456 Kayıt Bulundu.
Bize Ebu Bekir b. Ebu Şeybe ve Ebu Küreyb, ona Zeyd b. Hubab, ona Ömer b. Abdullah b. Ebu Has'am es-Sümalî, ona Yahya b. Ebu Kesir, ona Ebu Seleme (b. Abdurrahman), ona da Ebu Hureyre şöyle rivayet etmiştir: "(Sahâbîler Rasulullah'a (sav)), 'Ey Allah'ın Elçisi, mestler üzerine meshin geçerlilik süresi ne kadardır?' diye sordu. Allah Elçisi de (sav): 'Yolcu için üç gün üç gece, yolcu olmayan (yaşadığı yerde bulunan) için ise bir gün bir gecedir.' cevabını verdi."
Bize Ahmed b. Abde ed-Dabî, ona Hammad b. Zeyd, ona Asım, ona da Zir b. Hubeyş şöyle dedi: "Safvan b. Assal el-Murâdî'nin yanına geldim, bana 'Buraya ne için geldin' dedi. Ben de 'Bilgi edinmek için' dedim. Bunun üzerine Safvan 'Bana ulaşan habere göre; Melekler ilim elde etmek için gayret gösterene, yaptığından memnunluk duyarak (onu korumak için) kanatlarını gererler' dedi. Ben 'Mest üzerine mesh konusunda zihnimi kurcalayan şeyler var. Sen bu konuda Rasulullah'dan (sav) bir şeyler öğrendin mi?' dedim. Safvan 'Evet, seferde ve bir yolculukta iken, cünüplük hariç küçük abdest, büyük abdest bozmak ve uykudan dolayı (abdest almamız gerektiğinde), üç gün üç gece mestlerimizi çıkarmadan (mest üzerine mesh etmeyi) bize emretmişti' dedi. Ben 'Rasulullah'dan (sav) sevgi hakkında bir şey duydun mu?' dedim. Safvan 'Evet, yolculuklarından birinde Hz. Peygamber (sav) ile birlikteydik. Kaba ve görgüsüz bir bedevi yüksek sesle 'Ey Muhammed, Ey Muhammed!' diye seslendi. Ashab ona 'Sus, sesini alçalt. Böyle yapmak yasaktır' dedi. Rasulullah'da (sav) onun sesine yakın bir sesle 'Haydi gel' diye cevap verdi. Sonra o bedevi 'Bir kişi bir topluluğu seviyor ama henüz onlara katılmamış. (bu konuda ne dersiniz?)' dedi. Bunun üzerine Rasulullah (sav) 'Kişi sevdiğiyle beraberdir' buyurdu. Ravi Zir (b. Hubeyş) der ki: Safvan konuşmaya devam etti, sonunda Allah’ın tevbe için batıda genişliği yetmiş yıllık mesafe olan bir kapı yarattığını, güneş batıdan doğuncaya kadar bu kapının kapatılmayacağını ve 'Rabbinin bazı alâmetleri geldiği gün, önceden inanmamış ya da imanında bir hayır kazanmamış olan kimseye artık imanı bir fayda sağlamaz.' [En'am, 6/158] ayetinin bu tevbe konusunda olduğunu söyledi." [Ebu İsa (Tirmizî) der ki: Bu hadis hasen sahihtir.]
Bize İbn Ebu Ömer, ona Süfyan, ona Asım b. Ebu Necûd, ona da Zir b. Hubeyş şöyle demiştir: "Safvan b. Assal el-Murâdî'ye mestler üzerine mesh yapmanın hükmünü sormaya gelmiştim bana 'Ey Zir! Seni buraya getiren şey nedir?' dedi. Ben de 'Bilgi edinmek için' dedim. Bunun üzerine Safvan 'Melekler, elde etmek istediği şeyden hoşnut oldukları için ilim talibinin (ayakları) altına kanatlarını sererler' dedi. Ben de 'Soracağım ve kalbimi tırmalayan şey şudur: Büyük ve küçük abdest bozduktan sonra mestler üzerine mesh yapmak nasıl olur? Sen Peygamberin ashabındansın. Sana bu konuyu sormaya geldim sen, Rasulullah'dan (sav) bu konuda bir şey işittin mi?' dedim Safvan 'Evet, Rasulullah (sav) ile yolculukta olduğumuz zaman veya bir yerde olduğumuzda cünüplük hariç küçük abdest, büyük abdest ve uykudan dolayı üç gün üç gece mestlerimi çıkarmamıza gerek olmadığını söylerdi' dedi. Ben 'Peki, Rasulullah'dan (sav) arzu ve duygu (sevgi) hakkında bir şeyler işittin mi?' diye sordum. Safvan 'Evet, bir yolculukta Peygamber (sav) ile birlikteydik. Bir bedevi yüksek sesle 'ey Muhammed' diye bağırdı. Rasulullah (sav) da aynı tonda yüksek sesle 'buyur' dedi. Biz o bedeviye 'yazıklar olsun sana sesini alçalt, çünkü sen Hz. Peygamber'in (sav) huzurundasın yüksek sesle konuşmak yasaktır' dememize rağmen 'vallahi sesimi alçaltmam' dedi. Sonra o bedevi 'Bir topluluğu seven ama henüz daha onlara katılmamış kişi (hakkında ne dersin?)' dedi. Bunun üzerine Rasulullah (sav) 'Kıyamet gününde kişi sevdiğiyle beraberdir' buyurdu ve bize bir şeyler anlatmaya devam etti. Sonunda da bize batı tarafında, [Süfyan, Şam tarafında dedi], bir süvarinin kırk ya da yetmiş yılda yürüyeceği genişlikte bir kapıdan bahsetti. Allah bu kapıyı, gökleri ve yeri yarattığı gün tevbe için açmıştır. Güneş batıdan doğuncaya kadar yani kıyamete kadar da kapatmayacaktır." [Ebu İsa (Tirmizî) der ki: Bu hadis hasen sahihtir.]
Bize Malik, ona da Nâfi ve Abdullah b. Dinar şöyle demiştir: Abdullah b. Ömer, Kûfe'ye Sa'd b. Ebu Vakkas'ın yanına gelmişti. Abdullah, Sa'd'ın mestleri üzerine mesh ettiğini görünce bundan hoşlanmadı, Sa'd da ona “Baban Ömer'in yanına gidince bu durumu ona sor” dedi. Abdullah, babasının yanına geldi fakat bunu sormayı unuttu. Daha sonra Sa'd (Medine'ye) geldiğinde Abdullah'a “Babana sordun mu?” dedi. Abdullah “hayır” diye cevap verdi. Bunun üzerine Abdullah babasına sorunca, Ömer “Abdestli iken mestlerini giydikten sonra onların üzerine mesh et” dedi. Abdullah “Abdest bozduktan sonra da mı?” deyince, Ömer “evet, abdest bozduktan sonra da” dedi.
Bize Malik, ona da Nâfi ve Abdullah b. Dinar şöyle demiştir: Abdullah b. Ömer, Kûfe'ye Sa'd b. Ebu Vakkas'ın yanına gelmişti. Abdullah, Sa'd'ın mestleri üzerine mesh ettiğini görünce bundan hoşlanmadı, Sa'd da ona “Baban Ömer'in yanına gidince bu durumu ona sor” dedi. Abdullah, babasının yanına geldi fakat bunu sormayı unuttu. Daha sonra Sa'd (Medine'ye) geldiğinde Abdullah'a “Babana sordun mu?” dedi. Abdullah “hayır” diye cevap verdi. Bunun üzerine Abdullah babasına sorunca, Ömer “Abdestli iken mestlerini giydikten sonra onların üzerine mesh et” dedi. Abdullah “Abdest bozduktan sonra da mı?” deyince, Ömer “evet, abdest bozduktan sonra da” dedi.