69 Kayıt Bulundu.
Bize Amr b. Merzûk şu ziyadeyi yaparak şöyle dedi: Bize Abdurrahman b. Abdullah b. Dînâr, ona babası (Abdullah b. Dînâr), ona Ebu Sâlih, ona da Ebu Hureyre, Hz. Peygamber'in (sav) şöyle buyurduğunu rivayet etmiştir: "Dînârın kuluna, dirhemin kuluna ve siyah, (değerli) elbisenin kuluna yazıklar olsun. Eğer kendisine verilirse razı olur, verilmezse de öfkelenir. Ona diken batsa çıkmasın. Allah yolunda atının yularını tutan, saçı başı dağılmış, ayakları tozlanmış kula ise müjdeler olsun. O orduyu korumak için önden gönderilse itiraz etmez, orduyu toparlamak için geride bırakılsa yine itiraz etmez. (Bu kişi toplum içinde itibar görmediği için bir yere girmek için) izin istese, kendisine izin verilmez, birine referans olsa referansı kabul edilmez." Ebu Abdullah (el-Buhârî) der ki: İsrail ve Muhammed b. Cuhâde, Ebu Hasîn'den aktarırken rivayeti merfu olarak nakletmemiş ve (Ebu Hasîn), "تَعْسًا" ibaresini zikretmiştir. Sanki o, Allah onları kahretsin demektedir. "طُوبَى" kelimesi, "فُعْلَى" vezninde olup hoş olan her şeye denir. "Yâ" harfi, "Vâv" harfine dönüştürülmüştür. "يَطِيبُ" fiilinden gelmektedir.
Açıklama: Rivayet muallaktır; Buhari ile İsrail b. Yunus arasında inkıta vardır.
Bize Hafs b. Ömer, ona Şu'be, ona Hakem, ona İbn Ebu Leylâ şöyle dedi: Huzeyfe b. Yemân Medâin'de bulunuyordu. Su içmek istedi, kendisine şehrin ağalarından biri, bir gümüş bardakta su getirdi. Huzeyfe bardağı yere fırlattı ve şöyle dedi:'Ben bu gümüş kabı daha önce yasaklamıştım, ancak bu adam yasağa uymadı, ben de bu yüzden bardağı fırlattım. Rasûlullah (sav) bizlere ipek ve atlas elbise giymeyi ve altın-gümüş kaplardan içmeyi yasakladı ve: "Bunlar dünyada kafirlerin, ahirette ise sizindir" buyurdu.
Bize Muhammed b. Müsennâ, ona İbn Ebu Adî, ona İbn Avn, ona da Mücâhid'in bildirdiğine göre İbn Ebu Leylâ şöyle demiştir: Biz Huzeyfe (ra) ile birlikte sefere çıktık. Huzeyfe, Rasûlullah (sav)'in şöyle buyurduğunu aktardı: "Altın ve gümüş kaplardan içmeyin, ipek ve atlas elbiseler giymeyin. Çünkü bunlar dünyada kafirlerin, ahirette ise sizindir."
Bize Ebu Yeman, ona Şuayb, ona ez-Zühri, ona Urve b. Zübeyr, ona da Misver b. Mahreme, Amir b. Lüey oğullarının müttefiki ve Bedir savaşına katılan Amr b. Avf el-Ensarî’nin şöyle anlattığını nakletti: Rasulullah (sav) Ebu Ubeyde b. Cerrah’ı (toplanan) cizye (mallarını) getirmek üzere Bahreyn’e göndermişti. Rasulullah (sav) (bundan önce) Bahreyn halkı ile barış andlaşması yapmış ve Alâ b. Hadramî’yi de başlarına yönetici tayin etmişti. Ebu Ubeyde (cizye) mallarını alıp Bahreyn'den (Medine'ye) geldi ve Ensâr da onun geldiğini işitti. Ensar, Nebi (sav) ile birlikte sabah namazına (katılmak için) geldi. Rasulullah (sav) onlara sabah namazını kıldırıp (namazdan) ayrılınca (hemen) karşına dikildiler. Rasulullah (sav) onları bu halde görünce gülümsedi ve "Zannediyorum, Ebu Ubeyde’nin Bayreyn’den bir şeyler getirdiğini duydunuz" dedi. Onlar da “Evet Ey Allah’ın Rasulü!” diye tasdik ettiler. Bunun üzerine Rasulullah (sav) şöyle buyurdu: "Öyle ise sevinin! Sizi sevindirecek olan şeyi de ümit edin! Allah’a yemin olsun ki, ben sizin adınıza fakirlikten endişe etmiyorum; ama dünya nimetlerinin sizden önceliklerin önüne serildiği gibi sizin önünüze de serilmesinden ve onların bu dünyalıklar için birbirleriyle yarışa giriştikleri gibi, sizin de yarışa girmenizden ve bu rekabetin onları helâk ettiği gibi sizi de helâk etmesinden korkuyorum."
Şüphesiz bize kavuşacağını ummayan ve dünya hayatına razı olup onunla yetinerek tatmin olan kimseler ile âyetlerimizden gafil olanlar var ya.
Açıklama: Kültürümüzde Hadisler projesini ilgilendiren kısım: الدُّنْيَا سِجْنُ الْمُؤْمِنِ وَجَنَّةُ الْكَافِرِ