568 Kayıt Bulundu.
Bize Züheyr b. Harb, ona Cerir, ona Umare, ona Ebu Zür'a, ona da Ebu Hureyre, "Hz. Peygamber'in (sav) Temîm oğulları hakkında söylediği üç şeyi duyduktan sonra onlara olan sevgim daim oldu" yukarıdaki hadisin benzerini zikretmiştir.
Açıklama: Hadisin tamamı için B004366 numaralı hadise bakınız.
Bize Nasr b. Asım b. Ali el-Cehdamî, İbn Nümeyr, Ebu Küreyb ve Züheyr b. Harb, onlara Veki, ona el-Evzaî, ona Hassan b. Atiyye, ona Muhammed b. Ebu Aişe, ona da Ebu Hureyre; (T) (Bize el-Evzaî), ona Yahya b. Ebu Kesir, ona Ebu Seleme, ona da Ebu Hureyre'nin rivayet ettiğine göre Rasulullah (sav) şöyle buyurmuştur: "Sizden biri son teşehhüdde (tahiyyâtı okuduktan sonra) dört şeyden Allah'a sığınıp şöyle dua etsin: Allah'ım! Cehennem azabından, kabir azabından, hayatın ve ölümün fitnesinden ve Mesih Deccâlın fitnesinin şerrinden sana sığınıyorum."
Bize Kuteybe b. Said, ona Cerir, ona Muğîra, ona Haris, ona Ebu Zür'a, ona da Ebu Hureyre şöyle demiştir: Hz. Peygamber'in (sav) Temîm oğulları hakkında söylediği üç şeyi duyduktan sonra onlara olan sevgim daim oldu. Rasulullah onlar hakkında; "ümmetimin Deccâl'a karşı en güçlü direniş gösterenleridir" buyurdu. Yine onların zekat malları geldiğinde Hz. Peygamber (sav); "bu mallar bizim kavmimizin sadakalarıdır" buyurdu. Aişe'nin elinde Temîm oğullarından esir bir cariye vardı. Rasulullah (sav) Aişe'ye; "bu kadını azat et, çünkü o İsmail'in neslindendir" buyurdu.
Bize Müslim b. İbrahim, ona Hişam, ona Yahya, ona Ebu Seleme, ona da Ebu Hureyre (ra) şöyle demiştir: Peygamber (sav) şöyle dua ederdi: "Allah'ım! Kabir azabından, cehennem ateşinden, hayatın ve ölümün fitnelerinden ve Deccâl Mesîh fitnesinden sana sığınırım."
Bize Ebu Nuaym, ona Şeybân, ona Yahya, ona Ebu Seleme, ona da Ebu Hureyre'nin (ra) rivayet ettiğine göre Rasulullah (S) şöyle buyurmuştur: "Dikkat buyurun! Size, Deccâl'a dair, hiç bir peygamberin kendi ümmetine söylemediği, bir haber vereceğim. Onun bir gözü kördür. Yanında cennetin ve cehennemin yalancı temsilini gezdirecektir. Fakat onun cennet dediği cehennem, cehennem dediği de cennettir. Ben de sizi, tıpkı Nuh'un kavmini uyardığı gibi, Deccâl tehlikesine karşı uyarıyorum."
Bize Züheyr b. Harb, ona Cerîr, ona Umâre b. Ka'kâ, ona Ebu Zur'a, ona da Ebu Hureyre (ra) şöyle demiştir: “Temîm oğullarına sevgim hala devam etmektedir.” Bana İbn Selâm, ona Cerîr b. Abdulhamid, ona Muğîre, ona Hâris, ona Ebu Zur'a, ona da Ebu Hureyre (ra); (T) Bize Ebu Umâre, ona Ebu Zur'a, ona da Ebu Hureyre şöyle demiştir: Hz. Peygamber'in (sav) Temîm oğulları hakkında söylediği üç şeyi duyduktan sonra onlara olan sevgim daim oldu. Rasulullah onlar hakkında "ümmetimin Deccâl'a karşı en güçlü direniş gösterenleridir" buyurdu. Yine onların zekat malları geldiğinde Hz. Peygamber (sav) "bu mallar bizim kavmimizin sadakalarıdır" buyurdu. Âişe'nin elinde Temîm oğullarından esir bir cariye vardı. Rasulullah (sav), Âişe'ye: "Bu kadını azat et, çünkü o İsmail'in neslindendir" buyurdu.
Bize Ebu Yeman, ona Şuayb, ona Ebu Zinâd, ona Abdurrahman, ona da Ebu Hureyre'nin (ra) rivayet ettiğine göre Rasulullah (sav) şöyle buyurmuştur: "İki büyük grup birbiriyle savaşmadığı sürece Kıyamet kopmayacaktır. Davaları aynı olmasına rağmen bu iki grup arasında büyük bir savaş olacaktır. Otuza yakın yalancı deccal ortaya çıkmadıkça Kıyamet kopmayacaktır. Onların her biri kendisinin Allah'ın elçisi olduğunu iddia edecektir. İlim çekilip alınmadıkça, depremler çoğalmadıkça, zaman birbirine yaklaşmadıkça, fitneler zuhur etmedikçe, herc (هَرْج) yani öldürmeler çoğalmadıkça, zekatını kimin kabul edeceği konusunda kişiyi endişeye sevk edecek şekilde mal çoğalıp bollaşmadıkça, bu durumda zekatını bir kişiye teklif edip de o kişi 'Benim o mala ihtiyacım yok.' demedikçe, insanlar yüksek binalar yapma yarışına girmedikçe, birinin kabrine uğrayan başka bir kişi 'keşke onun yerinde ben olsaydım!' demedikçe; güneş, battığı yerden doğmadıkça Kıyamet kopmayacaktır. Güneş, batıdan doğduğu ve insanlar Kıyamet'in koptuğunu gördükleri vakit herkes ona iman edecektir. Heyhat! İşte o an daha önce iman etmemiş olan veya imanı konusunda bir hayır işlememiş olan kişiye, imanının faydasının olmadığı zamandır. Vallahi, Kıyamet mutlaka kopacaktır. Öyle ki iki kişi (alım satım için) aralarında kumaşlarını serecekler ancak onu ne aralarında alıp satabilecekler ne de toplayabilecekler. Vallahi, Kıyamet mutlaka kopacaktır. Öyle ki kişi sağmal devesinin sütüyle dönecek ancak onu içemeyecektir. Vallahi, Kıyamet mutlaka kopacaktır. Öyle ki kişi havuzunu sıvayıp tamir edecek ancak ondan su içemeyecektir. Vallahi, Kıyamet mutlaka kopacaktır. Öyle ki kişi lokmasını ağzına doğru götürecek ancak onu yiyemeyecektir."
Bize Muhammed b. Beşşâr, ona Yezîd b. Harun, ona Avvâm b. Havşeb, ona Cebele b. Suhaym, ona Mü’sir b. Afâze, ona da Abdullah b. Mes'ûd (ra.) şöyle anlattı: "Miraç gecesinde, Rasulullah (sav) Hz. İbrahim, Hz. Musa ve Hz. İsa ile karşılaştı. Aralarında kıyameti müzakere ettiler. Önce Hz. İbrahim’den başladılar ve ona kıyameti sordular. Fakat onda kıyamet hakkında bir bilgi yoktu. Sonra Hz. Musa’ya sordular, onda da bilgi yoktu. Söz Meryem oğlu İsa gelince “Kıyametin kopmasına yakın dönem hakkında bana bilgi verildi. Ancak kıyametin kopmasını Allah'tan başka hiç kimse bilemez” dedi ve ardından Deccalın ortaya çıkacağını söyleyip şöyle dedi: Sonra ben inip onu öldüreceğim ve ondan sonra insanlar kendi memleketlerine dönecekler. Bu defa onların karşısına Ye'cüc ve Me'cüc çıkıp her tepeden hızla hücum edecek, giderken rastladıkları her suyu içip tüketecek ve uğrayacakları her şeyi bozup alt-üst edecekler. Bunun üzerine insanlar feryat ederek Allah'a sığınacaklar. Ben de Ye'cüc ve Me'cüc'ü öldürmesi için Allah'a dua edeceğim. Onların leşlerinin kokusundan dolayı yeryüzü çok pis kokacak. İnsanlar bu kokudan yine Allah’a sığınacaklar. Ben yine Allah'a dua edeceğim, Allah da gökten bir su gönderecek ve o su onları taşıyıp denize atacaktır. Daha sonra dağlar ufaltılıp dağıtılacak, yeryüzü de tıpkı bir derinin soyulup genişletildiği gibi yayılıp genişletilecek. İşte bunlar olduktan sonra, kıyamet kopacaktır. Kıyametle ilgili bendeki bilgi budur. Kıyametin kopma zamanı hakkındaki bilgi, tıpkı hâmile kadının ne zaman doğum yapacağını bilemedikleri ev halkının bilgisi gibidir." Avvâm der ki: Bu bilginin tasdiki Allah’ın kitabında yer almaktadır: "Nihayet, Ye'cüc ile Me'cüc'ün sedleri açıldığı ve onlar her tepeden akın ettiği zaman…" (Enbiyâ, 96).
Bize Züheyr b. Harb, ona Cerîr, ona Umâre b. Ka'kâ, ona Ebu Zur'a, ona da Ebu Hureyre (ra) şöyle demiştir: “Temîm oğullarına sevgim hala devam etmektedir.” Bana İbn Selâm, ona Cerîr b. Abdulhamid, ona Muğîre, ona Hâris, ona Ebu Zur'a, ona da Ebu Hureyre (ra); (T) Bize Ebu Umâre, ona Ebu Zur'a, ona da Ebu Hureyre şöyle demiştir: Hz. Peygamber'in (sav) Temîm oğulları hakkında söylediği üç şeyi duyduktan sonra onlara olan sevgim daim oldu. Rasulullah onlar hakkında "ümmetimin Deccâl'a karşı en güçlü direniş gösterenleridir" buyurdu. Yine onların zekat malları geldiğinde Hz. Peygamber (sav) "bu mallar bizim kavmimizin sadakalarıdır" buyurdu. Âişe'nin elinde Temîm oğullarından esir bir cariye vardı. Rasulullah (sav), Âişe'ye: "Bu kadını azat et, çünkü o İsmail'in neslindendir" buyurdu.
Bize Züheyr b. Harb, ona Cerîr, ona Umâre b. Ka'kâ, ona Ebu Zur'a, ona da Ebu Hureyre (ra) şöyle demiştir: “Temîm oğullarına sevgim hala devam etmektedir.” Bana İbn Selâm, ona Cerîr b. Abdulhamid, ona Muğîre, ona Hâris, ona Ebu Zur'a, ona da Ebu Hureyre (ra); (T) Bize Ebu Umâre, ona Ebu Zur'a, ona da Ebu Hureyre şöyle demiştir: Hz. Peygamber'in (sav) Temîm oğulları hakkında söylediği üç şeyi duyduktan sonra onlara olan sevgim daim oldu. Rasulullah onlar hakkında "ümmetimin Deccâl'a karşı en güçlü direniş gösterenleridir" buyurdu. Yine onların zekat malları geldiğinde Hz. Peygamber (sav) "bu mallar bizim kavmimizin sadakalarıdır" buyurdu. Âişe'nin elinde Temîm oğullarından esir bir cariye vardı. Rasulullah (sav), Âişe'ye: "Bu kadını azat et, çünkü o İsmail'in neslindendir" buyurdu.