Öneri Formu
Hadis Id, No:
157179, BS019896
Hadis:
أَخْبَرَنَا أَبُو عَبْدِ اللَّهِ الْحَافِظُ وَأَبُو سَعِيدِ بْنُ أَبِى عَمْرٍو قَالاَ حَدَّثَنَا أَبُو الْعَبَّاسِ : مُحَمَّدُ بْنُ يَعْقُوبَ حَدَّثَنَا جَعْفَرُ بْنُ مُحَمَّدِ بْنِ شَاكِرٍ حَدَّثَنَا مُحَمَّدٌ يَعْنِى ابْنَ سَابِقٍ حَدَّثَنَا شَيْبَانُ عَنْ فِرَاسٍ عَنْ عَامِرٍ عَنْ عَبْدِ اللَّهِ هُوَ ابْنُ عَمْرٍو رَضِىَ اللَّهُ عَنْهُمَا قَالَ : جَاءَ أَعْرَابِىٌّ إِلَى رَسُولِ اللَّهِ -صلى الله عليه وسلم- فَقَالَ : مَا الْكَبَائِرُ؟ قَالَ :« الإِشْرَاكُ بِاللَّهِ ». قَالَ : ثُمَّ مَاذَا؟ قَالَ :« ثُمَّ عُقُوقُ الْوَالِدَيْنِ ». قَالَ : ثُمَّ مَاذَا؟ قَالَ :« ثُمَّ الْيَمِينُ الْغَمُوسُ ». قَالَ فَقُلْتُ لِعَامِرٍ : مَا الْيَمِينُ الْغَمُوسُ؟ قَالَ : الَّذِى يَقْتَطِعُ مَالَ امْرِئٍ مُسْلِمٍ بِيَمِينِهِ وَهُوَ فِيهَا كَاذِبٌ.
Tercemesi:
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Beyhakî, Sünen-i Kebir, Eymân 19896, 20/82
Senetler:
1. Ebu Muhammed Abdullah b. Amr es-Sehmî (Abdullah b. Amr b. Âs b. Vail b. Haşim)
2. Ebu Amr Amir eş-Şa'bî (Amir b. Şerahil b. Abdin)
3. Ebu Yahya Firas b. Yahya el-Hemdanî (Firas b. Yahya)
4. Ebu Muaviye Şeyban b. Abdurrahman et-Temimi (Şeyban b. Abdurrahman)
5. Ebu Cafer Muhammed b. Sabık et-Temimi (Muhammed b. Sabık)
6. Ebu Muhammed Cafer b. Muhammed es-Sâiğ (Cafer b. Muhammed b. Şakir)
7. Muhammed b. Yakub el-Ümevî (Muhammed b. Yakub b. Yusuf b. Ma'kil b. Sinan b. Abdullah)
8. Ebu Said Muhammed b. Musa b. Şazan (Muhammed b. Musa b. Fadl b. Şâzân)
8. Hakim en-Nîsâbûrî (Muhammed b. Abdullah b. Hamdûye b. Nu'aym b. el-Hakem)
Konular:
Büyük Günah, büyük günahlar
İsyan, anne-babaya isyan, saygısızlık
Lanet, Aile, Anne-Babaya lanet, sövme
Şirk, şirk koşmak
Yemin, Alış-verişte yalan yere
حدثنا موسى بن إسماعيل قال حدثنا همام عن قتادة عن أنس عن معاذ قال كنت رديف النبي صلى الله عليه وسلم صلى الله عليه وسلم فقال : يا معاذ قلت لبيك وسعديك ثم قال مثله ثلاثا هل تدري ما حق الله على العباد أن يعبدوه ولا يشركوا به شيئا ثم سار ساعة فقال يا معاذ قلت لبيك وسعديك قال هل تدري ما حق العباد على الله عز وجل إذا فعلوا ذلك أن لا يعذبهم
Öneri Formu
Hadis Id, No:
165641, EM000943
Hadis:
حدثنا موسى بن إسماعيل قال حدثنا همام عن قتادة عن أنس عن معاذ قال كنت رديف النبي صلى الله عليه وسلم صلى الله عليه وسلم فقال : يا معاذ قلت لبيك وسعديك ثم قال مثله ثلاثا هل تدري ما حق الله على العباد أن يعبدوه ولا يشركوا به شيئا ثم سار ساعة فقال يا معاذ قلت لبيك وسعديك قال هل تدري ما حق العباد على الله عز وجل إذا فعلوا ذلك أن لا يعذبهم
Tercemesi:
— Muaz'dan rivayet edildiğine göre, demiştir ki:
— Ben Peygamber fStUbülakS Aleyhi, ve $€İkm) 'in terkisinde idim
— Lebbeyk ve Sa'deyk = Devamlı olarak sebatla emrindeyim, dedim. Sonra üç defa aynım söyledi.
«— Allah'ın kullar üzerindeki hakkı nedir, bilir misin? Bu hak ona ibadet etmek ve ona hiç bir şeyi ortafk koşmamaktır.» Sonra bir müddet yürüyüp şöyle buyurdu :
Ey Muaz!»
Ben: «Lebbeyk ve Sa'deyk,» dedim. Peygamber:
«— Kullar Allah'ın bu hakkım yerine getirdikleri zaman, kulların, Azız ve Yüce olan. Allah üzerindeki hakkı nedir, bUir misin? (8u hak) Allah'ın onlara asab etmemesidir.» buyurdu.[610]
Lebbeyk ve Sa'deyk kelimeleri Arapça ifadelerde bir arada kullanılırlar. Daha çok Lebbsyk kelimesi yalnız başına İstimal edilir. Labbeyk = daima sona İtaat üzereyim ve Sa'deyk = devamlı olarak emrindeyim, sana yardımcıyım mânâlarını ifade ederler. Bu İfadeler hac mevsiminde ihrama girildiği zaman Cenab-ı Hakka teslimiyet ve onun emirlerine icabet yerinde çok çok tekrarlanıp söylenen kelimelerdir. Bunlar, Allah Tealâ Hazretlerine kaYşı söylenmekle beraber, kullar için de kullanılmalarında bir beis bulunmadığına bu hadîs-i şerîf delil bulunmaktadır. Zira Mu az ibni Cebel, Hz. Peygamber'le yaptıkları bir yolculuk sırasında aynı hayvan üzerinde ve Muaz Peygamberin arkasında redifte, yani hayvanın terkisinde giderlerken aralarında cereyan eden konuşmalarda bu ifadeleri Hz. Peygamber'e karşı kullanmışlardır. Peygamber Efendimiz de onu bu gibi ifadeleri kullanmaktan alıkoymamışlardır.
Allah Tealâ, kendisine İtaat ve ibadet etsinler diye insanları ve cinleri yaratmıştır. İbadetin başı ve esası Allah'a ortak koşmamak, onun üstünde başka bir varlık tanımamaktır. Yaratılışın hikmeti bu olduğu için, AHah'tn kulları üzerindeki hakkı budur. Bu hak ve vazife kullar tarafından yerine getirildiği zaman, onlara azab edilmesi gerekir ve buna kullar yine Allah'ın bir lütfü olarak hak kazanırlar, cennetlik olurlar.[611]
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Buhârî, el-Edebü'l-Müfred, 943, /735
Senetler:
1. Ebu Abdurrahman Muaz b. Cebel el-Ensarî (Muaz b. Cebel b. Amr b. Evs b. Âiz)
2. Enes b. Malik el-Ensarî (Enes b. Malik b. Nadr b. Damdam b. Zeyd b. Haram)
3. Ebu Hattab Katade b. Diame es-Sedusî (Katade b. Diame b. Katade)
4. Ebu Abdullah Hemmâm b. Yahya el-Avzî (Hemmâm b. Yahya b. Dinar)
5. Ebu Seleme Musa b. İsmail et-Tebûzeki (Musa b. İsmail)
Konular:
Allah İnancı, Allah'ın kulu ile ilişkisi
Allah İnancı, azabı çetindir
Haklar, Allah'ın kulları üzerindeki/Kulların Allah üzerindeki
Hz. Peygamber, hitap şekilleri
Şirk, şirk koşmak
Öneri Formu
Hadis Id, No:
153008, BS15938
Hadis:
أَخْبَرَنَا أَبُو بَكْرٍ : أَحْمَدُ بْنُ الْحَسَنِ الْقَاضِى أَخْبَرَنَا أَبُو سَهْلٍ : أَحْمَدُ بْنُ مُحَمَّدِ بْنِ عَبْدِ اللَّهِ بْنِ زِيَادٍ الْقَطَّانُ حَدَّثَنَا عَبْدُ الْكَرِيمِ بْنُ الْهَيْثَمِ حَدَّثَنَا أَبُو الْيَمَانِ ح وَأَخْبَرَنَا أَبُو عَبْدِ اللَّهِ الْحَافِظُ أَخْبَرَنِى أَبُو مُحَمَّدٍ : أَحْمَدُ بْنُ مُحَمَّدِ بْنِ عَبْدِ اللَّهِ الْمُزَنِىُّ فِيمَا قَرَأْتُهُ عَلَيْهِ وَأَبُو عَلِىٍّ : حَامِدُ بْنُ مُحَمَّدٍ الْهَرَوِىُّ قَالاَ حَدَّثَنَا عَلِىُّ بْنُ مُحَمَّدِ بْنِ عِيسَى حَدَّثَنَا أَبُو الْيَمَانِ قَالَ أَخْبَرَنِى شُعَيْبٌ عَنِ الزُّهْرِىِّ قَالَ أَخْبَرَنِى أَبُو إِدْرِيسَ : عَائِذُ اللَّهِ بْنُ عَبْدِ اللَّهِ عَنْ عُبَادَةَ بْنِ الصَّامِتِ أَنَّ رَسُولَ اللَّهِ -صلى الله عليه وسلم- قَالَ وَحَوْلَهُ عِصَابَةٌ مِنْ أَصْحَابِهِ :« بَايِعُونِى عَلَى أَنْ لاَ تُشْرِكُوا بِاللَّهِ شَيْئًا وَلاَ تَسْرِقُوا وَلاَ تَزْنُوا وَلاَ تَقْتُلُوا أَوْلاَدَكُمْ وَلاَ تَأْتُوا بِبُهْتَانٍ تَفْتَرُونَهُ بَيْنَ أَيْدِيكُمْ وَأَرْجُلِكُمْ وَلاَ تَعْصُوا فِى مَعْرُوفٍ فَمَنْ وَفَى مِنْكُمْ فَأَجْرُهُ عَلَى اللَّهِ وَمَنْ أَصَابَ شَيْئًا مِنْ ذَلِكَ فَعُوقِبَ بِهِ فِى الدُّنْيَا فَهُوَ لَهُ كَفَّارَةٌ وَمَنْ أَصَابَ مِنْ ذَلِكَ شَيْئًا ثُمَّ سَتَرَهُ فَأَمْرُهُ إِلَى اللَّهِ إِنْ شَاءَ عَفَا عَنْهُ وَإِنْ شَاءَ عَاقَبَهُ ». قَالَ فَبَايَعْنَاهُ عَلَى ذَلِكَ. لَفْظُ حَدِيثِهِمَا سَوَاءٌ إِلاَّ أَنَّ فِى رِوَايَةِ الْقَاضِى عَنْ عُبَادَةَ بْنِ الصَّامِتِ وَقَدْ شَهِدَ بَدْرًا وَهُوَ أَحَدُ النُّقَبَاءِ لَيْلَةَ الْعَقَبَةِ. رَوَاهُ الْبُخَارِىُّ فِى الصَّحِيحِ عَنْ أَبِى الْيَمَانِ وَأَخْرَجَهُ مُسْلِمٌ مِنْ وَجْهٍ آخَرَ عَنِ الزُّهْرِىِّ.
Tercemesi:
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Beyhakî, Sünen-i Kebir, Tahrîmu'l-katl 15938, 16/139
Senetler:
1. Ebu Velid Ubade b. Samit el-Ensari (Ubade b. Samit b. Kays)
2. Ebu İdris el-Havlanî (Aizullah b. Abdullah b. Amr)
3. Ebu Bekir Muhammed b. Şihab ez-Zührî (Muhammed b. Müslim b. Ubeydullah b. Abdullah b. Şihab)
4. Şuayb b. Ebu Hamza el-Ümevi (Şuayb b. Dinar)
5. Ebu Yeman Hakem b. Nafi' el-Behrânî (Hakem b. Nafi')
6. Ebu Hasa Ali b. Muhammed el-Cekkanî (Ali b. Muhammed b. İsa)
6. Ebu Yahya Abdulkerim b. el-Heysem ed-Deyr Âkûlî (Abdulkerim b. Heysem b. Ziyâd b. İmrân)
7. Ebu Sehl Ahmed b. Muhammed el-Mettûsî (Ahmed b. Muhammed b. abdullah b. Ziyâd b. İbâd)
7. Ebu Muhammed Ahmed b. Abdullah el-Muğaffeli (Ahmed b. Abdullah b. Muhammed b. Abdullah b. Bişr b. Muğaffel)
7. Ebû Ali Hâmid b. Muhammed el-Herevî (Hâmid b. Muhammed b. Abdullah b. Muhammed b. Muâz)
8. Hakim en-Nîsâbûrî (Muhammed b. Abdullah b. Hamdûye b. Nu'aym b. el-Hakem)
Konular:
Biat, biat alımı
Hırsızlık
Musibet, Sıkıntı, musibet ve belalar günahlara keffarettir
Şirk, şirk koşmak
Tevbe, istiğfar, bağışlanma dilemek
Yargı, adam öldürmek
Zina, nikahsız, gayr-i meşru ilişki,
Zina, Zina
Zina, zina isnadı / kazf
Öneri Formu
Hadis Id, No:
154354, BS17211
Hadis:
أَخْبَرَنَا أَبُو بَكْرٍ : أَحْمَدُ بْنُ مُحَمَّدِ بْنِ غَالِبٍ الْخَوَارِزْمِىُّ الْحَافِظُ بِبَغْدَادَ حَدَّثَنَا أَبُو الْعَبَّاسِ : مُحَمَّدُ بْنُ أَحْمَدَ بْنِ حَمْدَانَ النَّيْسَابُورِىُّ حَدَّثَنَا الْحَسَنُ بْنُ عَلِىِّ بْنِ زِيَادٍ حَدَّثَنَا عَبْدُ الْعَزِيزِ بْنُ عَبْدِ اللَّهِ الأُوَيْسِىُّ حَدَّثَنَا سُلَيْمَانُ بْنُ بِلاَلٍ عَنْ ثَوْرِ بْنِ زَيْدٍ عَنْ أَبِى الْغَيْثِ عَنْ أَبِى هُرَيْرَةَ أَنَّ رَسُولَ اللَّهِ -صلى الله عليه وسلم- قَالَ :« اجْتَنِبُوا السَّبْعَ الْمُوبِقَاتِ ». قَالُوا : يَا رَسُولَ اللَّهِ وَمَا هُنَّ؟ قَالَ :« الشِّرْكُ بِاللَّهِ وَالسِّحْرُ وَقَتْلُ النَّفْسِ الَّتِى حَرَّمَ اللَّهُ إِلاَّ بِالْحَقِّ وَأَكْلُ الرِّبَا وَأَكْلُ مَالِ الْيَتِيمِ وَالتَّوَلِّى يَوْمَ الزَّحْفِ وَقَذْفُ الْغَافِلاَتِ الْمُؤْمِنَاتِ ». وَفِى رِوَايَةِ غَيْرِهِ :« وَقَذْفُ الْمُحْصَنَاتِ الْمُؤْمِنَاتِ الْغَافِلاَتِ ». رَوَاهُ الْبُخَارِىُّ فِى الصَّحِيحِ عَنْ عَبْدِ الْعَزِيزِ الأُوَيْسِىِّ وَأَخْرَجَهُ مُسْلِمٌ مِنْ وَجْهٍ آخَرَ عَنْ سُلَيْمَانَ بْنِ بِلاَلٍ.
Tercemesi:
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Beyhakî, Sünen-i Kebir, Hudûd 17211, 17/276
Senetler:
1. Ebu Hureyre ed-Devsî (Abdurrahman b. Sahr)
2. Ebu Ğays Salim el-Adevi (Salim)
3. Ebu Halid Sevr b. Yezid er-Rahbî (Sevr b. Yezid b. Ziyad)
4. Ebu Muhammed Süleyman b. Bilal el-Kuraşi (Süleyman b. Bilal)
5. Abdulaziz b. Abdullah el-Üveysi (Abdulaziz b. Abdullah b. Yahya b. Amr b. Üveys)
6. Hasan b. Ali et-Tâhûnî (Hasan b. Ali b. Ziyad)
7. Muhammed b. Ahmed en-Nîsaburî (Muhammed b. Ahmed b. Hamdan b. Ali b. Abdullah b. Sinan)
8. Ebu Bekir Ahmed b. Muhammed el-Berkânî (Ahmed b. Muhammed b. Ahmed b. Ğalib)
Konular:
Faiz, Riba
İftira, iffetli kimseye
Savaş, Savaştan kaçmak
Sihir, sihir/büyü
Şirk, şirk koşmak
Yargı, adam öldürmek
Yargı, İnsanı öldürmek, sadece üç durumda meşru
Yetim,
Yetim, Yetim malı
Zâni, Katil, Mürtet, kanı helal olan üç grup insan
Zina, zina isnadı / kazf
حَدَّثَنَا حُمَيْدُ بْنُ مَسْعَدَةَ حَدَّثَنَا بِشْرُ بْنُ الْمُفَضَّلِ ،حَدَّثَنَا الْجُرَيْرِيُّ ، عَنْ عَبْدِ الرَّحْمَنِ بْنِ أَبِي بَكْرَةَ ، عَنْ أَبِيهِ ، قَالَ : قَالَ رَسُولُ اللهِ صلى الله عليه وسلم : أَلا أُحَدِّثُكُمْ بِأَكْبَرِ الْكَبَائِرِ ؟ قَالُوا : بَلَى يَا رَسُولَ اللهِ قَالَ : الإِشْرَاكُ بِاللَّهِ ، وَعُقُوقُ الْوَالِدَيْنِ قَالَ : وَجَلَسَ رَسُولُ اللهِ صلى الله عليه وسلم ، وَكَانَ مُتَّكِئًا ، قَالَ : وَشَهَادَةُ الزُّورِ ، أَوْ قَوْلُ الزُّورِ ، قَالَ : فَمَا زَالَ رَسُولُ اللهِ صلى الله عليه وسلم ، يَقُولُهَا حَتَّى قُلْنَا : لَيْتَهُ سَكَتَ
Öneri Formu
Hadis Id, No:
159471, TŞ000131
Hadis:
حَدَّثَنَا حُمَيْدُ بْنُ مَسْعَدَةَ حَدَّثَنَا بِشْرُ بْنُ الْمُفَضَّلِ ،حَدَّثَنَا الْجُرَيْرِيُّ ، عَنْ عَبْدِ الرَّحْمَنِ بْنِ أَبِي بَكْرَةَ ، عَنْ أَبِيهِ ، قَالَ : قَالَ رَسُولُ اللهِ صلى الله عليه وسلم : أَلا أُحَدِّثُكُمْ بِأَكْبَرِ الْكَبَائِرِ ؟ قَالُوا : بَلَى يَا رَسُولَ اللهِ قَالَ : الإِشْرَاكُ بِاللَّهِ ، وَعُقُوقُ الْوَالِدَيْنِ قَالَ : وَجَلَسَ رَسُولُ اللهِ صلى الله عليه وسلم ، وَكَانَ مُتَّكِئًا ، قَالَ : وَشَهَادَةُ الزُّورِ ، أَوْ قَوْلُ الزُّورِ ، قَالَ : فَمَا زَالَ رَسُولُ اللهِ صلى الله عليه وسلم ، يَقُولُهَا حَتَّى قُلْنَا : لَيْتَهُ سَكَتَ
Tercemesi:
Ebû Bekre anlatıyor :
Resûlullah (s.a.s) Efendimiz bir gün :
"Sizlere, büyük günâhların en büyüklerini haber vereyim mi" buyuruyorlar. Orada bulunan ashâb :
"Lütfen yâ Resûllahlah!'. Dinliyoruz!." dediklerinde;
"Allah'a şirk koşmak, anaya-babaya isyan etmek, büyük günâhların en büyüğüdür" buyurdular.
Ebû Bekre, ilâve eder : Peygamber Efendimiz, bu sözünü söylerken bir şeye dayanmış vaziyette idiler. Hemen toplanıp oturdular ve sözlerine şöyle devam ettiler :
"Büyük günâhlardan birisi de, yalancı şahitliktir veya "yalan söz söylemektir!."
Ebû Bekre anlatmaya devam ederek; Peygamber Efendimiz, "Yalancı şahitlik de büyük günâhlardandır" cümlesini, üzerine basa basa o kadar tekrar ettiler ki, bizler, "Ne olur, artık sözlerini bitirseler de daha fazla üzülmeseler" dedik, der.
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Tirmizî, Şemail-i Muhammediyye, 131, /240
Senetler:
1. Ebu Bekre Nüfey' b. Mesruh es-Sekafî (Nüfey' b. Haris b. Kelde)
2. Ebu Bahr Abdurrahman b. Ebu Bekre es-Sekafî (Abdurrahman b. Nüfey b. Haris)
3. Ebu Mesud Said b. İyâs el-Cüreyrî (Said b. İyâs)
4. Ebu İsmail Bişr b. Mufaddal er-Rakâşi (Bişr b. Mufaddal b. Lahik)
5. Humeyd b. Mes'ade es-Sami (Humeyd b. Mes'ade b. Mübarek)
Konular:
Adab, oturma adabı
Büyük Günah, büyük günahlar
Hz. Peygamber, sahabeyle iletişimi
Hz. Peygamber, şemaili
Hz. Peygamber, vasıfları, şemaili, hasaisi
İsyan, anne-babaya isyan, saygısızlık
Şahitlik, yalancı şahitlik
Şirk, şirk koşmak