568 Kayıt Bulundu.
Giriş
Bana Ebu Bekir b. İshak, ona Ebu Yeman, ona Şuayb, ona Zührî, ona Urve b. Zübeyir, ona da Hz. peygamber'in eşi Hz. Aişe şöyle rivayet etmiştir: "Nebi (sav) namazda 'Allah'ım kabir azabından sana sığınırım. Mesih Deccal'in fitnesinden sana sığınırım. Hayatın ve ölümün fitnesinden sana sığınırım. Allah'ım, günahtan ve borçtan sana sığınırım' diye dua ederdi. (Aişe) der ki: Biri kendisine 'ey Allah'ın Rasulü! Ne kadar da çok borçlanmaktan sığınıyorsun!' deyince, Hz. peygamber (sav) 'şüphesiz kişi borçlandı mı, konuştuğunda yalan söyler, söz verdiğinde sözünde durmaz' buyurdu."
Bize Müslim b. İbrahim, ona Hişam, ona Yahya, ona Ebu Seleme, ona da Ebu Hureyre (ra) şöyle demiştir: Peygamber (sav) şöyle dua ederdi: "Allah'ım! Kabir azabından, cehennem ateşinden, hayatın ve ölümün fitnelerinden ve Deccâl Mesîh fitnesinden sana sığınırım."
Bize el-Ka'neb , ona Malik (b. Enes), ona Ebu Zübeyir el-Mekkî, ona Tâvus, ona da Abdullah b. Abbas “Rasulullah (sav) ashaba Kuran'dan bir sure öğretir gibi şu duayı öğretirdi” demiştir: "Allah'ım! Cehennem azabından ve kabir azabından Sana sığınırım. Mesîh Deccâl'in fitnesinden, ölüm ve hayatın fitnesinden Sana sığınırım."
Bize Kuteybe, ona Malik b. Enes, ona Ebu Zübeyir, ona Tâvus, ona da Abdullah b. Abbas, Rasulullah'ın (sav) "Şu şekilde dua edin" buyurarak kendilerine Kur'an'dan bir sure öğretir gibi şu duayı öğrettiğini rivayet etmiştir: "Allah'ım! Cehennem azabından sana sığınırım. Kabir azabından sana sığınırım. Mesih Deccâlın fitnesinden sana sığınırım. Hayatın ve ölümün fitnesinden sana sığınırım."
Bize Züheyr b. Harb, ona Cerîr, ona Umâre b. Ka'kâ, ona Ebu Zur'a, ona da Ebu Hureyre (ra) şöyle demiştir: “Temîm oğullarına sevgim hala devam etmektedir.” Bana İbn Selâm, ona Cerîr b. Abdulhamid, ona Muğîre, ona Hâris, ona Ebu Zur'a, ona da Ebu Hureyre (ra); (T) Bize Ebu Umâre, ona Ebu Zur'a, ona da Ebu Hureyre şöyle demiştir: Hz. Peygamber'in (sav) Temîm oğulları hakkında söylediği üç şeyi duyduktan sonra onlara olan sevgim daim oldu. Rasulullah onlar hakkında "ümmetimin Deccâl'a karşı en güçlü direniş gösterenleridir" buyurdu. Yine onların zekat malları geldiğinde Hz. Peygamber (sav) "bu mallar bizim kavmimizin sadakalarıdır" buyurdu. Âişe'nin elinde Temîm oğullarından esir bir cariye vardı. Rasulullah (sav), Âişe'ye: "Bu kadını azat et, çünkü o İsmail'in neslindendir" buyurdu.
Bize Ali b. Hucr, ona İsmail b. Cafer, ona Humeyd, ona da Enes (b. Malik) “Rasulullah (sav) şöyle dua ederdi” demiştir: "Allah'ım! Tembellikten, yaşlılıkta bunamaktan, cimrilikten, Mesih'in fitnesinden ve kabir azabından sana sığınırım." [Ebu İsa (Tirmizî) der ki: Bu hadis hasen sahihtir.]
Bize Ebu Nuaym, ona Şeybân, ona Yahya, ona Ebu Seleme, ona da Ebu Hureyre'nin (ra) rivayet ettiğine göre Rasulullah (S) şöyle buyurmuştur: "Dikkat buyurun! Size, Deccâl'a dair, hiç bir peygamberin kendi ümmetine söylemediği, bir haber vereceğim. Onun bir gözü kördür. Yanında cennetin ve cehennemin yalancı temsilini gezdirecektir. Fakat onun cennet dediği cehennem, cehennem dediği de cennettir. Ben de sizi, tıpkı Nuh'un kavmini uyardığı gibi, Deccâl tehlikesine karşı uyarıyorum."
Bize Muhammed b. Beşşâr, ona Yezîd b. Harun, ona Avvâm b. Havşeb, ona Cebele b. Suhaym, ona Mü’sir b. Afâze, ona da Abdullah b. Mes'ûd (ra.) şöyle anlattı: "Miraç gecesinde, Rasulullah (sav) Hz. İbrahim, Hz. Musa ve Hz. İsa ile karşılaştı. Aralarında kıyameti müzakere ettiler. Önce Hz. İbrahim’den başladılar ve ona kıyameti sordular. Fakat onda kıyamet hakkında bir bilgi yoktu. Sonra Hz. Musa’ya sordular, onda da bilgi yoktu. Söz Meryem oğlu İsa gelince “Kıyametin kopmasına yakın dönem hakkında bana bilgi verildi. Ancak kıyametin kopmasını Allah'tan başka hiç kimse bilemez” dedi ve ardından Deccalın ortaya çıkacağını söyleyip şöyle dedi: Sonra ben inip onu öldüreceğim ve ondan sonra insanlar kendi memleketlerine dönecekler. Bu defa onların karşısına Ye'cüc ve Me'cüc çıkıp her tepeden hızla hücum edecek, giderken rastladıkları her suyu içip tüketecek ve uğrayacakları her şeyi bozup alt-üst edecekler. Bunun üzerine insanlar feryat ederek Allah'a sığınacaklar. Ben de Ye'cüc ve Me'cüc'ü öldürmesi için Allah'a dua edeceğim. Onların leşlerinin kokusundan dolayı yeryüzü çok pis kokacak. İnsanlar bu kokudan yine Allah’a sığınacaklar. Ben yine Allah'a dua edeceğim, Allah da gökten bir su gönderecek ve o su onları taşıyıp denize atacaktır. Daha sonra dağlar ufaltılıp dağıtılacak, yeryüzü de tıpkı bir derinin soyulup genişletildiği gibi yayılıp genişletilecek. İşte bunlar olduktan sonra, kıyamet kopacaktır. Kıyametle ilgili bendeki bilgi budur. Kıyametin kopma zamanı hakkındaki bilgi, tıpkı hâmile kadının ne zaman doğum yapacağını bilemedikleri ev halkının bilgisi gibidir." Avvâm der ki: Bu bilginin tasdiki Allah’ın kitabında yer almaktadır: "Nihayet, Ye'cüc ile Me'cüc'ün sedleri açıldığı ve onlar her tepeden akın ettiği zaman…" (Enbiyâ, 96).
Bize Züheyr b. Harb, ona Cerîr, ona Umâre b. Ka'kâ, ona Ebu Zur'a, ona da Ebu Hureyre (ra) şöyle demiştir: “Temîm oğullarına sevgim hala devam etmektedir.” Bana İbn Selâm, ona Cerîr b. Abdulhamid, ona Muğîre, ona Hâris, ona Ebu Zur'a, ona da Ebu Hureyre (ra); (T) Bize Ebu Umâre, ona Ebu Zur'a, ona da Ebu Hureyre şöyle demiştir: Hz. Peygamber'in (sav) Temîm oğulları hakkında söylediği üç şeyi duyduktan sonra onlara olan sevgim daim oldu. Rasulullah onlar hakkında "ümmetimin Deccâl'a karşı en güçlü direniş gösterenleridir" buyurdu. Yine onların zekat malları geldiğinde Hz. Peygamber (sav) "bu mallar bizim kavmimizin sadakalarıdır" buyurdu. Âişe'nin elinde Temîm oğullarından esir bir cariye vardı. Rasulullah (sav), Âişe'ye: "Bu kadını azat et, çünkü o İsmail'in neslindendir" buyurdu.
Bize Züheyr b. Harb, ona Cerîr, ona Umâre b. Ka'kâ, ona Ebu Zur'a, ona da Ebu Hureyre (ra) şöyle demiştir: “Temîm oğullarına sevgim hala devam etmektedir.” Bana İbn Selâm, ona Cerîr b. Abdulhamid, ona Muğîre, ona Hâris, ona Ebu Zur'a, ona da Ebu Hureyre (ra); (T) Bize Ebu Umâre, ona Ebu Zur'a, ona da Ebu Hureyre şöyle demiştir: Hz. Peygamber'in (sav) Temîm oğulları hakkında söylediği üç şeyi duyduktan sonra onlara olan sevgim daim oldu. Rasulullah onlar hakkında "ümmetimin Deccâl'a karşı en güçlü direniş gösterenleridir" buyurdu. Yine onların zekat malları geldiğinde Hz. Peygamber (sav) "bu mallar bizim kavmimizin sadakalarıdır" buyurdu. Âişe'nin elinde Temîm oğullarından esir bir cariye vardı. Rasulullah (sav), Âişe'ye: "Bu kadını azat et, çünkü o İsmail'in neslindendir" buyurdu.