221 Kayıt Bulundu.
Bize Müemmel b. el-Fadl, ona Velid b. Müslim, ona Abdullah b. A'lâ, ona Büsr b. Ubeydullah, ona Ebu İdris el-Havlanî, ona Avf b. Malik el-Eşcaî'den naklettiğine göre şöyle demişti: Tebük savaşında deriden yapılmış bir çadırda bulunan Rasulullah'ın (sav) yanına gittim. Kendisine selam verdim, selamımı aldı ve "(çadıra) gir" dedi. (Çadır küçük olduğundan) Her tarafım (tüm vücudum çadıra) girsin mi, ey Allah'ın Rasulü? diye sorunca "(evet) her tarafın girsin" diye cevap verdi.
Bize Sehl b. Bekkâr, ona Vüheyb b. Hâlid, ona Amr b. Yahya, ona İbn Sehl b. Sa'd el-Abbas es-Sâ'îdî, Ebu Humeyd es-Sâîdî’nin şöyle anlattığını rivayet etti: Hz. Peygamber (sav) ile Tebük savaşına çıkmıştım. Hz. Peygamber (sav) Vadilkurâ’ya geldiği zaman bahçesinde (duran) bir kadınla karşılaştı. Bunun üzerine sahabelerine (Bu kadının bahçesinden çıkacak hurmanın miktarını) "tahmin edin" (bakalım) buyurdu ve kendisi (onu) on vesk (bir vesk: 122 kg. olarak) tahmin etti, kadına da buradan çıkacak olan (hurma miktarını) ölçüp tespit et dedi. Sonra (yola koyulduk ve) Tebük’e geldik. (Orada) Eyle hükümdarı Hz. Peygamber'e (sav) beyaz bir katır hediye etti. Hz. Peygamber (sav) de o hükümdara bir cübbe giydirdi. Ve O'na yani memleketi (halkı)na (cizye karşılığında eski topraklarında kalacaklarına dair bir eman) yaz (dır)dı. (Bu seferden dönüşümüz esnasında) Vadilkurâ’ya geldiğimizde (Hz. Peygamber daha önce bahçesinde rastlamış olduğumuz) kadına "bahçende ne kadar (hurma) oldu?" diye sordu. (Kadın) da on vesk dedi. (Yani) Hz. Peygamber'in (sav) tahmini (ni söyledi). Bunun üzerine Hz. Peygamber (sav) "ben Medine’ye (gitmekte) acele ediyorum. Benimle acele (Medine'ye gitmek) isteyen acele etsin" buyurdu.
Bize Safvan b. Salih, ona Velid ona Osman b. Ebu Âtike şöyle rivayet etmiştir: "(Avf b. Malik, Rasulullah'a) Her tarafım (tüm vücudum çadıra) girsin mi? sözünü sadece çadırın küçüklüğünden dolayı (şaka olsun diye) söylemişti."
Bize Yahya b. Bükeyr, ona Leys, ona Ukayl, ona İbn Şihâb (T); Yine bize Ahmed b. Salih, ona Anbese, ona Yunus, ona İbn Şihâb, ona Abdurrahman b. Abdullah b. Ka'b b. Malik, ona, görme yeteneğini kaybettiği zaman (babası) Ka'b'a rehber (oğlu) Abdullah b. Ka'b, ona da Ka'b b. Malik, Hz. Peygamber (sav) ile birlikte Tebûk seferine katılamadığı zamanki hadisi uzun uzadıya rivayet etmiştir. İbn Bukeyr Ka'b b. Malik'in şöyle dediğini rivayet etmiştir: Ant olsun ki ben İslâm Dini üzerinde olacağımıza dair Hz. Peygamber'le (sav), sözleştiğimiz Akabe gecesinde bulundum. Her ne kadar Bedir, insanlar arasında Akabe'den daha çok zikrediliyor ise de ben Akabe'de hazır bulunmayı Bedir'de hazır bulunmaya tercih ederim.
Açıklama: Hadisin tam metni için B004418 numaralı hadise bakılabilir.
Bize Yahya b. Bükeyr, ona Leys, ona Ukayl, ona İbn Şihâb (T); Yine bize Ahmed b. Salih, ona Anbese, ona Yunus, ona İbn Şihâb, ona Abdurrahman b. Abdullah b. Ka'b b. Malik, ona, görme yeteneğini kaybettiği zaman (babası) Ka'b'a rehber (oğlu) Abdullah b. Ka'b, ona da Ka'b b. Malik, Hz. Peygamber (sav) ile birlikte Tebûk seferine katılamadığı zamanki hadisi uzun uzadıya rivayet etmiştir. İbn Bukeyr Ka'b b. Malik'in şöyle dediğini rivayet etmiştir: Ant olsun ki ben İslâm Dini üzerinde olacağımıza dair Hz. Peygamber'le (sav), sözleştiğimiz Akabe gecesinde bulundum. Her ne kadar Bedir, insanlar arasında Akabe'den daha çok zikrediliyor ise de ben Akabe'de hazır bulunmayı Bedir'de hazır bulunmaya tercih ederim.
Açıklama: Hadisin tam metni için B004418 numaralı hadise bakılabilir.
Bize Yakub b. İbrahim, ona İsmail b. Uleyye, ona İbn Cüreyc, ona Atâ, ona Safvân b. Ya'lâ, ona da Ya'lâ b. Umeyye (ra) şöyle rivayet etmiştir: Ben Peygamber (sav) ile birlikte zorluk ordusunda (Tebük seferinde) gazaya çıktım. Bu gaza benim amellerimin en sağlamı, en değerlisi idi. Benim ücretli bir hizmetçim vardı. Bu hizmetçi yolda birisi ile döğüştü. İki kavgacıdan biri öbürünün parmağını ısırdı. Hizmetçi elini, ısıran kişinin ağzından hızla çekti de, ısıranın ön dişini söktü. O da Peygamber'e (sav) gelip şikâyet etti. Hz. Peygamber (sav) dişin diyetini düşürdü ve "Bu adam elini senin ağzın içinde bırakır mı ki, sen erkek devenin (yan dişleriyle sert yem) yediği gibi, onun elini koparsa mıydın?" buyurdu.