin yemeğidir. Zührî güldü de bu hadis yemeğin en kötüsü zenginlerin yemeğidir şeklinde değildir cevabını verdi. Süfyan dedi ki: Babam zengindi. Bu hadisi işittiğim zaman ürktüm de onu Zührî'ye sordum. Zührî de şunu söyledi: Abdurrahman el-A'rec bana Ebu Hureyre'yi şöyle derken işittiğini rivayet etti: "Yemeğin en kötüsü davet yemeğidir." Sonra ravi hadisi, Malik'in hadisi tarzında zikretmiştir. Ebu Hureyre şöyle demiştir: "Yemeğin en kötüsü, zenginlerin davet edilip de fakirlerin çağrılmadığı davet yemeğidir. Davete gelmeyen ise Allah'a ve Rasulüne isyan etmiştir."


Açıklama: Malik'in rivayeti için bk. M003521.

    Öneri Formu
17704 M003522 Müslim, Nikah, 108

Bize Harmele b. Yahya b. Abdullah b. Harmele b. İmrân et-Tücibi, ona İbn Vehb, ona Ebu Şurayh, ona Şurahîl b. Yezid, ona Müslim b. Yesar, ona da Ebu Hureyre, Hz. Peygamber'in şöyle buyurduğunu rivayet etmiştir: Ahir zamanda ne sizin, ne de babalarınızın işitmediği hadisleri size rivayet eden yalancı deccâller olacaktır. Onlardan sakının, ki ne sizi saptırabilsinler ne de sizi fitneye düşürebilsinler!"


    Öneri Formu
274 M000016 Müslim, Mukaddime, 7

Bize Musa b. İsmail, ona Hammad, ona Kays b. Sa'd ve Umare b. Meymun ve Habib, onlara Ata b. Ebu Rabah, ona da Ebu Hureyre şöyle rivayet etmiştir: "Her namazda (Kur'an) okunur. Rasulullah'ın (sav) bize işittirdiğini biz de sizlere işittiriyoruz. Bize gizli (olarak okuduğunu) biz de size gizli (olarak okuyoruz)."


    Öneri Formu
6300 D000797 Ebu Davud, Salat, 124, 125

Bize Muhammed b. Hatim, ona Yahya b. Said el-Kattan, ona İbn Cüreyc, ona da Ata, Ubeyd b. Umeyr'in şöyle anlattığını rivayet etmiştir: Ebu Musa (el-Eş'arî), Hz. Ömer'den (yanına girmek için) üç defa izin istedi. Ancak meşgul olduğunu görerek geri döndü (gitti). (Bir müddet sonra) Hz. Ömer: 'Abdullah b. Kays'ın sesini duymamış mıydık? Ona izin verin gelsin' dedi. Ebu Musa geri çağırıldı. Hz. Ömer ona: 'Bu davranışının (beklemeyip oradan ayrılmanın) sebebi nedir?' diye sordu. Ebu Musa: '(Rasulullah (sav) tarafından) Bize böyle emredildi.' cevabını verdi. Hz. Ömer: 'Ya bu söylediğinle ilgili bir delil sunarsın ya da ben sana yapacağımı bilirimb' dedi. Bunun üzerine Ebu Musa oradan ayrıldı ve Ensar'ın bulunduğu bir meclise gitti. (Durumu onlara anlatınca) Oradakiler: 'Sana bu hususta en küçüğümüz bile şahitlik edebilir.' dediler. Daha sonra (şahit olarak seçilen) Ebu Said kalktı ve Hz. Ömer'e (giderek): '(Rasulullah (sav) tarafından) Bize böyle emredildi.' diyerek şahitlikte bulundu. Bunun üzerine Hz. Ömer: 'Hz. Peygamber'in emri olan bu husus bana gizli kalmış. (Herhalde) Çarşılarda alışveriş (peşinde koşmak), beni bunu öğrenmekten mahrum bıraktı.' dedi."


    Öneri Formu
5593 M005631 Müslim, Âdâb, 36

Bize Muhammed b. Abdullah b. Nümeyr ve Züheyr b. Harb, onlara Abdullah b. Yezid, ona Said b. Ebu Eyyûb, ona Ebu Hânî, ona Ebu Osman Müslim b. Yesâr, ona da Ebu Hureyre, Hz. Peygamber'in (sav) şöyle buyurduğunu rivayet etmiştir: "Ümmetimin son zamanlarında ne sizin ne de atalarınızın işitmediği şeyleri rivayet eden bir takım insanlar olacaktır. Onlardan sakının!"


    Öneri Formu
285998 M000015-2 Müslim, Mukaddime, 6


    Öneri Formu
271681 D000797-2 Ebu Davud, Salat, 124, 125