561 Kayıt Bulundu.
Bize Yahya b. Musa, ona Vekî, ona Hişam b. Urve, ona babası (Urve b. Zübeyir), ona da Hz. Âişe'nin (r. anhâ) rivayet ettiğine göre Hz. Peygamber (sav) şöyle dua ederdi: "Allah'ım! Tembellikten, yaşlılıktan, borçlu olmaktan ve günah işlemekten sana sığınırım. Allah'ım! Cehennem azabından ve fitnesinden, kabir azabından, zenginlik fitnesinin şerrinden, fakirlik fitnesinin şerrinden, Mesih Deccal fitnesinin şerrinden sana sığınırım. Allah'ım! Kar ve dolu suyu ile günahlarımı yıka. Beyaz elbisenin kirden arındırıldığı gibi kalbimi günahlardan arındır. Doğu ile batıyı birbirinden uzaklaştırdığın gibi benimle de günahlarımın arasını uzaklaştır."
Bize Abdullah b. Yusuf, ona Malik, ona Hişam b. Urve, ona eşi Fatıma bt. Münzir, ona da Esma bt. Ebu Bekir (r.anha) şöyle rivayet etmiştir: Güneş tutulduğunda ben, Peygamber'in eşi Aişe'nin yanına geldim. İnsanlar namaza durmuştu. Aişe de namaza durmuştu. “İnsanlara ne oluyor?” dedim. Aişe, eliyle gökyüzüne doğru işaret etti ve “Subhanallah” dedi. Ben “bu bir ayet (alamet) mi?” diye sordum. Aişe de başıyla “evet” diye işaret etti. Esma şöyle devam etti: Bunun üzerine ben de namaza durdum. Namazın uzamasından dolayı başıma bir baygınlık hali geldi. Ben de başımın üstüne su döktüm. Peygamber (sav) namazı bitirince Allah'a hamd ve sena ettikten sonra, şöyle buyurdu: "Bu makamımda cennet ve cehennem dahil bana gösterilmeyen bir şey kalmadı. Bana vahyolundu ki sizler kabirlerde Mesih Deccâl fitnesine benzer veya ona yakın bir imtihana tabi tutulacaksınız" Ravi der ki: Esma bu ifadelerin hangisini söyledi, bilmiyorum. "Sonra her birinize gelinecek ve “bu kişi hakkındaki bilgin nedir?” diye sorulacak. Mümin veya imanından şüphe duymayan yakîn inanç sahibi" Ravi der ki: Esma'nın hangi sözü söylediğini bilmiyorum. " bu soruya “O, Muhammed'dir. O, Allah'ın Rasulü'dür. Bize deliller ve hidayet getirdi. Biz de onun davetine icabet edip ona iman ettik ve ona tabi olduk” diyecek. Bu cevap üzerine o şahsa “rahat uyu, biz senin kesin olarak inandığını bildik” denilecek. Kabirdeki kimse münafık veya kalbinde şüphe olan biri ise" Ravi der ki: Esma'nın bu sözlerden hangisini söylediğini bilmiyorum. "o soruya karşılık “ben bilmiyorum. İşittim. İnsanlar bir şeyler söylüyorlardı, ben de öyle söyledim” diye cevap verecektir."
Bize Muhammed b. Müsenna, ona İbn Ebu Adiy, ona İbn Avn, ona da Mücahid şöyle demiştir: Biz, İbn Abbas'ın yanındaydık. Oradakiler Deccal hakkında konuşuyor ve Peygamber'in (sav): "Onun iki gözü arasında kafir yazılmıştır" buyurduğunu rivayet ediyorlardı. Bunun üzerine İbn Abbas “ben, Peygamber'den (sav) bunu işitmedim, ama şunu söyledi” dedi "Musa'ya gelince, onun vadi içinde, telbiye getirerek, aşağı doğru inişi hala gözlerimin önünde."
Bize İbrahim b. Münzir, ona Velid, ona Ebu Amr, ona İshak, ona da Enes b. Malik'in (ra) rivayet ettiğine göre Peygamber (sav) şöyle buyurdu: "Deccâl, Mekke ile Medine haricindeki her şehri çiğneyecektir. Medine'nin giriş çıkış deliklerinden her biri üzerinde, orayı korumakta olan saf saf melekler bulunur. Sonra Medine, ahalisiyle beraber üç defa sarsılır ve Allah Medine'deki her bir kafir ve münafığı Medine dışına çıkarıp atar."
Bize Yahya b. Bükeyr, ona Leys, ona Ukayl, ona İbn Şihab, ona Ubeydulah b. Abdullah b. Utbe, ona da Ebu Said el-Hudrî (ra) şöyle demiştir: Hz. Peygamber (sav) bize deccal hakkında uzunca bir konuşma yaptı ve o konuşmasında şunları da söyledi: "Deccal gelir, ama kendisine Medine'nin kapılarından girmesi yasaktır. Bu yüzden Medine'nin etrafındaki çorak arazide konaklar. O zaman hayırlı insanlardan veya insanların en hayırlısından bir adam ona doğru çıkar ve “Allah'a yemin olsun ki sen Hz. Peygamber'in (sav) bize anlattığı deccalsin!” der. Deccal (etrafındakilere) “ne dersiniz, ben bu adamı öldürsem ve sonra diriltsem, benim tanrı olduğum konusunda şüpheniz kalır mı?” der. Onlar da “hayır” derler. Sonra onu öldürür ve diriltir. Dirilir dirilmez o kişi hemen “Allah'a yemin olsun ki senin deccal olduğuna dair kanaatim şu gün daha da kuvvetlendi” der. Deccal de “onu öldürün! Yoksa daha sonra ona musallat olamam” der."
Bize Muhammed b. Müsannâ, ona İbn Ebu Adiyy, ona İbn Avn, ona da Mucâhid şöyle rivayet etmiştir: Biz İbn Abbâs'ın, yanında idik. Mecliste bulunanlar Deccâl'den bahsedip “onun iki gözünün arasında "Kâfir" yazılıdır” dediler. Bunun üzerine İbn Abbâs “ben Rasulullah'ın (sav) bunu söylediğini duymadım, ama şöyle buyurdu: "İbrahim'e gelince, (onu görmek istiyorsanız, -Rasulullah kendisini kast ederek-) arkadaşınıza bakınız. Mûsâ ise buğday renkli, etli ve toplu gövdelidir. Onun lifle yular vurulmuş kızıl bir deve üzerinde, telbiye getirerek, vadiden akıp gidişi hala gözlerimin önünde."
Bize Muallâ b. Esed, ona Vuheyb, ona Hişâm b. Urve, ona babası (Urve b. Zübeyir), ona da Âişe'nin (r.anha) rivayet ettiğine göre Hz. Peygamber (sav) şu duayı söylerdi: "Allah'ım! Tembellikten, yaşlılıktan, günah işlemekten ve borçlu olmaktan sana sığınırım. Allah'ım! kabir fitnesinden ve azabından, Cehennem fitnesinden ve azabından, zenginlik fitnesinin şerrinden Sana sığınırım. Fakirlik fitnesinin şerrinden Sana sığınırım. Mesih Deccal fitnesinin şerrinden Sana sığınırım. Allah'ım! Kar ve dolu suyu ile günahlarımı yıka. Beyaz elbisenin kirden arındırıldığı gibi kalbimi günahlardan arındır. Doğu ile batıyı birbirinden uzaklaştırdığın gibi benimle de günahlarımın arasını uzaklaştır."
Bize Musa b. İsmail, ona Selam b. Ebu Mutî, ona Hişam b. Urve, ona babası, ona da teyzesinin (Hz. Aişe) söylediğine göre Rasulullah (sav) şöyle istiaze (dua) ederdi: "Allah'ım! Cehennem fitnesinden ve cehennem azabından, kabir fitnesinden ve kabir azabından, zenginliğin fitnesinden, fakirliğin fitnesinden ve Mesih Deccal'in fitnesinden sana sığınırım."
Bize Hammâd b. Humeyd, ona Abdullah b. Muâz, ona babası (Muâz b. Muâz), ona Şu'be, ona Sa'd b. İbrahim, ona da Muhammed b. Munkedir şöyle demiştir: Ben Cabir b. Abdullah'ı İbnu Sayyâd'ın Deccâl olduğuna, Allah adına yemin ederken gördüm. Ona “sen bu konuda Allah adına nasıl yemin edersin?” dedim. O da “onun deccâl olduğuna dair, Ömer'i, Peygamber'in (sav) huzurunda yemin ederken duydum. Hz. Peygamber (sav), de Ömer'in bu yeminini reddetmedi” dedi
Bize Ebu Yemân, ona Şuayb, ona Zuhrî, ona Übeydullah b. Abdullah b. Utbe b. Mesud, ona da Ebu Saîd el-Hudrî şöyle demiştir: Rasulullah (sav) bir gün bizlere Deccâl'den uzunca bahsetti ve konuşmasında şunları da söyledi: "Deccâl gelecek, ama Medine kapılarından içeriye girmesi ona yasaktır. Sadece Medine etrafındaki çorak ve çakıllı bir arazide konaklayacak. O gün Medine halkının en hayırlısı, yahut insanların hayırlılarından birisi, Deccâl'a karşı çıkar ve “ben şehadet ederim ki, muhakkak sen, Rasulullah'ın bize haber verdiği Deccâl'sın” der. Bunun üzerine Deccâl, etrafındakilere “şimdi ben bu adamı öldürür, sonra diriltirsem, benim tanrılığımdan hala şüphe duyar mısın?” diye sorar. Onlar da “hayır şüphe etmeyiz” derler. Deccâl hemen o adamı öldürür, sonra da diriltir. Diriltir diriltmez o adam “vallahi, senin Deccâl olduğuna dair kanaatim, öncekinden daha fazla kuvvetlidir” der. Bu defa Deccâl bu adamı tekrar öldürmek ister, fakat bir daha ona musallat olamaz (onu öldürmeye gücü yetmez.)"