Giriş

Bize Hammad b. İsmail b. Uleyye, ona babası, ona Vüheyb, ona Yahya b. Ebu İshak, ona Mehrî'nin azadlısı Ebu Said şöyle rivayet etmiştir: Ebu Said Medine'de geçim sıkıntısı çekmeye başlayınca Ebu Said Hudri'ye gelerek “ben ailesi kalabalık bir adamım. geçim sıkıntısı çeker olduk. Bu sebeple ailemle köylerden birine göçmek istiyorum” demiş. Ebu Said onaşöyle dedi: Bunu yapma. Medine'de kal. Çünkü biz Rasulullah (sav) ile yola çıktık. -Zannederim şöyle dedi.- Usfân'a geldi­ğimiz vakit orada birkaç gece kaldı. Cemaat “vallahi burada bizim bir işimiz yok. ailemiz kimsesiz­dir. Onlar namına emin değiliz” dediler. Peygamber (sav) bunu duydu ve "konuştuklarınızdan bu kulağıma gelenler de neyin nesi? Kendisine yemin ettiğim Allah hakkı için" yahut "nefsim yedi kudretinde olan Allah'a yemin ederim ki" -tam olarak nasıl dediğini bi­lemiyorum- "gönlümden geçti" yahut "deveme semer vurulmasını emredeyim" -bunların hangisini dediğini bilemiyorum- "sonra onun bir düğümünü çözmeden Medine'ye kadar varayım" buyurdu ve şöyle devam etti "Allah'ım, İbrahim Mekke'yi dokunulmaz sayarak onu harem bölgesi kıldı, ben de Medine'yi, onun iki dağı arasını harem bölgesi kıldım. Artık orada kan dökülmeyecek, savaş amacıyla silâh taşınmayacak, hayvana yem vermek için düşürülen hariç, ağacından yaprak düşürülmeyecek. Allah'ım, bizim Medine'mize bereket ihsan eyle. Allah'ım, Bizim sâımıza bereket ihsan eyle. Allah'ım, bizim müddümüze be­reket İhsan eyle. Allah'ım, bizim sâımıza bereket ihsan eyle. Allah'ım, bizim müddümüze be­reket ihsan eyle. Allah'ım, bizim Me­dine'mize bereket ihsan eyle. Allah'ım, bir bereketin yanı sıra iki bereket ihsan eyle. Nefsim kudret elinde olan Allah'a yemin ederim ki, Medine'nin her dağ yolu ve geçidinde iki melek vardır. Onu siz varınca­ya kadar korurlar." Sonra cemaate "yola koyulun" buyurdu. Biz de yola revan olduk ve Medine'ye geldik. Kendisine yemin ettiğimiz yahut kendisine yemin olunan —buradaki şekk ravi Hammad'a aittir.- Allah hakkı için Medine'ye girdiğimiz vakit henüz semerlerimizi indirmemiştik ki, Abdullah b. Gatafan oğulları kabilesi üze­rimize baskın yaptı. Halbuki bundan önce onları harekete geçirecek bir sebep yoktu.


    Öneri Formu
15457 M003336 Müslim, Hac, 475

Bize Abdullah b. Mesleme, ona Malik, ona Nuaym b. Abdullah el-Mücmir, ona da Ebu Hureyre'nin rivayet ettiğine göre Rasulullah (sav) şöyle buyurmuştur: "Medine'nin kapı­ları ve giriş yerleri üzerinde birtakım (koruyucu) melekler vardır. Bu sebeple Me­dine'ye taun da, deccal de giremez"


    Öneri Formu
27938 B007133 Buhari, Fiten, 27

Bize Ebu Yemân, ona Şuayb, ona Zuhrî, ona Übeydullah b. Abdullah b. Utbe b. Mesud, ona da Ebu Saîd el-Hudrî şöyle demiştir: Rasulullah (sav) bir gün bizlere Deccâl'den uzunca bahsetti ve konuşmasında şunları da söyledi: "Deccâl gele­cek, ama Medine kapılarından içeriye girmesi ona yasaktır. Sadece Medine etrafındaki çorak ve çakıllı bir arazide konaklayacak. O gün Medine halkının en hayırlısı, yahut insanların hayır­lılarından birisi, Deccâl'a karşı çıkar ve “ben şehadet ederim ki, muhakkak sen, Rasulullah'ın bize ha­ber verdiği Deccâl'sın” der. Bunun üzerine Deccâl, etrafındakilere “şimdi ben bu adamı öldürür, sonra diriltirsem, benim tanrılığımdan hala şüphe duyar mısın?” diye sorar. Onlar da “hayır şüphe etmeyiz” derler. Deccâl hemen o adamı öldürür, sonra da diriltir. Diriltir di­riltmez o adam “vallahi, senin Deccâl olduğuna dair kanaatim, öncekinden daha fazla kuvvetlidir” der. Bu defa Deccâl bu adamı tekrar öldürmek ister, fakat bir daha ona musallat olamaz (onu öldürmeye gücü yetmez.)"


    Öneri Formu
27937 B007132 Buhari, Fiten, 27


    Öneri Formu
236 M003794 Müslim, Itk, 20


    Öneri Formu
288263 MA009775-8 Musannef-i Abdurrezzak, V, 474


    Öneri Formu
288264 MA009775-7 Musannef-i Abdurrezzak, V, 474


    Öneri Formu
288265 MA009775-6 Musannef-i Abdurrezzak, V, 474


    Öneri Formu
288266 MA009775-5 Musannef-i Abdurrezzak, V, 474


    Öneri Formu
288268 MA009775-3 Musannef-i Abdurrezzak, V, 474


    Öneri Formu
288269 MA009775-2 Musannef-i Abdurrezzak, V, 474