155 Kayıt Bulundu.
Bizeِ İsmail b. Ebu Üveys, ona Mâlik b. Enes, ona Ömer b. Ubeydullah'ın azatlısı Ebu Nadr, ona Ümmü Hani bt. Ebu Tâlib'in azatlısı Ebu Mürre, ona da Ümmü Hani bt. Ebu Tâlib (r. anha) şöyle demiştir: Ben Mekke'nin fethedildiği yıl Rasulullah'ın (sav) yanına gittim ve O'nu yıkanırken buldum. Kızı Fâtıma da O'nu perde ile örtüyordu. Selam verdim. Hz. Peygamber (sav) "Bu kim?" diye sordu. Ben “Ebu Tâlib'in kızı Ümmü Hâni'yim” dedim. Rasulullah (sav) "hoşgeldin Ümmü Hâni" buyurdu. Yıkanmayı bitirince elbiseyi çapraz bir şekilde bağlamış olduğu halde tek bir elbise içinde sekiz rekat namaz kıldı. Namaz'dan sonra ben kendisine “ey Allah'ın Rasulü, kardeşim Ali, benim âmân verip güvence altına aldığım filancayı, Hubeyre'nin oğlu Falanca'yı öldüreceğini söylüyor” dedim. Rasulullah "ey Ümmü Hâni, senin âmân verdiğin kimseye biz de aman verdik" buyurdu. Bu olay kuşluk vaktinde idi.
Bize Ebu Ammar, ona el-Fadl b. Musa, ona Muhammed b. Amr, Sa’d b. Muaz’ın oğlu Vakıd b. Amr’ın şöyle anlattığını rivayet etti: Enes b. Mâlik bir yolculuktan dönünce ziyaret için yanına varmıştım. Bana “Sen kimsin?” diye sordu. Ben de; Sa’d b. Muâz’ın oğlu Vakîd b. Amr’ım dedim. Bunun üzerine ağladı ve şöyle dedi: Sen, deden Sa’d’e benziyorsun. Sa’d, insanların içinde mertebesi en yüksek ve boyu en uzun olanlarındandı. Hz. Peygamber’e (sav) (Ükeydir tarafından) atlastan (dibâc) dokunmuş altın işlemeli bir cübbe gönderilmişti. Hz. Peygamber (sav) onu giydi ve minbere çıktı, ayakta durdu veya oturmuştu. İnsanlar o cübbeye elleriyle dokunmaya başladılar ve “Bu güne kadar böylesi güzel ve kıymetli elbise hiç görmedik” dediler. Bunun üzerine Hz. Peygamber (sav) “Bu elbiseye mi şaştınız! Sa’d’ın Cennet’teki bir mendili bu gördüğünüz elbiseden daha üstün ve hayırlıdır” dedi. [Tirmizî: Bu konuda Esma bint Ebu Bekir’den de hadis rivâyet edilmiştir. Bu hadis sahihtir.]
Açıklama: Hadis mütabileriyle birlikte sahihtir.
Bana Muhammed b. Beşşâr, ona Abdulvehhâb, ona Eyyûb, ona Humeyd b. Hilal, ona da Ebu Hureyre şöyle rivayet etmiştir: Âişe (r.anha) bize yünden keçelenmiş bir kaftan çıkardı ve “Peygamber'in ruhu bu kaftanın içinde alındı” dedi. Süleyman, Humeyd'den yaptığı rivayetinde şu eklemeyi yaptı: Ebu Burde “Âişe bize Yemen'de dokunan kaba kumaştan yapılmış bir gömlek ile yine bu kumaştan yapılıp "Mülebbede" dedikleri bir kaftan çıkardı” demiştir.
Açıklama: Rivayet muallaktır; Buhari ile Süleyman b. Muğira arasında inkıta vardır.
Bize İshak b. İbrahim ve Ali b. Haşrem, onlara İsa b. Yunus, -İshak bize İsa haber verdi dedi-, ona el-A'meş, ona Müslim, ona Mesruk, ona el-Mugîra b. Şube (ra) şöyle rivayet etmiştir: "Rasulullah (sav) ihtiyaç gidermek için çıkmıştı. Geri dönünce onu su kabı ile karşıladım ve ona su döktüm. Önce ellerini yıkadı. Ardından yüzünü yıkadı. Sonra kollarını yıkamak istedi ama üzerindeki cübbe dar geldi, bu yüzden kollarını cübbenin altından çıkarıp yıkadı. Sonra başını ve mestleri üzerine mesh etti. Sonra da bize namaz kıldırdı."
Bize Matar b. Fadl, ona Ravh, ona Zekeriya b. İshak, ona Amr b. Dinar, ona da Cabir b. Abdullah şöyle rivayet etmiştir: "Rasulullah (sav) üzerinde izarı bulunduğu halde onlarla (Kureyşlilerle) birlikte Kâbe’ye taş taşırdı. Amcası Abbas ona: Kardeşimin oğlu, izârını çözsen de onu omuzlarının üzerine taşların altına koysan, dedi. Rasulullah (sav) izârını çözüp onu omuzlarına koyunca bayılarak yere düşüverdi, bundan sonra bir daha Nebi (sav) çıplak olarak görülmedi."
Bana Muhammed b. Beşşâr, ona Abdulvehhâb, ona Eyyûb, ona Humeyd b. Hilal, ona da Ebu Hureyre şöyle rivayet etmiştir: Âişe (r.anha) bize yünden keçelenmiş bir kaftan çıkardı ve “Peygamber'in ruhu bu kaftanın içinde alındı” dedi. Süleyman, Humeyd'den yaptığı rivayetinde şu eklemeyi yaptı: Ebu Burde “Âişe bize Yemen'de dokunan kaba kumaştan yapılmış bir gömlek ile yine bu kumaştan yapılıp "Mülebbede" dedikleri bir kaftan çıkardı” demiştir.