عبد الرزاق عن معمر عن الزهري قال : العمد ، وشبه العمد ، والاعتراف ، والصلح ، لاتحمله عنه العاقلة ، هو عليه في ماله ، إلا أن تعينه العاقلة ، وعليهم أن يعينوه كما بلغنا أن رسول الله صلى الله عليه وسلم قال في كتابه الذي كتبه بين قريش والانصار : لا يتركون مفرحا أن يعينوه في فكاك أو عقل .
Öneri Formu
Hadis Id, No:
90569, MA017812
Hadis:
عبد الرزاق عن معمر عن الزهري قال : العمد ، وشبه العمد ، والاعتراف ، والصلح ، لاتحمله عنه العاقلة ، هو عليه في ماله ، إلا أن تعينه العاقلة ، وعليهم أن يعينوه كما بلغنا أن رسول الله صلى الله عليه وسلم قال في كتابه الذي كتبه بين قريش والانصار : لا يتركون مفرحا أن يعينوه في فكاك أو عقل .
Tercemesi:
(Bize) Abdurrezzak, ona Ma'mer ona da ez-Zührî şöyle demiştir: Kasten, kısmi kasıt, itiraf ve anlaşma durumunda (maktulün) diyetini ödemekle yükümlü olanlar sorumlu tutulmazlar. Mal konusunda sorumluluk katilin kendisine aittir, fakat ona akile [diyeti ödeyecek kimseler] tayin edilebilir ve onlar katile yardımcı olurlar. Nitekim Rasulullah'ın (sav) Kureyş ve Ensar arasındaki vesikası hakkındaki sözü bize ulaşmıştır: "(Müslümanlar) Fidye veya diyet ödeme hususunda kendisine yardımcı olacak kimsesi bulunmayan kişiler olarak yalnız bırakılmazlar."
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Abdürrezzak b. Hemmam, Musannef, Ukûl 17812, 9/409
Senetler:
()
Konular:
Antlaşma, anlaşmalara dayalı ilişkiler
Siyer, Hudeybiye Anlaşması
Yargı, diyeti, suçlunun yakınlarının ödemesi
Öneri Formu
Hadis Id, No:
281622, B004157-2
Hadis:
حَدَّثَنَا عَلِىُّ بْنُ عَبْدِ اللَّهِ حَدَّثَنَا سُفْيَانُ عَنِ الزُّهْرِىِّ عَنْ عُرْوَةَ عَنْ مَرْوَانَ وَالْمِسْوَرِ بْنِ مَخْرَمَةَ قَالاَ خَرَجَ النَّبِىُّ صلى الله عليه وسلم عَامَ الْحُدَيْبِيَةِ فِى بِضْعَ عَشْرَةَ مِائَةً مِنْ أَصْحَابِهِ ، فَلَمَّا كَانَ بِذِى الْحُلَيْفَةِ قَلَّدَ الْهَدْىَ وَأَشْعَرَ وَأَحْرَمَ مِنْهَا . لاَ أُحْصِى كَمْ سَمِعْتُهُ مِنْ سُفْيَانَ حَتَّى سَمِعْتُهُ يَقُولُ لاَ أَحْفَظُ مِنَ الزُّهْرِىِّ الإِشْعَارَ وَالتَّقْلِيدَ ، فَلاَ أَدْرِى - يَعْنِى - مَوْضِعَ الإِشْعَارِ وَالتَّقْلِيدِ ، أَوِ الْحَدِيثَ كُلَّهُ .
Tercemesi:
Bize Ali b. Abdullah (el-Medînî), ona Süfyan (b. Uyeyne el-Hilâlî), ona (Ebu Bekir Muhammed b. Şihab) ez-Zührî, ona Urve (b. Zübeyr el-Esedî) ona da Mervan (b. Haken) ve Misver b. Mahrama şöyle rivayet etmişlerdir:
"Hudeybiye yılında Hz. Peygamber (sav) bin küsür ashabıyla birlikte (Medine'den) çıktı. Zü'l-Hüleyfe'ye varınca kurbanlıklara gerdanlıkları astı, (kurbanlıkları) işaretledi ve oradan ihrama girdi."
(Ali b. Abdullah el-Medînî şöyle dedi): "Ben bu hadisi Süfyan'dan (b. Uyeyne el-Hilâlî) kaç kere dinlediğimi unuttum. En sonunda o şöyle demişti: 'Ben (Muhammed b. Şihab) ez-Zührî'den kurbanlıkları işaretleme ve gerdanlık takma kısmını ezberlemedim.'. Ancak burada kastettiği işaretleme ve gerdanlıkların takıldığı bölüm mü, yoksa hadisin tamamı mı, onu bilmiyorum."
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Buhârî, Sahîh-i Buhârî, Meğâzî 35, 2/85
Senetler:
1. Misver b. Mahreme el-Kuraşi (Misver b. Mahreme b. Nevfel b. Üheyb b. Abdümenaf)
2. Urve b. Zübeyr el-Esedî (Urve b. Zübeyr b. Avvam b. Huveylid b. Esed)
3. Ebu Bekir Muhammed b. Şihab ez-Zührî (Muhammed b. Müslim b. Ubeydullah b. Abdullah b. Şihab)
4. Ebu Muhammed Süfyan b. Uyeyne el-Hilâlî (Süfyân b. Uyeyne b. Meymûn)
5. Ebu Hasan Ali b. el-Medînî (Ali b. Abdullah b. Cafer b. Necîh)
Konular:
Hac, İhram
Kurban, Hedy kurbanını işaretlemek
Siyer, Hudeybiye Anlaşması
Siyer, Hudeybiye Günü
Umre, Hz. Peygamber'in
Öneri Formu
Hadis Id, No:
25435, B002699
Hadis:
حَدَّثَنَا عُبَيْدُ اللَّهِ بْنُ مُوسَى عَنْ إِسْرَائِيلَ عَنْ أَبِى إِسْحَاقَ عَنِ الْبَرَاءِ - رضى الله عنه - قَالَ اعْتَمَرَ النَّبِىُّ صلى الله عليه وسلم فِى ذِى الْقَعْدَةِ ، فَأَبَى أَهْلُ مَكَّةَ أَنْ يَدَعُوهُ يَدْخُلُ مَكَّةَ ، حَتَّى قَاضَاهُمْ عَلَى أَنْ يُقِيمَ بِهَا ثَلاَثَةَ أَيَّامٍ ، فَلَمَّا كَتَبُوا الْكِتَابَ كَتَبُوا هَذَا مَا قَاضَى عَلَيْهِ مُحَمَّدٌ رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم . فَقَالُوا لاَ نُقِرُّ بِهَا ، فَلَوْ نَعْلَمُ أَنَّكَ رَسُولُ اللَّهِ مَا مَنَعْنَاكَ ، لَكِنْ أَنْتَ مُحَمَّدُ بْنُ عَبْدِ اللَّهِ . قَالَ « أَنَا رَسُولُ اللَّهِ وَأَنَا مُحَمَّدُ بْنُ عَبْدِ اللَّهِ » . ثُمَّ قَالَ لِعَلِىٍّ « امْحُ رَسُولُ اللَّهِ » . قَالَ لاَ ، وَاللَّهِ لاَ أَمْحُوكَ أَبَدًا ، فَأَخَذَ رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم الْكِتَابَ ، فَكَتَبَ هَذَا مَا قَاضَى عَلَيْهِ مُحَمَّدُ بْنُ عَبْدِ اللَّهِ ، لاَ يَدْخُلُ مَكَّةَ سِلاَحٌ إِلاَّ فِى الْقِرَابِ ، وَأَنْ لاَ يَخْرُجَ مِنْ أَهْلِهَا بِأَحَدٍ ، إِنْ أَرَادَ أَنْ يَتَّبِعَهُ ، وَأَنْ لاَ يَمْنَعَ أَحَدًا مِنْ أَصْحَابِهِ أَرَادَ أَنْ يُقِيمَ بِهَا . فَلَمَّا دَخَلَهَا ، وَمَضَى الأَجَلُ أَتَوْا عَلِيًّا ، فَقَالُوا قُلْ لِصَاحِبِكَ اخْرُجْ عَنَّا فَقَدْ مَضَى الأَجَلُ . فَخَرَجَ النَّبِىُّ صلى الله عليه وسلم فَتَبِعَتْهُمُ ابْنَةُ حَمْزَةَ يَا عَمِّ يَا عَمِّ . فَتَنَاوَلَهَا عَلِىٌّ فَأَخَذَ بِيَدِهَا ، وَقَالَ لِفَاطِمَةَ عَلَيْهَا السَّلاَمُ دُونَكِ ابْنَةَ عَمِّكِ ، احْمِلِيهَا . فَاخْتَصَمَ فِيهَا عَلِىٌّ وَزَيْدٌ وَجَعْفَرٌ ، فَقَالَ عَلِىٌّ أَنَا أَحَقُّ بِهَا وَهْىَ ابْنَةُ عَمِّى . وَقَالَ جَعْفَرٌ ابْنَةُ عَمِّى وَخَالَتُهَا تَحْتِى . وَقَالَ زَيْدٌ ابْنَةُ أَخِى . فَقَضَى بِهَا النَّبِىُّ صلى الله عليه وسلم لِخَالَتِهَا . وَقَالَ « الْخَالَةُ بِمَنْزِلَةِ الأُمِّ » . وَقَالَ لِعَلِىٍّ « أَنْتَ مِنِّى وَأَنَا مِنْكَ » . وَقَالَ لِجَعْفَرٍ « أَشْبَهْتَ خَلْقِى وَخُلُقِى » . وَقَالَ لِزَيْدٍ « أَنْتَ أَخُونَا وَمَوْلاَنَا » .
Tercemesi:
-.......el-Berâ (R) şöyle demiştir: Peygamber (S) (altıncı hicret yılının) Zu'1-Ka'de ayında umre yapmak istedi (yola çıktı). Mekke ahâlîsi bunu kabul etmeyip, Peygamber'i, Mekke'ye girmesine bırakmadılar. Nihayet Peygamber Mekkeliler'le, (gelecek yıl) Mekke'de üç gün ikaamet etmek üzere, bir barış anlaşması yaptı. Barış yazısını yazdıkları zaman: "Bu Allah Elçisi Muhammed'in üzerinde sulh anlaşması yaptığı yazıdır" başlığını yazmışlardı. Mekkeliler'in müşrik elçileri:
— Bizler bu "Allah elçiliğini" ikrar etmiyoruz. Eğer biz senin Allah Elçisi olduğunu biliyor olsaydık, seni (Mekke'ye girmekten) men' etmezdik. Lâkin sen, Abdullah oğlu Muhammed'sin, dediler.
Rasûlullah:
— "Ben Allah'ın Elçisiyim ve ben Abdullah oğlu Muhammed'im" dedi.
Bundan sonra Alî'ye:
— "Rasûlullah lâfzını sil!" buyurdu. Alî:
— Hayır, vallahi ben Sen'in (Rasûlullah) unvanını ebeden silmem! dedi.
Bunun üzerine Rasûlullah yazıyı aldı ve:
— "Bu, Muhammed ibn Abdillah'ın üzerinde sulh anlaşması yaptığı maddelerdir" diye yazdı.
(Maddeler şunlardır):
1. Mekke'ye silâh girmeyecek; silâh ancak kılıfında girecek;
2. Mekkeliler'den bir er kişi Muhammed'e tâbi' olmak isterse, Mekke'den çıkamayacak;
3. Muhammed'in sahâbîlerinden birisi Mekke'de kalmak isterse, bunun da Mekke'de ikaameti men' edilmeyecektir.
(Ertesi yıl) Rasûlullah Mekke'ye girdi ve ta'yîn edilen üç günlük müddet sona ermeye yaklaşınca, Mekke müşrikleri Alî'ye geldiler de:
— Anlaşmanın müddeti geçti. Artık sahibine (Peygamber'ine) söyle de Mekke'den çıksın! dediler.
Peygamber de (sahâbîleriyle birlikte) Mekke'den çıktı. Bu sırada Hamza'nın kızı Peygamber'e:
— Yâ ammî, yâ ammî! diye feryâd ederek arkalarına takılmıştı. Alî ona uzandı ve eliyle tuttu da (mahfede bulunan) Fâtıma'ya
hitaben:
— Amcanın kızını al! deyip, onu mahfeye yükledi.
Medine'ye geldikten sonra Hamza'nın kızının misafirliği hakkında Alî, Zeyd ibn Harise, Ca'fer çekiştiler. Alî:
— O, benim amcamın kızıdır. Onun terbiyesine ben herkesten fazla hakk sahibiyim, dedi.
Ca'fer de:
— O, benim amcamın kızıdır. Teyzesi de benim nikâhım altındadır. (Terbiyesi bana düşer), demişti.
Zeyd ibn Harise de:
— O, benim (ahdî) kardeşimin kızıdır, diyordu.
(Bu da'vâ kendisine arzedilince) Peygamber (S), Hamza'nın ki-un teyzesine âid olduğuna hükmetti ve:
— "Teyze, terbiye hususunda ana menzjlesindedir" buyurdu. Sonra Alî'ye hitaben:
— "Sen bendensin, ben de sendenim (yânî sen bana neseble, /gi ile bağlısın, ben de sana bağlıyım)" diye naziklik gösterdi.
Ca'fer'e de:
— "Sen de yaratılışım bakımından ve ahlâkım bakımından ba-benzedin" dedi.
Zeyd ibn Hârise'ye de:
— "Sen bizim kardeşimiz ve dostumuzsun" dedi
Açıklama:
Kültürümüzde Hadisler projesini ilgilendiren kısım:
أَنْتَ مِنِّي وَأَنَا مِنْكَ
Yazar, Kitap, Bölüm:
Buhârî, Sahîh-i Buhârî, Sulh 6, 1/729
Senetler:
1. Ebu Umare Bera b. Azib el-Ensarî (Bera b. Azib b. Haris b.Adî b. Cüşem)
2. Ebu İshak es-Sebiî (Amr b. Abdullah b. Ubeyd)
3. Ebu Yusuf İsrail b. Yunus es-Sebîî (İsrail b. Yunus b. Ebu İshak)
4. Ubeydullah b. Musa el-Absi (Ubeydullah b. Musa b. Bazam)
Konular:
Siyer, Hudeybiye Anlaşması
Öneri Formu
Hadis Id, No:
2665, M004633
Hadis:
حَدَّثَنَا أَبُو بَكْرِ بْنُ أَبِى شَيْبَةَ حَدَّثَنَا عَبْدُ اللَّهِ بْنُ نُمَيْرٍ ح وَحَدَّثَنَا ابْنُ نُمَيْرٍ - وَتَقَارَبَا فِى اللَّفْظِ - حَدَّثَنَا أَبِى حَدَّثَنَا عَبْدُ الْعَزِيزِ بْنُ سِيَاهٍ حَدَّثَنَا حَبِيبُ بْنُ أَبِى ثَابِتٍ عَنْ أَبِى وَائِلٍ قَالَ قَامَ سَهْلُ بْنُ حُنَيْفٍ يَوْمَ صِفِّينَ فَقَالَ أَيُّهَا النَّاسُ اتَّهِمُوا أَنْفُسَكُمْ لَقَدْ كُنَّا مَعَ رَسُولِ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم يَوْمَ الْحُدَيْبِيَةِ وَلَوْ نَرَى قِتَالاً لَقَاتَلْنَا وَذَلِكَ فِى الصُّلْحِ الَّذِى كَانَ بَيْنَ رَسُولِ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم وَبَيْنَ الْمُشْرِكِينَ فَجَاءَ عُمَرُ بْنُ الْخَطَّابِ فَأَتَى رَسُولَ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم فَقَالَ يَا رَسُولَ اللَّهِ أَلَسْنَا عَلَى حَقٍّ وَهُمْ عَلَى بَاطِلٍ قَالَ « بَلَى » . قَالَ أَلَيْسَ قَتْلاَنَا فِى الْجَنَّةِ وَقَتْلاَهُمْ فِى النَّارِ قَالَ « بَلَى » . قَالَ فَفِيمَ نُعْطِى الدَّنِيَّةَ فِى دِينِنَا وَنَرْجِعُ وَلَمَّا يَحْكُمِ اللَّهُ بَيْنَنَا وَبَيْنَهُمْ فَقَالَ « يَا ابْنَ الْخَطَّابِ إِنِّى رَسُولُ اللَّهِ وَلَنْ يُضَيِّعَنِى اللَّهُ أَبَدًا » . قَالَ فَانْطَلَقَ عُمَرُ فَلَمْ يَصْبِرْ مُتَغَيِّظًا فَأَتَى أَبَا بَكْرٍ فَقَالَ يَا أَبَا بَكْرٍ أَلَسْنَا عَلَى حَقٍّ وَهُمْ عَلَى بَاطِلٍ قَالَ بَلَى . قَالَ أَلَيْسَ قَتْلاَنَا فِى الْجَنَّةِ وَقَتْلاَهُمْ فِى النَّارِ قَالَ بَلَى . قَالَ فَعَلاَمَ نُعْطِى الدَّنِيَّةَ فِى دِينِنَا وَنَرْجِعُ وَلَمَّا يَحْكُمِ اللَّهُ بَيْنَنَا وَبَيْنَهُمْ فَقَالَ يَا ابْنَ الْخَطَّابِ إِنَّهُ رَسُولُ اللَّهِ وَلَنْ يُضَيِّعَهُ اللَّهُ أَبَدًا . قَالَ فَنَزَلَ الْقُرْآنُ عَلَى رَسُولِ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم بِالْفَتْحِ فَأَرْسَلَ إِلَى عُمَرَ فَأَقْرَأَهُ إِيَّاهُ فَقَالَ يَا رَسُولَ اللَّهِ أَوَفَتْحٌ هُوَ قَالَ « نَعَمْ » . فَطَابَتْ نَفْسُهُ وَرَجَعَ .
Tercemesi:
Bize Ebu Bekir b. Ebu Şeybe, ona Abdullah b. Nümeyr; (T) Bize İbn Nümeyr, -lafızları aynı saylır- ona babası (Abdullah b. Nümeyr), ona Abdülaziz b. Siyâh, ona Habîb b. Ebu Sâbit, ona da Ebu Vâil şöyle rivayet etmiştir:
Sehl b. Huneyf Hudeybiye günü kalkıp "Ey insanlar! (Şu tahkîm meselesinde) kendinize gelin! Bizler Rasulullah (sav) ile beraber Hudeybiye'de idik de eğer savaşı uygun görseydik savaşırdık. (Üstelik) bu, Rasulullah ile müşrikler arasındaki bir sulhta söz konusu idi! Ömer b. Hattâb gelip Hz. Peygamber'in (sav) huzuruna girmiş ve "Yâ Rasulullah! Onlar batıl üzere iken bizler hak üzere değil miyiz?" demiş, Nebî (sav) de "Elbette!" buyurmuştu. (Ömer), "Onların ölüleri cehennemde iken bizim ölülerimiz cennette değil mi?" demiş, Hz. Peygamber (sav), "Elbette!" buyurmuştu. (Ömer), "(O zaman), Allah aramızda henüz hüküm vermemişken niçin dinimizden taviz verip dönüyoruz?" demiş, Hz. Peygamber de (sav), "Ey Hattâb'ın oğlu! Ben, Allah'ın rasulüyüm! Allah beni asla zayi etmez" buyurmuştu. Ömer, dayanamayıp gitti ve Ebu Bekir'e geldi. (Ona), "Onlar batıl üzere iken bizler hak üzere değil miyiz?" dedi. O, "Elbette" dedi. (Ömer), "Onların ölüleri cehenneme iken bizim ölülerimiz cennette değil mi?" dedi. O, "Elbette" dedi. (Ömer), "(O zaman), Allah aramızda henüz hüküm vermemişken ne diye dinimizden taviz verip dönüyoruz?" dedi. (Ebu Bekir), "Ey Hattâb'ın oğlu! O, Allah'ın rasulüdür! Allah onu asla zayi etmez!" dedi. (Derken) Rasulullah'a (sav) fetih suresi indi. Ömer'e (haber) yollayıp ona ayeti okudu. (Ömer), "Yâ Rasulullah! O, fetih midir?" dedi. Hz. Peygamber, "Evet!" buyurdu. (Böylece Ömer'in) gönlü hoş oldu ve dönüp (gitti).
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Müslim, Sahîh-i Müslim, Cihâd ve's-Siyer 4633, /762
Senetler:
()
Konular:
Sahabe, Hz. Peygamber'e itiraz, verdiği bir karara
Siyer, Hudeybiye Anlaşması
Siyer, Hudeybiye Günü
Siyer, Sıffin savaşı
Öneri Formu
Hadis Id, No:
29713, B002960
Hadis:
حَدَّثَنَا الْمَكِّىُّ بْنُ إِبْرَاهِيمَ حَدَّثَنَا يَزِيدُ بْنُ أَبِى عُبَيْدٍ عَنْ سَلَمَةَ - رضى الله عنه - قَالَ بَايَعْتُ النَّبِىَّ صلى الله عليه وسلم ثُمَّ عَدَلْتُ إِلَى ظِلِّ الشَّجَرَةِ ، فَلَمَّا خَفَّ النَّاسُ قَالَ « يَا ابْنَ الأَكْوَعِ ، أَلاَ تُبَايِعُ » . قَالَ قُلْتُ قَدْ بَايَعْتُ يَا رَسُولَ اللَّهِ . قَالَ « وَأَيْضًا » . فَبَايَعْتُهُ الثَّانِيَةَ ، . فَقُلْتُ لَهُ يَا أَبَا مُسْلِمٍ ، عَلَى أَىِّ شَىْءٍ كُنْتُمْ تُبَايِعُونَ يَوْمَئِذٍ قَالَ عَلَى الْمَوْتِ .
Tercemesi:
Bize Mekkî b. İbrahim, ona Yezid b. Ebu Ubeyd, ona da Seleme (ra) şöyle rivayet etmiştir:
Nebî'ye (sav) biat edip ardından ağaç gölgesine çekildim. İnsanların (oluşturduğu izdiham) hafifleyince Hz. Peygamber (sav), "Ey Ekva'nın oğlu! Sen biat etmiyor musun?" buyurdu. Ben, "Yâ Rasulullah! Biat ettim (ya)!" dedim. O, "Yine (et)!" buyurdu. Ben de ikinci defa kendisine biat ettim.
(Râvi Yezid b. Ebu Ubeyd) şöyle demiştir: Ben, "Ey Ebu Müslim (Seleme b. Ekva')! O gün ne üzere biat etmiştiniz?" dedim. O, "Ölüm üzerine!" dedi.
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Buhârî, Sahîh-i Buhârî, Cihâd ve's-Siyer 110, 1/787
Senetler:
1. Ebu İyas Seleme b. Ekva' (Seleme b. Amr b. Sinan b. Abdullah)
2. Ebu Halid Yezid b. Ebu Ubeyd el-Eslemî (Yezid b. Ebu Ubeyd)
3. Ebu Seken Mekkî b. İbrahim el-Hanzalî (Mekkî b. İbrahim b. Beşir b. Ferkad)
Konular:
Siyer, Hudeybiye Anlaşması
Öneri Formu
Hadis Id, No:
31080, B003184
Hadis:
حَدَّثَنَا أَحْمَدُ بْنُ عُثْمَانَ بْنِ حَكِيمٍ حَدَّثَنَا شُرَيْحُ بْنُ مَسْلَمَةَ حَدَّثَنَا إِبْرَاهِيمُ بْنُ يُوسُفَ بْنِ أَبِى إِسْحَاقَ قَالَ حَدَّثَنِى أَبِى عَنْ أَبِى إِسْحَاقَ قَالَ حَدَّثَنِى الْبَرَاءُ - رضى الله عنه أَنَّ النَّبِىَّ صلى الله عليه وسلم لَمَّا أَرَادَ أَنْ يَعْتَمِرَ أَرْسَلَ إِلَى أَهْلِ مَكَّةَ يَسْتَأْذِنُهُمْ لِيَدْخُلَ مَكَّةَ ، فَاشْتَرَطُوا عَلَيْهِ أَنْ لاَ يُقِيمَ بِهَا إِلاَّ ثَلاَثَ لَيَالٍ ، وَلاَ يَدْخُلَهَا إِلاَّ بِجُلُبَّانِ السِّلاَحِ ، وَلاَ يَدْعُوَ مِنْهُمْ أَحَدًا ، قَالَ فَأَخَذَ يَكْتُبُ الشَّرْطَ بَيْنَهُمْ عَلِىُّ بْنُ أَبِى طَالِبٍ ، فَكَتَبَ هَذَا مَا قَاضَى عَلَيْهِ مُحَمَّدٌ رَسُولُ اللَّهِ . فَقَالُوا لَوْ عَلِمْنَا أَنَّكَ رَسُولُ اللَّهِ لَمْ نَمْنَعْكَ وَلَبَايَعْنَاكَ ، وَلَكِنِ اكْتُبْ هَذَا مَا قَاضَى عَلَيْهِ مُحَمَّدُ بْنُ عَبْدِ اللَّهِ . فَقَالَ « أَنَا وَاللَّهِ مُحَمَّدُ بْنُ عَبْدِ اللَّهِ وَأَنَا وَاللَّهِ رَسُولُ اللَّهِ » . قَالَ وَكَانَ لاَ يَكْتُبُ قَالَ فَقَالَ لِعَلِىٍّ « امْحُ رَسُولَ اللَّهِ » . فَقَالَ عَلِىٌّ وَاللَّهِ لاَ أَمْحَاهُ أَبَدًا . قَالَ « فَأَرِنِيهِ » . قَالَ فَأَرَاهُ إِيَّاهُ ، فَمَحَاهُ النَّبِىُّ صلى الله عليه وسلم بِيَدِهِ ، فَلَمَّا دَخَلَ وَمَضَى الأَيَّامُ أَتَوْا عَلِيًّا فَقَالُوا مُرْ صَاحِبَكَ فَلْيَرْتَحِلْ . فَذَكَرَ ذَلِكَ لِرَسُولِ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم فَقَالَ « نَعَمْ » ثُمَّ ارْتَحَلَ .
Tercemesi:
Bize Ahmed b. Osman b. Hakîm, ona Şurayh b. Mesleme, ona İbrahim b. Yusuf b. Ebu İshak, ona babası, ona Ebu İshak ona da el-Berâ (ra) rivayet etti:
Hz. Peygamber (sav) umre yapmak istediğinde Mekke'ye girmek için Mekke ehlinden izin istemek üzere elçi gönderdi. Mekkeliler, Hz. Peygamber'e [gelecek yıl] Mekke'de ancak üç gece ikamet etmesini, Mekke'ye sadece silahları kınları içinde girmesini ve Mekkeliler'den hiçbir kimseyi davet etmemesini şart koştular. Râvî dedi: Bu şartları aralarından Ali b. Ebu Tâlib yazmaya başladı ve 'Bu, Allah'ın Rasulü Muhammed'in üzerinde anlaşmaya vardığı şartlardır' yazdı. Mekkeliler de şöyle cevap verdi: Biz senin Allah'ın Rasulü olduğunu tanımış olsaydık, seni engellemez ve elbette sana biat ederdik. Dolayısıyla 'Bu, Abdullah oğlu Muhammed'in üzerinde anlaşmaya vardığı şartlardır' şeklinde yaz, dediler. Bunun üzerine Hz. Peygamber: "Allah yemin ederim ki! Ben Abdullah'ın oğlu Muhammed'im ve yine Allah'a yemin ederim ki! Ben Allah'ın Resulüyüm" buyurdu. Râvî dedi: Resulullah'ın bizzat kendisi yazmıyordu ve Ali'ye "Rasulullah lafzını sil" buyurdu. Ali: 'Vallahi ben Rasulullah lafzını asla silmem', dedi. Hz. Peygamber (sav) de "Öyleyse o lafzı bana göster" buyurdu. Ali, Hz. Peygamber'e (sav) o lafzı gösterdi ve Hz. Peygamber de kendi eliyle Rasulullah lafzını sildi. [Ertesi yıl] Hz. Peygamber Mekke'ye girip şart kıldıkları üç gün (ikamet süresi) geçince, Mekkeliler Ali'ye gelerek 'Arkadaşına söyle de hemen Mekke'den ayrılsın!', dediler. Ali de bunu Rasulullah'a iletince, Hz. Peygamber, "Tamam, ayrılacağım" buyurdu, sonra da (Mekke'den) ayrıldı.
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Buhârî, Sahîh-i Buhârî, Cizye ve'l-Muvâdea 19, 1/834
Senetler:
1. Ebu Umare Bera b. Azib el-Ensarî (Bera b. Azib b. Haris b.Adî b. Cüşem)
2. Ebu İshak es-Sebiî (Amr b. Abdullah b. Ubeyd)
3. Yusuf b. İshak es-Sebi'i (Yusuf b. İshak b. Ebu İshak)
4. İbn Ebu İshak İbrahim b. Yusuf es-Sebi'î (İbrahim b. Yusuf b. İshak b. Amr b. Abdullah)
5. Şurayh b. Mesleme et-Tenûhî (Şurayh b. Mesleme)
6. Ahmed b. Osman el-Evdi (Ahmed b. Osman b. Hakim b. Zübyan)
Konular:
Siyer, Hudeybiye Anlaşması
Ümmilik, İle İlgili Her Şey
Öneri Formu
Hadis Id, No:
150310, BS13416
Hadis:
أَخْبَرَنَا أَبُو عَبْدِ اللَّهِ الْحَافِظُ أَخْبَرَنِى أَبُو أَحْمَدَ الْحَافِظُ أَخْبَرَنَا أَبُو جَعْفَرٍ : مُحَمَّدُ بْنُ الْحُسَيْنِ الْخَثْعَمِىُّ حَدَّثَنَا أَحْمَدُ بْنُ عُثْمَانَ بْنِ حَكِيمٍ الأَوْدِىُّ حَدَّثَنَا شُرَيْحُ بْنُ مَسْلَمَةَ حَدَّثَنَا إِبْرَاهِيمُ يَعْنِى ابْنَ يُوسُفَ بْنِ أَبِى إِسْحَاقَ حَدَّثَنِى أَبِى عَنْ أَبِى إِسْحَاقَ حَدَّثَنِى الْبَرَاءُ رَضِىَ اللَّهُ عَنْهُ : أَنَّ النَّبِىَّ -صلى الله عليه وسلم- لَمَّا أَرَادَ أَنْ يَعْتَمِرَ أَرْسَلَ إِلَى أَهْلِ مَكَّةَ يَسْتَأْذِنُهُمْ لِيَدْخُلَ مَكَّةَ فَاشْتَرَطُوا عَلَيْهِ أَنْ لاَ يُقِيمَ بِهَا إِلاَّ ثَلاَثَ لَيَالٍ وَلاَ يَدْخُلَهَا إِلاَّ بِجُلُبَّانِ السِّلاَحِ وَلاَ يَدْعُوَ مِنْهُمْ أَحَدًا قَالَ فَأَخَذَ يَكْتُبُ الشَّرْطَ بَيْنَهُمْ عَلِىُّ بْنُ أَبِى طَالِبٍ رَضِىَ اللَّهُ عَنْهُ كَتَبَ : هَذَا مَا قَاضَى عَلَيْهِ مُحَمَّدٌ رَسُولُ اللَّهِ فَقَالُوا لَوْ عَلِمْنَا أَنَّكَ رَسُولُ اللَّهِ لَمْ نَمْنَعْكَ وَلَبَايَعْنَاكَ وَلَكِنِ اكْتُبْ هَذَا مَا قَاضَى عَلَيْهِ مُحَمَّدُ بْنُ عَبْدِ اللَّهِ فَقَالَ : :« أَنَا وَاللَّهِ مُحَمَّدُ بْنُ عَبْدِ اللَّهِ وَأَنَا وَاللَّهِ رَسُولُ اللَّهِ ». قَالَ : وَكَانَ لاَ يَكْتُبُ قَالَ فَقَالَ لِعَلِىٍّ :« امْحُ رَسُولَ اللَّهِ ». قَالَ عَلِىٌّ : وَاللَّهِ لاَ أَمْحَاهُ أَبَدًا. قَالَ :« فَأَرِنِيهِ ». فَأَرَاهُ إِيَّاهُ فَمَحَاهُ النَّبِىُّ -صلى الله عليه وسلم- بِيَدِهِ فَلَمَّا دَخَلَ وَمَضَى الأَجَلُ أَتَوْا عَلِيًّا رَضِىَ اللَّهُ عَنْهُ فَقَالُوا : مُرْ صَاحِبَكَ فَلْيَرْتَحِلْ فَذَكَرَ ذَلِكَ عَلِىٌّ لِرَسُولِ اللَّهِ -صلى الله عليه وسلم- قَالَ :« نَعَمْ أَرْتَحِلُ ». رَوَاهُ الْبُخَارِىُّ فِى الصَّحِيحِ عَنْ أَحْمَدَ بْنِ عُثْمَانَ الأَوْدِىُّ وَأَخْرَجَهُ مُسْلِمٌ مِنْ حَدِيثِ زَكَرِيَّا بْنِ أَبِى زَائِدَةَ عَنْ أَبِى إِسْحَاقَ بِمَعْنَاهُ وَأَخْرَجَهُ الْبُخَارِىُّ عَنْ عُبَيْدِ اللَّهِ بْنِ مُوسَى عَنْ إِسْرَائِيلَ عَنْ أَبِى إِسْحَاقَ وَقَالَ فِى الْحَدِيثِ : فَأَخَذَ رَسُولُ اللَّهِ -صلى الله عليه وسلم- الْكِتَابَ وَلَيْسَ يُحْسِنُ يَكْتُبُ.
Tercemesi:
Bize Ebu Abdullah el-Hâfız, ona Ebu Ahmed el-Hâfız, ona Ebu Cafer Muhammed b. el-Hüseyin el-Has'amî, ona Ahmed b. Osman b. Hakîm el-Evdî, ona Şureyh b. Mesleme, ona İbrahim yani İbn Yusuf b. Ebu İshak, ona babası, ona Ebu İshak ona da el-Berâ (ra) rivayet etti:
Hz. Peygamber (sav) umre yapmak istediğinde Mekke'ye girmek için Mekke ehlinden izin istemek üzere elçi gönderdi. Mekkeliler, Peygamber'e Mekke'de ancak üç gece ikamet etmesini, Mekke'ye sadece silahları kınları içinde girmesini ve Mekkeliler'den hiçbir kimseyi davet etmemesini şart koştu. Râvî, bu şartları aralarından Ali b. Ebu Talib'in (ra) yazmaya başladığını söyledi. Ali b. Ebu Talib, 'Allah'ın elçisi Muhammed bu şartlar üzerine antlaşmıştır." yazdı. Müşrikler cevaben, 'Biz senin Allah'ın Rasulü olduğunu tasdik etmiş olaydık, seni [Ümre yapmaktan] engellemez ve elbette sana biat ederdik. Bu sebeple, 'Abdullah oğlu Muhammed bu şartlar üzerine antlaşmıştır' şeklinde yazmalısın', dediler. Bunun üzerine Hz. Peygamber (sav), "Allah'a yemin ederim ki! Ben Abdullah'ın oğlu Muhammed'im ve yine Allah'a yemin ederim ki Ben Allah'ın Resulüyüm." buyurdu. Râvî'nin dediğine göre Rasulullah bizzat yazmıyordu ve Hz. Peygamber Ali'ye "Rasulullah lafzını sil" buyurdu. Ali de 'Andolsun ki! Rasulullah lafzını asla silmem', dedi. Hz. Peygamber (sav), "Öyleyse onu bana göster!" buyurdu. Ali, o lafzı gösterince Hz. Peygamber (sav) de kendi eliyle Rasulullah lafzını sildi. [Ertesi yıl] Hz. Peygamber (sav) Mekke'ye girip şart kıldıkları üç gün (ikamet süresi) geçince, Mekkeliler Ali'ye (ra) geldiler ve 'Arkadaşına hemen Mekke'den ayrılmasını söyle', dediler. Ali de bunu Rasulullah'a (sav) bildirince, Hz. Peygamber "Evet, ayrılıyorum", buyurdu. Buharî, bu hadisi Sahih adlı eserinde Ahmed b. Osman b. el-Evdî'den naklen rivayet etmiştir. Müslim, bu hadisi Zekeriyya b. Ebu Zâide'nin Ebu İshak'tan yaptığı manen rivayetle tahric etmiştir. Buharî de Abdullah b. Musa'nın İsrâîl'den onun da Ebu İshak'tan yaptığı rivayetle tahric etmiş ve hadis hakkında şöyle demiştir: Yazısı güzel olmadığı halde Rasulullah (sav) yazmaya başladı.
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Beyhakî, Sünen-i Kebir, Nikah 13416, 13/478
Senetler:
()
Konular:
Ahit, Anlaşma, anlaşmalarda şartlara riayet,
Antlaşma, anlaşmalara dayalı ilişkiler
Biat, biat alımı
Ehl-i Beyt, Hz. Ali
Hz. Peygamber, hitap şekilleri
Hz. Peygamber, okuma, yazma bilmesi, ümmiliği
Siyer, Hudeybiye Anlaşması
Öneri Formu
Hadis Id, No:
32008, B004157
Hadis:
حَدَّثَنَا عَلِىُّ بْنُ عَبْدِ اللَّهِ حَدَّثَنَا سُفْيَانُ عَنِ الزُّهْرِىِّ عَنْ عُرْوَةَ عَنْ مَرْوَانَ وَالْمِسْوَرِ بْنِ مَخْرَمَةَ قَالاَ خَرَجَ النَّبِىُّ صلى الله عليه وسلم عَامَ الْحُدَيْبِيَةِ فِى بِضْعَ عَشْرَةَ مِائَةً مِنْ أَصْحَابِهِ ، فَلَمَّا كَانَ بِذِى الْحُلَيْفَةِ قَلَّدَ الْهَدْىَ وَأَشْعَرَ وَأَحْرَمَ مِنْهَا . لاَ أُحْصِى كَمْ سَمِعْتُهُ مِنْ سُفْيَانَ حَتَّى سَمِعْتُهُ يَقُولُ لاَ أَحْفَظُ مِنَ الزُّهْرِىِّ الإِشْعَارَ وَالتَّقْلِيدَ ، فَلاَ أَدْرِى - يَعْنِى - مَوْضِعَ الإِشْعَارِ وَالتَّقْلِيدِ ، أَوِ الْحَدِيثَ كُلَّهُ .
Tercemesi:
Bize Ali b. Abdullah (el-Medînî), ona Süfyan (b. Uyeyne el-Hilâlî), ona (Ebu Bekir Muhammed b. Şihab) ez-Zührî, ona Urve (b. Zübeyr el-Esedî) ona da Mervan (b. Haken) ve Misver b. Mahrama şöyle rivayet etmişlerdir:
"Hudeybiye yılında Hz. Peygamber (sav) bin küsür ashabıyla birlikte (Medine'den) çıktı. Zü'l-Hüleyfe'ye varınca kurbanlıklara gerdanlıkları astı, (kurbanlıkları) işaretledi ve oradan ihrama girdi."
(Ali b. Abdullah el-Medînî şöyle dedi): "Ben bu hadisi Süfyan'dan (b. Uyeyne el-Hilâlî) kaç kere dinlediğimi unuttum. En sonunda o şöyle demişti: 'Ben (Muhammed b. Şihab) ez-Zührî'den kurbanlıkları işaretleme ve gerdanlık takma kısmını ezberlemedim.'. Ancak burada kastettiği işaretleme ve gerdanlıkların takıldığı bölüm mü, yoksa hadisin tamamı mı, onu bilmiyorum."
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Buhârî, Sahîh-i Buhârî, Meğâzî 35, 2/85
Senetler:
1. Ebu Abdulmelik Mervan b. Hakem el-Kuraşi (Mervan b. Hakem b. Ebu As b. Ümeyye)
2. Urve b. Zübeyr el-Esedî (Urve b. Zübeyr b. Avvam b. Huveylid b. Esed)
3. Ebu Bekir Muhammed b. Şihab ez-Zührî (Muhammed b. Müslim b. Ubeydullah b. Abdullah b. Şihab)
4. Ebu Muhammed Süfyan b. Uyeyne el-Hilâlî (Süfyân b. Uyeyne b. Meymûn)
5. Ebu Hasan Ali b. el-Medînî (Ali b. Abdullah b. Cafer b. Necîh)
Konular:
Kurban, Hedy kurbanını işaretlemek
Siyer, Hudeybiye Anlaşması
Siyer, Hudeybiye Günü
Umre, Hz. Peygamber'in
Öneri Formu
Hadis Id, No:
32011, B004158
Hadis:
حَدَّثَنَا عَلِىُّ بْنُ عَبْدِ اللَّهِ حَدَّثَنَا سُفْيَانُ عَنِ الزُّهْرِىِّ عَنْ عُرْوَةَ عَنْ مَرْوَانَ وَالْمِسْوَرِ بْنِ مَخْرَمَةَ قَالاَ خَرَجَ النَّبِىُّ صلى الله عليه وسلم عَامَ الْحُدَيْبِيَةِ فِى بِضْعَ عَشْرَةَ مِائَةً مِنْ أَصْحَابِهِ ، فَلَمَّا كَانَ بِذِى الْحُلَيْفَةِ قَلَّدَ الْهَدْىَ وَأَشْعَرَ وَأَحْرَمَ مِنْهَا . لاَ أُحْصِى كَمْ سَمِعْتُهُ مِنْ سُفْيَانَ حَتَّى سَمِعْتُهُ يَقُولُ لاَ أَحْفَظُ مِنَ الزُّهْرِىِّ الإِشْعَارَ وَالتَّقْلِيدَ ، فَلاَ أَدْرِى - يَعْنِى - مَوْضِعَ الإِشْعَارِ وَالتَّقْلِيدِ ، أَوِ الْحَدِيثَ كُلَّهُ .
Tercemesi:
Bana Ali b. Abdullah, ona Süfyan (b. Uyeyne), ona ez-Zührî (Muhammed b. Şihab), ona Urve (b. Zübeyr), da ona Mirvan b. Hakem ve Misver b. Mahreme şöyle demiştir: Rasulullah (sav) Hudeybiye yılında ashabından yüz kişilik on küsür birlikle birlikte (Medine'den) yola çıktı. Zü-l Huleyfe'ye geldiklerinde Rasulullah (sav) kurbanlık develerine gerdanlık taktı ve (kurbanlık olanları) işaretledi, kendisi de orada umre niyetiyle ihrama girdi.
Ravi (Ali b. Abdullah) dedi ki: Ben bu hadisi Sufyan'dan kaç kere duyduğumu saymadım. Nihayet Sufyan'dan şöyle duydum: Ben Muhammed b. Müslim ez-Zuhrî'den kurbanlık develeri işaretlemeyi ve gerdanlık takma ile ilgili bilgiyi ezberlemedim. İşaretleme ve gerdanlık takma yerini de bilmiyorum veya hadisin tamamını da bilmiyorum.
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Buhârî, Sahîh-i Buhârî, Meğâzî 35, 2/85
Senetler:
1. Misver b. Mahreme el-Kuraşi (Misver b. Mahreme b. Nevfel b. Üheyb b. Abdümenaf)
2. Urve b. Zübeyr el-Esedî (Urve b. Zübeyr b. Avvam b. Huveylid b. Esed)
3. Ebu Bekir Muhammed b. Şihab ez-Zührî (Muhammed b. Müslim b. Ubeydullah b. Abdullah b. Şihab)
4. Ebu Muhammed Süfyan b. Uyeyne el-Hilâlî (Süfyân b. Uyeyne b. Meymûn)
5. Ebu Hasan Ali b. el-Medînî (Ali b. Abdullah b. Cafer b. Necîh)
Konular:
Kurban, Hedy kurbanını işaretlemek
Siyer, Hudeybiye Anlaşması
Siyer, Hudeybiye Günü
Umre, Hz. Peygamber'in