Bize Kuteybe, ona el-Leys b. Sa'd, ona İbn Şihâb, ona Urve b. ez-Zübeyr, ona da Abdullah b. ez-Zübeyr şöyle anlatmıştır:
"Ensâr’dan bir adam, Hz. Peygamber’in huzurunda, Harre’de halkın hurma bahçelerini suladıkları bir ark yüzünden Zübeyr’e çatmıştı. Ensarî, Zübeyr’e;
“- Suyu serbest bırak, aksın!” demiş, ama Zübeyr kabul etmemişti. Hz. Peygamber’in huzurunda tartışmaya başladılar. Bunun üzerine Rasûlullah (sav) Zübeyr’e;
“- Ya Zübeyr! Önce kendin sula, sonra komşularına da suyu gönder!” buyurdu. Ensârî Hz. Peygamber’in bu sözüne kızdı ve;
“- Zübeyir, senin halanın oğlu olduğu için mi böyle hüküm veriyorsun?” dedi. Bu söz üzerine Hz. Peygamber’in yüzünün rengi attı ve Zübeyr’e dönüp;
“- Ya Zübeyr! Sen bahçeni sula! Sonra suyu tut, hurma ağaçlarının köklerine ulaşmadan bırakma!” dedi.
Ebû İsa şöyle dedi: Muhammed'in şöyle söylediğini duydum: Bu hadisi İbn Vehb, el-Leys b. Sa'd'dan rivâyet etmiştir. Yunus da ez-Zührî'den, o Urve'den, o Abdullah b. ez-Zübeyr'den, bu hadîsin benzerini rivâyet etmiştir. Şuayb b. Ebî Hamza da ez-Zührî'den, o Urve'den, O da ez-Zübeyr'den rivayet etmiş, ancak bu rivâyette Abdullah b. ez-Zübeyr'den söz etmemiştir.
Öneri Formu
Hadis Id, No:
18429, T003027
Hadis:
حَدَّثَنَا قُتَيْبَةُ حَدَّثَنَا اللَّيْثُ بْنُ سَعْدٍ عَنِ ابْنِ شِهَابٍ عَنْ عُرْوَةَ بْنِ الزُّبَيْرِ أَنَّهُ حَدَّثَهُ أَنَّ عَبْدَ اللَّهِ بْنَ الزُّبَيْرِ حَدَّثَهُ أَنَّ رَجُلاً مِنَ الأَنْصَارِ خَاصَمَ الزُّبَيْرَ فِى شِرَاجِ الْحَرَّةِ الَّتِى يَسْقُونَ بِهَا النَّخْلَ . فَقَالَ الأَنْصَارِىُّ سَرِّحِ الْمَاءَ يَمُرُّ فَأَبَى عَلَيْهِ فَاخْتَصَمُوا إِلَى رَسُولِ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم فَقَالَ رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم لِلزُّبَيْرِ « اسْقِ يَا زُبَيْرُ وَأَرْسِلِ الْمَاءَ إِلَى جَارِكَ » . فَغَضِبَ الأَنْصَارِىُّ وَقَالَ: يَا رَسُولَ اللَّهِ أَنْ كَانَ ابْنَ عَمَّتِكَ . فَتَغَيَّرَ وَجْهُ رَسُولِ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم ثُمَّ قَالَ « يَا زُبَيْرُ اسْقِ وَاحْبِسِ الْمَاءَ حَتَّى يَرْجِعَ إِلَى الْجَدْرِ » . فَقَالَ الزُّبَيْرُ : وَاللَّهِ إِنِّى لأَحْسِبُ هَذِهِ الآيَةَ نَزَلَتْ فِى ذَلِكَ ( فَلاَ وَرَبِّكَ لاَ يُؤْمِنُونَ حَتَّى يُحَكِّمُوكَ ) الآيَةَ . قَالَ أَبُو عِيسَى : سَمِعْتُ مُحَمَّدًا يَقُولُ قَدْ رَوَى ابْنُ وَهْبٍ هَذَا الْحَدِيثِ عَنِ اللَّيْثِ بْنِ سَعْدٍ وَيُونُسَ عَنِ الزُّهْرِىِّ عَنْ عُرْوَةَ عَنْ عَبْدِ اللَّهِ بْنِ الزُّبَيْرِ نَحْوَ هَذَا الْحَدِيثِ . وَرَوَى شُعَيْبُ بْنُ أَبِى حَمْزَةَ عَنِ الزُّهْرِىِّ عَنْ عُرْوَةَ عَنِ الزُّبَيْرِ وَلَمْ يَذْكُرْ عَنْ عَبْدِ اللَّهِ بْنِ الزُّبَيْرِ .
Tercemesi:
Bize Kuteybe, ona el-Leys b. Sa'd, ona İbn Şihâb, ona Urve b. ez-Zübeyr, ona da Abdullah b. ez-Zübeyr şöyle anlatmıştır:
"Ensâr’dan bir adam, Hz. Peygamber’in huzurunda, Harre’de halkın hurma bahçelerini suladıkları bir ark yüzünden Zübeyr’e çatmıştı. Ensarî, Zübeyr’e;
“- Suyu serbest bırak, aksın!” demiş, ama Zübeyr kabul etmemişti. Hz. Peygamber’in huzurunda tartışmaya başladılar. Bunun üzerine Rasûlullah (sav) Zübeyr’e;
“- Ya Zübeyr! Önce kendin sula, sonra komşularına da suyu gönder!” buyurdu. Ensârî Hz. Peygamber’in bu sözüne kızdı ve;
“- Zübeyir, senin halanın oğlu olduğu için mi böyle hüküm veriyorsun?” dedi. Bu söz üzerine Hz. Peygamber’in yüzünün rengi attı ve Zübeyr’e dönüp;
“- Ya Zübeyr! Sen bahçeni sula! Sonra suyu tut, hurma ağaçlarının köklerine ulaşmadan bırakma!” dedi.
Ebû İsa şöyle dedi: Muhammed'in şöyle söylediğini duydum: Bu hadisi İbn Vehb, el-Leys b. Sa'd'dan rivâyet etmiştir. Yunus da ez-Zührî'den, o Urve'den, o Abdullah b. ez-Zübeyr'den, bu hadîsin benzerini rivâyet etmiştir. Şuayb b. Ebî Hamza da ez-Zührî'den, o Urve'den, O da ez-Zübeyr'den rivayet etmiş, ancak bu rivâyette Abdullah b. ez-Zübeyr'den söz etmemiştir.
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Tirmizî, Sünen-i Tirmizî, Tefsîru'l-Kur'an 4, 5/238
Senetler:
1. Ebu Bekir Abdullah b. Zübeyr el-Esedî (Abdullah b. Zübeyr b. Avvam)
2. Urve b. Zübeyr el-Esedî (Urve b. Zübeyr b. Avvam b. Huveylid b. Esed)
3. Ebu Bekir Muhammed b. Şihab ez-Zührî (Muhammed b. Müslim b. Ubeydullah b. Abdullah b. Şihab)
4. Ebu Haris Leys b. Sa'd el-Fehmî (Leys b. Sa'd b. Abdurrahman)
Konular:
Hz. Peygamber, hakaret ve saygısızlık yapılması
Komşuluk, komşuluk ilişkileri
Sahabe, Hz. Peygamber'e itiraz, verdiği bir karara
Yargı, hakemlik, bir olayı çözmek için
Bize Kuteybe, ona el-Leys, ona İbn Şihâb, ona Urve, ona Abdullah b. ez-Zübeyr'in (ra) rivâyet ettiğine göre; Ensardan bir adam, hurmalıkları suladıkları Harre deresini kullanımı hakkında Rasûlullah'ın (sav) huzurunda Zübeyr ile tartışıyordu. Adam,
"- Suyu bırak, aksın!" dedi ise de, Zübeyr kabul etmedi. Hz. Peygamber'in (sav) huzurunda birbirlerinden davacı oldular. Rasûlullah (sav), Zübeyr'e,
"- Ey Zübeyr, tarlanı sula, sonra suyu komşuna doğru salıver" dedi. Ensarî öfkelendi ve,
"- Ey Allah'ın Rasûlü, Zübeyir halanın oğlu olduğu için mi onu kayırdın?" dedi. Bu söz üzerine Rasûlullah'ın (sav) rengi değişti ve şöyle buyurdu:
"- Ey Zübeyr, bahçeni sula, sonra ağaçların köküne ulaşıncaya kadar suyu bırakma" dedi.
Zübeyr diyor ki: Vallahi ben, "Hayır! Rabbine andolsun ki onlar, aralarında anlaşmazlık hususunjhda seni hakem kılıp sonra da verdiğin hükümden içlerinde hiçbir sıkıntı duymaksızın onu kabullenmedikçe ve boyun eğip teslim olmadıkça iman etmiş olmazlar" (Nisâ, 4/65) meâlindeki âyetin bu hâdise üzerine nâzil olduğunu zannediyorum.
Hadîsi Şuayb b. Ebî Hamza, ez-Zührî'den, o Urve b. Zübeyr'den, o da babası Zübeyr'den rivâyet etti, ancak bu rivâyette Abdullah b. ez-Zübeyr'i zikretmedi. Yine Abdullah b. Vehb; el-Leys'den, o Yunus'tan, o ez-Zührî'den, o Urve'den ve o da Abdullah b. Zübeyr'den birinci rivâyetin bir benzerini rivâyet etmiştir.
Öneri Formu
Hadis Id, No:
18550, T001363
Hadis:
حَدَّثَنَا قُتَيْبَةُ حَدَّثَنَا اللَّيْثُ عَنِ ابْنِ شِهَابٍ عَنْ عُرْوَةَ أَنَّهُ حَدَّثَهُ أَنَّ عَبْدَ اللَّهِ بْنَ الزُّبَيْرِ حَدَّثَهُ أَنَّ رَجُلاً مِنَ الأَنْصَارِ خَاصَمَ الزُّبَيْرَ عِنْدَ رَسُولِ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم فِى شِرَاجِ الْحَرَّةِ الَّتِى يَسْقُونَ بِهَا النَّخْلَ . فَقَالَ الأَنْصَارِىُّ سَرِّحِ الْمَاءَ يَمُرُّ فَأَبَى عَلَيْهِ . فَاخْتَصَمُوا عِنْدَ رَسُولِ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم . فَقَالَ رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم لِلزُّبَيْرِ « اسْقِ يَا زُبَيْرُ ثُمَّ أَرْسِلِ الْمَاءَ إِلَى جَارِكَ » . فَغَضِبَ الأَنْصَارِىُّ فَقَالَ يَا رَسُولَ اللَّهِ أَنْ كَانَ ابْنَ عَمَّتِكَ فَتَلَوَّنَ وَجْهُ رَسُولِ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم ثُمَّ قَالَ « يَا زُبَيْرُ اسْقِ ثُمَّ احْبِسِ الْمَاءَ حَتَّى يَرْجِعَ إِلَى الْجَدْرِ » . فَقَالَ الزُّبَيْرُ وَاللَّهِ إِنِّى لأَحْسِبُ نَزَلَتْ هَذِهِ الآيَةُ فِى ذَلِكَ ( فَلاَ وَرَبِّكَ لاَ يُؤْمِنُونَ حَتَّى يُحَكِّمُوكَ فِيمَا شَجَرَ بَيْنَهُمْ ) . قَالَ أَبُو عِيسَى هَذَا حَدِيثٌ حَسَنٌ صَحِيحٌ . وَرَوَى شُعَيْبُ بْنُ أَبِى حَمْزَةَ عَنِ الزُّهْرِىِّ عَنْ عُرْوَةَ بْنِ الزُّبَيْرِ عَنِ الزُّبَيْرِ وَلَمْ يَذْكُرْ فِيهِ عَنْ عَبْدِ اللَّهِ بْنِ الزُّبَيْرِ . وَرَوَاهُ عَبْدُ اللَّهِ بْنُ وَهْبٍ عَنِ اللَّيْثِ وَيُونُسَ عَنِ الزُّهْرِىِّ عَنْ عُرْوَةَ عَنْ عَبْدِ اللَّهِ بْنِ الزُّبَيْرِ نَحْوَ الْحَدِيثِ الأَوَّلِ .
Tercemesi:
Bize Kuteybe, ona el-Leys, ona İbn Şihâb, ona Urve, ona Abdullah b. ez-Zübeyr'in (ra) rivâyet ettiğine göre; Ensardan bir adam, hurmalıkları suladıkları Harre deresini kullanımı hakkında Rasûlullah'ın (sav) huzurunda Zübeyr ile tartışıyordu. Adam,
"- Suyu bırak, aksın!" dedi ise de, Zübeyr kabul etmedi. Hz. Peygamber'in (sav) huzurunda birbirlerinden davacı oldular. Rasûlullah (sav), Zübeyr'e,
"- Ey Zübeyr, tarlanı sula, sonra suyu komşuna doğru salıver" dedi. Ensarî öfkelendi ve,
"- Ey Allah'ın Rasûlü, Zübeyir halanın oğlu olduğu için mi onu kayırdın?" dedi. Bu söz üzerine Rasûlullah'ın (sav) rengi değişti ve şöyle buyurdu:
"- Ey Zübeyr, bahçeni sula, sonra ağaçların köküne ulaşıncaya kadar suyu bırakma" dedi.
Zübeyr diyor ki: Vallahi ben, "Hayır! Rabbine andolsun ki onlar, aralarında anlaşmazlık hususunjhda seni hakem kılıp sonra da verdiğin hükümden içlerinde hiçbir sıkıntı duymaksızın onu kabullenmedikçe ve boyun eğip teslim olmadıkça iman etmiş olmazlar" (Nisâ, 4/65) meâlindeki âyetin bu hâdise üzerine nâzil olduğunu zannediyorum.
Hadîsi Şuayb b. Ebî Hamza, ez-Zührî'den, o Urve b. Zübeyr'den, o da babası Zübeyr'den rivâyet etti, ancak bu rivâyette Abdullah b. ez-Zübeyr'i zikretmedi. Yine Abdullah b. Vehb; el-Leys'den, o Yunus'tan, o ez-Zührî'den, o Urve'den ve o da Abdullah b. Zübeyr'den birinci rivâyetin bir benzerini rivâyet etmiştir.
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Tirmizî, Sünen-i Tirmizî, Ahkâm 26, 3/644
Senetler:
1. Ebu Bekir Abdullah b. Zübeyr el-Esedî (Abdullah b. Zübeyr b. Avvam)
2. Urve b. Zübeyr el-Esedî (Urve b. Zübeyr b. Avvam b. Huveylid b. Esed)
3. Ebu Bekir Muhammed b. Şihab ez-Zührî (Muhammed b. Müslim b. Ubeydullah b. Abdullah b. Şihab)
4. Ebu Haris Leys b. Sa'd el-Fehmî (Leys b. Sa'd b. Abdurrahman)
5. Ebu Recâ Kuteybe b. Said es-Sekafi (Kuteybe b. Said b. Cemil b. Tarif)
Konular:
Hz. Peygamber, hüküm koyması
Hz. Peygamber, Hz. Peygamber'e karşı kaba davranışlar
Hz. Peygamber, kızması
Komşuluk, komşuluk ilişkileri
Kur'an, Nüzul sebebleri
Sahabe, Hz. Peygamber'e itiraz, verdiği bir karara
Yargı, davalaşma
Yargı, hakemlik, bir olayı çözmek için
Yargı, Hakimlik
Açıklama: Şeyhayn'ın şartlarına göre sahihtir. Ancak bazı kısımların isnadında inkita veya irsâl vardır. 1) "قال الزهري و كان أبو هريرة...لأصحابه من رسول الله" kısmı mürseldir, çünkü Zührî, Ebu Hureyre'den işitmemiştir. 2) "قال معمر و أخبرني أيوب...سهل من أمركم" ifadesi mürseldir ancak İbn Ebî Şeybe'de geçen Seleme b. el-Ekva' hadisinde mevsûl bir şahid rivayeti vardır.
Öneri Formu
Hadis Id, No:
22436, N002579
Hadis:
أَخْبَرَنَا هَنَّادُ بْنُ السَّرِىِّ عَنْ أَبِى الأَحْوَصِ عَنْ سَعِيدِ بْنِ مَسْرُوقٍ عَنْ عَبْدِ الرَّحْمَنِ بْنِ أَبِى نُعْمٍ عَنْ أَبِى سَعِيدٍ الْخُدْرِىِّ قَالَ بَعَثَ عَلِىٌّ وَهُوَ بِالْيَمَنِ بِذُهَيْبَةٍ بِتُرْبَتِهَا إِلَى رَسُولِ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم فَقَسَمَهَا رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم بَيْنَ أَرْبَعَةِ نَفَرٍ الأَقْرَعِ بْنِ حَابِسٍ الْحَنْظَلِىِّ وَعُيَيْنَةَ بْنِ بَدْرٍ الْفَزَارِىِّ وَعَلْقَمَةَ بْنِ عُلاَثَةَ الْعَامِرِىِّ ثُمَّ أَحَدِ بَنِى كِلاَبٍ وَزَيْدٍ الطَّائِىِّ ثُمَّ أَحَدِ بَنِى نَبْهَانَ فَغَضِبَتْ قُرَيْشٌ وَقَالَ مَرَّةً أُخْرَى صَنَادِيدُ قُرَيْشٍ فَقَالُوا تُعْطِى صَنَادِيدَ نَجْدٍ وَتَدَعُنَا . قَالَ « إِنَّمَا فَعَلْتُ ذَلِكَ لأَتَأَلَّفَهُمْ » . فَجَاءَ رَجُلٌ كَثُّ اللِّحْيَةِ مُشْرِفُ الْوَجْنَتَيْنِ غَائِرُ الْعَيْنَيْنِ نَاتِئُ الْجَبِينِ مَحْلُوقُ الرَّأْسِ فَقَالَ اتَّقِ اللَّهَ يَا مُحَمَّدُ . قَالَ « فَمَنْ يُطِعِ اللَّهَ عَزَّ وَجَلَّ إِنْ عَصَيْتُهُ أَيَأْمَنُنِى عَلَى أَهْلِ الأَرْضِ وَلاَ تَأْمَنُونِى » . ثُمَّ أَدْبَرَ الرَّجُلُ فَاسْتَأْذَنَ رَجُلٌ مِنَ الْقَوْمِ فِى قَتْلِهِ يَرَوْنَ أَنَّهُ خَالِدُ بْنُ الْوَلِيدِ فَقَالَ رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم « إِنَّ مِنْ ضِئْضِئِ هَذَا قَوْمًا يَقْرَءُونَ الْقُرْآنَ لاَ يُجَاوِزُ حَنَاجِرَهُمْ يَقْتُلُونَ أَهْلَ الإِسْلاَمِ وَيَدَعُونَ أَهْلَ الأَوْثَانِ يَمْرُقُونَ مِنَ الإِسْلاَمِ كَمَا يَمْرُقُ السَّهْمُ مِنَ الرَّمِيَّةِ لَئِنْ أَدْرَكْتُهُمْ لأَقْتُلَنَّهُمْ قَتْلَ عَادٍ » .
Tercemesi:
Bize Hennâd b. Serî (et-Temîmî), ona Ebu Ahvas (Sellâm b. Süleym el-Hanefî), ona Said b. Mesruk (es-Sevrî), ona Abdurrahman b. Ebu Nu'm (el-Becelî), ona da Ebu Said el_hudrî (ra) rivayet etmiş ve şöyle demiştir:
"Hz. Ali (ra), Yemen'de iken henüz toprağından arındırılmamış bir miktar ham altın gönderdi. Rasulullah (sav) o altınları dört kişi arasında pay etti. Bu kişiler Akra' b. Hâbis el-Hanzalî, Uyeyne b. Bedr el-Fezârî, genel olarak Âmir oğullarına nispet edilen ve özel olarak Kilâb oğullarından biri kabul edilen Alkame b. Ulâse el-Âmirî ile genel olarak Tay kabilesine nispet edilen ve özel olarak Nebhân oğullarından biri kabul edilen Zeyd et-Tâî idi. Kuryeşliler bu duruma kızdılar. -Ki ravi bir diğer seferinde 'Kureyş'in uluları' ifadesini kullanmıştır.- 'Necid'in ulularına veriyorsun, bize vermiyorsun.' diye söylendiler. Rasulullah da (sav); 'Bunu sadece onları İslam'a ısındırmak için yaptım.' dedi. Derken sakalı gür, elmacıkları büyük, gözleri çökük, alnı çıkık, kafası tıraşlı bir adam çıkageldi ve 'Allah'tan kork, ey Muhammed!' dedi. Rasulullah (sav); 'Eğer Allah azze vecelleye ben isyan ediyorsam peki, ona kim itaat ediyor? Allah, Dünya ehli için bana güveniyorken sizler güvenmiyor musunuz?' dedi. Sonra o adam dönüp gitti. Bunun üzerine orada bulunanlardan biri, onu öldürmek için izin istedi. (Bu arada) O kişinin, Halid b. Velid olduğu düşünülüyor. Rasulullah (sav); 'Bu adamın neslinden Kur'an okuyacak ancak okudukları Kur'an boğazlarından aşağıya geçmeyecek bir topluluk çıkacak. O topluluk Müslümanları öldürüp putperestleri sağ bırakacaklar. Onlar, okun yaydan çıktığı gibi İslam'dam çıkacaklar. Onlara erişirsem vallahi mutlaka onları Âd kavmi gibi öldürürüm.' buyurdu."
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Nesâî, Sünen-i Nesâî, Zekât 79, /2254
Senetler:
1. Ebu Said el-Hudrî (Sa'd b. Malik b. Sinan b. Sa'lebe b. Ebcer)
2. Abid Ebu Hakem Abdurrahman b. Ebu Ne'um el-Beceli (Abdurrahman b. Ebu Ne'um)
3. Ebu Süfyan Said b. Mesruk es-Sevrî (Said b. Mesruk b. Hamza)
4. Ebu Ahvas Sellâm b. Süleym el-Hanefî (Sellâm b. Süleym)
5. Ebu Serî Hennâd b. Serî et-Temîmî (Hennad b. Serî b. Musab b. Ebu Bekir)
Konular:
Eğitim, Hz. Peygamber, müslümanları uyarması
Ehl-i Beyt, Hz. Ali
Ganimet, Hz. Peygamber'in taksimi
Hariciler / Haruriler / Haricilik / Harurilik
Hz. Peygamber, adaleti
Hz. Peygamber, anlattığı kıssalar
Hz. Peygamber, gelecekten haber vermesi
Hz. Peygamber, hakaret ve saygısızlık yapılması
Hz. Peygamber, Hz. Peygamber'e hakaretin cezası
Hz. Peygamber, Hz. Peygamber'e karşı kaba davranışlar
Hz. Peygamber, itaat, boyun eğmek,
Hz. Peygamber, kızması
İrtidad
Önceki Ümmetler, Ad kavmi
Sadaka, verilecek yerler
Sahabe, Hz. Peygamber'e itiraz, verdiği bir karara
Savaş, müslümanlarla
Strateji, Müellefe-i Kulub
Yönetici, tenkit edilmesi, hakaret edilmesi vs.
Zekat, memurunun adil olması
Zekat, zekat alma veya verme adabı
Zekat, zekat kimlere verilebilir?
Öneri Formu
Hadis Id, No:
30711, İM002983
Hadis:
حَدَّثَنَا بَكْرُ بْنُ خَلَفٍ أَبُو بِشْرٍ حَدَّثَنَا أَبُو عَاصِمٍ أَنْبَأَنَا ابْنُ جُرَيْجٍ أَخْبَرَنِى مَنْصُورُ بْنُ عَبْدِ الرَّحْمَنِ عَنْ أُمِّهِ صَفِيَّةَ عَنْ أَسْمَاءَ بِنْتِ أَبِى بَكْرٍ قَالَتْ خَرَجْنَا مَعَ رَسُولِ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم مُحْرِمِينَ فَقَالَ النَّبِىُّ صلى الله عليه وسلم « مَنْ كَانَ مَعَهُ هَدْىٌ فَلْيُقِمْ عَلَى إِحْرَامِهِ وَمَنْ لَمْ يَكُنْ مَعَهُ هَدْىٌ فَلْيَحْلِلْ » . قَالَتْ وَلَمْ يَكُنْ مَعِى هَدْىٌ فَأَحْلَلْتُ وَكَانَ مَعَ الزُّبَيْرِ هَدْىٌ فَلَمْ يَحِلَّ فَلَبِسْتُ ثِيَابِى وَجِئْتُ إِلَى الزُّبَيْرِ فَقَالَ قُومِى عَنِّى . فَقُلْتُ أَتَخْشَى أَنْ أَثِبَ عَلَيْكَ .
Tercemesi:
Bize Bekr b. Halef Ebu Bişr, ona Ebu Âsım, ona İbn Cüreyc, ona Mansur b. Abdurrahman, ona annesi Safiyye, ona Ebu Bekir’in kızı Esma’nın şöyle dediğini rivayet etti: Rasulullah (sav) ile birlikte ihrama girmiş olduğumuz halde çıktık. Nebi (sav): “Beraberinde hediyelik kurbanlık bulunan kimseler ihramlı kalmaya devam etsinler. Beraberinde hediyelik kurbanlık bulunmayanlar ise ihramdan çıksınlar” buyurdu. (Esma) dedi ki: Yanımda hediyelik kurbanlık olmadığı için ben de ihramdan çıktım. (Kocam) ez-Zübeyr’in yanında ise kurbanlığı vardı, bundan dolayı o, ihramdan çıkmadı. Ben elbiselerimi giyinip ez-Zübeyr’in yanına gittiğimde, yanımdan kalk git, dedi. Ben: Senin üzerine atılacağımdan mı korkuyorsun? dedim.
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
İbn Mâce, Sünen-i İbn Mâce, Menâsik 41, /484
Senetler:
1. Esma bt. Ebu Bekir el-Kuraşiyye (Esma bt. Ebu Bekir b. Ebu Kuhafe)
2. Safiyye bt. Şeybe (Safiyye bt. Şeybe b. Osman b. Ebu Talha b. Abdüluzza)
3. Mansur b. Safiyye el-Kuraşi (Mansur b. Abdurrahman b. Talha b. Haris b. Talha)
4. Ebu Velid İbn Cüreyc el-Mekkî (Abdülmelik b. Abdülaziz b. Cüreyc)
5. Ebu Âsım Dahhâk b. Mahled en-Nebîl (Dahhâk b. Mahled)
6. Ebu Bişr Bekir b. Halef el-Basri (Bekir b. Halef)
Konular:
Hac, İhramdan çıkmak
Hz. Peygamber, itaat, boyun eğmek,
Sahabe, Hz. Peygamber'e itiraz, verdiği bir karara
Umre
حَدَّثَنِى مُحَمَّدُ بْنُ بَشَّارٍ حَدَّثَنَا غُنْدَرٌ حَدَّثَنَا شُعْبَةُ قَالَ سَمِعْتُ قَتَادَةَ عَنْ أَنَسِ بْنِ مَالِكٍ - رضى الله عنه - قَالَ جَمَعَ النَّبِىُّ صلى الله عليه وسلم نَاسًا مِنَ الأَنْصَارِ ، فَقَالَ « إِنَّ قُرَيْشًا حَدِيثُ عَهْدٍ بِجَاهِلِيَّةٍ وَمُصِيبَةٍ ، وَإِنِّى أَرَدْتُ أَنْ أَجْبُرَهُمْ وَأَتَأَلَّفَهُمْ أَمَا تَرْضَوْنَ أَنْ يَرْجِعَ النَّاسُ بِالدُّنْيَا ، وَتَرْجِعُونَ بِرَسُولِ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم إِلَى بُيُوتِكُمْ » . قَالُوا بَلَى . قَالَ « لَوْ سَلَكَ النَّاسُ وَادِيًا وَسَلَكَتِ الأَنْصَارُ شِعْبًا لَسَلَكْتُ وَادِىَ الأَنْصَارِ أَوْ شِعْبَ الأَنْصَارِ » .
Öneri Formu
Hadis Id, No:
34461, B004334
Hadis:
حَدَّثَنِى مُحَمَّدُ بْنُ بَشَّارٍ حَدَّثَنَا غُنْدَرٌ حَدَّثَنَا شُعْبَةُ قَالَ سَمِعْتُ قَتَادَةَ عَنْ أَنَسِ بْنِ مَالِكٍ - رضى الله عنه - قَالَ جَمَعَ النَّبِىُّ صلى الله عليه وسلم نَاسًا مِنَ الأَنْصَارِ ، فَقَالَ « إِنَّ قُرَيْشًا حَدِيثُ عَهْدٍ بِجَاهِلِيَّةٍ وَمُصِيبَةٍ ، وَإِنِّى أَرَدْتُ أَنْ أَجْبُرَهُمْ وَأَتَأَلَّفَهُمْ أَمَا تَرْضَوْنَ أَنْ يَرْجِعَ النَّاسُ بِالدُّنْيَا ، وَتَرْجِعُونَ بِرَسُولِ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم إِلَى بُيُوتِكُمْ » . قَالُوا بَلَى . قَالَ « لَوْ سَلَكَ النَّاسُ وَادِيًا وَسَلَكَتِ الأَنْصَارُ شِعْبًا لَسَلَكْتُ وَادِىَ الأَنْصَارِ أَوْ شِعْبَ الأَنْصَارِ » .
Tercemesi:
Bize Muhammed b. Beşşar, ona Gunder (Muhammed b. Cafer el-Hüzelî), ona Şu'be (b. Haccac), ona Katade (b. Diame), ona da Enes b. Malik (ra) şöyle demiştir:
Hz. Peygamber (sav) [Huneyn'deki ganimet mallarının dağıtımı hakkında konuşan] bir grup Ensar'ı toplayarak onlara şu bilgiyi verdi: "[Bildiğiniz gibi] Kureyşliler cahiliye döneminden yeni çıktılar ve [Mekke'nin fethi ile uğradıkları] yenilgiyi de henüz atlatamadılar. İstedim ki, [ganimetleri onlara dağıtarak] hem onların bu yaralarını sarayım hem de gönüllerini İslam Dini'ne ısındırayım. Peki, diğer insanlar dünyalık mallarla dönerken siz Allah'ın Rasülü (sav) ile dönmeye razı olmaz mısınız?" Ensar, "Elbette razı oluruz" dediler. Hz. Peygamber de şöyle buyurdu: "İnsanlar bir vadiye girseler, Ensar da dağda bir patika yola girse ben, Ensar'ın gittiği vadiye veya patikaya girerdim."
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Buhârî, Sahîh-i Buhârî, Meğâzî 56, 2/116
Senetler:
1. Enes b. Malik el-Ensarî (Enes b. Malik b. Nadr b. Damdam b. Zeyd b. Haram)
2. Ebu Hattab Katade b. Diame es-Sedusî (Katade b. Diame b. Katade)
3. Şube b. Haccâc el-Atekî (Şu'be b. Haccac b. Verd)
4. Gunder Muhammed b. Cafer el-Hüzelî (Muhammed b. Cafer el-Hüzeli)
5. Muhammed b. Beşşâr el-Abdî (Muhammed b. Beşşâr b. Osman)
Konular:
Ensar, ensarın fazileti
Ganimet, hak sahiplerine taksimi
İtaat, Allah'a ve Rasûlüne itaat
Sahabe, Hz. Peygamber'e itiraz, verdiği bir karara
Siyer, Huneyn gazvesi
Strateji, Müellefe-i Kulub
حدثنا إسحاق بن إدريس بن عبد الرحمن المباركي بالمبارك ثنا إسحاق بن شاهين حدثنا خالد بن عبد الله عن خالد الحذاء عن عكرمة عن بن عباس : أن زوج بريرة كان عبدا يقال له مغيث كأني أنظر إليه يطوف خلفها ويبكي ودموعه تسيل على لحيته فقال رسول الله صلى الله عليه و سلم للعباس ياعباس ألا تعجب من شدة حب مغيث بريرة ومن شدة بغض بريرة مغيثا فقال لها النبي صلى الله عليه و سلم لو أرجعتيه فإنه أبو ولدك فقالت يا رسول الله تأمرني به قال إنما شافع قالت فلا حاجة لي فيه
Öneri Formu
Hadis Id, No:
185380, DK002140
Hadis:
حدثنا إسحاق بن إدريس بن عبد الرحمن المباركي بالمبارك ثنا إسحاق بن شاهين حدثنا خالد بن عبد الله عن خالد الحذاء عن عكرمة عن بن عباس : أن زوج بريرة كان عبدا يقال له مغيث كأني أنظر إليه يطوف خلفها ويبكي ودموعه تسيل على لحيته فقال رسول الله صلى الله عليه و سلم للعباس ياعباس ألا تعجب من شدة حب مغيث بريرة ومن شدة بغض بريرة مغيثا فقال لها النبي صلى الله عليه و سلم لو أرجعتيه فإنه أبو ولدك فقالت يا رسول الله تأمرني به قال إنما شافع قالت فلا حاجة لي فيه
Tercemesi:
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Darekutni, Sünen-i Darekutni, Zekatü'l Fıtr 2140, 3/92
Senetler:
()
Konular:
İlim, Abdullah b. Abbas'ın sahip olduğu ilim
Köle, kölelik, cariyelik hukuku.
KTB, NİKAH
Nikah, kölenin
Sahabe, Hz. Peygamber'e itiraz, verdiği bir karara
Siyer, Berire (olayı)