حَدَّثَنَا عَبْدُ اللَّهِ بْنُ يُوسُفَ حَدَّثَنَا اللَّيْثُ حَدَّثَنَا يَحْيَى بْنُ سَعِيدٍ عَنْ عَبْدِ الرَّحْمَنِ بْنِ الْقَاسِمَ عَنِ الْقَاسِمِ بْنِ مُحَمَّدٍ عَنِ ابْنِ عَبَّاسٍ - رضى الله عنهما - ذُكِرَ التَّلاَعُنُ عِنْدَ النَّبِىِّ صلى الله عليه وسلم فَقَالَ عَاصِمُ بْنُ عَدِىٍّ فِى ذَلِكَ قَوْلاً ، ثُمَّ انْصَرَفَ وَأَتَاهُ رَجُلٌ مِنْ قَوْمِهِ يَشْكُو أَنَّهُ وَجَدَ مَعَ أَهْلِهِ فَقَالَ عَاصِمٌ مَا ابْتُلِيتُ بِهَذَا إِلاَّ لِقَوْلِى فَذَهَبَ بِهِ إِلَى النَّبِىِّ صلى الله عليه وسلم فَأَخْبَرَهُ بِالَّذِى وَجَدَ عَلَيْهِ امْرَأَتَهُ ، وَكَانَ ذَلِكَ الرَّجُلُ مُصْفَرًّا ، قَلِيلَ اللَّحْمِ ، سَبِطَ الشَّعَرِ ، وَكَانَ الَّذِى ادَّعَى عَلَيْهِ أَنَّهُ وَجَدَهُ عِنْدَ أَهْلِهِ آدَمَ ، خَدْلاً ، كَثِيرَ اللَّحْمِ ، فَقَالَ النَّبِىُّ صلى الله عليه وسلم « اللَّهُمَّ بَيِّنْ » . فَوَضَعَتْ شَبِيهًا بِالرَّجُلِ الَّذِى ذَكَرَ زَوْجُهَا أَنَّهُ وَجَدَهُ عِنْدَهَا فَلاَعَنَ النَّبِىُّ صلى الله عليه وسلم بَيْنَهُمَا فَقَالَ رَجُلٌ لاِبْنِ عَبَّاسٍ فِى الْمَجْلِسِ هِىَ الَّتِى قَالَ النَّبِىُّ صلى الله عليه وسلم « لَوْ رَجَمْتُ أَحَدًا بِغَيْرِ بَيِّنَةٍ رَجَمْتُ هَذِهِ » . فَقَالَ لاَ ، تِلْكَ امْرَأَةٌ كَانَتْ تُظْهِرُ فِى الإِسْلاَمِ السُّوءَ .
Öneri Formu
Hadis Id, No:
27169, B006856
Hadis:
حَدَّثَنَا عَبْدُ اللَّهِ بْنُ يُوسُفَ حَدَّثَنَا اللَّيْثُ حَدَّثَنَا يَحْيَى بْنُ سَعِيدٍ عَنْ عَبْدِ الرَّحْمَنِ بْنِ الْقَاسِمَ عَنِ الْقَاسِمِ بْنِ مُحَمَّدٍ عَنِ ابْنِ عَبَّاسٍ - رضى الله عنهما - ذُكِرَ التَّلاَعُنُ عِنْدَ النَّبِىِّ صلى الله عليه وسلم فَقَالَ عَاصِمُ بْنُ عَدِىٍّ فِى ذَلِكَ قَوْلاً ، ثُمَّ انْصَرَفَ وَأَتَاهُ رَجُلٌ مِنْ قَوْمِهِ يَشْكُو أَنَّهُ وَجَدَ مَعَ أَهْلِهِ فَقَالَ عَاصِمٌ مَا ابْتُلِيتُ بِهَذَا إِلاَّ لِقَوْلِى فَذَهَبَ بِهِ إِلَى النَّبِىِّ صلى الله عليه وسلم فَأَخْبَرَهُ بِالَّذِى وَجَدَ عَلَيْهِ امْرَأَتَهُ ، وَكَانَ ذَلِكَ الرَّجُلُ مُصْفَرًّا ، قَلِيلَ اللَّحْمِ ، سَبِطَ الشَّعَرِ ، وَكَانَ الَّذِى ادَّعَى عَلَيْهِ أَنَّهُ وَجَدَهُ عِنْدَ أَهْلِهِ آدَمَ ، خَدْلاً ، كَثِيرَ اللَّحْمِ ، فَقَالَ النَّبِىُّ صلى الله عليه وسلم « اللَّهُمَّ بَيِّنْ » . فَوَضَعَتْ شَبِيهًا بِالرَّجُلِ الَّذِى ذَكَرَ زَوْجُهَا أَنَّهُ وَجَدَهُ عِنْدَهَا فَلاَعَنَ النَّبِىُّ صلى الله عليه وسلم بَيْنَهُمَا فَقَالَ رَجُلٌ لاِبْنِ عَبَّاسٍ فِى الْمَجْلِسِ هِىَ الَّتِى قَالَ النَّبِىُّ صلى الله عليه وسلم « لَوْ رَجَمْتُ أَحَدًا بِغَيْرِ بَيِّنَةٍ رَجَمْتُ هَذِهِ » . فَقَالَ لاَ ، تِلْكَ امْرَأَةٌ كَانَتْ تُظْهِرُ فِى الإِسْلاَمِ السُّوءَ .
Tercemesi:
Bize Abdullah b. Yusuf (el-Kilâ'î), ona Leys (b. Sa'd el-Fehmî), ona Yahyâ b. Saîd (el-Ensârî), ona Abdurrahman b. Kasım (et-Teymî), ona Kasım b. Muhammed (et-Teymî), ona da (Abdullah) b. Abbas (r. anhümâ) rivayet etmiştir:
"Hz. Peygamber'in (sav) huzurunda mülâane kapsamında olacak olan bir olay zikredildi. Asım b. Adiy bu konuda bir şeyler söyledi. Sonra oradan ayrıldı. Asım b. Adiy'in yanına kendi kavminden bir adam [Uveymir b. Aşkar el-Aclânî] geldi. Ailesini biriyle yakalamış olmaktan yakınıyordu. Asım; 'Bu belaya ancak kendi sözlerimden dolayı uğramışımdır.' dedi ve onu alıp Hz. Peygamber'e (sav) getirdi. Adam, Hz. Peygamber'e (sav) karısını yakaladığı durumu anlattı. Olayı aktaran bu adam sarı benizli, sıska ve düz saçlı biriydi. Ailesiyle birlikte yakaladığını iddia ettiği adam ise esmer, iri kalçalı, yapılı biriydi. Adam olayı bu şekilde aktardıktan sonra Hz. Peygamber (sav); 'Allah'ım! [Kadının doğru mu yoksa yalan mı söylediğini bize] ortaya çıkar!' diye dua etti. Bilahare kadın, kocasının karısıyla yakaladığını iddia ettiği şahsa benzer özelliklerde bir bebek doğurdu. Bu olayda Hz. Peygamber (sav) mülâane uygulamasına gitti ve karı kocayı ayırdı."
Orada bulunanlardan biri (Abdullah) b. Abbas'a (r. anhümâ); 'Hz. Peygamber'in (sav); 'Şahit olmadan birini recm edecek olsaydım, bu kadını recm ederdim.' dediği kadın o muydu?' diye sordu. (Abdullah) b. Abbas'a (r. anhümâ); 'Hayır. O, İslam'da kötülüğü açıktan yapan bir kadındı.' diye cevap verdi.
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Buhârî, Sahîh-i Buhârî, Hudûd 43, 2/640
Senetler:
1. İbn Abbas Abdullah b. Abbas el-Kuraşî (Abdullah b. Abbas b. Abdülmuttalib b. Haşim b. Abdümenaf)
2. Ebu Muhammed Kasım b. Muhammed et-Teymî (Kasım b. Muhammed b. Ebu Bekir es-Sıddîk)
3. Ebu Muhammed Abdurrahman b. Kasım et-Teymî (Abdurrahman b. Kasım b. Muhammed b. Ebu Bekir Sıddîk)
4. Ebu Said Yahyâ b. Saîd el-Ensârî (Yahyâ b. Saîd b. Kays b. Amr)
5. Ebu Haris Leys b. Sa'd el-Fehmî (Leys b. Sa'd b. Abdurrahman)
6. Ebu Muhammed Abdullah b. Yusuf el-Kila'î (Abdullah b. Yusuf)
Konular:
Boşanma, Liân-mülâane
Hz. Peygamber, hadleri tatbiki
Zina, cezası
Zina, zina isnadı / kazf
Öneri Formu
Hadis Id, No:
19124, T001429
Hadis:
حَدَّثَنَا بِذَلِكَ الْحَسَنُ بْنُ عَلِىٍّ حَدَّثَنَا عَبْدُ الرَّزَّاقِ أَنْبَأَنَا مَعْمَرٌ عَنِ الزُّهْرِىِّ عَنْ أَبِى سَلَمَةَ بْنِ عَبْدِ الرَّحْمَنِ عَنْ جَابِرِ بْنِ عَبْدِ اللَّهِ أَنَّ رَجُلاً مِنْ أَسْلَمَ جَاءَ إِلَى النَّبِىِّ صلى الله عليه وسلم فَاعْتَرَفَ بِالزِّنَا فَأَعْرَضَ عَنْهُ ثُمَّ اعْتَرَفَ فَأَعْرَضَ عَنْهُ حَتَّى شَهِدَ عَلَى نَفْسِهِ أَرْبَعَ شَهَادَاتٍ فَقَالَ النَّبِىُّ صلى الله عليه وسلم « أَبِكَ جُنُونٌ » . قَالَ لاَ . قَالَ « أَحْصَنْتَ » . قَالَ نَعَمْ . قَالَ فَأَمَرَ بِهِ فَرُجِمَ بِالْمُصَلَّى فَلَمَّا أَذْلَقَتْهُ الْحِجَارَةُ فَرَّ فَأُدْرِكَ فَرُجِمَ حَتَّى مَاتَ فَقَالَ لَهُ رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم خَيْرًا وَلَمْ يُصَلِّ عَلَيْهِ . قَالَ أَبُو عِيسَى هَذَا حَدِيثٌ حَسَنٌ صَحِيحٌ . وَالْعَمَلُ عَلَى هَذَا الْحَدِيثِ عِنْدَ بَعْضِ أَهْلِ الْعِلْمِ أَنَّ الْمُعْتَرِفَ بِالزِّنَا إِذَا أَقَرَّ عَلَى نَفْسِهِ أَرْبَعَ مَرَّاتٍ أُقِيمَ عَلَيْهِ الْحَدُّ وَهُوَ قَوْلُ أَحْمَدَ وَإِسْحَاقَ . وَقَالَ بَعْضُ أَهْلِ الْعِلْمِ إِذَا أَقَرَّ عَلَى نَفْسِهِ مَرَّةً أُقِيمَ عَلَيْهِ الْحَدُّ وَهُوَ قَوْلُ مَالِكِ بْنِ أَنَسٍ وَالشَّافِعِىِّ . وَحُجَّةُ مَنْ قَالَ هَذَا الْقَوْلَ حَدِيثُ أَبِى هُرَيْرَةَ وَزَيْدِ بْنِ خَالِدٍ أَنَّ رَجُلَيْنِ اخْتَصَمَا إِلَى رَسُولِ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم فَقَالَ أَحَدُهُمَا يَا رَسُولَ اللَّهِ إِنَّ ابْنِى زَنَى بِامْرَأَةِ هَذَا الْحَدِيثَ بِطُولِهِ وَقَالَ النَّبِىُّ صلى الله عليه وسلم « اغْدُ يَا أُنَيْسُ عَلَى امْرَأَةِ هَذَا فَإِنِ اعْتَرَفَتْ فَارْجُمْهَا » . وَلَمْ يَقُلْ فَإِنِ اعْتَرَفَتْ أَرْبَعَ مَرَّاتٍ .
Tercemesi:
Bize bu hadisi Hasan b. Ali, ona Abdürrezzak, ona Ma'mer, ona ez-Zührî, ona Ebu Seleme b. Abdurrahman, ona da Cabir b. Abdullah'ın rivayet ettiğine göre Eslem kabilesinden bir adam Rasulullah'a (sav) geldi ve zina yaptığını itiraf etti. Rasulullah (sav) adama sırt çevirdi. ِِAdam tekrar itiraf etti. Rasulullah da (sav) tekrar sırt çevirdi. Bu şekilde adam zina yaptığına dair kendi aleyhine dört kere şahitlik etti. Rasulullah (sav) adama "Sende delilik varmı? diye sordu. Adam "Hayır" deyince Rasulullah (sav) bu sefer "Peki evli misin?" diye sordu. Adam "Evet" şeklinde cevap verdi. Bunun üzerine Rasulullah (sav) adamın recmedilmesini emretti ve adam namaz kılınan açık alanda recmedilmeye başlandı. Taşlar adamı yaralayınca adam kaçtı. Fakat yakalandı ve ölünceye kadar recmedildi. Rasulullah (sav) adamı hayırla andı. Ancak cenaze namazını kılmadı. Ebu İsa (et-Tirmizî) şöyle demiştir: Bu, hasen sahih bir hadistir. Bazı alimlere göre, zina suçunun cezası bu hadis doğrultusunda şöyle uygulanır: Zina yaptığını itiraf eden kimse suçunu dört kere ikrar ederse ona had cezası uygulanır. Bu aynı zamanda Ahmed ve İshak'ın görüşüdür. Bazı alimler göre ise zina ettiğini bir kere ikrar etmesi durumunda had cezası uygulanır. Bu da Malik b. Enes ve Şafii'nin görüşüdür. Bu görüşü benimseyenlerin delili Ebu Hureyre ve Zeyd b. Halid'in rivayet ettiği hadistir. Bu hadis "İki kişi aralarındaki bir problemi Rasulullah'a (sav) arz ettiler. Onlardan birisi 'Ey Allah'ın Rasulü! Benim oğlum bu adamın karısıyla zina etmiş'..." diye başlayan uzunca bir hadistir. Hadisin devamında Rasulullah (sav) "Ey Üneys bu adamın karısına git. Eğer zina ettiğini itiraf ederse ona recm cezası uygula." buyurdu. Ancak Rasulullah (sav) bu sözlerinde "Kadın dört kere suçunu itiraf ederse" diye bir ifade kullanmadı.
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Tirmizî, Sünen-i Tirmizî, Hudûd 5, 4/36
Senetler:
1. Cabir b. Abdullah el-Ensârî (Cabir b. Abdullah b. Amr b. Haram b. Salebe)
2. Ebu Seleme b. Abdurrahman ez-Zuhrî (Abdullah b. Abdurrahman b. Avf b. Abduavf)
3. Ebu Bekir Muhammed b. Şihab ez-Zührî (Muhammed b. Müslim b. Ubeydullah b. Abdullah b. Şihab)
4. Ebu Urve Mamer b. Raşid el-Ezdî (Mamer b. Râşid)
5. ُEbu Bekir Abdürrezzak b. Hemmam (Abdürrezzak b. Hemmam b. Nafi)
6. Hasan b. Ali el-Hüzeli (Hasan b. Ali b. Muhammed)
Konular:
Cenaze namazı, kime kılınmayacağı
Hz. Peygamber, örnekliği
KTB, NAMAZ,
Recm, cezası
Yargı, Hakimlik
Zina, cezası
Zina, zinanın sübutu
Öneri Formu
Hadis Id, No:
19086, T003177
Hadis:
حَدَّثَنَا عَبْدُ بْنُ حُمَيْدٍ حَدَّثَنَا رَوْحُ بْنُ عُبَادَةَ عَنْ عُبَيْدِ اللَّهِ بْنِ الأَخْنَسِ أَخْبَرَنِى عَمْرُو بْنُ شُعَيْبٍ عَنْ أَبِيهِ عَنْ جَدِّهِ قَالَ : كَانَ رَجُلٌ يُقَالُ لَهُ مَرْثَدُ بْنُ أَبِى مَرْثَدٍ وَكَانَ رَجُلاً يَحْمِلُ الأَسْرَى مِنْ مَكَّةَ حَتَّى يَأْتِىَ بِهِمُ الْمَدِينَةَ قَالَ وَكَانَتِ امْرَأَةٌ بَغِىٌّ بِمَكَّةَ يُقَالُ لَهَا عَنَاقُ وَكَانَتْ صَدِيقَةً لَهُ وَإِنَّهُ كَانَ وَعَدَ رَجُلاً مِنْ أُسَارَى مَكَّةَ يَحْمِلُهُ قَالَ فَجِئْتُ حَتَّى انْتَهَيْتُ إِلَى ظِلِّ حَائِطٍ مِنْ حَوَائِطِ مَكَّةَ فِى لَيْلَةٍ مُقْمِرَةٍ . قَالَ فَجَاءَتْ عَنَاقُ فَأَبْصَرَتْ سَوَادَ ظِلِّى بِجَنْبِ الْحَائِطِ فَلَمَّا انْتَهَتْ إِلَىَّ عَرَفَتْهُ فَقَالَتْ مَرْثَدُ؟ فَقُلْتُ مَرْثَدُ . فَقَالَتْ مَرْحَبًا وَأَهْلاً هَلُمَّ فَبِتْ عِنْدَنَا اللَّيْلَةَ . قَالَ قُلْتُ يَا عَنَاقُ حَرَّمَ اللَّهُ الزِّنَا . قَالَتْ يَا أَهْلَ الْخِيَامِ هَذَا الرَّجُلُ يَحْمِلُ أَسْرَاكُمْ . قَالَ فَتَبِعَنِى ثَمَانِيَةٌ وَسَلَكْتُ الْخَنْدَمَةَ فَانْتَهَيْتُ إِلَى كَهْفٍ أَوْ غَارٍ فَدَخَلْتُ فَجَاءُوا حَتَّى قَامُوا عَلَى رَأْسِى فَبَالُوا فَطَلَّ بَوْلُهُمْ عَلَى رَأْسِى وَأَعْمَاهُمُ اللَّهُ عَنِّى . قَالَ ثُمَّ رَجَعُوا وَرَجَعْتُ إِلَى صَاحِبِى فَحَمَلْتُهُ وَكَانَ رَجُلاً ثَقِيلاً حَتَّى انْتَهَيْتُ إِلَى الإِذْخِرِ فَفَكَكْتُ عَنْهُ كَبْلَهُ فَجَعَلْتُ أَحْمِلُهُ وَيُعِينُنِى حَتَّى قَدِمْتُ الْمَدِينَةَ فَأَتَيْتُ رَسُولَ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم فَقُلْتُ يَا رَسُولَ اللَّهِ أَنْكِحُ عَنَاقًا فَأَمْسَكَ رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم وَلَمْ يَرُدَّ عَلَىَّ شَيْئًا حَتَّى نَزَلَتِ ( الزَّانِى لاَ يَنْكِحُ إِلاَّ زَانِيَةً أَوْ مُشْرِكَةً وَالزَّانِيَةُ لاَ يَنْكِحُهَا إِلاَّ زَانٍ أَوْ مُشْرِكٌ وَحُرِّمَ ذَلِكَ عَلَى الْمُؤْمِنِينَ ) فَقَالَ رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم « يَا مَرْثَدُ الزَّانِى لاَ يَنْكِحُ إِلاَّ زَانِيَةً أَوْ مُشْرِكَةً وَالزَّانِيَةُ لاَ يَنْكِحُهَا إِلاَّ زَانٍ أَوْ مُشْرِكٌ فَلاَ تَنْكِحْهَا » . قَالَ أَبُو عِيسَى: هَذَا حَدِيثٌ حَسَنٌ غَرِيبٌ لاَ نَعْرِفُهُ إِلاَّ مِنْ هَذَا الْوَجْهِ .
Tercemesi:
Bize Abd b. Humeyd, ona Ravh b. Ubade, ona Ubeydullah b. Ahnes, ona Amr b. Şuayb, ona da babası (Şuayb b. Muhammed), dedesinin (Abdullah b. Amr) (ra)şöyle dediğini rivayet etti:
Kendisine Mersed b. Ebu Mersed denilen bir adam vardı bu adam Mekke’den esirleri taşıyarak Medine’ye götürürdü. Mekke’de “Anâk” denilen fahişe bir kadın daha vardı ki bu kadın Mersed’in dostu idi. Mersed, Mekke esirlerinden bir kimseye kendisini taşıyacağını va’d etmişti. Mersed şöyle anlattı. Bir mehtaplı gecede geldim Mekke duvarlarından birinin gölgesinde durdum. Anak’ta geldi duvarın kenarında benim gölgemin karaltısını gördü, yanıma yaklaşınca beni tanıdı ve 'Mersed misin?' diye sordu. Ben de: 'Mersed’im' cevabını verdim. 'Merhaba hoş geldin, bu geceyi bizim yanımızda geçir' dedi. Ben de: 'Ey Anâk! Allah zinayı haram kıldı' dedim. Bunun üzerine Anâk: 'Ey oba halkı bu adam esirlerinizi kaçırıyor' diye bağırdı. Bunun üzerine sekiz kişi peşime düştü. Handeme yolunu tuttum sonunda bir kaya yarığına veya mağaraya girdim onlarda gelerek benim başımın ucunda dikildiler. Hatta orada idrarlarını yaptılar idrarları başımın üstüne aktı. Fakat Allah onların gözlerini göremeyecekleri bir hale koymuştu. Onlar dönüp gittiler. Ben de adamıma döndüm onu yüklendim kendisi biraz ağırdı. Izhır denilen yere kadar onu götürdüm ve orada zincirlerini çözdüm onu taşıyordum beni çok yormuştu. Sonunda Medine’ye vardım. Rasulullah'a (sav) gelerek Ey Allah’ın Rasulü (sav)! Anâk ile evlenebilir miyim? Rasulullah (sav), sustu bana hiç cevap vermedi, sonra (Nur sûresi 3.) ayeti nazil oldu: "Zina yapan erkek, ancak zina yapan kadınlara veya müşrik olanlara arzu duyup onlarla evlenir. Zina eden kadın da, ancak zina yapan erkeklere veya müşrik olanlara arzu duyup onlarla evlenir. Bu şekilde zina edenlerle evlenme mü’minlere haram kılınmıştır." Bunun üzerine Rasulullah (sav), Ey Mersed! Zina eden erkek ancak zina eden kadınla ve müşrikle evlenir zina eden kadın ise ancak zina eden erkekle ve müşrikle evlenir; 'Sen, O kadınla evlenme' Ebu İsa (Tirmizî): Bu hadis hasen garib olup sadece isnadla bilmekteyiz.
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Tirmizî, Sünen-i Tirmizî, Tefsîru'l-Kur'an 24, 5/328
Senetler:
1. Ebu Muhammed Abdullah b. Amr es-Sehmî (Abdullah b. Amr b. Âs b. Vail b. Haşim)
2. Şuayb b. Muhammed es-Sehmi (Şuayb b. Muhammed b. Abdullah b. Amr b. As)
3. Ebu İbrahim Amr b. Şuayb el-Kuraşi (Amr b. Şuayb b. Muhammed b. Abdullah b. Amr b. As)
4. Ubeydullah b. Ahnes en-Nehai (Ubeydullah b. Ahnes)
5. Ebu Muhammed Ravh b. Ubade el-Kaysî (Ravh b. Ubade b. Alâ b. Hasan b. Amr b. Mersed)
6. Abd b. Humeyd el-Keşşi (Abdulhumeyd b. Humeyd b. Nasr)
Konular:
Evlilik, evlilik talebi yapılabilecek yapılamayacak kimseler
Evlilik, Nikah, zina edenle
İftira, iffetli kimseye
Zina, cezası
Öneri Formu
Hadis Id, No:
27432, İM002606
Hadis:
حَدَّثَنَا عَلِىُّ بْنُ مُحَمَّدٍ حَدَّثَنَا وَكِيعٌ عَنِ الْفَضْلِ بْنِ دَلْهَمٍ عَنِ الْحَسَنِ عَنْ قَبِيصَةَ بْنِ حُرَيْثٍ عَنْ سَلَمَةَ بْنِ الْمُحَبِّقِ قَالَ قِيلَ لأَبِى ثَابِتٍ سَعْدِ بْنِ عُبَادَةَ حِينَ نَزَلَتْ آيَةُ الْحُدُودِ وَكَانَ رَجُلاً غَيُورًا أَرَأَيْتَ لَوْ أَنَّكَ وَجَدْتَ مَعَ امْرَأَتِكِ رَجُلاً أَىَّ شَىْءٍ كُنْتَ تَصْنَعُ قَالَ كُنْتُ ضَارِبَهُمَا بِالسَّيْفِ أَنْتَظِرُ حَتَّى أَجِىءَ بِأَرْبَعَةٍ إِلَى مَا ذَاكَ قَدْ قَضَى حَاجَتَهُ وَذَهَبَ . أَوْ أَقُولُ رَأَيْتُ كَذَا وَكَذَا فَتَضْرِبُونِى الْحَدَّ وَلاَ تَقْبَلُوا لِى شَهَادَةً أَبَدًا . قَالَ فَذُكِرَ ذَلِكَ لِلنَّبِىِّ صلى الله عليه وسلم فَقَالَ « كَفَى بِالسَّيْفِ شَاهِدًا » . ثُمَّ قَالَ « لاَ إِنِّى أَخَافُ أَنْ يَتَتَابَعَ فِى ذَلِكَ السَّكْرَانُ وَالْغَيْرَانُ » . قَالَ أَبُو عَبْدِ اللَّهِ يَعْنِى ابْنَ مَاجَهْ سَمِعْتُ أَبَا زُرْعَةَ يَقُولُ هَذَا حَدِيثُ عَلِىِّ بْنِ مُحَمَّدٍ الطَّنَافِسِىِّ وَفَاتَنِى مِنْهُ .
Tercemesi:
Bize Ali b. Muhammed, ona Veki' (b. Cerrah) ve Fadl b. Delhem, ona Hasan (el-Basrî), ona da Kabisa b. Hureys, Seleme b. Muhabbik’in şöyle dediğini rivayet etti:
Had cezaları hakkında ayet indiğinde kıskanç bir kimse olan Ebu Sabit Sa'd bin Ubâde'ye: 'Hanımınla beraber (yabancı) bir erkeği (uygunsuz bir durumda) bulsan (bu konu hakkında) düşüncen ne ve ne yaparsın?' diye soruldu.
Sa'd: 'İkisini de (o anda) kılıçtan geçiririm (öldürürüm), böyle yapmayıp gidip dört erkek şahidi getirinceye kadar beklesem adam işini bitirip gidecek veya ben (karım ile falan erkeği şöyle böyle gördüm (zina ederken), diyeceğim; siz de kazf cezası olarak bana (seksen değnek) vuracaksınız ve bir daha asla hiç bir şahitliğimi de kabul etmeyeceksiniz.' diye cevap verdi.
Ravi dedi ki: Bu konuşma, Peygamber'e (sav) aktarılınca O (sav) da: 'Şahit olarak kılıç yeterlidir,' buyurdu. Daha sonra: 'Hayır! Sarhoşun ve kıskancın bu işte biribirini takip etmelerinden (su-i istimallerinden) korkarım. buyurdu.
Ebu Abdullah -İbn Mâce- dedi ki: Ebu Zur’a’nin şöyle dediğini işittim:'Ali b. Muhammed et-Tanâfisî’nin bu hadisinin bir kısmını ondan alamadım.'
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
İbn Mâce, Sünen-i İbn Mâce, Hudûd 34, /420
Senetler:
1. Seleme b. Muhabbik el-Hüzeli (Seleme b. Muhabbik b. Rabî'a b. Sahr)
2. Kabisa b. Hureys el-Ensari (Kabisa b. Hureys)
3. Ebu Said Hasan el-Basrî (Hasan b. Yesâr)
4. Fadl b. Delhem el-Vâsıtî (Fadl b. Delhem)
5. Ebu Süfyan Veki' b. Cerrah er-Ruâsî (Veki' b. Cerrah b. Melih b. Adî)
6. Ali b. Muhammed el-Kûfî (Ali b. Muhammed b. İshak)
Konular:
Aile, eşler, arasında kıskançlık
Yargı, Hadler-Cezalar
Zina, cezası
Zina, zinanın sübutu
حَدَّثَنِى مَالِكٌ عَنْ يَعْقُوبَ بْنِ زَيْدِ بْنِ طَلْحَةَ عَنْ أَبِيهِ زَيْدِ بْنِ طَلْحَةَ عَنْ عَبْدِ اللَّهِ بْنِ أَبِى مُلَيْكَةَ أَنَّهُ أَخْبَرَهُ أَنَّ امْرَأَةً جَاءَتْ إِلَى رَسُولِ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم فَأَخْبَرَتْهُ أَنَّهَا زَنَتْ وَهِىَ حَامِلٌ فَقَالَ لَهَا رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم اذْهَبِى حَتَّى تَضَعِى. فَلَمَّا وَضَعَتْ جَاءَتْهُ فَقَالَ لَهَا رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم اذْهَبِى حَتَّى تُرْضِعِيهِ . فَلَمَّا أَرْضَعَتْهُ جَاءَتْهُ فَقَالَ اذْهَبِى فَاسْتَوْدِعِيهِ . قَالَ فَاسْتَوْدَعَتْهُ ثُمَّ جَاءَتْ فَأَمَرَ بِهَا فَرُجِمَتْ .
Öneri Formu
Hadis Id, No:
37823, MU001507
Hadis:
حَدَّثَنِى مَالِكٌ عَنْ يَعْقُوبَ بْنِ زَيْدِ بْنِ طَلْحَةَ عَنْ أَبِيهِ زَيْدِ بْنِ طَلْحَةَ عَنْ عَبْدِ اللَّهِ بْنِ أَبِى مُلَيْكَةَ أَنَّهُ أَخْبَرَهُ أَنَّ امْرَأَةً جَاءَتْ إِلَى رَسُولِ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم فَأَخْبَرَتْهُ أَنَّهَا زَنَتْ وَهِىَ حَامِلٌ فَقَالَ لَهَا رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم اذْهَبِى حَتَّى تَضَعِى. فَلَمَّا وَضَعَتْ جَاءَتْهُ فَقَالَ لَهَا رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم اذْهَبِى حَتَّى تُرْضِعِيهِ . فَلَمَّا أَرْضَعَتْهُ جَاءَتْهُ فَقَالَ اذْهَبِى فَاسْتَوْدِعِيهِ . قَالَ فَاسْتَوْدَعَتْهُ ثُمَّ جَاءَتْ فَأَمَرَ بِهَا فَرُجِمَتْ .
Tercemesi:
Abdullah b. Ebî Müleyke'den: Hamile bir kadın Resûlullah (s.a.v.)'e gelerek zina yaptığını itiraf etti. Resûlullah (s.a.v.):
"Doğum yapıncaya kadar git" buyurdu. Kadın doğum yapıp Resûlullah (s.a.v.)'a gelince: "Git (sütten kesinceye kadar) çocuğu emzir" buyurdu. Kadın da çocuğu sütten kesip yine Resûlullah (s.a.v.)'a gelince: "Git çocuğu bakıp gözetecek birinin yanına bırak"
dedi. Kadın çocuğu birinin yanma bırakıp gelince, Resûlullah recmedilmcsine hüküm verdi, kadın da taşlanarak öldürüldü.
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
İmam Mâlik, Muvatta', Hudûd 1507, 1/322
Senetler:
()
Konular:
Recm, hamile kadının recmedilmesi
Zina, cezası
Öneri Formu
Hadis Id, No:
38325, MU001511
Hadis:
حَدَّثَنِى مَالِكٌ عَنْ يَحْيَى بْنِ سَعِيدٍ عَنْ سُلَيْمَانَ بْنِ يَسَارٍ عَنْ أَبِى وَاقِدٍ اللَّيْثِىِّ أَنَّ عُمَرَ بْنَ الْخَطَّابِ أَتَاهُ رَجُلٌ وَهُوَ بِالشَّامِ فَذَكَرَ لَهُ أَنَّهُ وَجَدَ مَعَ امْرَأَتِهِ رَجُلاً فَبَعَثَ عُمَرُ بْنُ الْخَطَّابِ أَبَا وَاقِدٍ اللَّيْثِىَّ إِلَى امْرَأَتِهِ يَسْأَلُهَا عَنْ ذَلِكَ فَأَتَاهَا وَعِنْدَهَا نِسْوَةٌ حَوْلَهَا فَذَكَرَ لَهَا الَّذِى قَالَ زَوْجُهَا لِعُمَرَ بْنِ الْخَطَّابِ وَأَخْبَرَهَا أَنَّهَا لاَ تُؤْخَذُ بِقَوْلِهِ وَجَعَلَ يُلَقِّنُهَا أَشْبَاهَ ذَلِكَ لِتَنْزِعَ فَأَبَتْ أَنْ تَنْزِعَ وَتَمَّتْ عَلَى الاِعْتِرَافِ فَأَمَرَ بِهَا عُمَرُ فَرُجِمَتْ .
Tercemesi:
Ebû Vâkıd el-Leysî'den: Ömer b. Hattab (r.a.) Şam'da iken yanına bir adam gelip karısının yanında yabancı bir erkek gördüğünü söyledi. Bunun üzerine Ömer (r.a.), beni bu meseleyi sormak üzere adamın karısına gönderdi. Kadının yanına geldim. Yanında bir takım kadınlar vardı. Ona, kocasının Ömer b. Hattab'a anlattığı şeyi ve kocasının bu sözüyle kendisinin cezalandırılamayacağını haber verdim ve suçu üzerine almaması için bir takım telkinde bulundum. Fakat kadın suçundan dönmeyi kabul etmeyip itiraf etmede direndi. Bunun üzerine Hz. Ömer, emir verdi ve kadın recmedildi.
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
İmam Mâlik, Muvatta', Hudûd 1511, 1/323
Senetler:
()
Konular:
Recm, cezası
Recm, Hz. Ömer'in uygulaması
Yargı, delil, cezaları uygulamak için
Yargı, suçun itirafı
Zina, cezası
حَدَّثَنِى مَالِكٌ عَنْ زَيْدِ بْنِ أَسْلَمَ أَنَّ رَجُلاً اعْتَرَفَ عَلَى نَفْسِهِ بِالزِّنَا عَلَى عَهْدِ رَسُولِ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم فَدَعَا لَهُ رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم بِسَوْطٍ فَأُتِىَ بِسَوْطٍ مَكْسُورٍ فَقَالَ فَوْقَ هَذَا . فَأُتِىَ بِسَوْطٍ جَدِيدٍ لَمْ تُقْطَعْ ثَمَرَتُهُ فَقَالَ دُونَ هَذَا. فَأُتِىَ بِسَوْطٍ قَدْ رُكِبَ بِهِ وَلاَنَ فَأَمَرَ بِهِ رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم فَجُلِدَ ثُمَّ قَالَ أَيُّهَا النَّاسُ قَدْ آنَ لَكُمْ أَنْ تَنْتَهُوا عَنْ حُدُودِ اللَّهِ مَنْ أَصَابَ مِنْ هَذِهِ الْقَاذُورَاتِ شَيْئًا فَلْيَسْتَتِرْ بِسِتْرِ اللَّهِ فَإِنَّهُ مَنْ يُبْدِى لَنَا صَفْحَتَهُ نُقِمْ عَلَيْهِ كِتَابَ اللَّهِ
Öneri Formu
Hadis Id, No:
38348, MU001514
Hadis:
حَدَّثَنِى مَالِكٌ عَنْ زَيْدِ بْنِ أَسْلَمَ أَنَّ رَجُلاً اعْتَرَفَ عَلَى نَفْسِهِ بِالزِّنَا عَلَى عَهْدِ رَسُولِ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم فَدَعَا لَهُ رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم بِسَوْطٍ فَأُتِىَ بِسَوْطٍ مَكْسُورٍ فَقَالَ فَوْقَ هَذَا . فَأُتِىَ بِسَوْطٍ جَدِيدٍ لَمْ تُقْطَعْ ثَمَرَتُهُ فَقَالَ دُونَ هَذَا. فَأُتِىَ بِسَوْطٍ قَدْ رُكِبَ بِهِ وَلاَنَ فَأَمَرَ بِهِ رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم فَجُلِدَ ثُمَّ قَالَ أَيُّهَا النَّاسُ قَدْ آنَ لَكُمْ أَنْ تَنْتَهُوا عَنْ حُدُودِ اللَّهِ مَنْ أَصَابَ مِنْ هَذِهِ الْقَاذُورَاتِ شَيْئًا فَلْيَسْتَتِرْ بِسِتْرِ اللَّهِ فَإِنَّهُ مَنْ يُبْدِى لَنَا صَفْحَتَهُ نُقِمْ عَلَيْهِ كِتَابَ اللَّهِ
Tercemesi:
Zeyd b. Eslem'den: "Resûlullah (s.a.v.) zamanında bir adam zina yaptığını itiraf edince, Resûlullah bir kırbaç istedi. Hemen kendisine kırık bir kırbaç getirilince:
"Daha sağlamını" buyurdu. Bu defa budaklan kesilmemiş yeni bir sopa getirilince:
"Biraz küçüğünü" buyurdu. Bu defa da budakları kesilmiş düzgün ve eğilebilen bir kırbaç getirilince Resûlullah (s.a.v.) emretti, adam kırbaçlandı. Sonra Resûlullah (s.av.) şöyle buyurdu: "Ey insanlar! Allah'ın takdir ettiği cezalardan uzaklaşma zamanı geldi. Şu çirkin şeylerden birini kim işlerse açığa vurmasın, tevbe ve Allah'ın affıyla gizli kalsın. Zira kim gizlenmesi gereken şeyi açığa çıkarırsa, biz de Allah'ın kitabını (hükmünü) kendisine tatbik ederiz"
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
İmam Mâlik, Muvatta', Hudûd 1514, 1/324
Senetler:
()
Konular:
Yargı, Ceza Hukuku
Yargı, Hadler-Cezalar
Yargı, Hakimlik
Zina, cezası
حَدَّثَنِى مَالِكٌ عَنْ يَحْيَى بْنِ سَعِيدٍ أَنَّ سُلَيْمَانَ بْنَ يَسَارٍ أَخْبَرَهُ أَنَّ عَبْدَ اللَّهِ بْنَ عَيَّاشِ بْنِ أَبِى رَبِيعَةَ الْمَخْزُومِىَّ قَالَ أَمَرَنِى عُمَرُ بْنُ الْخَطَّابِ فِى فِتْيَةٍ مِنْ قُرَيْشٍ فَجَلَدْنَا وَلاَئِدَ مِنْ وَلاَئِدِ الإِمَارَةِ خَمْسِينَ خَمْسِينَ فِى الزِّنَا .
باب ما جاء في المُغْتَصَبَة قال مالك الأمر عندنا في المرأة توجد حاملا و لا زوج لها فتقول قد اسْتُكْرِهْتُ أو تقول تزوّجتُ إن ذلك لا يُقبل منها و إنها يُقام عليها الحد إلا أن يكون لها على ما ادّعتْ من النكاح بينة أو على أنها استُكْرهَتْ أو جاءت تَدمى إن كانت بِكرا أو استغاثت حتى أُتيت و هى على ذلك الحال أو ما أشبه هذا من الأمر الذي تبلغ فيه فضيحة نفسها قال فإن لم تأت بشئ من هذا أُقيمَ عليها الحد و لم يُقبَل منها ما ادعت من ذلك قال مالك و المُغتَصبة لا تَنكح حتى تستبرِئ نفسها بثلاث حِيَضٍ قال فإن ارتابت من حيضتها فلا تَنكح حتى تَستبرئ نفسها من تلك الرِيبَة.
Öneri Formu
Hadis Id, No:
38354, MU001518
Hadis:
حَدَّثَنِى مَالِكٌ عَنْ يَحْيَى بْنِ سَعِيدٍ أَنَّ سُلَيْمَانَ بْنَ يَسَارٍ أَخْبَرَهُ أَنَّ عَبْدَ اللَّهِ بْنَ عَيَّاشِ بْنِ أَبِى رَبِيعَةَ الْمَخْزُومِىَّ قَالَ أَمَرَنِى عُمَرُ بْنُ الْخَطَّابِ فِى فِتْيَةٍ مِنْ قُرَيْشٍ فَجَلَدْنَا وَلاَئِدَ مِنْ وَلاَئِدِ الإِمَارَةِ خَمْسِينَ خَمْسِينَ فِى الزِّنَا .
باب ما جاء في المُغْتَصَبَة قال مالك الأمر عندنا في المرأة توجد حاملا و لا زوج لها فتقول قد اسْتُكْرِهْتُ أو تقول تزوّجتُ إن ذلك لا يُقبل منها و إنها يُقام عليها الحد إلا أن يكون لها على ما ادّعتْ من النكاح بينة أو على أنها استُكْرهَتْ أو جاءت تَدمى إن كانت بِكرا أو استغاثت حتى أُتيت و هى على ذلك الحال أو ما أشبه هذا من الأمر الذي تبلغ فيه فضيحة نفسها قال فإن لم تأت بشئ من هذا أُقيمَ عليها الحد و لم يُقبَل منها ما ادعت من ذلك قال مالك و المُغتَصبة لا تَنكح حتى تستبرِئ نفسها بثلاث حِيَضٍ قال فإن ارتابت من حيضتها فلا تَنكح حتى تَستبرئ نفسها من تلك الرِيبَة.
Tercemesi:
Mahzum kabilesine mensup Ebû Rabia oğlu Ayyaş oğlu Abdullah'dan: Ömer b. Hattab, Kureyş gençleriyle bana da emretti. Devletin esir aldığı cariyelerden zina edenlere ellişer kırbaç vurduk.
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
İmam Mâlik, Muvatta', Hudûd 1518, 1/324
Senetler:
()
Konular:
Zina, cariyelerin zinası,
Zina, cezası