261 Kayıt Bulundu.
Bize Amr b. Muhammed en-Nakıd, ona Ebu Ahmed ez-Zübeyrî, ona İsrail, ona İbrahim b. Abdulala, ona ninesi, ona babası Süveyd b. Hanzala (ra) şöyle rivayet etmiştir. Rasulullah'ı (sav) görmek için yola çıkmıştık. Yanımızda Vâil b. Hucr da vardı. Bir düşmanı onu yakaladı. Oradaki insanlar (onu kurtarmak için onun yakını olduklarına dair) yemin etmekten çekindiler ancak ben o benim kardeşimdir diye yemin ettim. (Bunun üzerine) Düşmanı onu saldı. (Daha sonra) Rasulullah'ın (sav) huzuruna geldik. O'na topluluktakilerin yemin etmekten kaçındıklarını ancak (Vâil'in) kardeşim olduğunu söyleyerek benim yemin ettiğimi haber verdim. Hz. Peygamber (sav) (yaptığımı tasvip ederek) "doğru söylemişsin. Müslüman müslümanın kardeşidir" buyurdu.
Bize Musa b. İsmail, ona Abdülaziz b. Müslim, ona Abdullah b. Dinâr, ona da Abdullah b. Ömer'in (r.anhuma) dediğine göre Rasulullah (sav) şöyle buyurmuştur: "Babalarınızın üstüne yemin etmeyiniz"
Bize Süleyman b. Harb, ona Hammad b. Zeyd, ona Yahya b. Said, ona Ensar'ın mevlâsı Büşeyr b. Yesar ona da Rafi b. Hadic ve Sehl b. Ebu Hasme şöyle rivayet etmiştir: Abdullah b. Sehl ve Muhayyisa b. Mesud birlikte Hayber'e gelmişlerdi. Hurmalıklar içinde birbirlerinden ayrıldılar. Abdullah b. Sehl de (burada) öldürüldü. Abdurrahman b. Sehl ve İbn Mesud'un oğulları Huveyyisa ile Muhayyisa, Hz. Peygamber'e (sav) geldiler ve (öldürülen) arkadaşlarının durumu hakkında konuştular. Abdurrahman söze başladı fakat oradakilerin en küçüğüydü. Hz. Peygamber (sav) ona "(ilk söz konusunda) büyüğe öncelik ver." buyurdu -Yahya "(ilk) söz büyük olanındır" şeklinde rivayet etmiştir-. Böylece onlar arkadaşlarının durumu hakkında konuştular. Hz. Peygamber (sav) de onlara: "Maktulünüzün veya arkadaşınızın (Hayberliler tarafından) öldürüldüğüne sizden elli kişinin yemin etmesi yoluyla (diyet) hakkı elde etmek ister misiniz?" diye sordu. Onlar da: "Ey Allah'ın Rasulü (sav), biz bu işi görmedik ki (nasıl yemin edelim?)" dediler. Hz. Peygamber (sav) de onlara: "Öyleyse Yahudiler'den elli kişinin (bu cinayeti biz işlemedik şeklinde) yemin etmesi sizin davanızı düşürür" buyurdu. Dediler ki: "Ey Allah'ın Rasulü (sav) Yahudiler kâfir bir topluluktur (onların yeminlerine güvenemeyiz)." Hz. Peygamber de (sav) onun diyetini Beytülmal'den ödedi. Sehl dedi ki: "Ben (Hz. Peygamber'in diyet olarak verdiği) o develerin toplandığı ağıla vardığımda bir dişi deve ayağıyla beni tekmelemişti." Leys dedi ki: Bana Yahya, ona Büşeyr, ona da Sehl rivayet etti. Yahya, "Büşeyr'in, '(Sehl), Rafi b. Hadic'le birlikte nakletti' dediğini sanıyorum." dedi. İbn Uyeyne ise, "Bize Yahya, Büşeyr'den o da Sehl'den tek başına rivayet etmiştir." dedi.
Bize Muhammed b. Beşşâr, ona İbn Ebu Adiy, ona Şu'be, ona Süleyman, ona Mansur, ona Ebu Vâil, ona Abdullah'ın (ra) rivayet ettiğine göre Rasulullah (sav) şöyle buyurmuştur: "Her kim bir kimsenin -yahut kardeşinin- malını elinden almak için yalan yere yemin ederse, kıyamet günü Allah'ın öfkesine uğramış bir halde Allah'ın huzuruna varır." Yüce Allah bunun tasdiki olarak şu ayeti indirdi: "Allah'a verdikleri sözü ve yeminlerini az bir paraya satanlar var ya, işte onların ahirette bir payı yoktur; Allah kıyamet günü onlarla hiç konuşmayacak, onlara bakmayacak ve onları temizlemeyecektir. Onlar için acı bir azap vardır." (Âlu İmrân, 77)
Bize Musa b. İsmail, ona Ebu Avâne, ona A'meş, ona Ebu Vâil, ona Abdullah'ın (ra) rivayet ettiğine göre Rasulullah (sav) şöyle buyurmuştur: "Her kim Müslüman bir kimsenin malını elinden almak için yalan yere yemin ederse, kıyamet günü Allah'ın öfkesine uğramış bir halde Allah'ın huzuruna varır." Yüce Allah bunun tasdiki olarak şu ayeti indirdi: "Allah'a verdikleri sözü ve yeminlerini az bir paraya satanlar var ya, işte onların ahirette bir payı yoktur; Allah kıyamet günü onlarla hiç konuşmayacak, onlara bakmayacak ve onları temizlemeyecektir. Onlar için acı bir azap vardır." (Âlu İmrân, 77)