641 Kayıt Bulundu.
Bize Mahled b. Halid ile el-Hasan b. Ali ve Muhammed b. Ebu's-Serî -mana ile), onlara Abdürrezzak, ona İbn Cüreyc, ona Safvan b. Süleym, ona Said b. el-Müseyyeb, ona da Ensardan Basra adında bir adam rivayet etmiştir. -İbn Ebu's-Serî, Hz. Peygamber'in ashabından dedi, Ensardan biri demedi-. O şöyle dedi: Kendi evinde yaşayan ve bâkire olduğunu (zannettiğim) bir kadınla evlenmiştim. Ama gerdeğe girince, hâmile olduğunu anladım. (Meseleyi Hz. Peygamber'e söyleyince) Rasulullah (sav) bana; "ondan faydalanıp ilişkide bulunduğun için mehrini ver! Doğuracağı çocuk ise senin kölendir" dedi ve aramızı ayırdı. (Hadisin ravilerinden Hasan b. Ali) dedi ki: (Hz. Peygamber); "Kadın doğurunca kendisine celde vurun –veya had vurun-!" dedi. el-Hasan dedi ki: Hz. Peygamber (Basra'ya hitaben), "kadına celde vur" dedi. Diğer râvi İbn Ebu's-Serî de şöyle dedi: Hz. Peygamber (çoğul sigasıyla), "ona celde vurunuz -veya had uygulayın-" buyurdu. [Ebû Davud dedi ki: Bu hadisi Katade, Said b. Yezid vasıtasıyla İbnu'l-Müseyyeb'den rivayet etmiştir. Yahya b. Ebu Kesir'de Yezid b. Nuaym vasıtasıyla Saîd b. el-Müseyyeb'den rivayet etmiştir. Ata el-Horasânî ise doğrudan Saîd b. el-Müseyyeb'den rivayet etmiştir. Bunların hepsi de hadisi mürsel olarak rivayet etmişlerdir. Yahya b. Ebu Kesir'in rivayetinde, Basra b. Eksem, bir kadınla evlendi denir. Hepsinin rivayetinde de çocuğu kendisine köle yaptı cümlesi bulunmaktadır.]
Açıklama: Ebû Davud’da muhtelif yollarla rivayet edilen bu hadisin bütün senedleri mürseldir. Bunu Ebû Davud da belirtmektedir. Hattâbî şöyle der: "Fukahadan hiç kimsenin bu hadîsle hükmettiğini bilmiyorum. Bu, mürsel bir rivayettir. Ulemadan hiç kimsenin, zina mahsûlü bir çocuğun –eğer hür bir kadından doğmuş ise- hür olacağı konusunda ihtilaf ettiğini de bilmiyorum. Hür bir kadından doğan bu çocuk nasıl köle yapılabilir?” Sonra da şöyle devam eder: “Eğer bu rivayet sahihse, manası şöyle olmalıdır: Hz. Peygamber adama, çocuk buluğa erince kendisinden hizmet görebilmesi için çocuğa iyi davranmasını, onu koruyup gözetmesini, iyi yetiştirmesini ve iyi terbiye etmesini tavsiye etmiştir. Böylece çocuğun da, kendisine yapılan iyiliğe karşılık olarak, itâat konusunda bir köle gibi saygılı davranacağını söylemiştir. Eğer hadîs sahîh ise, mensûh olması da muhtemeldir.”
Bize Kuteybe b. Saîd, ona Leys; (T) Bize Muhammed b. Rumh, ona Leys, ona İbn Şihâb, ona Übeydullah b. Abdullah b. Utbe b. Mesud, ona da Ebu Hureyre ve Zeyd b. Halid el-Cühenî şöyle rivayet etmişlerdir: Bedevî Araplardan bir adam Rasulullah'a (sav) geldi ve “ey Allah'ın Rasulü, Allah hakkı için senden dileğim benim için yalnız Allah'ın Kitabı ile hükmetmendir” dedi. Diğer davalı ise daha anlayışlı ve edepli bir şekilde “evet, aramızda Allah'ın Kitabı ile hükmet ve konuşmak için bana izin ver” dedi. Allah Rasulü (sav) "konuş" buyurdu. Adam “benim oğlum bu bedevinin yanında ücretli bir işçi idi. Bu adamın karısıyla zina etmiş. Bana, oğlum üzerine taşlama cezası lâzım geldiği haber verildi. Ben de bu adama yüz koyun ve bir de cariye fidye verip, oğlumu bu cezadan kurtardım. Sonra ben bunu ilim sahibi olanlara sordum. Onlar da bana, oğluma ancak yüz değnek vurma ve bir sene gurbete gönderme, bunun karısına da taşlama cezası lâzım geldiğini haber verdiler?” dedi. Bunun üzerine Rasulullah (sav) "Nefsim elinde olan Allah'a yemin ederim ki, aranızda elbette Allah'ın Kitabı ile hükmedeceğim. Cariye ile koyunlar sana geri verilir, oğluna da yüz değnek vurulup bir sene sürgün edilir" buyurdu. Sonra Üneys'e "Ey Üneys, kuşluk vaktinde bu adamın karısının yanına git. Eğer suçunu itiraf ederse, ona taşlama cezası uygula" buyurdu. Râvî der ki: Uneys, kadının yanına gitti. Kadın da suçunu itiraf etti. Bunun üzerine Rasulullah (sav) kadının taşlanmasını emretti ve kadın taşlandı.
Bize Muhammed b. Yahya b. Fâris, ona Abdürrezzak, ona Mamer, ona Zührî, Zührî ve beraberindekiler Said b. Müseyyeb'in huzurunda bulunuyorken ona Müzeyne'den bir adam, ona da Ebu Hureyre şöyle rivayet etti: Hz. Peygamber (sav) ashabıyla mescitte oturuyorken Yahudiler, onun huzuruna geldiler ve ey Ebü'l-Kasım diyerek onlardan birbirleriyle zina eden kadın ve erkek hakkında soru sordular.
Bize Kuteybe b. Saîd, ona ona Leys, ona İbn Şihâb, ona Übeydullah b. Abdullah b. Utbe b. Mesud, ona da Ebu Hureyre ve Zeyd b. Halid el-Cühenî (r.anhum) şöyle rivayet etmişlerdir: Bedevî Araplardan bir adam Rasulullah'a (sav) geldi ve “ey Allah'ın Rasulü, Allah hakkı için senden dileğim benim için yalnız Allah'ın Kitabı ile hükmetmendir” dedi. Diğer davalı ise daha anlayışlı ve edepli bir şekilde “evet, aramızda Allah'ın Kitabı ile hükmet ve konuşmak için bana izin ver” dedi. Allah Rasulü (sav) "konuş" buyurdu. Adam “benim oğlum bu bedevinin yanında ücretli bir işçi idi. Bu adamın karısıyla zina etmiş. Bana, oğlum üzerine taşlama cezası lâzım geldiği haber verildi. Ben de bu adama yüz koyun ve bir de cariye fidye verip, oğlumu bu cezadan kurtardım. Sonra ben bunu ilim sahibi olanlara sordum. Onlar da bana, oğluma ancak yüz değnek vurma ve bir sene gurbete gönderme, bunun karısına da taşlama cezası lâzım geldiğini haber verdiler?” dedi. Bunun üzerine Rasulullah (sav) "Nefsim elinde olan Allah'a yemin ederim ki, aranızda elbette Allah'ın Kitabı ile hükmedeceğim. Cariye ile koyunlar sana geri verilir, oğluna da yüz değnek vurulup bir sene sürgün edilir" buyurdu. Sonra Üneys'e "Ey Üneys, kuşluk vaktinde bu adamın karısının yanına git. Eğer suçunu itiraf ederse, ona taşlama cezası uygula" buyurdu. Râvî der ki: Uneys, kadının yanına gitti. Kadın da suçunu itiraf etti. Bunun üzerine Rasulullah (sav) kadının taşlanmasını emretti ve kadın taşlandı.