239 Kayıt Bulundu.
Bize Nuh b. Habib el-Kûmesi, ona Yahya b. Said, ona İbn Cüreyc, ona Atâ, ona Safvan b. Ya'lâ b. Ümeyye, babasının şöyle anlattığını rivayet etti: Rasulullah'a (sav) vahiy inerken keşke kendisini bir görebilsem diye içimden geçirdim. Biz Ci'râne mevkiinde iken Hz. Peygamber (sav) bir çadırda bulunuyordu. O esnada kendisine vahiy gelmişti. Ömer bana gel diye işaret etti. Kafamı çadırdan içeri soktum. O sırada umre için bir cübbe giyerek ihrama girmiş ve koku da sürünmüş bir adam gelerek 'Ey Allah'ın Rasulü! cübbeyle ihrama girmiş bir adam için ne dersiniz' dedi. O sırada vahiy indiği için Rasulullah (sav) hırıltılı ses çıkarıyordu. Vahiy bitip açılınca "Az önce soru soran adam nerede?" diye sordu. Adam yanına getirilince, Rasulullah (sav) şöyle buyurdu: "Cübbeye gelince, onu çıkar. Kokuya gelince, onu yıka. Sonra da ihrama yeniden gir." Ebu Abdurrahman 'Sonra ihrama yeniden gir.' ifadesini kullandı. Ben Nuh b. Habbîb'ten başka bu cümleyi nakleden var mı bilmiyorum. Bunun makbul olduğunu da zannetmiyorum. En doğrusunu Allah bilir.
Açıklama: ''الْوَرْسُ'', cehri demek olup Arabistan, Habeşistan ve Hindistan'da yetişen bir bitkidir. Ondan kırmızı boya elde edilir. ''السَّرَاوِيلَ'' kelimesinin anlamını ''iç çamaşırı'', ''iç giysisi'' ya da ''içlik'' karşılayamayacağı düşünüldüğünden tercümede ''külot'' kelimesi tercih edilmiştir.