78 Kayıt Bulundu.
Bize Muhammed b. Mesud, ona Ebu Âsım, ona İbn Cüreyc, ona Müzahir, ona Kasım b. Muhammed, ona da Hz. Aişe'nin (r.anha) rivayet ettiğine göre, Rasulullah (sav) şöyle buyurdu: "Cariyenin talakı iki talak, temizlenmesi de iki hayızdır." [Ebû Asım bu hadisin aynısını, Haddesenî Müzahir, haddesenî el-Kasım an Aişe diyerek Hz. Peygamber'den (sav) rivayet etmiştir. Ancak o, "cariyenin iddeti iki hayızdır" diye rivayet etti.] [Ebû Davud dedi ki: Bu hadis meçhuldür.]
Bize Ahmed b. Salih, ona Abdürrezzak, ona İbn Cüreyc, ona Hz. Peygamber'in azadlısı Ebu Rafi' soyundan biri, ona İkrime, ona da İbn Abbas (ra) rivayet etmiştir: Rükâne ve kardeşlerinin babası olan Abdiyezîd, Rükâne ve kardeşlerinin annesi olan karısını boşamış ve Müzeyne kabilesinden bir kadınla evlenmişti. Sonra bu kadın Hz. Peygamber'e geldi ve (kocasının erkekliğinin olmadığını göstermek amacıyla) başından kopardığı bir saç telini göstererek kocam bana ancak şu kıl kadar dokunabiliyor, bundan dolayı bizi ayır! dedi. Hz. Peygamber'in canı sıkıldı ve Rükâne ile kardeşlerini çağırdı. Sonra bu çocukları göstererek yanındakilere ne dersiniz; bu çocuk, şu şu cihetle Abdiyezîd'e benzemiyor mu? Şu diğeri de şu şu açıdan ona benzemiyor mu? diye sordu. Yanındakiler de evet dediler. Bunun üzerine Hz. Peygamber, Abdiyezîd'e "boşa bu kadını!" dedi, o da boşadı. Sonra, "Rükâne ve kardeşlerinin annesi olan eski karına dön!" buyurdu. O zaman Abdiyezîd ben onu üç talakla boşamıştım ey Allah’ın Rasulü dedi. Hz. Peygamber "biliyorum, dön ona!" buyurdu ve "Ey Peygamber! Kadınları boşamaya niyetlendiğinizde, onlar için belirlenen iddetlerine dikkat ederek boşayın!" (Talak, 1) mealindeki ayeti okudu. [Ebu Davud dedi ki: Nafi' b. Uceyr ve Abdullah b. Ali b. Yezid b. Rükâne'nin babası vasıtasıyla dedesinden rivayet ettiği hadise göre; Rükâne karısını kesin bir şekilde boşadıktan sonra Hz. Peygamber (sav) o kadını Rükâne'ye geri göndermiş. Bu rivayet, bu konuda daha önce geçen rivayetten daha sahihtir. Çünkü olayı yaşayan adamın çocuğu ve ailesi, başkalarından daha iyi bilirler. Buna göre Rükâne karısını sadece bir defa kesin bir şekilde boşamış, Rasulullah (sav) da bu boşamayı bir talak saymıştır.]
Bize Humeyd b. Mes'ade, ona İsmail, ona Eyyüb, ona Abdullah b. Kesir, ona da Mücahid rivayet etmiştir: İbn Abbas’ın (ra) yanında bulunuyordum. Bir adam gelip, karısını üç talakla boşadığını söyledi. İbn Abbas bir müddet sustu, hatta ben kadını adama geri verecek diye düşündüm. Ama sonra dedi ki: Sizden biri ahmaklık kayığına biner de sonra gelip; Ya İbn Abbas!.. Ya İbn Abbas!.. diye çare aramaya mı çıkar? Aziz ve Celil olan Allah; "Kim Allah’tan korkarsa, Allah ona mutlaka bir çıkış yolu gösterir" (Talak, 2) buyurmuştur. Ama sen Allah'tan korkmadın (üç talakı da verdi), ben sana bir çıkış yolu bulamıyorum. Sen Rabbine isyan ettin ve karın da senden boş oldu. Allah Teâlâ; "Ey Peygamber! Kadınları boşadığınızda, onları iddetlerinin önünde boşayın!" (Talak, 1) buyurmuştur. [Ebû Davud dedi ki: Bu hadisi Humeyd el-A'rac ve başkaları Mücahid vasıtasıyla İbn Abbas'dan rivayet ettiler. Şu'be de Amr b. Mürre'den, o da Saîd b. Cübeyr vasıtasıyla İbn Abbas'tan rivayet etti. Bu hadisi Eyyüb ile İbn Cüreyc de İkrime b. Halid, o da Said b. Cübeyr vasıtasıyla İbn Abbas'tan rivayet ettiler.] [İbn Cüreyc de Abdülhamid b. Râfi', o da Ata vasıtasıyla İbn Abbas'tan rivayet etti. el-A'meş ise bunu Malik b. el-Haris vasıtasıyla İbn Abbas'tan, İbn Cüreyc de Amr b. Dinar vasıtasıyla İbn Abbas'tan rivayet etti. Bunların hepsi, İbn Abbas'ın bir defa da verilen üç talakı geçerli saydığını söylediler. İsmail'in Eyyüb'den, onun da Abdullah b. Kesir'den naklettiği rivayette olduğu gibi, sözü edilen kişiye İbn Abbas'ın karın senden boş oldu dediğini rivayet ettiler.] [Yine Ebû Davud dedi ki: Hammad b. Zeyd Eyyüb'den, onun da İkrime'den rivayet ettiğine göre, İbn Abbas, bir defada karına sen üç talakla boşsun derse, bu bir talak sayılır dedi. Bunu İsmail b. İbrahim de İkrime'den rivayet etti, ancak İbn Abbas'ı zikretmeyip İkrime'nin sözü olarak nakletti.]
Ebû Davud dedi ki: İbn Abbas'ın (ra) sözü; bize Ahmed b. Salih ve Muhammed b. Yahya -ki bu Ahmed b. Salih'in hadisidir-, onlara Abdürrezzak, ona Mamer, ona ez-Zührî, ona Ebu Seleme b. Abdurrahman b. Avf ve Muhammed b. Abdurrahman b. Sevban, onlara da Muhammed b. İyas'ın rivayet ettiğine göre; "İbn Abbas, Ebu Hureyre ve Abdullah b. Amr b. el-Âs'a, kocasının henüz ilişkide bulunmadan üç talakla boşadığı bâkire kızın durumu soruldu, onlar da kız başka biriyle evlenip boşanmadan ona helal olmaz ediler." [Ebû Davud dedi ki: Malik, ona Yahya b. Said, ona Bükeyr b. el-Eşec, ona da Muaviye b. Ebu Ayyaş bizzat şahit olduğu bu olayı şöyle anlatmış: Muhammed b. İyas b. el-Bükeyr, İbnü'z-Zübeyr ile Asım b. Ömer'e gelerek bu meseleyi sormuş, onlar da İbn Abbas ile Ebu Hureyre'ye git, bunu onlara sor demişler. Ben de onları Hz. Aişe'nin (r.anha) yanında bırakıp geldim, diyerek yukarıda geçen haberi nakletmiş.] [Yine Ebû Davud dedi ki: Bu konuda İbn Abbas'ın (ra) sözü şudur: (Bir defada verdiği) üç talak ile insan, gerdeğe girsin girmesin evlendiği karısını kesin olarak boşamış olur. Artık o kadın, başka biriyle evlenip boşanmadan ona helal olmaz. Bu, para değişimi ile ilgili habere benziyor. İbn Abbas (ra) para değişiminde (değiştirilen paradaki eşitsizliğin faiz sayılmayacağını) söylerdi. Sonra bundan döndü.]
Bize Sehl b. Muhammed b. ez-Zübeyr el-Askerî, ona Yahya b. Zekeriya b. Ebu Zâide, ona Salih b. Salih, ona Seleme b. Küheyl, ona Said b. Cübeyr, ona İbn Abbas, ona da Hz. Ömer'in (ra) haber verdiğine göre; "Hz. Peygamber (sav) Hafsa'yı (ric'î talakla) boşadı, sonra (iddet süresi içinde) ona geri döndü."
Bize Muhammed b. Abdülmelik b. Mervan, ona Ebu Numan, ona Hammad b. Zeyd, ona Eyyüb, ona da pek çok kişinin, Tâvûs'tan naklettiğine göre İbn Abbas'a (ra) çok soru soran Ebû's-Sahbâ adında bir adam İbn Abbas'a şöyle dedi: "Rasulullah (sav) ile Hz. Ebu Bekir (ra) döneminde ve Hz. Ömer (ra) döneminin ilk yıllarında, bir adam henüz ilişkide bulunmadan karısını bir defada üç talakla boşadığında, bunun bir talak sayıldığını bilmiyor musun? İbn Abbas (ra) da evet, Rasulullah (sav) ile Hz. Ebu Bekir (ra) devrinde ve Hz. Ömer (ra) döneminin ilk yıllarında, bir adam henüz ilişkide bulunmadığı karısını bir defada üç talakla boşayacak olsa, bunu bir talak sayıyorlardı. Fakat Hz. Ömer halkın bunu sıklıkla yapıp (itiyat haline getirdiklerini) görünce onların aleyhine olmak üzere (birden verilen üç talakın) üçünü de geçerli kıldı dedi."