105 Kayıt Bulundu.
Bize Abdullah b. Muaviye el-Cümehî, ona Sabit b. Yezid, ona Hilâl b. Habbab, ona İkrime, ona da İbn Abbas (ra) şöyle demiştir: Rasulullah (sav) bir ay boyunca öğle, ikindi, akşam, yatsı ve sabah namazlarında, her namazın sonunda sonuncu rekâtında "semiallahu limen hamideh" deyince kunut yaptı. Bu kunutta, Benû Süleym kabilesinin Ri'l, Zekvân ve Usayye'ye beddua eder, arkasındakiler de amin derlerdi.
Açıklama: Bu rivayet, hicrî dördüncü yılda vuku bulan Bi'r-i Maûne olayı ile ilgilidir. Hz. Peygamber bu kabilelerin talebi ve hayat garantisi vermeleri üzerine en seçkin ashabından yetmiş kişiyi kendilerine öğretmen olarak göndermişti. Ancak kabileden bazıları, bunları pusuya düşürerek hepsini öldürmüşlerdi. Bu, Hz. Peygamber'in hayatında en çok üzüldüğü olaydır. Nitekim bunun üzerine bir ay boyunca, bu cinayeti işleyen kabilelere kunut yaparak beddua etmişti.
Bana Abdüa'lâ b. Hammâd, ona Yezîd b. Zürey, ona Saîd, ona Katâde, ona Enes b. Malik (ra) şöyle rivayet etmiştir: Rı'l, Zekvân, Usayya ve Benû Lıhyân kabileleri düşmana karşı Allah Rasulü'nden yardım istediler. Rasulullah (sav) da onlara Ensar'dan, sürekli Kur'an okumak ve okutmakla meşgul olan, kendilerine o zaman Kurrâ adını verdiğimiz, gündüzleri odun toplayıp geceleyin namaz kılan Suffa ehlinden yetmiş kişi ile yardım etti. Bunlar Maûne Kuyusu başına varınca, o kabileler ihanet ederek (bu yetmiş kişiyi öldürdüler). Haber Hz. Peygamber'e (sav) ulaştı. Bunun üzerine Peygamber (sav) bir ay sabah namazında Arap kabilelerinden olan Rı'l, Zekvân, Usayya ve Benû Lıhyân kabilelerine beddua ederek kunût yaptı. Enes der ki: Biz Kur'an'da bu şehitler hakkında (بَلِّغُوا عَنَّا قَوْمَنَا ، أَنَّا لَقِينَا رَبَّنَا ، فَرَضِىَ عَنَّا وَأَرْضَانَا ) "Bizden iletin kavmimize, bizler kavuştuk Rabbimize, O bizden hoşnut oldu, biz de Rabbimizden" ayetini okurduk. Katâde Enes b. Mâlik'ten şöyle rivayet etmiştir: Allah Rasulü bir ay boyunca sabah namazında Arap kabilelerinden olan Rı'l, Zekvân, Usayya, Benû Lıhyân kabilelerine beddua ederek kunût yaptı. Bize Halîfe, ona İbn Zuray, ona Saîd, ona Katâde, ona da Enes bu hadisin benzerini rivayet etmiş ve Halife rivayetinde şu eklemeyi yapmıştır: Ensar'dan olan bu yetmiş kişi Maûne Kuyusu mevkiinde toptan öldürüldüler. Onlar hakkında kitabı (yani Kur'ân'da yazılı olan ayeti) okuduk.
Açıklama: Şerhlerde (بَلِّغُوا عَنَّا قَوْمَنَا ، أَنَّا لَقِينَا رَبَّنَا ، فَرَضِىَ عَنَّا وَأَرْضَانَا ) ifadesinin metni sonradan kaldırılmış ayet olduğu ifade edilmektedir. Nesh için bkz. TDV İslam Ansiklopedisi "Nesh" maddesi.
Bana Abdüa'lâ b. Hammâd, ona Yezîd b. Zürey, ona Saîd, ona Katâde, ona Enes b. Malik (ra) şöyle rivayet etmiştir: Rı'l, Zekvân, Usayya ve Benû Lıhyân kabileleri düşmana karşı Allah Rasulü'nden yardım istediler. Rasulullah (sav) da onlara Ensar'dan, sürekli Kur'an okumak ve okutmakla meşgul olan, kendilerine o zaman Kurrâ adını verdiğimiz, gündüzleri odun toplayıp geceleyin namaz kılan Suffa ehlinden yetmiş kişi ile yardım etti. Bunlar Maûne Kuyusu başına varınca, o kabileler ihanet ederek (bu yetmiş kişiyi öldürdüler). Haber Hz. Peygamber'e (sav) ulaştı. Bunun üzerine Peygamber (sav) bir ay sabah namazında Arap kabilelerinden olan Rı'l, Zekvân, Usayya ve Benû Lıhyân kabilelerine beddua ederek kunût yaptı. Enes der ki: Biz Kur'an'da bu şehitler hakkında (بَلِّغُوا عَنَّا قَوْمَنَا ، أَنَّا لَقِينَا رَبَّنَا ، فَرَضِىَ عَنَّا وَأَرْضَانَا ) "Bizden iletin kavmimize, bizler kavuştuk Rabbimize, O bizden hoşnut oldu, biz de Rabbimizden" ayetini okurduk. Katâde Enes b. Mâlik'ten şöyle rivayet etmiştir: Allah Rasulü bir ay boyunca sabah namazında Arap kabilelerinden olan Rı'l, Zekvân, Usayya, Benû Lıhyân kabilelerine beddua ederek kunût yaptı. Bize Halîfe, ona İbn Zuray, ona Saîd, ona Katâde, ona da Enes bu hadisin benzerini rivayet etmiş ve Halife rivayetinde şu eklemeyi yapmıştır: Ensar'dan olan bu yetmiş kişi Maûne Kuyusu mevkiinde toptan öldürüldüler. Onlar hakkında kitabı (yani Kur'ân'da yazılı olan ayeti) okuduk.
Açıklama: Rivayet muallaktır; Buhari ile Halîfe b. Hayyât arasında inkıta vardır. Şerhlerde (بَلِّغُوا عَنَّا قَوْمَنَا ، أَنَّا لَقِينَا رَبَّنَا ، فَرَضِىَ عَنَّا وَأَرْضَانَا ) ifadesinin metni sonradan kaldırılmış ayet olduğu ifade edilmektedir. Nesh için bkz. TDV İslam Ansiklopedisi "Nesh" maddesi.
Bize Abdullah b. Muhammed, ona Yezîd; (T) bana Abdurrahman, ona Yahya b. Saîd, onlara Hişam, ona Muhammed, ona Ubeyde, ona da Ali (ra)şöyle demiştir: Peygamber (sav) Hendek günü "Müşrikler bizi güneş batıncaya kadar ikindi namazını kılmaktan alıkoydular. Allah onların kabirlerini ve evlerini - ya da içlerini- ateş doldursun" buyurdu. Râvî Yahya rivayette "(بُيُوتَهُمْ) evlerini" kelimesi mi yoksa "(أَجْوَافَهُمْ) içlerini" kelimesi mi kullanıldığı konusunda ikileme düşmüştür.
Muhammed, ona Fezârî ve Abde, ona İsmail b. Ebu Halid, ona da Abdullah b. Ebu Evfa (r.anhuma) şöyle rivayet etmiştir: Rasulullah (sav) Düşman topluluğuna karşı şöyle dua etti: "Ey Kitabı indiren, hesabı çarçabuk gören Allah'ım! Şu düşman topluluklarını hezimete uğrat. Allah'ım onları hezimete uğrat ve iradelerini sars."
Ban Malik, ona İsmail b. Ebu Hakîm, ona da Ömer b. Abdulaziz şöyle rivayet etmiştir: Rasulullah'ın (sav) son sözlerinden biri de şudur: "Allah Yahudi ve Hristiyanları kahretsin. Onlar peygamberlerinin mezarlarını mescit edindiler. Arap diyarında iki din bir arada kalmayacaktır"
Muhammed, ona Fezârî ve Abde, ona İsmail b. Ebu Halid, ona da Abdullah b. Ebu Evfa (r.anhuma) şöyle rivayet etmiştir: Rasulullah (sav) Düşman topluluğuna karşı şöyle dua etti: "Ey Kitabı indiren, hesabı çarçabuk gören Allah'ım! Şu düşman topluluklarını hezimete uğrat. Allah'ım onları hezimete uğrat ve iradelerini sars."