Giriş

Bize Ahmed b. Salih, ona Anbese, ona Yunus, ona İbn Şihab, ona da Urve b. Zübeyr, Peygamber'in (sav) hanımı Aişe ve Ümmü Seleme’nin (r.anhüma) şöyle dediğini rivayet etmiştir: Rasulullah'ın (sav) Zeyd'i evlatlık edindiği gibi, Ebu Huzeyfe b. Utbe b. Rabia b. Abduşems de Ensar'dan bir kadının azatlı kölesi olan Salim'i evlatlık edindi ve kardeşinin kızı Hind bt. Velid b. Utbe b. Rabia ile evlendirdi. Cahiliyye devrinde bir kimse bir adamı evlatlık edindiğinde toplum o evlatlığı o adama nispet ederek çağırırlardı. Evlatlık da o adamın mirasına vâris kılınırdı. (Bu durum) Nihayet noksan sıfatlardan münezzeh olan yüce Allah: "Onları babalarına nispet ederek çağırın. Bu, Allah katında daha (doğru ve) adaletlidir. Eğer babalarını bilmiyorsanız, onlar sizin din kardeşleriniz ve dostlarınızdır."(Ahzâb,33/5) buyruğunu indirince bu evlatlıklar babalarına verildi, babası bilinmeyenler de dost ve din kardeşi oldu. Bu sırada Ebu Huzeyfe'nin hanımı Sehle bt. Süheyl b. Amr el-Kureyşî el-Amirî gelerek “ey Allah'ın Resulü, biz Salim'e (bizden olan) bir çocuk gözüyle bakıyorduk, kocamla benim yanımda bir evde kalıyor ve (dolayısıyla) beni başı, yakası, boynu yüzü ve kolları açık bir kıyafetle görüyordu. Şimdi ise Allah (ac) evlatlıklar hakkında senin de bildiğini indirdi. Salim hakkındaki görüşünüz nedir?” diye sordu. Hz. Peygamber de (sav) ona "onu emzir" buyurdu. Sehle, (sütünü bir kaba bırakıp ona vermek suretiyle) beş kez emzirdi ve Salim onun sütoğlu oldu. Bu olay nedeniyle Aişe (r.anha) kendisinin görmek istediği ve yanına girmelerini arzu ettiği kimseleri kız kardeşlerinin veya erkek kardeşlerinin kızlarının emzirmelerini isterdi. Eğer (emzirilmesini istediği kimse) yetişkin ise, beş defa emzirmelerini isterdi. Ondan sonra da Aişe'nin yanına (rahatça) girerdi. Ümmü Seleme ile Peygamber'in (sav) diğer hanımları, beşikte iken süt emmedikçe herhangi bir kimsenin bu şekilde süt emmek suretiyle yanlarına gelmesine izin vermezlerdi. Ve Hz. Aişe'ye de “vallahi bilmiyoruz, belki bu diğer halk için değil de sadece Salim'le alakalı Peygamber (sav) tarafından verilmiş özel izindir” derlerdi.


    Öneri Formu
11915 D002061 Ebu Davud, Nikah, 9

Bize Ebu'l-Yemân, ona Şuayb, ona Zührî, ona da Urve, Aişe'nin (r.anha) şöyle dediğini rivayet etmiştir: Ebu Huzeyfe b. Utbe b. Rebî'a ile evli olan Sehle bt. Süheyl b. Amr, Rasulullah'a (sav) gelip “Ebu Huzeyfe'nin azatlı kölesi Salim, biz gündelik ev içi kıyafetiyle iken yanımıza giriyor, biz de onu bir çocuk olarak görüyorduk. Ebu Huzeyfe onu, Hz. Peygamber'in (sav) Zeyd'i evlat edindiği gibi evlat edinmişti. Ama Allah "O (evlatlıkları) babalarına nisbet ederek çağırın. Bu, Allah katında daha doğrudur" ayetini indirdi” dedi. Bunun üzerine Hz. Peygamber (sav) de ona bu durumda Salim'i emzirmesini emretti. Ebu Muhammed (Dârimî) der ki: Bu (hüküm) sadece Salim hakkında geçerlidir.


    Öneri Formu
43665 DM002303 Darimi, Nikah, 52

Bize Ahmed b. Salih, ona Anbese, ona Yunus, ona İbn Şihab, ona da Urve b. Zübeyr, Peygamber'in (sav) hanımı Aişe ve Ümmü Seleme’nin (r.anhüma) şöyle dediğini rivayet etmiştir: Rasulullah'ın (sav) Zeyd'i evlatlık edindiği gibi, Ebu Huzeyfe b. Utbe b. Rabia b. Abduşems de Ensar'dan bir kadının azatlı kölesi olan Salim'i evlatlık edindi ve kardeşinin kızı Hind bt. Velid b. Utbe b. Rabia ile evlendirdi. Cahiliyye devrinde bir kimse bir adamı evlatlık edindiğinde toplum o evlatlığı o adama nispet ederek çağırırlardı. Evlatlık da o adamın mirasına vâris kılınırdı. (Bu durum) Nihayet noksan sıfatlardan münezzeh olan yüce Allah: "Onları babalarına nispet ederek çağırın. Bu, Allah katında daha (doğru ve) adaletlidir. Eğer babalarını bilmiyorsanız, onlar sizin din kardeşleriniz ve dostlarınızdır."(Ahzâb,33/5) buyruğunu indirince bu evlatlıklar babalarına verildi, babası bilinmeyenler de dost ve din kardeşi oldu. Bu sırada Sehle bt. Süheyl b. Amr el-Kureyşî el-Amirî -Ebu Huzeyfe'nin hanımı- gelerek “ey Allah'ın Resulü, biz Salim'e (bizden olan) bir çocuk gözüyle bakıyorduk, kocamla benim yanımda bir evde kalıyor ve (dolayısıyla) beni başı, yakası, boynu yüzü ve kolları açık bir kıyafetle görüyordu. Şimdi ise Allah (ac) evlatlıklar hakkında senin de bildiğini indirdi. Salim hakkındaki görüşünüz nedir?” diye sordu. Hz. Peygamber de (sav) ona "onu emzir" buyurdu. Sehle, (sütünü bir kaba bırakıp ona vermek suretiyle) beş kez emzirdi ve Salim onun sütoğlu oldu. Bu olay nedeniyle Aişe (r.anha) kendisinin görmek istediği ve yanına girmelerini arzu ettiği kimseleri kız kardeşlerinin veya erkek kardeşlerinin kızlarının emzirmelerini isterdi. Eğer yetişkin ise, beş defa emzirmelerini isterdi. Ondan sonra Aişe'nin yanına girerdi. Ümmü Seleme ile Peygamber'in (sav) diğer hanımları, beşikte iken süt emmedikçe herhangi bir kimsenin bu şekilde süt emmek suretiyle yanlarına gelmesine izin vermezlerdi. Ve Hz. Aişe'ye de “vallahi bilmiyoruz, belki bu diğer halk için değil de sadece Salim'le alakalı Peygamber (sav) tarafından verilmiş özel izindir” derlerdi.


    Öneri Formu
270422 D002061-2 Ebu Davud, Nikah, 9

Bize Muhammed b. Süleyman Enbari, ona Veki', ona Süleyman b. el-Muğîra, ona Ebu Musa el-Hilalî, ona babası, ona da Abdullah b. Mesud (ra), önceki hadisi aynı manada Rasulullah'tan (sav) rivayet etmiştir. "(Ancak Veki' bu hadisi) kemiği büyüten (süt) diye rivayet etmiştir. "


Açıklama: Bu rivayette sadece süt ile beslenen bebekler kastedilmiştir. Yani süt haramlığı, ancak bebeğin süt emme çağı olan ilk iki sene içinde emmekle meydana gelir. Daha sonraki emme ile haramlık meydana gelmez.

    Öneri Formu
11912 D002060 Ebu Davud, Nikah, 8

Bize Müsedded b. Müserhed, ona İsmail, ona Eyyüb, ona İbn Ebu Müleyke, ona Abdullah b. ez-Zübeyr, ona da Hz. Aişe (r.anha), Rasulullah'ın (sav) şöyle buyurduğunu rivayet etmiştir: "Bir ve iki defa süt emmekle haramlık meydana gelmez."


    Öneri Formu
11924 D002063 Ebu Davud, Nikah, 10


    Öneri Formu
11907 D002059 Ebu Davud, Nikah, 8


    Öneri Formu
272173 İM001947-2 İbn Mâce, Nikah, 37


    Öneri Formu
272470 DM002301-2 Darimi, Nikah, 51


    Öneri Formu
80279 MA010760 Musannef- i Abdurrezzak, VI, 262


    Öneri Formu
83643 MA013951 Musannef-i Abdurrezzak, VII, 476