Öneri Formu
Hadis Id, No:
43810, DM002442
Hadis:
أَخْبَرَنَا الْقَاسِمُ بْنُ كَثِيرٍ قَالَ سَمِعْتُ عَبْدَ الرَّحْمَنِ بْنَ شُرَيْحٍ يُحَدِّثُ عَنْ عَبْدِ اللَّهِ بْنِ سُلَيْمَانَ : أَنَّ مَالِكَ بْنَ عَبْدِ اللَّهِ مَرَّ عَلَى حَبِيبِ بْنِ مَسْلَمَةَ أَوْ حَبِيبٌ مَرَّ عَلَى مَالِكٍ وَهُوَ يَقُودُ فَرَساً وَيَمْشِى فَقَالَ لَهُ : ارْكَبْ حَمَلَكَ اللَّهُ. قَالَ إِنَّ رَسُولَ اللَّهِ -صلى الله عليه وسلم- قَالَ :« مَنِ اغْبَرَّتْ قَدَمَاهُ فِى سَبِيلِ اللَّهِ حَرَّمَهُ اللَّهُ عَلَى النَّارِ ».
Tercemesi:
Bize Kasım b. Kesir (b. Numan), ona Abdurrahman b. Şurayh, ona da Abdullah b. Süleyman'ın rivayet ettiğine göre Malik b. Abdullah (b. Sinan b. Serh) bir gün Habib b. Mesleme (b. Malik b. Ekber b. Vehb)'e veya Habib b. Mesleme (b. Malik b. Ekber b. Vehb), Malik b. Abdullah (b. Sinan b. Serh)'e bir atı yularından tutup yürüyerek götürürken uğramış ve "Atına bin. Allah seni menziline ulaştırsın." demişti. Bunun üzerine Malik b. Abdullah, (niçin atına binmediğini açıklamak üzere) Rasulullah'ın (sav) "Allah yolunda ayakları tozlanan kimseye Allah ateşi haram kılmıştır." buyurduğunu ifade etti.
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Dârimî, Sünen-i Dârimî, Cihâd 8, 3/1550
Senetler:
1. Ebu Abdurrahman Habib b. Mesleme el-Fihrî (Habib b. Mesleme b. Malik b. Ekber b. Vehb)
2. Ebu Hakim Malik b. Abdullah el-Huzâ'î (Malik b. Abdullah b. Sinan b. Serh)
3. Abdullah b. Süleyman (Abdullah b. Süleyman)
4. Abdurrahman b. Şurayh el-Meafirî (Abdurrahman b. Şurayh)
5. Ebu Abbas Kasım b. Kesir el-Kâdî (Kasım b. Kesir b. Numan)
Konular:
Cihad, Allah yolunda tozlanmak, çalışıp çabalamak
Cihad, fazileti
Öneri Formu
Hadis Id, No:
43813, DM002445
Hadis:
أَخْبَرَنَا الْقَاسِمُ بْنُ كَثِيرٍ قَالَ سَمِعْتُ عَبْدَ الرَّحْمَنِ بْنَ شُرَيْحٍ يُحَدِّثُ عَنْ أَبِى الصَّبَّاحِ : مُحَمَّدِ بْنِ سُمَيْرٍ عَنْ أَبِى عَلِىٍّ الْهَمْدَانِىِّ عَنْ أَبِى رَيْحَانَةَ : أَنَّهُ كَانَ مَعَ رَسُولِ اللَّهِ -صلى الله عليه وسلم- فِى غَزْوَةٍ فَسَمِعَهُ ذَاتَ لَيْلَةٍ وَهُوَ يَقُولُ :« حُرِّمَتِ النَّارُ عَلَى عَيْنٍ سَهِرَتْ فِى سَبِيلِ اللَّهِ ، وَحُرِّمَتِ النَّارُ عَلَى عَيْنٍ دَمَعَتْ مِنْ خَشْيَةِ اللَّهِ ». قَالَ : وَقَالَ الثَّالِثَةَ فَنَسِيتُهَا. قَالَ أَبُو شُرَيْحٍ سَمِعْتُ مَنْ يَقُولُ ذَاكَ :« حُرِّمَتِ النَّارُ عَلَى عَيْنٍ غَضَّتْ عَنْ مَحَارِمِ اللَّهِ ، أَوْ عَيْنٍ فُقِئَتْ فِى سَبِيلِ اللَّهِ عَزَّ وَجَلَّ ».
أَخْبَرَنَا الْحَكَمُ بْنُ الْمُبَارَكِ أنبأنا ابْنُ الدَّرَاوَرْدِىِّ عَنْ صَالِحِ بْنِ مُحَمَّدِ بْنِ زَائِدَةَ قَالَ سَمِعْتُ عُمَرَ بْنَ عَبْدِ الْعَزِيزِ عَنْ عُقْبَةَ بْنِ عَامِرٍ الْجُهَنِىِّ عَنِ النَّبِىِّ -صلى الله عليه وسلم- قَالَ :« رَحِمَ اللَّهُ حَارِسَ الْحَرَسِ ». قَالَ عَبْدُ اللَّهِ الدَّارِمِىُّ : عُمَرُ بْنُ عَبْدِ الْعَزِيزِ لَمْ يَلْقَ عُقْبَةَ بْنَ عَامِرٍ.
Tercemesi:
Bize Kasım b. Kesir (b. Numan), ona Abdurrahman b. Şurayh, ona Ebu Sabbah Muhammed b. Sümeyr, ona da Ebu Ali el-Hemedanî (Sümame b. Şüfey)'nin rivayet ettiğine göre Ebu Rayhane, Rasulullah'la (sav) birlikte savaştayken, bir gece Rasulullah'ın (sav) "Cehennem ateşi Allah yolunda uykusuz kalan göze haram kılınmıştır. Cehennem ateşi Allah korkusundan dolayı yaş akıtan göze de haram kılınmıştır." buyurduğunu işitmiştir. Ebu Rayhane Rasulullah'ın (sav) ateşin yakmayacağı üçüncü bir gözden de söz ettiğini,ancak onu unuttuğunu söylemiştir. Ebu Şurey, üçüncü göz hakkında Rasulullah'ın (sav) "Ateş, Allah'ın bakılmasını yasakladığı şeylere bakmayan veya Allah yolunda (savaşırken) oyulan göze de haram kılınmıştır." buyurduğunu birisinden işittiğini belirtmiştir. Bize Hakem b. Mübarek, ona İbn Deraverdî, ona Muhammed b. Zaide, ona Ömer b. Abdülaziz, ona da Ukbe b. Amir el-Cühenî'nin rivayet ettiğine göre Rasulullah (sav) şöyle buyurmuştur: "Allah ordunun başında nöbet tutan askere rahmetiyle muamele etsin." Abdullah ed-Darimî, Ömer b. Abdülaziz'in Ukbe b. Amir'le görüşmediğini söylemiştir.
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Dârimî, Sünen-i Dârimî, Cihâd 11, 3/1552
Senetler:
1. Ebu Reyhâne Şem'ûn b. Zeyd el-Ezdî (Şemûn b. Zeyd b. Hanâfe)
2. Ebu Ali Sümame b. Şüfey el-Hemedânî (Sümame b. Şüfey)
3. Ebu Sabbah Muhammed b. Şümeyr er-Ru'aynî (Muhammed b. Şümeyr)
4. Abdurrahman b. Şurayh el-Meafirî (Abdurrahman b. Şurayh)
5. Ebu Abbas Kasım b. Kesir el-Kâdî (Kasım b. Kesir b. Numan)
Konular:
Cihad, Allah yolunda tozlanmak, çalışıp çabalamak
Cihad, fazileti
Korunmak, harama/mahreme bakmaktan sakınmak
Kulluk, Allah korkusu ve ondan dolayı ağlamak
Öneri Formu
Hadis Id, No:
36545, MU001000
Hadis:
وَحَدَّثَنِى عَنْ مَالِكٍ عَنْ يَحْيَى بْنِ سَعِيدٍ عَنْ أَبِى صَالِحٍ السَّمَّانِ عَنْ أَبِى هُرَيْرَةَ أَنَّ رَسُولَ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم قَالَ لَوْلاَ أَنْ أَشُقَّ عَلَى أُمَّتِى لأَحْبَبْتُ أَنْ لاَ أَتَخَلَّفَ عَنْ سَرِيَّةٍ تَخْرُجُ فِى سَبِيلِ اللَّهِ وَلَكِنِّى لاَ أَجِدُ مَا أَحْمِلُهُمْ عَلَيْهِ وَلاَ يَجِدُونَ مَا يَتَحَمَّلُونَ عَلَيْهِ فَيَخْرُجُونَ وَيَشُقُّ عَلَيْهِمْ أَنْ يَتَخَلَّفُوا بَعْدِى فَوَدِدْتُ أَنِّى أُقَاتِلُ فِى سَبِيلِ اللَّهِ فَأُقْتَلُ ثُمَّ أُحْيَا فَأُقْتَلُ ثُمَّ أُحْيَا فَأُقْتَلُ.
Tercemesi:
Ebû Hüreyre'den: Resûlullah (s.a.v.) şöyle buyurmuş¬tur: "Eğer ümmetime meşakkat yüklemiş olmasaydım Allah yolunda hiç bir seriyyeden geri kalmazdım. Fakat onları bindirecek binek bulamadım, onlar da bundan sonra binecek vasıta bulamaz. Benden sonra benim gibi her sefere çıkamamak onlara ağır gelir. Halbuki Allah yolunda savaşıp öldürülmeyi, sonra diriltilip tekrar öldürülmeyi, sonra diriltilip tekrar öldürülmeyi ne kadar çok isterdim."
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
İmam Mâlik, Muvatta', Cihâd 1000, 1/165
Senetler:
()
Konular:
Cihad, fazileti
Şehit, mükafatı
Öneri Formu
Hadis Id, No:
26609, N003116
Hadis:
أَخْبَرَنِى شُعَيْبُ بْنُ يُوسُفَ قَالَ حَدَّثَنَا يَزِيدُ بْنُ هَارُونَ عَنْ مُحَمَّدِ بْنِ عَمْرٍو عَنْ صَفْوَانَ بْنِ أَبِى يَزِيدَ عَنْ حُصَيْنِ بْنِ اللَّجْلاَجِ عَنْ أَبِى هُرَيْرَةَ قَالَ قَالَ رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم « لاَ يَجْتَمِعُ غُبَارٌ فِى سَبِيلِ اللَّهِ وَدُخَانُ جَهَنَّمَ فِى مَنْخَرَىْ مُسْلِمٍ وَلاَ يَجْتَمِعُ شُحٌّ وَإِيمَانٌ فِى قَلْبِ رَجُلٍ مُسْلِمٍ » .
Tercemesi:
Bize Şuayb b. Yusuf, ona Yezid b. Harun, ona Muhammed b. Amr, ona Safvan b. Ebu Yezid, ona Husayn b. Leclâc, ona da Ebu Hureyre (Abdurrahman b. Sahr) şöyle demiştir: Rasulullah (sav) şöyle buyurdu: "Allah yolunda (gayret ederken çıkan) toz ile Cehennem dumanı bir Müslümanın burnunda asla bir araya gelmez. Cimrilik ile iman da bir Müslümanın kalbinde asla bir araya gelmez."
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Nesâî, Sünen-i Nesâî, Cihâd 8, /2288
Senetler:
1. Ebu Hureyre ed-Devsî (Abdurrahman b. Sahr)
2. Ebu Ala Ka'ka' b. Leclac el-Ğatafani (Husayn b. Leclac)
3. Safvan b. Yezid el-Hicazî (Safvan b. Ebu Yezid)
4. Ebu Abdullah Muhammed b. Amr el-Leysî (Muhammed b. Amr b. Alkame b. Vakkas)
5. Ebu Halid Yezid b. Harun el-Vasitî (Yezid b. Harun b. Zâzî b. Sabit)
6. Ebu Ömer Şuayb b. Yusuf en-Nesaî (Şuayb b. Yusuf)
Konular:
Cihad, fazileti
Cimrilik, zemmedilişi
Öneri Formu
Hadis Id, No:
26610, N003117
Hadis:
أَخْبَرَنَا مُحَمَّدُ بْنُ عَبْدِ اللَّهِ بْنِ عَبْدِ الْحَكَمِ عَنْ شُعَيْبٍ عَنِ اللَّيْثِ عَنْ عُبَيْدِ اللَّهِ بْنِ أَبِى جَعْفَرٍ عَنْ صَفْوَانَ بْنِ أَبِى يَزِيدَ عَنْ أَبِى الْعَلاَءِ بْنِ اللَّجْلاَجِ أَنَّهُ سَمِعَ أَبَا هُرَيْرَةَ يَقُولُ لاَ يَجْمَعُ اللَّهُ عَزَّ وَجَلَّ غُبَارًا فِى سَبِيلِ اللَّهِ وَدُخَانَ جَهَنَّمَ فِى جَوْفِ امْرِئٍ مُسْلِمٍ وَلاَ يَجْمَعُ اللَّهُ فِى قَلْبِ امْرِئٍ مُسْلِمٍ الإِيمَانَ بِاللَّهِ وَالشُّحَّ جَمِيعًا .
Tercemesi:
Bize Muhammed b. Abdullah b. Abdülhakim, ona Şuayb (b. Leys), ona Leys (b. Sa'd), ona Ubeydullah b. Ebu Cafer, ona Safvan b. Ebu Yezid, ona da Ebu Alâ b. Leclâc şöyle demiştir: Ebu Hureyre (Abdurrahman b. Sahr) şöyle demiştir: "Allah yolunda (gayret ederken çıkan) toz ile Cehennem dumanı bir kimsenin içinde asla bir araya gelmez. Cimrilik ile iman da bir Müslüman bir kişinin kalbinde asla bir araya gelmez."
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Nesâî, Sünen-i Nesâî, Cihâd 8, /2288
Senetler:
1. Ebu Hureyre ed-Devsî (Abdurrahman b. Sahr)
2. Ebu Ala Ka'ka' b. Leclac el-Ğatafani (Husayn b. Leclac)
3. Safvan b. Yezid el-Hicazî (Safvan b. Ebu Yezid)
4. Ubeydullah b. Ebu Cafer el-Mısri (Ubeydullah b. Yesar)
5. Ebu Haris Leys b. Sa'd el-Fehmî (Leys b. Sa'd b. Abdurrahman)
6. Ebu Abdülmelik Şuayb b. Leys el-Fehmî (Şuayb b. Leys b. Sa'd b. Abdurrahman)
7. Muhammed b. Abdullah el-Balisi (Muhammed b. Abdullah b. Abdülhakem)
Konular:
Cihad, fazileti
Cimrilik, zemmedilişi
Öneri Formu
Hadis Id, No:
32436, İM004332
Hadis:
حَدَّثَنَا الْعَبَّاسُ بْنُ عُثْمَانَ الدِّمَشْقِىُّ حَدَّثَنَا الْوَلِيدُ بْنُ مُسْلِمٍ حَدَّثَنَا مُحَمَّدُ بْنُ مُهَاجِرٍ الأَنْصَارِىُّ حَدَّثَنِى الضَّحَّاكُ الْمَعَافِرِىُّ عَنْ سُلَيْمَانَ بْنِ مُوسَى عَنْ كُرَيْبٍ - مَوْلَى ابْنِ عَبَّاسٍ - قَالَ حَدَّثَنِى أُسَامَةُ بْنُ زَيْدٍ قَالَ قَالَ رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم ذَاتَ يَوْمٍ لأَصْحَابِهِ « أَلاَ مُشَمِّرٌ لِلْجَنَّةِ فَإِنَّ الْجَنَّةَ لاَ خَطَرَ لَهَا هِىَ وَرَبِّ الْكَعْبَةِ نُورٌ يَتَلأْلأُ وَرَيْحَانَةٌ تَهْتَزُّ وَقَصْرٌ مَشِيدٌ وَنَهَرٌ مُطَّرِدٌ وَفَاكِهَةٌ كَثِيرَةٌ نَضِيجَةٌ وَزَوْجَةٌ حَسْنَاءُ جَمِيلَةٌ وَحُلَلٌ كَثِيرَةٌ فِى مَقَامٍ أَبَدًا فِى حَبْرَةٍ وَنَضْرَةٍ فِى دُورٍ عَالِيَةٍ سَلِيمَةٍ بَهِيَّةٍ » . قَالُوا نَحْنُ الْمُشَمِّرُونَ لَهَا يَا رَسُولَ اللَّهِ . قَالَ « قُولُوا إِنْ شَاءَ اللَّهُ » . ثُمَّ ذَكَرَ الْجِهَادَ وَحَضَّ عَلَيْهِ .
Tercemesi:
Bize Abbas b. Osman ed-Dimeşkî, ona Velid b. Müslim, ona Muhammed b. Muhacir el-Ensarî, ona Dahhâk el-Meâfirî, ona Süleyman b. Musa, ona Küreyb (b. Ebu Müslim) -İbn Abbas'ın azatlısı- , ona da babası Üsame b. Zeyd (r.anhüma), Rasulullah'ın (sav) bir gün sahabilerine şöyle buyurduğunu rivayet etti:
"(İçinizde) cennet için çabalayıp gayret edecek kimse yok mu? Şüphesiz, cennete denk hiç bir şey yoktur. Kabe'nin Rabbine yemin ederim ki, cennet, güzel, sağlam ve yüksek saraylarda, yüz parlaklığı ve mutluluk-refah içinde sonsuza dek devamlı kalınacak, parlayan nur, (rüzgar esintisiyle) sallanıp dalgalanan güzel kokulu yeşillik, sağlam köşk, akan nehir, olgunlaşmış bol meyve, (huyu) beğenilen ve (şeklen) güzel hanım ve çok giysiden ibarettir. Sahabe: Cennet için çabalayıp gayret edenler bizleriz, Ey Allah'ın Rasulü (sav), dediler. O: İnşâallah deyiniz, buyurdu. Sonra cihad etmeyi anlatarak (sahabileri) ona teşvik etti."
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
İbn Mâce, Sünen-i İbn Mâce, Zühd 39, /702
Senetler:
1. Üsame b. Zeyd el-Kelbî (Üsame b. Zeyd b. Harise)
2. Ebu Rişdîn Küreyb b. Ebu Müslim el-Kuraşî (Küreyb b. Ebu Müslim)
3. Ebu Eyyub Süleyman b. Musa el-Kuraşî (Süleyman b. Musa)
4. Dahhâk el-Meâfirî (Dahhâk)
5. Muhammed b. Muhacir el-Eşhelî (Muhammed b. Muhacir b. Dinar)
6. Ebu Abbas Velid b. Müslim el-Kuraşî (Velid b. Müslim)
7. Ebu Fadl Abbas b. Osman el-Beceli (Abbas b. Osman b. Muhammed)
Konular:
CENNET TASVİRLERİ
Cennet,
Cennet, Cenneti kazanmak için çalışmak
Cennet, Dereceleri
Cennet, Nimetleri
Cihad, fazileti
Öneri Formu
Hadis Id, No:
36516, MU000964
Hadis:
وَحَدَّثَنِى عَنْ مَالِكٍ عَنْ زَيْدِ بْنِ أَسْلَمَ عَنْ أَبِى صَالِحٍ السَّمَّانِ عَنْ أَبِى هُرَيْرَةَ أَنَّ رَسُولَ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم قَالَ الْخَيْلُ لِرَجُلٍ أَجْرٌ وَلِرَجُلٍ سِتْرٌ وَعَلَى رَجُلٍ وِزْرٌ فَأَمَّا الَّذِى هِىَ لَهُ أَجْرٌ فَرَجُلٌ رَبَطَهَا فِى سَبِيلِ اللَّهِ فَأَطَالَ لَهَا فِى مَرْجٍ أَوْ رَوْضَةٍ فَمَا أَصَابَتْ فِى طِيَلِهَا ذَلِكَ مِنَ الْمَرْجِ أَوِ الرَّوْضَةِ كَانَ لَهُ حَسَنَاتٌ وَلَوْ أَنَّهَا قَطَعَتْ طِيَلَهَا ذَلِكَ فَاسْتَنَّتْ شَرَفًا أَوْ شَرَفَيْنِ كَانَتْ آثَارُهَا وَأَرْوَاثُهَا حَسَنَاتٍ لَهُ وَلَوْ أَنَّهَا مَرَّتْ بِنَهَرٍ فَشَرِبَتْ مِنْهُ وَلَمْ يُرِدْ أَنْ يَسْقِىَ بِهِ كَانَ ذَلِكَ لَهُ حَسَنَاتٍ فَهِىَ لَهُ أَجْرٌ وَرَجُلٌ رَبَطَهَا تَغَنِّيًا وَتَعَفُّفًا وَلَمْ يَنْسَ حَقَّ اللَّهِ فِى رِقَابِهَا وَلاَ فِى ظُهُورِهَا فَهِىَ لِذَلِكَ سِتْرٌ وَرَجُلٌ رَبَطَهَا فَخْرًا وَرِيَاءً وَنِوَاءً لأَهْلِ الإِسْلاَمِ فَهِىَ عَلَى ذَلِكَ وِزْرٌ. وَسُئِلَ رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم عَنِ الْحُمُرِ فَقَالَ لَمْ يَنْزِلْ عَلَىَّ فِيهَا شَىْءٌ إِلاَّ هَذِهِ الآيَةُ الْجَامِعَةُ الْفَاذَّةُ فَمَنْ يَعْمَلْ مِثْقَالَ ذَرَّةٍ خَيْرًا يَرَهُ وَمَنْ يَعْمَلْ مِثْقَالَ ذَرَّةٍ شَرًّا يَرَهُ .
Tercemesi:
Bize İsmail (b. Ebu Üveys), ona Malik (b. Enes), ona Zeyd b. Eslem, ona Ebu Salih (Zekvân) es-Semmâm, ona da Ebu Hureyre (ed-Devsî) (ra) şöyle demiştir: Hz. Peygamber (sav) şöyle buyurdu: "At kimisi için sevaptır, kimisi için örtüdür, kimisi için de günahtır. Atın kendisi için sevap olduğu kimseye gelince, o öyle bir adamdır ki atını Allah yolunda bağlamıştır (kullanmıştır). Atın yularını da uzun tutup bir çayıra veya bahçeye bırakmıştır. At uzun yularına bağlı halde bu çayırda veya bahçede (otlarken , dolaşırken) sahibine sevap yazılır. Şayet at yularını koparsa şahlanarak bir veya iki yüksek yerde koşsa, (bu dolaşmasındaki) ayak izleri hatta onun tezeği bile sahibi için sevap vesilesidir. Şayet o at, bir nehre gelse ve oradan su içse, sahibi onu sulamak istememiş olsa bile, içtiği su sahibi için sevap vesilesidir. İşte bu at onun için sevap vesilesi olur. Atını insanlardan bir şey istememek ve iffetini korumak için bağlayan (kullanan), sonra da Allah'ın hayvanı üzerindeki hakkını ve hayvanına eziyet etmemesi gerektiğini unutmayan kimse için bu at (fakirliğe karşı) bir örtüdür. Şayet bir adam, atını övünmek ve gösteriş yapmak için bağlarsa (kullanırsa) bu kimse için de bu at günah sebebi olur." Rasulullah'a (sav) eşekler hakkında soruldu. O (sav) da: "Bana, her hükmü bir araya getiren şu özet olan ayetten başka bir şey indirilmedi dedi ve 'Artık kim zerre ağırlığınca bir hayır işlerse, onun mükafatını görecektir. Kim de zerre ağırlığınca bir kötülük işlerse, onun cezasını görecektir (Zilzal, 7-8)' ayetini okudu."
Şayet at ipini koparır da bir iki tur koşarsa, bastığı ve gübrelediği yerler dolayısıyla yine adam için sevap yazılır. Eğer bîr nehirden geçerken, adamın atını sulamak maksadı olmadığı halde at buradan su içerse yine adam adına sevap yazılır.
Yine bir adam vardır ki atını başkalarına yük olmamak, onlara muhtaç olmamak için hazırlar. Onu ye derken olsun, binince olsun Allah'ın hakkını da unutmaz. İşte böyle kimse için de at siperdir.
Başka bir adam da vardır ki, başkalarına karşı övünmek, gösteriş yapmak ve müslümanlara karşı düşmanlık için atını hazırlamıştır. İşte böyle kimse için de atı vebaldir, yüktür."
Resûlullah (s.a.v.)'a eşeklerle ilgili bir soru soruldu. Şöyle cevap verdi: "Günah ve sevabın her çeşidini açıkça belirten şu ayet-i kerimeden başka bu konuda bana bir şey nazil olmadı: "Her kim ki zerre miktarı hayır işlerse karşılığını görür, yine her kim ki zerre kadar fenalık yaparsa o da karşılığını görür."(Zilzâl, 99/2)
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
İmam Mâlik, Muvatta', Cihâd 964, 1/156
Senetler:
()
Konular:
Cihad, fazileti
Hayvanlar, At, atların fazileti, önemi
Hayvanlar, Eşek ile ilgili her şey
Öneri Formu
Hadis Id, No:
36533, MU000988
Hadis:
حَدَّثَنِى يَحْيَى عَنْ مَالِكٍ عَنْ أَبِى الزِّنَادِ عَنِ الأَعْرَجِ عَنْ أَبِى هُرَيْرَةَ أَنَّ رَسُولَ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم قَالَ وَالَّذِى نَفْسِى بِيَدِهِ لَوَدِدْتُ أَنِّى أُقَاتِلُ فِى سَبِيلِ اللَّهِ فَأُقْتَلُ ثُمَّ أُحْيَا فَأُقْتَلُ ثُمَّ أُحْيَا فَأُقْتَلُ. فَكَانَ أَبُو هُرَيْرَةَ يَقُولُ ثَلاَثًا أَشْهَدُ بِاللَّهِ .
Tercemesi:
Ebû Hüreyre'den: Resûlullah (s.a.v.) şöyle buyurmuştur:
"Kuvvet ve ira'desi sayesinde yaşadığım Allah'a yemin ederim ki, O'nun yolunda savaşıp öldürülmeyi, sonra diriltilip tekrar öldürülmeyi, sonra tekrar diriltilip öldürülmeyi ne kadar isterdim." Ebû Hüreyre üç defa: "Allah şahidim olsun ki böyle söyledi" demiştir.
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
İmam Mâlik, Muvatta', Cihâd 988, 1/162
Senetler:
()
Konular:
Cihad, fazileti
KTB, ŞEHİT, ŞEHİTLİK
وَحَدَّثَنِى عَنْ مَالِكٍ عَنْ يَحْيَى بْنِ سَعِيدٍ قَالَ لَمَّا كَانَ يَوْمُ أُحُدٍ قَالَ رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم مَنْ يَأْتِينِى بِخَبَرِ سَعْدِ بْنِ الرَّبِيعِ الأَنْصَارِىِّ. فَقَالَ رَجُلٌ أَنَا يَا رَسُولَ اللَّهِ . فَذَهَبَ الرَّجُلُ يَطُوفُ بَيْنَ الْقَتْلَى فَقَالَ لَهُ سَعْدُ بْنُ الرَّبِيعِ مَا شَأْنُكَ فَقَالَ لَهُ الرَّجُلُ بَعَثَنِى إِلَيْكَ رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم لآتِيَهُ بِخَبَرِكَ . قَالَ فَاذْهَبْ إِلَيْهِ فَأَقْرِئْهُ مِنِّى السَّلاَمَ وَأَخْبِرْهُ أَنِّى قَدْ طُعِنْتُ اثْنَتَىْ عَشْرَةَ طَعْنَةً وَأَنِّى قَدْ أُنْفِذَتْ مَقَاتِلِى وَأَخْبِرْ قَوْمَكَ أَنَّهُ لاَ عُذْرَ لَهُمْ عِنْدَ اللَّهِ إِنْ قُتِلَ رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم وَوَاحِدٌ مِنْهُمْ حَىٌّ .
Öneri Formu
Hadis Id, No:
36546, MU001001
Hadis:
وَحَدَّثَنِى عَنْ مَالِكٍ عَنْ يَحْيَى بْنِ سَعِيدٍ قَالَ لَمَّا كَانَ يَوْمُ أُحُدٍ قَالَ رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم مَنْ يَأْتِينِى بِخَبَرِ سَعْدِ بْنِ الرَّبِيعِ الأَنْصَارِىِّ. فَقَالَ رَجُلٌ أَنَا يَا رَسُولَ اللَّهِ . فَذَهَبَ الرَّجُلُ يَطُوفُ بَيْنَ الْقَتْلَى فَقَالَ لَهُ سَعْدُ بْنُ الرَّبِيعِ مَا شَأْنُكَ فَقَالَ لَهُ الرَّجُلُ بَعَثَنِى إِلَيْكَ رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم لآتِيَهُ بِخَبَرِكَ . قَالَ فَاذْهَبْ إِلَيْهِ فَأَقْرِئْهُ مِنِّى السَّلاَمَ وَأَخْبِرْهُ أَنِّى قَدْ طُعِنْتُ اثْنَتَىْ عَشْرَةَ طَعْنَةً وَأَنِّى قَدْ أُنْفِذَتْ مَقَاتِلِى وَأَخْبِرْ قَوْمَكَ أَنَّهُ لاَ عُذْرَ لَهُمْ عِنْدَ اللَّهِ إِنْ قُتِلَ رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم وَوَاحِدٌ مِنْهُمْ حَىٌّ .
Tercemesi:
Yahya b. Said'den, Uhud harbinde Hz. Peygamber: "Sa'd b. er-Rebi' el-Ensari'den kim haber getirecek?" diye sordu. Adamın biri:
"Ben ya Resûlallah!" dedi ve sonra savaş meydanında dolaşmaya başladı. Adamı gören Sa'd b. er-Rebi':
"Ne var?" diye sordu. Adam ona:
"Senden bir haber getirmem için beni Hz. Peygamber gönderdi." dedi. Bunun üzerine Sa'd: "Git, Peygamberimize benden selam söyle, on iki tane yara aldığımı kendisine bildir. Yaraların hepsi de tam can alıcı yerlerimde. Kavmine söyle, Resûlullah (s.a.v.)'a bir şey olursa onlardan bir kişi bile kalsa Allah'ın dininde mazeretleri geçersiz sayılır." dedi.
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
İmam Mâlik, Muvatta', Cihâd 1001, 1/165
Senetler:
()
Konular:
Cihad, fazileti
Hz. Peygamber, sahabe ile ilişkisi
KTB, ŞEHİT, ŞEHİTLİK