81 Kayıt Bulundu.
Bize Muhammed b. Abdullah b. Nümeyr, ona babası, ona Zekeriya, ona Âmir, ona Urve b. el-Muğîre, ona da babası şunu rivayet etmiştir: “Bir gece Hz. Peygamber (sav) ile birlikte yürüyordum. Bana, ‘Yanında su var mı?’ diye sordu, ‘Evet’ dedim. Bunun üzerine hayvanından indi ve gecenin karanlığında gözden kayboluncaya kadar yürüdü. (İhtiyacını giderdikten) sonra geri geldi. Ben kendisine ibrikten su döktüm. Yüzünü yıkadı. Üzerinde yünden bir cübbe vardı (cübbe dar geldiği için kollarını) çıkaramadı. Sonra kollarını cübbenin altından çıkarıp yıkadı. Başını mesh etti. Sonra ben mestlerini çıkarmak için eğildim. Bana, ‘Bırak onları, çünkü ben onları ayaklarım temiz iken giydim’ buyurdu, sonra mestlerin üzerine mesh etti.”
Açıklama: Yukarıdaki ibarede, فَقَالَ لِى «"» kısmında Arapça metin eksik çıktı. Müslim'de «أَمَعَكَ مَاءٌ؟» cümlesi bulunmaktadır.
Bize Osman b. Ahmed ed-Dekkak, ona Ebû Kılâbe, ona Ma’mer b. Muhammed b. Ubeydullah b. Ebî Râfi’, ona babası, ona Ubeydullah, ona da Ebû Râfi’ (ra) şöyle dedi: “Rasûlullah (sav) abdest alırken parmağındaki yüzüğü hareket ettirirdi.” Ma’mer ve babası zayıftırlar.
Bize el-Hüseyin b. İsmail, ona Ubeydullah b. Sa’d b. İbrahim, ona amcası, ona babası, ona Muhammed b. İshak, ona Muhammed b. İbrahim, ona Muâz b. Abdurrahman b. Osman b. Ubeydullah b. Ma’mer et-Teymî, ona Osman b. Affân’ın âzâdlısı Humrân, ona da Osman b. Affân (ra), “- Gelin! Sizin için Rasûlullah’ın (sav) abdest aldığı gibi abdest alayım” demiş. Sonra Hz. Osman (ra) yüzünü ve dirseklerine kadar kollarını yıkamış, pazılarının etrafını iyice sıvazlamış, sonra başını meşhetmiş, sonra parmaklarıyla kulaklarını ve sakalını meşhetmiş, sonra da ayaklarını yıkamış.
Bize el-Humeydî, ona Süfyan, ona Ebû's-Sevdâ Amr en-Nehdî, ona İbn Abd Hayr, ona da babası şöyle rivâyet etti: "Ali b. Ebî Talib'in ayaklarının üstünü mesh ettiğini gördüm. Dedi ki: "Eğer ben Rasûlullah'ın (sav) ayaklarının üstünü mesh ettiğini görmeseydim, ayak tabanlarını mesh etmenin daha doğru olduğunu düşünürdüm." [Ebû Bekir dedi ki: Ayakları mesh etme işi, mestlerin üzerine mesh sünnettir. Mestin üzerinden başka bir yerine yapıl ası ise nesh edilmiştir.]
Bize el-Hüseyin b. İsmail, ona Yusuf b. Musa, ona Hişâm b. Abdülmelik ile el-Haccâc b. el-Minhâl, -buradaki lafız Ebû’l-Velîd’indir-, onlara Hemmâm, ona İshak b. Abdullah b. Ebî Talha, ona Ali b. Yahya b. Hallâd, ona babası, ona da amcası Rifâa b. Râfi’ –Rifâa ve Malik b. Râfî’ kardeştirler ve Bedir ehlindendirler- şöyle dedi: “Rasûlullah’ın (sav) huzurunda oturuyorduk. –Yahut Rasûlullah (sav) oturuyordu, biz de etrafında toplanmıştık-. Birden adamın biri geldi, kıbleye doğru döndü ve namaz kıldı. Namazını bitirince yanımıza geldi, Rasûlullah’a (sav) ve bizlere selam verdi. Hz. Peygamber (sav) ona, “- Aleyküm selam, ama sen git namazını tekrar kıl, çünkü sen namaz kılmadın” buyurdu. Adam dönüp tekrar namaz kılyr, biz de onu gözetliyorduk. Adamın ne hata ettiğini anlayamadık. Namazı bitirince adam tekrar yanımıza geldi, Rasûlullah’a (sav) ve yanındakilere selam verdi. Hz. Peygamber (sav) yine, “- Aleyküm selam, ama sen git namazını tekrar kıl, çünkü sen namaz kılmadın” buyurdu. Ravi Hemmâm diyor ki: Rasûlullah (sav) bu sözü ona iki defa mı yoksa üç defa mı söyledi hatırlamıyorum. Adam, “- Vallahi, namazda ne hata ettiğimi bilemiyorum” dedi. Bunun üzerine Rasûlullah (sav) şöyle buyurdu: “Güzelce abdest alıp yüzünü ve dirseklerine kadar kollarını yıkamadıkça, başını meshetmedikçe ve ayaklarını da topuklarıyla birlikte yıkamadıkça hiç birinizin namazı tam olmaz. Sonra namaza durunca ‘Allahu ekber’ der, O’na senâ eder, sonra ümmül Kur’ân’ı (Fâtiha’yı)arkasından bildiği ve kolayına gelen âyetleri okur. Sonra tekbir alıp rükûya gider, ellerini diz kapaklarına koyar, mafsalları tam sabirlenecek derecede rükû yapar, Sonra ‘Semiallahu limen hamideh’ diyerek kalkar, sırtı dümdüz hale gelinceye kadar doğrulur, vücudunun her kemii yerine oturur. Sonra tekbir alıp secdeye gider, yüzünü –ravi Hemmâm, bazen alnını, derdi- yere koyar, mafsalları yerine oturup rahatlayacak derecede secde yapar. Sonra tekbir alıp kalkar, kabaları üzerine oturur ve sırtı dümdüz hale gelir.” Hz. Peygamber (sav) dört rekâtlık namazı bu şekilde tarif etti. Sonra tekrar buyurdu ki: “Bunları yapmadıkça hiç birinizin namazı tam olmaz.”
Bize kadı el-Hüseyin b. İsmail, ona Ahmed b. el-Mikdâm, ona Muhammed b. Bekir, ona Ubeydullah b. Ebî Ziyâd el-Kaddâh, ona Abdullah b. Ubeyd b. Umeyr, ona Ebû Alkame’nin haber verdiğine göre; bir gün Osman b. Affân (ra) abdest almak için su istedi. Sonra Rasûlullah’ın (sav) ashabından bazı insanları çağırdı. Suyu önce sağ eliyle sol eline döktü ve ellerini üç kez yıkadı. Sonra üçer kez ağzına ve burnuna su verdi. Sonra üç defa yüzünü yıkadı. Sonra kollarını dirseklerine kadar üçer defa yıkadı. Sonra başını meşhetti. Sonra ayaklarını yıkayıp temizledi. Sonra da, “Ben Rasûlullah’ın (sav), şu benim size gösterdiğim gibi abdest aldığını gördüm ve sonra da şöyle buyurdu” dedi: “Her kim abdestini güzelce alır, sonra da iki rekât namaz kılarsa, annesinden doğduğu gün gibi günahlarından arınır.” Sonra Hz. Osman, birine işaret ederek, “- Öyle değil mi ey falan?” dedi. O da, “- Evet, hatta ben, Rasûlullah’ın (sav) ashabının da böyle abdest aldıklarını gördüm” dedi. Bunun üzerine Hz. Osman (ra), “Bu konuda bana muvafakat ettiğiniz için Allah’a hamdolsun” dedi.
Bize İshak b. İbrahim ve Ali b. Haşrem, onlara İsa b. Yunus, -İshak 'bize haber verdi'; İsa 'bize tahdis etti' ifadesini kullanmıştır.- ona A'meş, ona Müslim, ona Mesrûk, ona Mugîre b. Şu'be şöyle rivayet etmiştir: "Rasulullah (sav) hacetini görmek için çıkmıştı. Geri dönünce onu su kabı ile karşıladım ve ona su döktüm. Önce ellerini yıkadı. Ardından yüzünü yıkadı. Kollarını yıkamak istedi ama üzerindeki cübbe dar geldiği (için kollarını hemen çıkaramadı). Sonra onları cübbenin altından çıkarıp yıkadı. Başı ve mestleri üzerine mesh etti. Sonra da biz namaz kıldırdı."