Öneri Formu
Hadis Id, No:
281623, B004178-2
Hadis:
حَدَّثَنَا عَبْدُ اللَّهِ بْنُ مُحَمَّدٍ حَدَّثَنَا سُفْيَانُ قَالَ سَمِعْتُ الزُّهْرِىَّ حِينَ حَدَّثَ هَذَا الْحَدِيثَ ، حَفِظْتُ بَعْضَهُ ، وَثَبَّتَنِى مَعْمَرٌ عَنْ عُرْوَةَ بْنِ الزُّبَيْرِ عَنِ الْمِسْوَرِ بْنِ مَخْرَمَةَ وَمَرْوَانَ بْنِ الْحَكَمِ يَزِيدُ أَحَدُهُمَا عَلَى صَاحِبِهِ قَالاَ خَرَجَ النَّبِىُّ صلى الله عليه وسلم عَامَ الْحُدَيْبِيَةِ فِى بِضْعَ عَشْرَةَ مِائَةً مِنْ أَصْحَابِهِ ، فَلَمَّا أَتَى ذَا الْحُلَيْفَةِ قَلَّدَ الْهَدْىَ ، وَأَشْعَرَهُ ، وَأَحْرَمَ مِنْهَا بِعُمْرَةٍ ، وَبَعَثَ عَيْنًا لَهُ مِنْ خُزَاعَةَ ، وَسَارَ النَّبِىُّ صلى الله عليه وسلم حَتَّى كَانَ بِغَدِيرِ الأَشْطَاطِ ، أَتَاهُ عَيْنُهُ قَالَ إِنَّ قُرَيْشًا جَمَعُوا لَكَ جُمُوعًا ، وَقَدْ جَمَعُوا لَكَ الأَحَابِيشَ ، وَهُمْ مُقَاتِلُوكَ وَصَادُّوكَ عَنِ الْبَيْتِ وَمَانِعُوكَ . فَقَالَ « أَشِيرُوا أَيُّهَا النَّاسُ عَلَىَّ ، أَتَرَوْنَ أَنْ أَمِيلَ إِلَى عِيَالِهِمْ وَذَرَارِىِّ هَؤُلاَءِ الَّذِينَ يُرِيدُونَ أَنْ يَصُدُّونَا عَنِ الْبَيْتِ ، فَإِنْ يَأْتُونَا كَانَ اللَّهُ عَزَّ وَجَلَّ قَدْ قَطَعَ عَيْنًا مِنَ الْمُشْرِكِينَ ، وَإِلاَّ تَرَكْنَاهُمْ مَحْرُوبِينَ » . قَالَ أَبُو بَكْرٍ يَا رَسُولَ اللَّهِ ، خَرَجْتَ عَامِدًا لِهَذَا الْبَيْتِ ، لاَ تُرِيدُ قَتْلَ أَحَدٍ وَلاَ حَرْبَ أَحَدٍ ، فَتَوَجَّهْ لَهُ ، فَمَنْ صَدَّنَا عَنْهُ قَاتَلْنَاهُ . قَالَ « امْضُوا عَلَى اسْمِ اللَّهِ » .
Tercemesi:
Bize Abdullah b. Muhammed ona da Süfyan (b. Uyeyne el-Hilâlî) şöyle rivayet etti:
"Ben bu hadisi (Muhammed b. Şihab) ez-Zührî'den işittim ve bir kısmını ezberledim. Ma'mer'den (b. Raşid el-Ezdî) duyduğum ise beni doğruladı. Ona Urve b. Zübeyr ona da Misver b. Mahreme ve Mervan b. Hakem, her ikisi de diğerinden biraz farklı anlatarak şöyle rivayet ettiler:
'Hz. Peygamber (sav) Hudeybiye yılında bine yakın ashabıyla (Medine'den) yola çıktı. Zü'l-Huleyfe'ye geldiklerinde O (sav) kurbanlıklara gerdanlıkları taktı, onları işaretleri ve buradan umre niyetiyle ihrama girdi. Huzaa'a'dan bir gözcüyü de önden gönderip akabinde Hz. Peygamber (sav) yola devam etti. Ğadîru'l-Eştât'ta varınca gözcüsü gelip şöyle haber verdi: 'Kureyş seninle savaşmak, Beytullah'tan alıkoymak ve (Mekke'ye girmeni) engellemek üzere bir grup insanı topladığı gibi farklı kabilelerden de insanları senin aleyhine birleştirmiştir.' Bunun üzerine O (sav) şöyle buyurdu: 'Ey insanlar, bana fikrinizi söyleyin. Bizi Beytullah'tan alıkoymaya niyetlenenlerin evlad u iyaline saldırayım mı? Eğer (ailelerini savunmak için geri dönüp) karşımıza çıkarlarsa Allah (cc) müşriklerden bir gözü kesmiştir. Aksi takdirde (karşımıza çıkmaz ve Beytullah'tan bizi alıkoymaya devam ederlerse) onların (evlad u iyalleri ile) her şeylerini alırız.' Ebu Bekir (es-Sıddîk) şöyle dedi: 'Ya Rasulullah (sav), sen Beytullah'ı kastederek yola çıktın. Kimseyi öldürmek ve kimseyle savaşmak niyetinde değildin. Sen ona (Beytullah'a) yönel. Bizi ondan alıkoyan olursa, onunla savaşırız.' Bunun üzerine O (sav) şöyle buyurdu: 'Allah'ın (cc) adıyla yola devam edin.' ' "
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Buhârî, Sahîh-i Buhârî, Meğâzî 35, 2/87
Senetler:
1. Ebu Abdulmelik Mervan b. Hakem el-Kuraşi (Mervan b. Hakem b. Ebu As b. Ümeyye)
2. Urve b. Zübeyr el-Esedî (Urve b. Zübeyr b. Avvam b. Huveylid b. Esed)
3. Ebu Urve Mamer b. Raşid el-Ezdî (Mamer b. Râşid)
4. Ebu Bekir Muhammed b. Şihab ez-Zührî (Muhammed b. Müslim b. Ubeydullah b. Abdullah b. Şihab)
5. Ebu Muhammed Süfyan b. Uyeyne el-Hilâlî (Süfyân b. Uyeyne b. Meymûn)
6. Ebu Cafer Abdullah b. Muhammed el-Cu'fî (Abdullah b. Muhammed b. Abdullah)
Konular:
Hac, İhram
Hz. Peygamber, müşriklerle ilişkileri
Kurban, Hedy kurbanını işaretlemek
Siyer, Hudeybiye Günü
Siyer, Hz. Peygamber'in gazveleri
Umre, Hz. Peygamber'in
Yönetim, İstişare / Danışma
Öneri Formu
Hadis Id, No:
282552, B004179-2
Hadis:
حَدَّثَنَا عَبْدُ اللَّهِ بْنُ مُحَمَّدٍ حَدَّثَنَا سُفْيَانُ قَالَ سَمِعْتُ الزُّهْرِىَّ حِينَ حَدَّثَ هَذَا الْحَدِيثَ ، حَفِظْتُ بَعْضَهُ ، وَثَبَّتَنِى مَعْمَرٌ عَنْ عُرْوَةَ بْنِ الزُّبَيْرِ عَنِ الْمِسْوَرِ بْنِ مَخْرَمَةَ وَمَرْوَانَ بْنِ الْحَكَمِ يَزِيدُ أَحَدُهُمَا عَلَى صَاحِبِهِ قَالاَ خَرَجَ النَّبِىُّ صلى الله عليه وسلم عَامَ الْحُدَيْبِيَةِ فِى بِضْعَ عَشْرَةَ مِائَةً مِنْ أَصْحَابِهِ ، فَلَمَّا أَتَى ذَا الْحُلَيْفَةِ قَلَّدَ الْهَدْىَ ، وَأَشْعَرَهُ ، وَأَحْرَمَ مِنْهَا بِعُمْرَةٍ ، وَبَعَثَ عَيْنًا لَهُ مِنْ خُزَاعَةَ ، وَسَارَ النَّبِىُّ صلى الله عليه وسلم حَتَّى كَانَ بِغَدِيرِ الأَشْطَاطِ ، أَتَاهُ عَيْنُهُ قَالَ إِنَّ قُرَيْشًا جَمَعُوا لَكَ جُمُوعًا ، وَقَدْ جَمَعُوا لَكَ الأَحَابِيشَ ، وَهُمْ مُقَاتِلُوكَ وَصَادُّوكَ عَنِ الْبَيْتِ وَمَانِعُوكَ . فَقَالَ « أَشِيرُوا أَيُّهَا النَّاسُ عَلَىَّ ، أَتَرَوْنَ أَنْ أَمِيلَ إِلَى عِيَالِهِمْ وَذَرَارِىِّ هَؤُلاَءِ الَّذِينَ يُرِيدُونَ أَنْ يَصُدُّونَا عَنِ الْبَيْتِ ، فَإِنْ يَأْتُونَا كَانَ اللَّهُ عَزَّ وَجَلَّ قَدْ قَطَعَ عَيْنًا مِنَ الْمُشْرِكِينَ ، وَإِلاَّ تَرَكْنَاهُمْ مَحْرُوبِينَ » . قَالَ أَبُو بَكْرٍ يَا رَسُولَ اللَّهِ ، خَرَجْتَ عَامِدًا لِهَذَا الْبَيْتِ ، لاَ تُرِيدُ قَتْلَ أَحَدٍ وَلاَ حَرْبَ أَحَدٍ ، فَتَوَجَّهْ لَهُ ، فَمَنْ صَدَّنَا عَنْهُ قَاتَلْنَاهُ . قَالَ « امْضُوا عَلَى اسْمِ اللَّهِ » .
Tercemesi:
Bize Abdullah b. Muhammed, ona da Süfyan (b. Uyeyne) şöyle demiştir: Ben bu hadisi ez-Zührî'den (Muhammed b. Şihab) rivayet ettiğinde duymuştum. Bir kısmını ondan ezberledim. Bana Ma'mer b. Raşid, ona Urve b. Zübeyr, ona Misver b. Mahreme ve Mervan b. Hakem bu hadisi hatırlattı (ثَبَّتَنِى). Misver ve Mervan'dan birisi (hadis rivayetinde) diğerinin rivayetine eklemeler yapıyordu. Misver ile Mervan şöyle demişlerdir: Peygamber (sav) Hudeybiye yılında ashabından yüzer kişilik on bölükle birlikte sefere çıktı. Zü'ü-Huleyfe'ye geldiği zaman kurbanlık develerine gerdanlık taktı ve o hayvanları (kurban olarak ayırmak için) işaretledi. Sonra da burada umre niyetiyle ihrama girdi. Rasulullah (sav), Huzâa kabilesinden bir gözcüsünü de (keşif için) gönderdi. Kendisi de (yanındakilerle birlikte) Gadîru'l-Eştât mevkiine kadar ilerledi. Burada gözcüsü geldi ve şu haberleri söyledi: "Kureyş senin aleyhinde birçok insanı toplamış ve Ehâbiş denilen toplulukları da yanlarına almışlar. Müşrikler seninle muhakkak savaşacaklar ve Ka'be'yi ziyaretten seni men edecekler. Mekke'ye girmene de engel olacaklar" dedi. Bu haber üzerine Rasulullah (sav): "Ey insanlar! Bana fikrinizi söyleyiniz: Bizi Ka'be'yi ziyaretten men etmek isteyen şu müşriklerin aileleri üzerine harekete geçmeyi uygun buluyor musunuz? Eğer bu sırada müşrikler bize karşı gelirlerse (onlarla savaşırız) çünkü Allah (ac) müşriklerin bir gözü kesmiştir (yani bir casusumuzu müşriklerin gözünden korumuştur). Eğer müşrikler üzerimize gelmezlerse bu düşmanlarımızı yenilmiş halde bırakırız" buyurdu. Bunun üzerine Ebu Bekir: "Ey Allah'ın Rasulü! Sen şu Beyt'i ziyaret maksadıyla yola çıktın. Bir kimseyi öldürmek ve bir kimse ile savaşmak istemezsin. Bu durumda Ka'be'ye doğru devam et. Her kim bizi Ka'be'yi ziyaret etmekten men ederse, onunla savaşırız! dedi. Bunun üzerine Rasulullah (sav): "Allah'ın ismi üzerine (Allah için ismini anarak) devam edin!" buyurdu
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Buhârî, Sahîh-i Buhârî, Meğâzî 35, 2/87
Senetler:
1. Ebu Abdulmelik Mervan b. Hakem el-Kuraşi (Mervan b. Hakem b. Ebu As b. Ümeyye)
2. Urve b. Zübeyr el-Esedî (Urve b. Zübeyr b. Avvam b. Huveylid b. Esed)
3. Ebu Bekir Muhammed b. Şihab ez-Zührî (Muhammed b. Müslim b. Ubeydullah b. Abdullah b. Şihab)
4. Ebu Muhammed Süfyan b. Uyeyne el-Hilâlî (Süfyân b. Uyeyne b. Meymûn)
5. Ebu Cafer Abdullah b. Muhammed el-Cu'fî (Abdullah b. Muhammed b. Abdullah)
Konular:
Hac, İhram
Hz. Peygamber, müşriklerle ilişkileri
Kurban, Hedy kurbanını işaretlemek
Siyer, Hudeybiye Günü
Umre, Hz. Peygamber'in
Yönetim, İstişare / Danışma
Öneri Formu
Hadis Id, No:
282553, B004179-3
Hadis:
حَدَّثَنَا عَبْدُ اللَّهِ بْنُ مُحَمَّدٍ حَدَّثَنَا سُفْيَانُ قَالَ سَمِعْتُ الزُّهْرِىَّ حِينَ حَدَّثَ هَذَا الْحَدِيثَ ، حَفِظْتُ بَعْضَهُ ، وَثَبَّتَنِى مَعْمَرٌ عَنْ عُرْوَةَ بْنِ الزُّبَيْرِ عَنِ الْمِسْوَرِ بْنِ مَخْرَمَةَ وَمَرْوَانَ بْنِ الْحَكَمِ يَزِيدُ أَحَدُهُمَا عَلَى صَاحِبِهِ قَالاَ خَرَجَ النَّبِىُّ صلى الله عليه وسلم عَامَ الْحُدَيْبِيَةِ فِى بِضْعَ عَشْرَةَ مِائَةً مِنْ أَصْحَابِهِ ، فَلَمَّا أَتَى ذَا الْحُلَيْفَةِ قَلَّدَ الْهَدْىَ ، وَأَشْعَرَهُ ، وَأَحْرَمَ مِنْهَا بِعُمْرَةٍ ، وَبَعَثَ عَيْنًا لَهُ مِنْ خُزَاعَةَ ، وَسَارَ النَّبِىُّ صلى الله عليه وسلم حَتَّى كَانَ بِغَدِيرِ الأَشْطَاطِ ، أَتَاهُ عَيْنُهُ قَالَ إِنَّ قُرَيْشًا جَمَعُوا لَكَ جُمُوعًا ، وَقَدْ جَمَعُوا لَكَ الأَحَابِيشَ ، وَهُمْ مُقَاتِلُوكَ وَصَادُّوكَ عَنِ الْبَيْتِ وَمَانِعُوكَ . فَقَالَ « أَشِيرُوا أَيُّهَا النَّاسُ عَلَىَّ ، أَتَرَوْنَ أَنْ أَمِيلَ إِلَى عِيَالِهِمْ وَذَرَارِىِّ هَؤُلاَءِ الَّذِينَ يُرِيدُونَ أَنْ يَصُدُّونَا عَنِ الْبَيْتِ ، فَإِنْ يَأْتُونَا كَانَ اللَّهُ عَزَّ وَجَلَّ قَدْ قَطَعَ عَيْنًا مِنَ الْمُشْرِكِينَ ، وَإِلاَّ تَرَكْنَاهُمْ مَحْرُوبِينَ » . قَالَ أَبُو بَكْرٍ يَا رَسُولَ اللَّهِ ، خَرَجْتَ عَامِدًا لِهَذَا الْبَيْتِ ، لاَ تُرِيدُ قَتْلَ أَحَدٍ وَلاَ حَرْبَ أَحَدٍ ، فَتَوَجَّهْ لَهُ ، فَمَنْ صَدَّنَا عَنْهُ قَاتَلْنَاهُ . قَالَ « امْضُوا عَلَى اسْمِ اللَّهِ » .
Tercemesi:
Bize Abdullah b. Muhammed, ona da Süfyan (b. Uyeyne) şöyle demiştir: Ben bu hadisi ez-Zührî'den (Muhammed b. Şihab) rivayet ettiğinde duymuştum. Bir kısmını ondan ezberledim. Bana Ma'mer b. Raşid, ona Urve b. Zübeyr, ona Misver b. Mahreme ve Mervan b. Hakem bu hadisi hatırlattı (ثَبَّتَنِى). Misver ve Mervan'dan birisi (hadis rivayetinde) diğerinin rivayetine eklemeler yapıyordu. Misver ile Mervan şöyle demişlerdir: Peygamber (sav) Hudeybiye yılında ashabından yüzer kişilik on bölükle birlikte sefere çıktı. Zü'ü-Huleyfe'ye geldiği zaman kurbanlık develerine gerdanlık taktı ve o hayvanları (kurban olarak ayırmak için) işaretledi. Sonra da burada umre niyetiyle ihrama girdi. Rasulullah (sav), Huzâa kabilesinden bir gözcüsünü de (keşif için) gönderdi. Kendisi de (yanındakilerle birlikte) Gadîru'l-Eştât mevkiine kadar ilerledi. Burada gözcüsü geldi ve şu haberleri söyledi: "Kureyş senin aleyhinde birçok insanı toplamış ve Ehâbiş denilen toplulukları da yanlarına almışlar. Müşrikler seninle muhakkak savaşacaklar ve Ka'be'yi ziyaretten seni men edecekler. Mekke'ye girmene de engel olacaklar" dedi. Bu haber üzerine Rasulullah (sav): "Ey insanlar! Bana fikrinizi söyleyiniz: Bizi Ka'be'yi ziyaretten men etmek isteyen şu müşriklerin aileleri üzerine harekete geçmeyi uygun buluyor musunuz? Eğer bu sırada müşrikler bize karşı gelirlerse (onlarla savaşırız) çünkü Allah (ac) müşriklerin bir gözü kesmiştir (yani bir casusumuzu müşriklerin gözünden korumuştur). Eğer müşrikler üzerimize gelmezlerse bu düşmanlarımızı yenilmiş halde bırakırız" buyurdu. Bunun üzerine Ebu Bekir: "Ey Allah'ın Rasulü! Sen şu Beyt'i ziyaret maksadıyla yola çıktın. Bir kimseyi öldürmek ve bir kimse ile savaşmak istemezsin. Bu durumda Ka'be'ye doğru devam et. Her kim bizi Ka'be'yi ziyaret etmekten men ederse, onunla savaşırız! dedi. Bunun üzerine Rasulullah (sav): "Allah'ın ismi üzerine (Allah için ismini anarak) devam edin!" buyurdu
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Buhârî, Sahîh-i Buhârî, Meğâzî 35, 2/87
Senetler:
1. Misver b. Mahreme el-Kuraşi (Misver b. Mahreme b. Nevfel b. Üheyb b. Abdümenaf)
2. Urve b. Zübeyr el-Esedî (Urve b. Zübeyr b. Avvam b. Huveylid b. Esed)
3. Ebu Bekir Muhammed b. Şihab ez-Zührî (Muhammed b. Müslim b. Ubeydullah b. Abdullah b. Şihab)
4. Ebu Urve Mamer b. Raşid el-Ezdî (Mamer b. Râşid)
5. Ebu Muhammed Süfyan b. Uyeyne el-Hilâlî (Süfyân b. Uyeyne b. Meymûn)
6. Ebu Cafer Abdullah b. Muhammed el-Cu'fî (Abdullah b. Muhammed b. Abdullah)
Konular:
Hac, İhram
Hz. Peygamber, müşriklerle ilişkileri
Kurban, Hedy kurbanını işaretlemek
Siyer, Hudeybiye Günü
Umre, Hz. Peygamber'in
Yönetim, İstişare / Danışma
Öneri Formu
Hadis Id, No:
282554, B004179-4
Hadis:
حَدَّثَنَا عَبْدُ اللَّهِ بْنُ مُحَمَّدٍ حَدَّثَنَا سُفْيَانُ قَالَ سَمِعْتُ الزُّهْرِىَّ حِينَ حَدَّثَ هَذَا الْحَدِيثَ ، حَفِظْتُ بَعْضَهُ ، وَثَبَّتَنِى مَعْمَرٌ عَنْ عُرْوَةَ بْنِ الزُّبَيْرِ عَنِ الْمِسْوَرِ بْنِ مَخْرَمَةَ وَمَرْوَانَ بْنِ الْحَكَمِ يَزِيدُ أَحَدُهُمَا عَلَى صَاحِبِهِ قَالاَ خَرَجَ النَّبِىُّ صلى الله عليه وسلم عَامَ الْحُدَيْبِيَةِ فِى بِضْعَ عَشْرَةَ مِائَةً مِنْ أَصْحَابِهِ ، فَلَمَّا أَتَى ذَا الْحُلَيْفَةِ قَلَّدَ الْهَدْىَ ، وَأَشْعَرَهُ ، وَأَحْرَمَ مِنْهَا بِعُمْرَةٍ ، وَبَعَثَ عَيْنًا لَهُ مِنْ خُزَاعَةَ ، وَسَارَ النَّبِىُّ صلى الله عليه وسلم حَتَّى كَانَ بِغَدِيرِ الأَشْطَاطِ ، أَتَاهُ عَيْنُهُ قَالَ إِنَّ قُرَيْشًا جَمَعُوا لَكَ جُمُوعًا ، وَقَدْ جَمَعُوا لَكَ الأَحَابِيشَ ، وَهُمْ مُقَاتِلُوكَ وَصَادُّوكَ عَنِ الْبَيْتِ وَمَانِعُوكَ . فَقَالَ « أَشِيرُوا أَيُّهَا النَّاسُ عَلَىَّ ، أَتَرَوْنَ أَنْ أَمِيلَ إِلَى عِيَالِهِمْ وَذَرَارِىِّ هَؤُلاَءِ الَّذِينَ يُرِيدُونَ أَنْ يَصُدُّونَا عَنِ الْبَيْتِ ، فَإِنْ يَأْتُونَا كَانَ اللَّهُ عَزَّ وَجَلَّ قَدْ قَطَعَ عَيْنًا مِنَ الْمُشْرِكِينَ ، وَإِلاَّ تَرَكْنَاهُمْ مَحْرُوبِينَ » . قَالَ أَبُو بَكْرٍ يَا رَسُولَ اللَّهِ ، خَرَجْتَ عَامِدًا لِهَذَا الْبَيْتِ ، لاَ تُرِيدُ قَتْلَ أَحَدٍ وَلاَ حَرْبَ أَحَدٍ ، فَتَوَجَّهْ لَهُ ، فَمَنْ صَدَّنَا عَنْهُ قَاتَلْنَاهُ . قَالَ « امْضُوا عَلَى اسْمِ اللَّهِ » .
Tercemesi:
Bize Abdullah b. Muhammed, ona da Süfyan (b. Uyeyne) şöyle demiştir: Ben bu hadisi ez-Zührî'den (Muhammed b. Şihab) rivayet ettiğinde duymuştum. Bir kısmını ondan ezberledim. Bana Ma'mer b. Raşid, ona Urve b. Zübeyr, ona Misver b. Mahreme ve Mervan b. Hakem bu hadisi hatırlattı (ثَبَّتَنِى). Misver ve Mervan'dan birisi (hadis rivayetinde) diğerinin rivayetine eklemeler yapıyordu. Misver ile Mervan şöyle demişlerdir: Peygamber (sav) Hudeybiye yılında ashabından yüzer kişilik on bölükle birlikte sefere çıktı. Zü'ü-Huleyfe'ye geldiği zaman kurbanlık develerine gerdanlık taktı ve o hayvanları (kurban olarak ayırmak için) işaretledi. Sonra da burada umre niyetiyle ihrama girdi. Rasulullah (sav), Huzâa kabilesinden bir gözcüsünü de (keşif için) gönderdi. Kendisi de (yanındakilerle birlikte) Gadîru'l-Eştât mevkiine kadar ilerledi. Burada gözcüsü geldi ve şu haberleri söyledi: "Kureyş senin aleyhinde birçok insanı toplamış ve Ehâbiş denilen toplulukları da yanlarına almışlar. Müşrikler seninle muhakkak savaşacaklar ve Ka'be'yi ziyaretten seni men edecekler. Mekke'ye girmene de engel olacaklar" dedi. Bu haber üzerine Rasulullah (sav): "Ey insanlar! Bana fikrinizi söyleyiniz: Bizi Ka'be'yi ziyaretten men etmek isteyen şu müşriklerin aileleri üzerine harekete geçmeyi uygun buluyor musunuz? Eğer bu sırada müşrikler bize karşı gelirlerse (onlarla savaşırız) çünkü Allah (ac) müşriklerin bir gözü kesmiştir (yani bir casusumuzu müşriklerin gözünden korumuştur). Eğer müşrikler üzerimize gelmezlerse bu düşmanlarımızı yenilmiş halde bırakırız" buyurdu. Bunun üzerine Ebu Bekir: "Ey Allah'ın Rasulü! Sen şu Beyt'i ziyaret maksadıyla yola çıktın. Bir kimseyi öldürmek ve bir kimse ile savaşmak istemezsin. Bu durumda Ka'be'ye doğru devam et. Her kim bizi Ka'be'yi ziyaret etmekten men ederse, onunla savaşırız! dedi. Bunun üzerine Rasulullah (sav): "Allah'ın ismi üzerine (Allah için ismini anarak) devam edin!" buyurdu
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Buhârî, Sahîh-i Buhârî, Meğâzî 35, 2/87
Senetler:
1. Ebu Abdulmelik Mervan b. Hakem el-Kuraşi (Mervan b. Hakem b. Ebu As b. Ümeyye)
2. Urve b. Zübeyr el-Esedî (Urve b. Zübeyr b. Avvam b. Huveylid b. Esed)
3. Ebu Bekir Muhammed b. Şihab ez-Zührî (Muhammed b. Müslim b. Ubeydullah b. Abdullah b. Şihab)
4. Ebu Urve Mamer b. Raşid el-Ezdî (Mamer b. Râşid)
5. Ebu Muhammed Süfyan b. Uyeyne el-Hilâlî (Süfyân b. Uyeyne b. Meymûn)
6. Ebu Cafer Abdullah b. Muhammed el-Cu'fî (Abdullah b. Muhammed b. Abdullah)
Konular:
Hac, İhram
Hz. Peygamber, müşriklerle ilişkileri
Kurban, Hedy kurbanını işaretlemek
Siyer, Hudeybiye Günü
Umre, Hz. Peygamber'in
Yönetim, İstişare / Danışma
Ey Peygamber! Kâfirlere ve münafıklara karşı cihad et, onlara karşı sert davran. Onların varacağı yer cehennemdir. O gidilecek yer ne de kötüdür!
Öneri Formu
Hadis Id, No:
58614, KK66/9
Hadis:
يَا أَيُّهَا النَّبِيُّ جَاهِدِ الْكُفَّارَ وَالْمُنَافِقِينَ وَاغْلُظْ عَلَيْهِمْ وَمَأْوَاهُمْ جَهَنَّمُ وَبِئْسَ الْمَصِيرُ
Tercemesi:
Ey Peygamber! Kâfirlere ve münafıklara karşı cihad et, onlara karşı sert davran. Onların varacağı yer cehennemdir. O gidilecek yer ne de kötüdür!
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Kur'an, Kur'an-ı Kerim, Tahrîm 66/9, /
Senetler:
()
Konular:
Cehennem, Cehennemlikler
Cihad, cihada teşvik
Hz. Peygamber, müşriklerle ilişkileri
KTB, CİHAD
Münafık, Hz. Peygamber'in münafıklarla ilişkileri
Savaş, şeytanın dostlarına ve kafirlere karşı
وَحَدَّثَنَاهُ أَبُو بَكْرِ بْنُ أَبِى شَيْبَةَ وَإِسْحَاقُ بْنُ إِبْرَاهِيمَ جَمِيعًا عَنِ ابْنِ عُيَيْنَةَ عَنِ الأَسْوَدِ بْنِ قَيْسٍ بِهَذَا الإِسْنَادِ وَقَالَ كَانَ رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم فِى غَارٍ فَنُكِبَتْ إِصْبَعُهُ .
Öneri Formu
Hadis Id, No:
2736, M004655
Hadis:
وَحَدَّثَنَاهُ أَبُو بَكْرِ بْنُ أَبِى شَيْبَةَ وَإِسْحَاقُ بْنُ إِبْرَاهِيمَ جَمِيعًا عَنِ ابْنِ عُيَيْنَةَ عَنِ الأَسْوَدِ بْنِ قَيْسٍ بِهَذَا الإِسْنَادِ وَقَالَ كَانَ رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم فِى غَارٍ فَنُكِبَتْ إِصْبَعُهُ .
Tercemesi:
O hadisi bize Ebu Bekir b. Ebu Şeybe ve İshak b. İbrahim, onlara İbn Uyeyne, ona da Esved b. Kays bu isnad ile nakletti ve "Rasulullah (sav), ordu içindeydi de parmağı isabet aldı" bilgisini zikretti.
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Müslim, Sahîh-i Müslim, Cihâd ve's-Siyer 4655, /766
Senetler:
()
Konular:
Eziyet, münafıkların Hz. Peygamber'e eziyetleri
Hz. Peygamber, müşriklerle ilişkileri
Öneri Formu
Hadis Id, No:
2740, M004659
Hadis:
حَدَّثَنَا إِسْحَاقُ بْنُ إِبْرَاهِيمَ الْحَنْظَلِىُّ وَمُحَمَّدُ بْنُ رَافِعٍ وَعَبْدُ بْنُ حُمَيْدٍ - وَاللَّفْظُ لاِبْنِ رَافِعٍ - قَالَ ابْنُ رَافِعٍ حَدَّثَنَا وَقَالَ الآخَرَانِ أَخْبَرَنَا عَبْدُ الرَّزَّاقِ أَخْبَرَنَا مَعْمَرٌ عَنِ الزُّهْرِىِّ عَنْ عُرْوَةَ أَنَّ أُسَامَةَ بْنَ زَيْدٍ أَخْبَرَهُ أَنَّ النَّبِىَّ صلى الله عليه وسلم رَكِبَ حِمَارًا عَلَيْهِ إِكَافٌ تَحْتَهُ قَطِيفَةٌ فَدَكِيَّةٌ وَأَرْدَفَ وَرَاءَهُ أُسَامَةَ وَهُوَ يَعُودُ سَعْدَ بْنَ عُبَادَةَ فِى بَنِى الْحَارِثِ بْنِ الْخَزْرَجِ وَذَاكَ قَبْلَ وَقْعَةِ بَدْرٍ حَتَّى مَرَّ بِمَجْلِسٍ فِيهِ أَخْلاَطٌ مِنَ الْمُسْلِمِينَ وَالْمُشْرِكِينَ عَبَدَةِ الأَوْثَانِ وَالْيَهُودِ فِيهِمْ عَبْدُ اللَّهِ بْنُ أُبَىٍّ وَفِى الْمَجْلِسِ عَبْدُ اللَّهِ بْنُ رَوَاحَةَ فَلَمَّا غَشِيَتِ الْمَجْلِسَ عَجَاجَةُ الدَّابَّةِ خَمَّرَ عَبْدُ اللَّهِ بْنُ أُبَىٍّ أَنْفَهُ بِرِدَائِهِ ثُمَّ قَالَ لاَ تُغَبِّرُوا عَلَيْنَا . فَسَلَّمَ عَلَيْهِمُ النَّبِىُّ صلى الله عليه وسلم ثُمَّ وَقَفَ فَنَزَلَ فَدَعَاهُمْ إِلَى اللَّهِ وَقَرَأَ عَلَيْهِمُ الْقُرْآنَ فَقَالَ عَبْدُ اللَّهِ بْنُ أُبَىٍّ أَيُّهَا الْمَرْءُ لاَ أَحْسَنَ مِنْ هَذَا إِنْ كَانَ مَا تَقُولُ حَقًّا فَلاَ تُؤْذِنَا فِى مَجَالِسِنَا وَارْجِعْ إِلَى رَحْلِكَ فَمَنْ جَاءَكَ مِنَّا فَاقْصُصْ عَلَيْهِ . فَقَالَ عَبْدُ اللَّهِ بْنُ رَوَاحَةَ اغْشَنَا فِى مَجَالِسِنَا فَإِنَّا نُحِبُّ ذَلِكَ . قَالَ فَاسْتَبَّ الْمُسْلِمُونَ وَالْمُشْرِكُونَ وَالْيَهُودُ حَتَّى هَمُّوا أَنْ يَتَوَاثَبُوا فَلَمْ يَزَلِ النَّبِىُّ صلى الله عليه وسلم يُخَفِّضُهُمْ ثُمَّ رَكِبَ دَابَّتَهُ حَتَّى دَخَلَ عَلَى سَعْدِ بْنِ عُبَادَةَ فَقَالَ « أَىْ سَعْدُ أَلَمْ تَسْمَعْ إِلَى مَا قَالَ أَبُو حُبَابٍ - يُرِيدُ عَبْدَ اللَّهِ بْنَ أُبَىٍّ - قَالَ كَذَا وَكَذَا » . قَالَ اعْفُ عَنْهُ يَا رَسُولَ اللَّهِ وَاصْفَحْ فَوَاللَّهِ لَقَدْ أَعْطَاكَ اللَّهُ الَّذِى أَعْطَاكَ وَلَقَدِ اصْطَلَحَ أَهْلُ هَذِهِ الْبُحَيْرَةِ أَنْ يُتَوِّجُوهُ فَيُعَصِّبُوهُ بِالْعِصَابَةِ فَلَمَّا رَدَّ اللَّهُ ذَلِكَ بِالْحَقِّ الَّذِى أَعْطَاكَهُ شَرِقَ بِذَلِكَ فَذَلِكَ فَعَلَ بِهِ مَا رَأَيْتَ . فَعَفَا عَنْهُ النَّبِىُّ صلى الله عليه وسلم .
Tercemesi:
Bize İshak b. İbrahim el-Hanzalî, ona Muhammed b. Râfi' ve Abd b. Humeyd, -lafız, İbn Râfi'ye aittir- onlara Abdürrezzâk, onlara Ma'mer, ona ez-Zührî, ona Urve, ona da Üsame b. Zeyd şöyle rivayet etmiştir:
Nebî (sav), üzerinde semer, (semerin) altında da Fedek işi kadife (bir kumaş) olan eşeğe binip terkisine de Üsame'yi aldı. (O esnada) Hâris b. Hazrec oğullarındaki Sa'd b. Ubade'yi ziyaret etmek istiyordu. Bu (olay), Bedir Savaşı'ndan önce idi. Nihayet müslümanlardan, puta tapan müşriklerden ve yahudilerden oluşan bir meclise uğradı. Mecliste Abdullah b. Übey ve Abdullah b. Revâha da vardı. Bineğin çıkardığı toz meclisi kaplayınca Abdullah b. Übey, elbisesi ile burnunu kapattı. Ardından "Üzerimize toz kaldırma!" dedi. Hz. Peygamber (sav) onlara selma verdi. Sonra durup indi. Onları Allah'a davet edip onlara Kur'ân okudu. Abdullah b. Übeyy, "Adam! Eğer dediğin hakikat ise bundan daha güzeli yoktur! Bizi meclislerimizde sıkboğaz etme! Evine dön! (Ne anlatacaksan) bizden sana gelenlere anlat!" dedi. Abdullah b. Revâha (söze girip) "Meclislerimize gel! Biz bunu seviyoruz!" dedi. (Derken) müslümanlar, müşrikler ve yahudiler ağız dalaşına tutuştular. Öyle ki, birbirlerine saldırmaya yeltendiler. Nebî (sav) ise onları sakinleştirmeye çalıştı. Akabinde bineğine atladı. Nihayet Sa'd b. Ubâde'nin yanına girdi. Nebî (sav), "Ey Sa'd! Ebu Hubâb Abdullah b. Übey'in dediğini işitmedin mi? Şöyle şöyle dedi!" buyurdu. (Sa'd), "Yâ Rasulullah! Onu bağışla ve hoş gör! Vallahi! Allah sana verdiği verdi (ama) bu belde ahalisi ona iltifat edip onu lider edinmekte ittifak etmişlerdi. Allah, sana vermiş olduğu hak ile bunu engellediğinde bu, onun zoruna gitti. Gördüğünü de bundan dolayı yaptı. Hz. Peygamber (sav) de onu affetti.
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Müslim, Sahîh-i Müslim, Cihâd ve's-Siyer 4659, /767
Senetler:
()
Konular:
Eziyet, münafıkların Hz. Peygamber'e eziyetleri
Hz. Peygamber, müşriklerle ilişkileri
Teşvik edilenler, Bağışlayıcı olmak