Öneri Formu
Hadis Id, No:
23026, B006318
Hadis:
حَدَّثَنَا سُلَيْمَانُ بْنُ حَرْبٍ حَدَّثَنَا شُعْبَةُ عَنِ الْحَكَمِ عَنِ ابْنِ أَبِى لَيْلَى عَنْ عَلِىٍّ أَنَّ فَاطِمَةَ - عَلَيْهِمَا السَّلاَمُ - شَكَتْ مَا تَلْقَى فِى يَدِهَا مِنَ الرَّحَى ، فَأَتَتِ النَّبِىَّ صلى الله عليه وسلم تَسْأَلُهُ خَادِمًا ، فَلَمْ تَجِدْهُ ، فَذَكَرَتْ ذَلِكَ لِعَائِشَةَ ، فَلَمَّا جَاءَ أَخْبَرَتْهُ . قَالَ فَجَاءَنَا وَقَدْ أَخَذْنَا مَضَاجِعَنَا ، فَذَهَبْتُ أَقُومُ فَقَالَ « مَكَانَكِ » . فَجَلَسَ بَيْنَنَا حَتَّى وَجَدْتُ بَرْدَ قَدَمَيْهِ عَلَى صَدْرِى فَقَالَ « أَلاَ أَدُلُّكُمَا عَلَى مَا هُوَ خَيْرٌ لَكُمَا مِنْ خَادِمٍ ، إِذَا أَوَيْتُمَا إِلَى فِرَاشِكُمَا ، أَوْ أَخَذْتُمَا مَضَاجِعَكُمَا ، فَكَبِّرَا ثَلاَثًا وَثَلاَثِينَ ، وَسَبِّحَا ثَلاَثًا وَثَلاَثِينَ ، وَاحْمَدَا ثَلاَثًا وَثَلاَثِينَ ، فَهَذَا خَيْرٌ لَكُمَا مِنْ خَادِمٍ » . وَعَنْ شُعْبَةَ عَنْ خَالِدٍ عَنِ ابْنِ سِيرِينَ قَالَ التَّسْبِيحُ أَرْبَعٌ وَثَلاَثُونَ .
Tercemesi:
Bize Süleyman b. Harb, ona Şu'be, ona Hakem , ona İbn Ebu Leyla, ona da Hz. Ali şöyle nakletmiştir: Hz. Fatıma (as) el değirmenini çevirmekten dolayı elindeki sıkıntıdan dolayı şikayet etti. Bir hizmetçi istemek için Hz. Peygamber'in (sav) yanına geldi, ancak onu evde bulamadı. Durumu Hz. Aişe'ye anlattı. Hz. Peygamber (sav) gelinde Âişe durumu haber verdi. Hz. Ali şöyle devam etti. Hz. Peygamber (sav) geldiğinde biz de yataktaydık. Hemen kalkmaya davrandım. Hz. Peygamber (sav) yatakta kalın dedikten sonra aramıza oturdu -ki ben bu esnada ayağının soğukluğunu göğsümde hissettim- ve şöyle buyurdu: İyi dinleyin size hizmetçiden daha hayırlı bir şey söylüyorum. Yatağınıza girdiğinizde ya da uzandığınızda otuz üç kere Allahu ekber, otuz üç kere Sübhanallah, otuz üç kere de elhamdülillah, deyiniz. İşte bu hizmetçiden daha hayırlıdır.
Farklı bir tarikle Şube, ona Halid, ona da İbn Sirin: Sübhanallah otuz dört keredir, demiştir.
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Buhârî, Sahîh-i Buhârî, Da'vât 11, 2/547
Senetler:
1. Ebu Hasan Ali b. Ebu Talib el-Hâşimî (Ali b. Ebu Talib b. Abdülmuttalib b. Haşim b. Abdümenaf)
2. Ebu İsa Abdurrahman b. Ebu Leyla el-Ensarî (Abdurrahman b. Yesar b. Bilal b. Büleyl b. Uhayha)
3. Ebu Abdullah Hakem b. Uteybe el-Kindî (Hakem b. Uteybe)
4. Şube b. Haccâc el-Atekî (Şu'be b. Haccac b. Verd)
5. Ebu Eyyüb Süleyman b. Harb el-Vâşihî (Süleyman b. Harb b. Büceyl)
Konular:
Dua, Allah’la iletişim aracı
Ehl-i Beyt, Hz. Fatıma evliliği, miras talebi vs
Hz. Peygamber, örnekliği
حَدَّثَنَا عَبْدَانُ قَالَ أَخْبَرَنَا عَبْدُ اللَّهِ قَالَ أَخْبَرَنَا يُونُسُ عَنِ الزُّهْرِىِّ ح
وَحَدَّثَنَا بِشْرُ بْنُ مُحَمَّدٍ قَالَ أَخْبَرَنَا عَبْدُ اللَّهِ قَالَ أَخْبَرَنَا يُونُسُ وَمَعْمَرٌ عَنِ الزُّهْرِىِّ نَحْوَهُ قَالَ أَخْبَرَنِى عُبَيْدُ اللَّهِ بْنُ عَبْدِ اللَّهِ عَنِ ابْنِ عَبَّاسٍ قَالَ
"كَانَ رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم أَجْوَدَ النَّاسِ ، وَكَانَ أَجْوَدُ مَا يَكُونُ فِى رَمَضَانَ حِينَ يَلْقَاهُ جِبْرِيلُ ، وَكَانَ يَلْقَاهُ فِى كُلِّ لَيْلَةٍ مِنْ رَمَضَانَ فَيُدَارِسُهُ الْقُرْآنَ ، فَلَرَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم أَجْوَدُ بِالْخَيْرِ مِنَ الرِّيحِ الْمُرْسَلَةِ."
Bize Abdân, ona Abdullah, ona Yunus, ona ez-Zührî; (T)
Bize Bişr b. Muhammed, ona Abdullah, ona Yunus ve Ma'mer, onlara ez-Zührî, ona Ubeydullah b. Abdullah, ona da İbn Abbas şöyle rivayet etmiştir:
"Rasulullah (sav), insanların en cömerti idi. En cömert olduğu zaman ise ramazan ayıydı. Bu ay Cebrâil'in kendisiyle çokça buluştuğu zamandı. Cebrâil ramazanın her gecesinde Peygamber'le buluşur ve onunla Kur'ân'ı müzâkere ederdi. İşte bundan dolayı Rasulullah hayır dağıtmakta, bir engele takılmayan rüzgardan daha cömertti."
Açıklama: Rasulullah'ın cömertliği, rüzgara benzetilerek, anlatılmak istenmiştir. Zira esen rüzgarın ulaşmadığı yer, etkilemediği varlık kalmamaktadır. Rasulullah'ın cömertliği de etrafındaki herkesi ve her varlığı etkilerdi. Bu nedenle anlatımda rüzgar örneği kullanılmıştır.
Öneri Formu
Hadis Id, No:
11284, B000006
Hadis:
حَدَّثَنَا عَبْدَانُ قَالَ أَخْبَرَنَا عَبْدُ اللَّهِ قَالَ أَخْبَرَنَا يُونُسُ عَنِ الزُّهْرِىِّ ح
وَحَدَّثَنَا بِشْرُ بْنُ مُحَمَّدٍ قَالَ أَخْبَرَنَا عَبْدُ اللَّهِ قَالَ أَخْبَرَنَا يُونُسُ وَمَعْمَرٌ عَنِ الزُّهْرِىِّ نَحْوَهُ قَالَ أَخْبَرَنِى عُبَيْدُ اللَّهِ بْنُ عَبْدِ اللَّهِ عَنِ ابْنِ عَبَّاسٍ قَالَ
"كَانَ رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم أَجْوَدَ النَّاسِ ، وَكَانَ أَجْوَدُ مَا يَكُونُ فِى رَمَضَانَ حِينَ يَلْقَاهُ جِبْرِيلُ ، وَكَانَ يَلْقَاهُ فِى كُلِّ لَيْلَةٍ مِنْ رَمَضَانَ فَيُدَارِسُهُ الْقُرْآنَ ، فَلَرَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم أَجْوَدُ بِالْخَيْرِ مِنَ الرِّيحِ الْمُرْسَلَةِ."
Tercemesi:
Bize Abdân, ona Abdullah, ona Yunus, ona ez-Zührî; (T)
Bize Bişr b. Muhammed, ona Abdullah, ona Yunus ve Ma'mer, onlara ez-Zührî, ona Ubeydullah b. Abdullah, ona da İbn Abbas şöyle rivayet etmiştir:
"Rasulullah (sav), insanların en cömerti idi. En cömert olduğu zaman ise ramazan ayıydı. Bu ay Cebrâil'in kendisiyle çokça buluştuğu zamandı. Cebrâil ramazanın her gecesinde Peygamber'le buluşur ve onunla Kur'ân'ı müzâkere ederdi. İşte bundan dolayı Rasulullah hayır dağıtmakta, bir engele takılmayan rüzgardan daha cömertti."
Açıklama:
Rasulullah'ın cömertliği, rüzgara benzetilerek, anlatılmak istenmiştir. Zira esen rüzgarın ulaşmadığı yer, etkilemediği varlık kalmamaktadır. Rasulullah'ın cömertliği de etrafındaki herkesi ve her varlığı etkilerdi. Bu nedenle anlatımda rüzgar örneği kullanılmıştır.
Yazar, Kitap, Bölüm:
Buhârî, Sahîh-i Buhârî, Bedü'l-Vahiy 1, 1/193
Senetler:
1. İbn Abbas Abdullah b. Abbas el-Kuraşî (Abdullah b. Abbas b. Abdülmuttalib b. Haşim b. Abdümenaf)
2. Ebu Abdullah Ubeydullah b. Abdullah el-Hüzeli (Ubeydullah b. Abdullah b. Utbe b. Mesud b. Gâfil)
3. Ebu Bekir Muhammed b. Şihab ez-Zührî (Muhammed b. Müslim b. Ubeydullah b. Abdullah b. Şihab)
4. Yunus b. Yezid el-Eyli (Yunus b. Yezid b. Mişkan)
5. Ebu Abdurrahman Abdullah b. Mübarek el-Hanzalî (Abdullah b. Mübarek b. Vadıh)
6. Ebu Abdurrahman Abdullah b. Osman el-Ateki (Abdullah b. Osman b. Cebele b. Meymun)
Konular:
Hz. Peygamber, cömertliği
Hz. Peygamber, örnekliği
Kur'an, Hz.Peygamberin Cebrail ile mukabelesi
Bize Müsedded, ona İsmail, ona Eyyüb, ona da İkrime, şöyle rivayet etmiştir:
ona da İbn Abbas “Peygamber (sav) namazda, sesli okuması emredilen yerleri sesli, sessiz okuması emredilen yerleri de sessiz okudu” ve "Senin Râbbin unumuş değildir" (Meryem, 64) ve "And olsun ki, Allah'ın elçisinde sizin için güzel bir örnek vardır." (Ahzâb, 21) ayetlerini okudu.
Öneri Formu
Hadis Id, No:
5043, B000774
Hadis:
حَدَّثَنَا مُسَدَّدٌ قَالَ حَدَّثَنَا إِسْمَاعِيلُ قَالَ حَدَّثَنَا أَيُّوبُ عَنْ عِكْرِمَةَ عَنِ ابْنِ عَبَّاسٍ قَالَ: "قَرَأَ النَّبِىُّ صلى الله عليه وسلم فِيمَا أُمِرَ ، وَسَكَتَ فِيمَا أُمِرَ ( وَمَا كَانَ رَبُّكَ نَسِيًّا ) ( لَقَدْ كَانَ لَكُمْ فِى رَسُولِ اللَّهِ أُسْوَةٌ حَسَنَةٌ )."
Tercemesi:
Bize Müsedded, ona İsmail, ona Eyyüb, ona da İkrime, şöyle rivayet etmiştir:
ona da İbn Abbas “Peygamber (sav) namazda, sesli okuması emredilen yerleri sesli, sessiz okuması emredilen yerleri de sessiz okudu” ve "Senin Râbbin unumuş değildir" (Meryem, 64) ve "And olsun ki, Allah'ın elçisinde sizin için güzel bir örnek vardır." (Ahzâb, 21) ayetlerini okudu.
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Buhârî, Sahîh-i Buhârî, Ezân 105, 1/342
Senetler:
1. İbn Abbas Abdullah b. Abbas el-Kuraşî (Abdullah b. Abbas b. Abdülmuttalib b. Haşim b. Abdümenaf)
2. İkrime Mevla İbn Abbas (İkrime)
3. Eyyüb es-Sahtiyânî (Eyyüb b. Keysân)
4. Ebu Bişr İsmail b. Uleyye el-Esedî (İsmail b. İbrahim b. Miksem)
5. Müsedded b. Müserhed el-Esedî (Müsedded b. Müserhed b. Müserbel b. Şerik)
Konular:
Eğitim, eğitimde model sunmak
Hz. Peygamber, örnekliği
Namaz, kıraat
Bize Ebu’l-Yemân, ona Şuayb, ona Zührî, ona Urve b. Zübeyir’in rivayet ettiğine göre Usame b. Zeyd (r.anhumâ) kendisine şunu haber vermiştir:
Rasulullah (sav) Bedir vakasından önce Hâris b. Hazrec oğulları yurdunda hasta bulunan Sa‘d b. Ubâde’yi ziyaret etmek üzere Fedek işi kadife kaplı bir palan vurulmuş bir eşeğin üzerine binmiş, terkisine de Usame b. Zeyd’i bindirmişti. (Usame) der ki: Hz. Peygamber (sav) yolda Abdullah b. Ubeyy b. Selûl’un da bulunduğu bir meclise uğradı. Bu sırada Abdullah b. Ubeyy henüz Müslüman olmamıştı. Bir de gördü ki Mecliste Müslümanlar, puta tapan müşrikler ve Yahudiler karışık oturuyorlar. Mecliste Abdullah b. Revâha da vardı. Bindikleri hayvanın çıkardığı toz, mecliste oturanların üzerine kalkınca, Abdullah b. Ubeyy ridâsıyla burnunu kapattı, sonra da “Üzerimizi toza bulamayın”, dedi.
Rasulullah (sav) onlara selam verdikten sonra durdu, bineğinden indi, onları Allah’a davet etti, onlara Kur’ân okudu. Abdullah b. Ubeyy b. Selûl “Ey kişi! Gerçek şu ki, senin bu söylediklerin eğer bir hakikat ise ondan daha güzeli yoktur. Ona sebep meclislerimizde bizi rahatsız etme. Sen kaldığın yere geri dön. Yanına gelen olursa ona anlatacaklarını anlat” dedi. Bu sefer Abdullah b. Revaha “Hayır, ey Allah’ın Rasulü, o Kur'an ile meclislerimizi kuşat, biz bunu seviyoruz” deyince, Müslümanlar, müşrikler ve Yahudiler birbirlerine ağır sözler söylemeye başladılar. Hatta neredeyse birbirleriyle kavga dahi edeceklerdi. Nebi (sav) ise onları sakinleştirmeye çalışıyordu. Sonra Nebi (sav) eşeğine bindi ve yoluna devam etti. Nihayet Sa‘d b. Ubâde’nin yanına girdi. Nebi (sav) ona: "Ey Sa‘d, Ebu Hubâb’ın" -bununla Abdullah b. Ubeyy’i kast ediyordu- "söylediklerini işittin mi? O, şöyle şöyle dedi" buyurdu. Sa‘d b. Ubâde “Ey Allah’ın Rasulü, onu affet, ona müsamaha göster, sana Kitab’ı indirene yemin olsun ki, Allah sana indirmiş olduğu hakkı getirdiğinde, bu kasabadaki ahali, ona taç giydirmek, onun başına krallara mahsus sarık sarmak üzere anlaşmışlardı. Allah sana vermiş olduğu hak vesilesiyle bunun gerçekleşmesine imkân vermeyince, bundan dolayı onun hevesi kursağında kaldı. İşte bu durum senin gördüklerini yapmasına sebep oldu” dedi. Bunun üzerine Rasulullah (sav) da onu affetti. Nebi (sav) ve ashabı, Allah’ın kendilerine emretmiş olduğu gibi müşrikleri ve Kitab ehlini affediyor, eziyetlere sabredip katlanıyorlardı. Zaten aziz ve celil Allah da "Ve and olsun, sizden önce kitap verilenlerden ve şirk koşanlardan, rahatsız edici çok sözler işiteceksiniz" (Ali İmran, 3/186); "Kitap ehlinden birçoğu ruhlarında yerleşmiş olan kıskançlıktan dolayı, sizi imanınızdan sonra kâfirler olarak geriye döndürmeyi çok isterler…" (Bakara, 2/109) buyurmuştur. Nebi (sav), Allah onlar hakkında cihada izin verinceye kadar, Allah’ın kendisine emretmiş olduğu affı bu şekilde tevil ediyor ve gereğini yerine getiriyordu. Rasulullah (sav), Bedir gazvesini yapınca Allah onun vasıtası ile Kureyş kâfirlerinin ileri gelenlerinin öldürülmesini sağladı. İbn Ubeyy b. Selûl ve beraberindeki putperest müşrikler “Artık bu Müslümanların işinin yoluna girdiğini gösteren bir husustur” deyip İslam üzere Rasulullah’a (sav) biat edip Müslüman oldular.
Öneri Formu
Hadis Id, No:
31683, B004566
Hadis:
حَدَّثَنَا أَبُو الْيَمَانِ أَخْبَرَنَا شُعَيْبٌ عَنِ الزُّهْرِىِّ قَالَ أَخْبَرَنِى عُرْوَةُ بْنُ الزُّبَيْرِ أَنَّ أُسَامَةَ بْنَ زَيْدٍ - رضى الله عنهما - أَخْبَرَهُ أَنَّ رَسُولَ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم رَكِبَ عَلَى حِمَارٍ عَلَى قَطِيفَةٍ فَدَكِيَّةٍ ، وَأَرْدَفَ أُسَامَةَ بْنَ زَيْدٍ وَرَاءَهُ ، يَعُودُ سَعْدَ بْنَ عُبَادَةَ فِى بَنِى الْحَارِثِ بْنِ الْخَزْرَجِ قَبْلَ وَقْعَةِ بَدْرٍ - قَالَ - حَتَّى مَرَّ بِمَجْلِسٍ فِيهِ عَبْدُ اللَّهِ بْنُ أُبَىٍّ ، ابْنُ سَلُولَ ، وَذَلِكَ قَبْلَ أَنْ يُسْلِمَ عَبْدُ اللَّهِ بْنُ أُبَىٍّ فَإِذَا فِى الْمَجْلِسِ أَخْلاَطٌ مِنَ الْمُسْلِمِينَ وَالْمُشْرِكِينَ عَبَدَةِ الأَوْثَانِ وَالْيَهُودِ وَالْمُسْلِمِينَ ، وَفِى الْمَجْلِسِ عَبْدُ اللَّهِ بْنُ رَوَاحَةَ ، فَلَمَّا غَشِيَتِ الْمَجْلِسَ عَجَاجَةُ الدَّابَّةِ خَمَّرَ عَبْدُ اللَّهِ بْنُ أُبَىٍّ أَنْفَهُ بِرِدَائِهِ ، ثُمَّ قَالَ لاَ تُغَبِّرُوا عَلَيْنَا . فَسَلَّمَ رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم عَلَيْهِمْ ثُمَّ وَقَفَ فَنَزَلَ فَدَعَاهُمْ إِلَى اللَّهِ ، وَقَرَأَ عَلَيْهِمُ الْقُرْآنَ ، فَقَالَ عَبْدُ اللَّهِ بْنُ أُبَىٍّ ابْنُ سَلُولَ أَيُّهَا الْمَرْءُ ، إِنَّهُ لاَ أَحْسَنَ مِمَّا تَقُولُ ، إِنْ كَانَ حَقًّا ، فَلاَ تُؤْذِينَا بِهِ فِى مَجْلِسِنَا ، ارْجِعْ إِلَى رَحْلِكَ ، فَمَنْ جَاءَكَ فَاقْصُصْ عَلَيْهِ . فَقَالَ عَبْدُ اللَّهِ بْنُ رَوَاحَةَ بَلَى يَا رَسُولَ اللَّهِ ، فَاغْشَنَا بِهِ فِى مَجَالِسِنَا ، فَإِنَّا نُحِبُّ ذَلِكَ . فَاسْتَبَّ الْمُسْلِمُونَ وَالْمُشْرِكُونَ وَالْيَهُودُ حَتَّى كَادُوا يَتَثَاوَرُونَ ، فَلَمْ يَزَلِ النَّبِىُّ صلى الله عليه وسلم يُخَفِّضُهُمْ حَتَّى سَكَنُوا ، ثُمَّ رَكِبَ النَّبِىُّ صلى الله عليه وسلم دَابَّتَهُ فَسَارَ حَتَّى دَخَلَ عَلَى سَعْدِ بْنِ عُبَادَةَ ، فَقَالَ لَهُ النَّبِىُّ صلى الله عليه وسلم « يَا سَعْدُ أَلَمْ تَسْمَعْ مَا قَالَ أَبُو حُبَابٍ » . يُرِيدُ عَبْدَ اللَّهِ بْنَ أُبَىٍّ « قَالَ كَذَا وَكَذَا » . قَالَ سَعْدُ بْنُ عُبَادَةَ يَا رَسُولَ اللَّهِ ، اعْفُ عَنْهُ وَاصْفَحْ عَنْهُ ، فَوَالَّذِى أَنْزَلَ عَلَيْكَ الْكِتَابَ ، لَقَدْ جَاءَ اللَّهُ بِالْحَقِّ الَّذِى أَنْزَلَ عَلَيْكَ ، لَقَدِ اصْطَلَحَ أَهْلُ هَذِهِ الْبُحَيْرَةِ عَلَى أَنْ يُتَوِّجُوهُ فَيُعَصِّبُونَهُ بِالْعِصَابَةِ ، فَلَمَّا أَبَى اللَّهُ ذَلِكَ بِالْحَقِّ الَّذِى أَعْطَاكَ اللَّهُ شَرِقَ بِذَلِكَ ، فَذَلِكَ فَعَلَ بِهِ ما رَأَيْتَ . فَعَفَا عَنْهُ رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم وَكَانَ النَّبِىُّ صلى الله عليه وسلم وَأَصْحَابُهُ يَعْفُونَ عَنِ الْمُشْرِكِينَ وَأَهْلِ الْكِتَابِ كَمَا أَمَرَهُمُ اللَّهُ ، وَيَصْبِرُونَ عَلَى الأَذَى قَالَ اللَّهُ عَزَّ وَجَلَّ ( وَلَتَسْمَعُنَّ مِنَ الَّذِينَ أُوتُوا الْكِتَابَ مِنْ قَبْلِكُمْ وَمِنَ الَّذِينَ أَشْرَكُوا أَذًى كَثِيرًا ) الآيَةَ ، وَقَالَ اللَّهُ ( وَدَّ كَثِيرٌ مِنْ أَهْلِ الْكِتَابِ لَوْ يَرُدُّونَكُمْ مِنْ بَعْدِ إِيمَانِكُمْ كُفَّارًا حَسَدًا مِنْ عِنْدِ أَنْفُسِهِمْ ) إِلَى آخِرِ الآيَةِ ، وَكَانَ النَّبِىُّ صلى الله عليه وسلم يَتَأَوَّلُ الْعَفْوَ مَا أَمَرَهُ اللَّهُ بِهِ ، حَتَّى أَذِنَ اللَّهُ فِيهِمْ ، فَلَمَّا غَزَا رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم بَدْرًا ، فَقَتَلَ اللَّهُ بِهِ صَنَادِيدَ كُفَّارِ قُرَيْشٍ قَالَ ابْنُ أُبَىٍّ ابْنُ سَلُولَ ، وَمَنْ مَعَهُ مِنَ الْمُشْرِكِينَ ، وَعَبَدَةِ الأَوْثَانِ هَذَا أَمْرٌ قَدْ تَوَجَّهَ . فَبَايَعُوا الرَّسُولَ صلى الله عليه وسلم عَلَى الإِسْلاَمِ فَأَسْلَمُوا .
Tercemesi:
Bize Ebu’l-Yemân, ona Şuayb, ona Zührî, ona Urve b. Zübeyir’in rivayet ettiğine göre Usame b. Zeyd (r.anhumâ) kendisine şunu haber vermiştir:
Rasulullah (sav) Bedir vakasından önce Hâris b. Hazrec oğulları yurdunda hasta bulunan Sa‘d b. Ubâde’yi ziyaret etmek üzere Fedek işi kadife kaplı bir palan vurulmuş bir eşeğin üzerine binmiş, terkisine de Usame b. Zeyd’i bindirmişti. (Usame) der ki: Hz. Peygamber (sav) yolda Abdullah b. Ubeyy b. Selûl’un da bulunduğu bir meclise uğradı. Bu sırada Abdullah b. Ubeyy henüz Müslüman olmamıştı. Bir de gördü ki Mecliste Müslümanlar, puta tapan müşrikler ve Yahudiler karışık oturuyorlar. Mecliste Abdullah b. Revâha da vardı. Bindikleri hayvanın çıkardığı toz, mecliste oturanların üzerine kalkınca, Abdullah b. Ubeyy ridâsıyla burnunu kapattı, sonra da “Üzerimizi toza bulamayın”, dedi.
Rasulullah (sav) onlara selam verdikten sonra durdu, bineğinden indi, onları Allah’a davet etti, onlara Kur’ân okudu. Abdullah b. Ubeyy b. Selûl “Ey kişi! Gerçek şu ki, senin bu söylediklerin eğer bir hakikat ise ondan daha güzeli yoktur. Ona sebep meclislerimizde bizi rahatsız etme. Sen kaldığın yere geri dön. Yanına gelen olursa ona anlatacaklarını anlat” dedi. Bu sefer Abdullah b. Revaha “Hayır, ey Allah’ın Rasulü, o Kur'an ile meclislerimizi kuşat, biz bunu seviyoruz” deyince, Müslümanlar, müşrikler ve Yahudiler birbirlerine ağır sözler söylemeye başladılar. Hatta neredeyse birbirleriyle kavga dahi edeceklerdi. Nebi (sav) ise onları sakinleştirmeye çalışıyordu. Sonra Nebi (sav) eşeğine bindi ve yoluna devam etti. Nihayet Sa‘d b. Ubâde’nin yanına girdi. Nebi (sav) ona: "Ey Sa‘d, Ebu Hubâb’ın" -bununla Abdullah b. Ubeyy’i kast ediyordu- "söylediklerini işittin mi? O, şöyle şöyle dedi" buyurdu. Sa‘d b. Ubâde “Ey Allah’ın Rasulü, onu affet, ona müsamaha göster, sana Kitab’ı indirene yemin olsun ki, Allah sana indirmiş olduğu hakkı getirdiğinde, bu kasabadaki ahali, ona taç giydirmek, onun başına krallara mahsus sarık sarmak üzere anlaşmışlardı. Allah sana vermiş olduğu hak vesilesiyle bunun gerçekleşmesine imkân vermeyince, bundan dolayı onun hevesi kursağında kaldı. İşte bu durum senin gördüklerini yapmasına sebep oldu” dedi. Bunun üzerine Rasulullah (sav) da onu affetti. Nebi (sav) ve ashabı, Allah’ın kendilerine emretmiş olduğu gibi müşrikleri ve Kitab ehlini affediyor, eziyetlere sabredip katlanıyorlardı. Zaten aziz ve celil Allah da "Ve and olsun, sizden önce kitap verilenlerden ve şirk koşanlardan, rahatsız edici çok sözler işiteceksiniz" (Ali İmran, 3/186); "Kitap ehlinden birçoğu ruhlarında yerleşmiş olan kıskançlıktan dolayı, sizi imanınızdan sonra kâfirler olarak geriye döndürmeyi çok isterler…" (Bakara, 2/109) buyurmuştur. Nebi (sav), Allah onlar hakkında cihada izin verinceye kadar, Allah’ın kendisine emretmiş olduğu affı bu şekilde tevil ediyor ve gereğini yerine getiriyordu. Rasulullah (sav), Bedir gazvesini yapınca Allah onun vasıtası ile Kureyş kâfirlerinin ileri gelenlerinin öldürülmesini sağladı. İbn Ubeyy b. Selûl ve beraberindeki putperest müşrikler “Artık bu Müslümanların işinin yoluna girdiğini gösteren bir husustur” deyip İslam üzere Rasulullah’a (sav) biat edip Müslüman oldular.
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Buhârî, Sahîh-i Buhârî, Tefsîr 15, 2/166
Senetler:
1. Üsame b. Zeyd el-Kelbî (Üsame b. Zeyd b. Harise)
2. Urve b. Zübeyr el-Esedî (Urve b. Zübeyr b. Avvam b. Huveylid b. Esed)
3. Ebu Bekir Muhammed b. Şihab ez-Zührî (Muhammed b. Müslim b. Ubeydullah b. Abdullah b. Şihab)
4. Şuayb b. Ebu Hamza el-Ümevi (Şuayb b. Dinar)
5. Ebu Yeman Hakem b. Nafi' el-Behrânî (Hakem b. Nafi')
Konular:
Diyalog, Hz. Peygamber'in / Sahabenin Yahudilerle ilişkileri
Hz. Peygamber, örnekliği
Münafık, Abdullah b. Übeyy b. Selul (Münafıkların reisi)
Tebliğ, İslam'a Davet
حَدَّثَنَا أَحْمَدُ بْنُ سِنَانٍ حَدَّثَنَا عَبْدُ الرَّحْمَنِ بْنُ مَهْدِىٍّ عَنْ مَالِكِ بْنِ أَنَسٍ عَنْ أَبِى بَكْرِ بْنِ عُمَرَ بْنِ عَبْدِ الرَّحْمَنِ بْنِ عَبْدِ اللَّهِ بْنِ عُمَرَ بْنِ الْخَطَّابِ عَنْ سَعِيدِ بْنِ يَسَارٍ قَالَ كُنْتُ مَعَ ابْنِ عُمَرَ فَتَخَلَّفْتُ فَأَوْتَرْتُ فَقَالَ مَا خَلَفَكَ قُلْتُ أَوْتَرْتُ . فَقَالَ أَمَا لَكَ فِى رَسُولِ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم أُسْوَةٌ حَسَنَةٌ قُلْتُ بَلَى . قَالَ فَإِنَّ رَسُولَ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم كَانَ يُوتِرُ عَلَى بَعِيرِهِ .
Bize Ahmed b. Sinan, ona Abdurrahman b. Mehdî, ona Malik b. Enes, ona Ebu Bekr b. Ömer b. Abdurrahman b. Abdullah b. Ömer b. el-Hattab, ona da Said b. Yesar şöyle demiştir:
İbn Ömer ile birlikte bir seferdeydim, biraz arkada kalıp vitri kıldım, bana “neden geciktin?” dedi. Ben de “vitir kıldım” dedim. Bana “peki, senin için Rasulullah (sav) uyulacak güzel örnek değil midir?” dedi. Ben “elbette öyledir” dedim. Bunun üzerine “Rasulullah (sav) devesi üzerinde vitir namazını kılardı” dedi.
Öneri Formu
Hadis Id, No:
12988, İM001200
Hadis:
حَدَّثَنَا أَحْمَدُ بْنُ سِنَانٍ حَدَّثَنَا عَبْدُ الرَّحْمَنِ بْنُ مَهْدِىٍّ عَنْ مَالِكِ بْنِ أَنَسٍ عَنْ أَبِى بَكْرِ بْنِ عُمَرَ بْنِ عَبْدِ الرَّحْمَنِ بْنِ عَبْدِ اللَّهِ بْنِ عُمَرَ بْنِ الْخَطَّابِ عَنْ سَعِيدِ بْنِ يَسَارٍ قَالَ كُنْتُ مَعَ ابْنِ عُمَرَ فَتَخَلَّفْتُ فَأَوْتَرْتُ فَقَالَ مَا خَلَفَكَ قُلْتُ أَوْتَرْتُ . فَقَالَ أَمَا لَكَ فِى رَسُولِ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم أُسْوَةٌ حَسَنَةٌ قُلْتُ بَلَى . قَالَ فَإِنَّ رَسُولَ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم كَانَ يُوتِرُ عَلَى بَعِيرِهِ .
Tercemesi:
Bize Ahmed b. Sinan, ona Abdurrahman b. Mehdî, ona Malik b. Enes, ona Ebu Bekr b. Ömer b. Abdurrahman b. Abdullah b. Ömer b. el-Hattab, ona da Said b. Yesar şöyle demiştir:
İbn Ömer ile birlikte bir seferdeydim, biraz arkada kalıp vitri kıldım, bana “neden geciktin?” dedi. Ben de “vitir kıldım” dedim. Bana “peki, senin için Rasulullah (sav) uyulacak güzel örnek değil midir?” dedi. Ben “elbette öyledir” dedim. Bunun üzerine “Rasulullah (sav) devesi üzerinde vitir namazını kılardı” dedi.
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
İbn Mâce, Sünen-i İbn Mâce, İkâmetu's-salât ve's-sünnetü fîhâ 127, /194
Senetler:
1. İbn Ömer Abdullah b. Ömer el-Adevî (Abdullah b. Ömer b. Hattab)
2. Ebu Hubab Said b. Yesar (Said b. Yesar)
3. Ebu Bekir b. Ömer el-Kuraşi (Ebu Bekir b. Ömer b. Abdurrahman b. Abdullah b. Ömer b. Hattab)
4. Ebu Abdullah Malik b. Enes el-Esbahî (Malik b. Enes b. Malik b. Ebu Amir)
5. Ebu Said Abdurrahman b. Mehdî el-Anberî (Abdurrahman b. Mehdi b. Hassân b. Abdurrahman)
6. Ebu Cafer Ahmed b. Sinan el-Kattan (Ahmed b. Sinan b. Esed b. Hibban)
Konular:
Hz. Peygamber, örnekliği
KTB, NAMAZ,
Sahâbe, sahabilerin sünnete uyma hassasiyetleri
Vitir Namazı, Vitir namazı
Bize Muhammed b. Mansur, ona Süfyan, ona da Amr şöyle demiştir:
Biz İbn Ömer'e, umre yapmak üzere gelen bir kimse hakkında “Kabe'yi tavaf ettikten sonra henüz daha Safa ile Merve arasında sa'y yapmadan hanımına yaklaşabilir mi?” diye sorduk. O şu cevabı verdi: Rasulullah (sav) (Mekke'ye) geldiğinde, Kabe'nin etrafında yedi şavt tavaf yapıp Makamı İbrahim'in arkasında iki rekât namaz kıldı, sonra da Safa ile Merve arasında yedi defa sa'y yaptı. Şüphesiz sizin için Rasulullah'ta uyulmaya değer güzel bir örnek vardır.
Öneri Formu
Hadis Id, No:
24586, N002933
Hadis:
أَخْبَرَنَا مُحَمَّدُ بْنُ مَنْصُورٍ قَالَ حَدَّثَنَا سُفْيَانُ عَنْ عَمْرٍو قَالَ سَمِعْتُ ابْنَ عُمَرَ وَسَأَلْنَاهُ عَنْ رَجُلٍ قَدِمَ مُعْتَمِرًا فَطَافَ بِالْبَيْتِ وَلَمْ يَطُفْ بَيْنَ الصَّفَا وَالْمَرْوَةِ أَيَأْتِى أَهْلَهُ قَالَ لَمَّا قَدِمَ رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم فَطَافَ سَبْعًا وَصَلَّى خَلْفَ الْمَقَامِ رَكْعَتَيْنِ وَطَافَ بَيْنَ الصَّفَا وَالْمَرْوَةِ وَقَدْ كَانَ لَكُمْ فِى رَسُولِ اللَّهِ أُسْوَةٌ حَسَنَةٌ .
Tercemesi:
Bize Muhammed b. Mansur, ona Süfyan, ona da Amr şöyle demiştir:
Biz İbn Ömer'e, umre yapmak üzere gelen bir kimse hakkında “Kabe'yi tavaf ettikten sonra henüz daha Safa ile Merve arasında sa'y yapmadan hanımına yaklaşabilir mi?” diye sorduk. O şu cevabı verdi: Rasulullah (sav) (Mekke'ye) geldiğinde, Kabe'nin etrafında yedi şavt tavaf yapıp Makamı İbrahim'in arkasında iki rekât namaz kıldı, sonra da Safa ile Merve arasında yedi defa sa'y yaptı. Şüphesiz sizin için Rasulullah'ta uyulmaya değer güzel bir örnek vardır.
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Nesâî, Sünen-i Nesâî, Menâsiku'l-hacc 142, /2276
Senetler:
1. İbn Ömer Abdullah b. Ömer el-Adevî (Abdullah b. Ömer b. Hattab)
2. Amr b. Dinar el-Cümahî (Amr b. Dinar)
3. Ebu Muhammed Süfyan b. Uyeyne el-Hilâlî (Süfyân b. Uyeyne b. Meymûn)
4. Muhammed b. Mansur el-Huzai (Muhammed b. Mansur b. Sabit b. Halid)
Konular:
Hz. Peygamber, örnekliği
Umre
Bize Müsedded, ona Yahya, ona Übeydullah, ona da Nâfi şöyle rivayet etmiştir:
İbn Ömer umre niyetiyle ihrama girdi ve eğer “Kâbe'ye girmeme engel olunursa, ben de Kureyş kâfirlerinin Peygamber'in Kâbe ziyaretine engel oldukları vakit Hz. Peygamber'in (sav) yaptığını yaparım” dedi ve "Andolsun ki, Rasulullah, sizin için güzel bir örnektir." (Ahzâb, 21) ayetini okudu.
Öneri Formu
Hadis Id, No:
32082, B004184
Hadis:
حَدَّثَنَا مُسَدَّدٌ حَدَّثَنَا يَحْيَى عَنْ عُبَيْدِ اللَّهِ عَنْ نَافِعٍ عَنِ ابْنِ عُمَرَ أَنَّهُ أَهَلَّ وَقَالَ إِنْ حِيلَ بَيْنِى وَبَيْنَهُ لَفَعَلْتُ كَمَا فَعَلَ النَّبِىُّ صلى الله عليه وسلم حِينَ حَالَتْ كُفَّارُ قُرَيْشٍ بَيْنَهُ . وَتَلاَ ( لَقَدْ كَانَ لَكُمْ فِى رَسُولِ اللَّهِ أُسْوَةٌ حَسَنَةٌ ) .
Tercemesi:
Bize Müsedded, ona Yahya, ona Übeydullah, ona da Nâfi şöyle rivayet etmiştir:
İbn Ömer umre niyetiyle ihrama girdi ve eğer “Kâbe'ye girmeme engel olunursa, ben de Kureyş kâfirlerinin Peygamber'in Kâbe ziyaretine engel oldukları vakit Hz. Peygamber'in (sav) yaptığını yaparım” dedi ve "Andolsun ki, Rasulullah, sizin için güzel bir örnektir." (Ahzâb, 21) ayetini okudu.
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Buhârî, Sahîh-i Buhârî, Meğâzî 35, 2/88
Senetler:
1. İbn Ömer Abdullah b. Ömer el-Adevî (Abdullah b. Ömer b. Hattab)
2. Nafi' Mevlâ İbn Ömer (Ebu Abdullah Nafi')
3. Ubeydullah b. Ömer el-Adevî (Ubeydullah b. Ömer b. Hafs b. Asım b. Ömer b. Hattab)
4. Ebu Said Yahya b. Said el-Kattan (Yahya b. Said b. Ferruh)
5. Müsedded b. Müserhed el-Esedî (Müsedded b. Müserhed b. Müserbel b. Şerik)
Konular:
Hac, İhram
Hz. Peygamber, örnekliği
Siyer, Hudeybiye Günü
Umre
Bize Muâz b. Fedâle, ona Hişâm, ona Yahya, ona İbn Hakîm, ona da Saîd b. Cübeyr şöyle demiştir:
İbn Abbas (r.anhuma) “Bir kişi helal olan bir şeyi, kendisine haram kılarsa, kefaretini öder” demiş ardından "Andolsun ki, Rasulullah, sizin için güzel bir örnektir." (Ahzâb, 21) ayetini okumuştur.
Öneri Formu
Hadis Id, No:
33344, B004911
Hadis:
حَدَّثَنَا مُعَاذُ بْنُ فَضَالَةَ حَدَّثَنَا هِشَامٌ عَنْ يَحْيَى عَنِ ابْنِ حَكِيمٍ عَنْ سَعِيدِ بْنِ جُبَيْرٍ أَنَّ ابْنَ عَبَّاسٍ - رضى الله عنهما - قَالَ فِى الْحَرَامِ يُكَفِّرُ . وَقَالَ ابْنُ عَبَّاسٍ ( لَقَدْ كَانَ لَكُمْ فِى رَسُولِ اللَّهِ إِسْوَةٌ حَسَنَةٌ ) .
Tercemesi:
Bize Muâz b. Fedâle, ona Hişâm, ona Yahya, ona İbn Hakîm, ona da Saîd b. Cübeyr şöyle demiştir:
İbn Abbas (r.anhuma) “Bir kişi helal olan bir şeyi, kendisine haram kılarsa, kefaretini öder” demiş ardından "Andolsun ki, Rasulullah, sizin için güzel bir örnektir." (Ahzâb, 21) ayetini okumuştur.
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Buhârî, Sahîh-i Buhârî, Tefsîr 1, 2/285
Senetler:
1. İbn Abbas Abdullah b. Abbas el-Kuraşî (Abdullah b. Abbas b. Abdülmuttalib b. Haşim b. Abdümenaf)
2. Ebu Abdullah Said b. Cübeyr el-Esedî (Said b. Cübeyr)
3. Ya'la b. Hakim es-Sekafi (Ya'la b. Hakim)
4. Ebu Nasr Yahya b. Ebu Kesir et-Tâî (Yahya b. Salih b. Mütevekkil)
5. Hişam b. Ebu Abdullah ed-Destevâî (Hişam b. Senber)
6. Ebu Zeyd Muaz b. Fedale ez-Zehrani (Muaz b. Fedale)
Konular:
Hz. Peygamber, örnekliği
Yargı, keffaret
Bize Abdurrahman, ona Süfyan, ona Ameş, ona Ebu'd-Duha, ona da Mesruk, ona Hz. Aişe'den rivayet etmiştir:
" Rasulullah (sav) bazı konularda ruhsat verdi. Bazı insanlar o ruhsatı kullanmakta çekimser kaldılar. Bunun üzerine Allah Rasulü, şöyle buyurdu:' Bazı insanlara ne oluyor ki! Benim izin verdiğim bazı konularda geri duruyorlar. Andolsun ki, ben Allah'ı onlardan daha iyi biliyorum, O'ndan korkma konusunda da onlardan daha duyarlıyım."
Öneri Formu
Hadis Id, No:
75339, HM025997
Hadis:
حَدَّثَنَا عَبْدُ الرَّحْمَنِ عَنْ سُفْيَانَ عَنِ الْأَعْمَشِ عَنْ أَبِي الضُّحَى عَنْ مَسْرُوقٍ عَنْ عَائِشَةَ قَالَتْ:
"رَخَّصَ رَسُولُ اللَّهِ صَلَّى اللَّهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ فِي بَعْضِ الْأَمْرِ فَرَغِبَ عَنْهُ رِجَالٌ فَقَالَ مَا بَالُ رِجَالٍ آمُرُهُمْ الْأَمْرَ يَرْغَبُونَ عَنْهُ وَاللَّهِ إِنِّي لَأَعْلَمُهُمْ بِاللَّهِ عَزَّ وَجَلَّ وَأَشَدُّهُمْ لَهُ خَشْيَةً."
Tercemesi:
Bize Abdurrahman, ona Süfyan, ona Ameş, ona Ebu'd-Duha, ona da Mesruk, ona Hz. Aişe'den rivayet etmiştir:
" Rasulullah (sav) bazı konularda ruhsat verdi. Bazı insanlar o ruhsatı kullanmakta çekimser kaldılar. Bunun üzerine Allah Rasulü, şöyle buyurdu:' Bazı insanlara ne oluyor ki! Benim izin verdiğim bazı konularda geri duruyorlar. Andolsun ki, ben Allah'ı onlardan daha iyi biliyorum, O'ndan korkma konusunda da onlardan daha duyarlıyım."
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Ahmed b. Hanbel, Müsned-i Ahmed, Aişe bt. Ebubekir 25997, 8/345
Senetler:
()
Konular:
Hz. Peygamber, itaat, boyun eğmek,
Hz. Peygamber, örnekliği
Ruhsat, amellerde