50 Kayıt Bulundu.
Açıklama: İsnadı Zem'a'nın zayıflığından dolayı zayıftır.
Bize Ebu Velîd, ona Ebu Avâne, ona Katâde, ona Ukbe b. Abdulgâfir, ona da Ebu Saîd'in (ra) rivayet ettiğine göre Hz. Peygamber (sav) şöyle buyurmuştur: "Sizden evvelki milletlerden bir kimseye Allah bol bir mal verdi. Ona ölüm geldiği zaman oğullarına “size nasıl bir baba oldum?” diye sordu. Oğulları “hayırlı bir baba oldun” dediler. O zât “Ben asla bir hayır işlemedim. Ben öldüğüm zaman sizler beni yakın. Sonra kemiklerimi ezip öğütün. Sonra da rüzgârı şiddetli bir günde benim tozlarımı havaya saçıp savurun” dedi. Çocukları onun dediği gibi yaptılar. Akabinde Aziz ve Celîl Allah, onun zerrelerini topladı ve ona “böyle yapmana seni sevk eden nedir?” diye sordu. Oda “Sen'den korkmam” dedi. Bu cevap üzerine Allah onu rahmetiyle karşıladı." Muâz der ki: Bize Şu'be, ona Katâde, ona Ukbe b. Abdulgâfir, ona da Ebu Saîd el-Hudrî bu hadisi Hz. Peygamber'den rivayet etmiştir.
Açıklama: Rivayet muallaktır; Buhari ile Muaz b. Muaz arasında inkıta vardır.
Bize Ebu Velîd, ona Ebu Avâne, ona Katâde, ona Ukbe b. Abdulgâfir, ona da Ebu Saîd'in (ra) rivayet ettiğine göre Hz. Peygamber (sav) şöyle buyurmuştur: "Sizden evvelki milletlerden bir kimseye Allah bol bir mal verdi. Ona ölüm geldiği zaman oğullarına “size nasıl bir baba oldum?” diye sordu. Oğulları “hayırlı bir baba oldun” dediler. O zât “Ben asla bir hayır işlemedim. Ben öldüğüm zaman sizler beni yakın. Sonra kemiklerimi ezip öğütün. Sonra da rüzgârı şiddetli bir günde benim tozlarımı havaya saçıp savurun” dedi. Çocukları onun dediği gibi yaptılar. Akabinde Aziz ve Celîl Allah, onun zerrelerini topladı ve ona “böyle yapmana seni sevk eden nedir?” diye sordu. Oda “Sen'den korkmam” dedi. Bu cevap üzerine Allah onu rahmetiyle karşıladı." Muâz der ki: Bize Şu'be, ona Katâde, ona Ukbe b. Abdulgâfir, ona da Ebu Saîd el-Hudrî bu hadisi Hz. Peygamber'den rivayet etmiştir.
Bize Müsedded, ona Ebu Avâne, ona Abdülmelik b. Ümeyr, ona da Rib'î b. Hırâş şöyle demiştir: Ukbe, Huzeyfe'ye “Hz. Peygamber'den (sav) işittiğin bir hadisi bizlere rivayet etmez misin?” dedi. Bunun üzerine Huzeyfe “Ben Peygamber'den işittim, şöyle buyuruyordu” dedi: "(Sizden evvelki ümmetlerden) bir kişiye ölüm gelip çattı da hayattan ümidini kesince ailesine “Ben öldüğüm zaman benim için birçok odun toplayın. Sonra bu odunları çakmak çakıp ateşleyin (beni de bu ateşe atın). Ateş benim etimi yediği ve kemiklerime ulaştığı zamana kadar bırakınız. Sonra yanmış kemikleri alın, onları ezip öğütün. Sonra sıcak yahut rüzgârlı bir günde o tozları deniz içine savurun” diye vasiyet etti. Ama Allah, onun zerrelerini bir yere getirdi ve ona “Niçin böyle yaptın?” diye sordu. O kimse “Senin korkundan” diye cevap verdi. Bunun üzerine Allah ona mağfiret etti." Ukbe der ki: Ben de Hz. Peygamber'i (sav) böyle derken işittim. Bize Musa, ona Ebu Avâne, ona da Abdülmelik bu isnadla rivayet etti ve “Rüzgârlı bir günde” ifadesini kullandı.
Bize Müsedded, ona Ebu Avâne, ona Abdülmelik b. Ümeyr, ona da Rib'î b. Hırâş şöyle demiştir: Ukbe, Huzeyfe'ye “Hz. Peygamber'den (sav) işittiğin bir hadisi bizlere rivayet etmez misin?” dedi. Bunun üzerine Huzeyfe “Ben Peygamber'den işittim, şöyle buyuruyordu” dedi: "(Sizden evvelki ümmetlerden) bir kişiye ölüm gelip çattı da hayattan ümidini kesince ailesine “Ben öldüğüm zaman benim için birçok odun toplayın. Sonra bu odunları çakmak çakıp ateşleyin (beni de bu ateşe atın). Ateş benim etimi yediği ve kemiklerime ulaştığı zamana kadar bırakınız. Sonra yanmış kemikleri alın, onları ezip öğütün. Sonra sıcak yahut rüzgârlı bir günde o tozları deniz içine savurun” diye vasiyet etti. Ama Allah, onun zerrelerini bir yere getirdi ve ona “Niçin böyle yaptın?” diye sordu. O kimse “Senin korkundan” diye cevap verdi. Bunun üzerine Allah ona mağfiret etti." Ukbe der ki: Ben de Hz. Peygamber'i (sav) böyle derken işittim. Bize Musa, ona Ebu Avâne, ona da Abdülmelik bu isnadla rivayet etti ve “Rüzgârlı bir günde” ifadesini kullandı.
Bize Müsedded, ona Ebu Avâne, ona Abdülmelik b. Ümeyr, ona da Rib'î b. Hırâş şöyle demiştir: Ukbe, Huzeyfe'ye “Hz. Peygamber'den (sav) işittiğin bir hadisi bizlere rivayet etmez misin?” dedi. Bunun üzerine Huzeyfe “Ben Peygamber'den işittim, şöyle buyuruyordu” dedi: "(Sizden evvelki ümmetlerden) bir kişiye ölüm gelip çattı da hayattan ümidini kesince ailesine “Ben öldüğüm zaman benim için birçok odun toplayın. Sonra bu odunları çakmak çakıp ateşleyin (beni de bu ateşe atın). Ateş benim etimi yediği ve kemiklerime ulaştığı zamana kadar bırakınız. Sonra yanmış kemikleri alın, onları ezip öğütün. Sonra sıcak yahut rüzgârlı bir günde o tozları deniz içine savurun” diye vasiyet etti. Ama Allah, onun zerrelerini bir yere getirdi ve ona “Niçin böyle yaptın?” diye sordu. O kimse “Senin korkundan” diye cevap verdi. Bunun üzerine Allah ona mağfiret etti." Ukbe der ki: Ben de Hz. Peygamber'i (sav) böyle derken işittim. Bize Musa, ona Ebu Avâne, ona da Abdülmelik bu isnadla rivayet etti ve “Rüzgârlı bir günde” ifadesini kullandı.
Bize Müsedded, ona Ebu Avâne, ona Abdülmelik b. Ümeyr, ona da Rib'î b. Hırâş şöyle demiştir: Ukbe, Huzeyfe'ye “Hz. Peygamber'den (sav) işittiğin bir hadisi bizlere rivayet etmez misin?” dedi. Bunun üzerine Huzeyfe “Ben Peygamber'den işittim, şöyle buyuruyordu” dedi: "(Sizden evvelki ümmetlerden) bir kişiye ölüm gelip çattı da hayattan ümidini kesince ailesine “Ben öldüğüm zaman benim için birçok odun toplayın. Sonra bu odunları çakmak çakıp ateşleyin (beni de bu ateşe atın). Ateş benim etimi yediği ve kemiklerime ulaştığı zamana kadar bırakınız. Sonra yanmış kemikleri alın, onları ezip öğütün. Sonra sıcak yahut rüzgârlı bir günde o tozları deniz içine savurun” diye vasiyet etti. Ama Allah, onun zerrelerini bir yere getirdi ve ona “Niçin böyle yaptın?” diye sordu. O kimse “Senin korkundan” diye cevap verdi. Bunun üzerine Allah ona mağfiret etti." Ukbe der ki: Ben de Hz. Peygamber'i (sav) böyle derken işittim. Bize Musa, ona Ebu Avâne, ona da Abdülmelik bu isnadla rivayet etti ve “Rüzgârlı bir günde” ifadesini kullandı.