207 Kayıt Bulundu.
Giriş
Bize Muhammed b. Beşşâr, ona Ebu Ahmed ez-Zübeyrî, ona Süfyan, ona Abdurrahman b. Hâris b. Ayyâş b. Ebu Rabia, ona Zeyd b. Ali, ona babası (Ali Zeynelâbidîn b. Hüseyin), ona Ubeydullah b. Ebu Râfi, Ali b. Ebu Talib şöyle demiştir: "Rasulullah (sav) Arafat’ta vakfe yaptı ve 'Burası Arafat’tır, vakfe yapılacak yer de burasıdır. Arafat’ın tamamı vakfe yapılacak yerdir' buyurdu. Daha sonra güneş batınca Arafat’tan ayrıldı. Üsâme b. Zeyd’i terkisine bindirdi. İnsanlar da sağdan soldan koşuştururken, o onlara yönelerek eliyle işaret edip 'Ey insanlar, sükunetinizi koruyun' demeye başladı. Daha sonra Cem’e (Müzdelife’ye) geldi, onlara o iki namazı (akşam ve yatsı) cem etti. Sabah olunca Kuzah tepesine gidip üzerinde vakfe yaptı ve 'İşte bu Kuzah’tır. Burası vakfe yapılacak yerdir, bununla birlikte Müzdelife’nin tamamı vakfe yeridir' buyurdu. Sonra oradan da ayrıldı, Muhassir vadisine varınca devesini kamçıladı, devesi koştu, nihayet vadiyi aşınca orada durup Fadl’ı terkisine bindirdi, sonra da (Büyük) cemreye geldi, cemreye taş attıktan sonra kurban kesim yerine geldi ve 'İşte burası kurban kesim yeridir, bununla birlikte Minâ’nın tamamı kurban kesilecek yerdir' buyurdu. Has’am kabilesinden genç bir kızcağız ondan bir fetva sorarak, 'Babam oldukça yaşlı birisidir, Allah’ın hac farizası ona da erişmiş bulunuyor, benim onun yerine hac etmem geçerli olur mu?' dedi. Rasulullah (sav) 'Baban yerine hac et' buyurdu. (Ali) der ki: Bu arada (genç bir kıza bakana) Fadl’ın boynundan (tutup) çevirdi. Abbas 'Ey Allah’ın Rasulü, amcan oğlunun boynunu niye çevirdin?' deyince, 'Ben genç bir erkek ve genç bir kız gördüğüm için, onlar adına şeytanın onlara kötülük yapacağından emin olamadım' buyurdu. Daha sonra yanına bir başka adam gelerek 'Ey Allah’ın Rasulü, ben tıraş olmadan önce ifada tavafını yapıverdim', dedi. Allah Rasulü 'Tıraş ol ya da saçlarını kısalt bir sakıncası yok' buyurdu. Bir başkası gelerek 'Ey Allah’ın Rasulü, cemreye taş atmadan önce kurbanımı kesiverdim' dedi. Rasulullah (sav) 'Cemre’ye taş at bir sakıncası yok' buyurdu. (Ali) devamla der ki: Sonra Beyt’e gelerek Kâbe’yi tavaf ettikten sonra Zemzem’e geldi ve 'Ey Abdülmuttalib oğulları! İnsanların sizi ondan (su dağıtım işinden) mahrum etmelerinden çekinmeseydim, şüphesiz ben de (kuyudan) su çekerdim' buyurdu." [(Tirmizi) der ki: Bu hususta Câbir’den de hadis rivayet edilmiştir. Ebu İsa (Tirmizi) der ki: Ali’nin rivayet ettiği hadis hasen sahih bir hadistir. Biz bu hadisi, Ali’nin rivayet ettiği bir hadis olarak sadece bu yoldan, Abdurrahman b. Hâris b. Ayyâş’ın bir rivayeti olarak biliyoruz. Bu hadisi Sevrî’den birden fazla kişi bu şekilde rivayet etmiştir. İlim ehli nezdinde buna göre amel edilir. Onların kanaatine göre öğle ve ikindi namazları öğle vaktinde Arafat’ta cem‘ edilerek (birlikte) kılınır. Kimi ilim ehli de şöyle demişlerdir: Bir kişi eğer kendi konakladığı yerde namaz kılar, imam ile birlikte de cemaate katılmazsa, dilerse kendisi tıpkı imamın yaptığı gibi iki namazı birlikte kılabilir. (Tirmizi) der ki: Zeyd b. Ali, Hüseyin b. Ali b. Ebu Talib’in oğludur.]
Bize Yahya b. Yahya, ona Hafs b. Giyâs, ona Hişam, ona Muhammed b. Sirin, ona da Enes b. Malik şöyle haber verdi: "Rasulullah (sav)Mina’ya geldi, önce Cemre’ye (büyük şeytana) taş attı, sonra Mina’daki evine gelip kurbanını kesti. Ardından berbere 'Al (kes)!' buyurarak sağ tarafını işaret etti, sonra sol tarafını işaret etti. Daha sonra da (kesilen saçlardan) insanlara vermeye başladı."
Bize Muhammed b. Müsenna, ona Abdüla'lâ, ona Hişam, ona Muhammed, ona da Enes b. Mâlikşöyle rivayet etmiştir: "Rasulullah (sav) Cemre-i Akabede taş attıktan sonra develerin yanına giderek onları kurban etti. Hacamat yapan kimse de oturuyordu. Rasulullah (sav) eliyle başına işaret buyurdu. Hacamat yapan kişi de sağ tarafını tıraş etti. Rasulullah (sav) bu (saçlarını) yanındakilere taksim etti. Sonra 'öbür tarafı da tıraş et' buyurdu. Ardından 'Ebu Talha nerede' diyerek bu (saçları) da ona verdi."
Bize İbn Ömer, ona Süfyan, ona Hişam b. Hassan, ona İbn Sirin, ona da Enes b. Malik (ra) şöyle demiştir: "Rasulullah (sav), Cemrede taşlarını attığı, kurbanını da keserek tıraş olduğu vakit (başının) sağ tarafını berbere uzattı, o da onu tıraş etti. Sonra Ensardan Ebu Talha'yı çağırarak bu saçları ona verdi. Bilahare (başının) sol tarafını da berbere uzattı ve 'tıraş et' buyurdu. Berber o tarafı da tıraş etti. Rasulullah (sav) bu saçları Ebu Talha'ya vererek; 'bunları, halk arasında taksim et' buyurdu.
Bize Muhammed b. Alâ, ona Hafs, ona Hişam, ona İbn Sirin, ona da Enes b. Malik (ra) şöyle rivayet etmiştir: "Rasulullah (sav) Kurban Bayramı günü Akabe Cemresi'ne taş attı. Sonra Mina'daki konakladığı yere döndü, bir kurbanlık getirilmesini istedi. Kurbanlık kesildi. Sonra bir berber istedi. Berber, Rasulullah'ın (sav) başının sağ tarafını tuttu ve orayı tıraş etti. Ardından Rasulullah (sav) yanında bulunanlara birer ikişer saç teli dağıtmaya başladı. Sonra berber, Rasulullah'ın (sav) başının sol tarafını tuttu ve orayı da tıraş etti. Sonra Rasulullah (sav) 'Ebu Talha burada mı?' diye sordu ve tıraş edilen bu kısmı (insanlara dağıtması için) ona verdi."
Bize Ebu Asım, ona İbn Cüreyc, ona Hasan b. Müslim, ona Tavus, ona İbn Abbas, ona da Muaviye (ra) şöyle rivayet etmiştir: "Ben, bir makasla, Peygamber'in (sav) saçının uçlarından kesip kısalttım."
Bize Ebu Nuaym, ona Abdülaziz b. Ebu Seleme el-Mâcişûn, ona Zührî, ona İsa b. Talha, ona da Abdullah b. Amr demiştir: "Rasulullah’ı (sav) Cemrenin yanında kendisine soru sorulurken gördüm. Bir adam 'Ey Allah’ın Rasulü, Cemreye taş atmadan önce kurban kestim' dedi. Allah Rasulü 'Taş at, bir sakıncası yok' buyurdu. Bir diğeri 'Ey Allah’ın Rasulü, kurban kesmeden önce tıraş oldum' dedi. Allah Rasulü 'Kurban kes, bir sakıncası yok' buyurdu. (Abdullah b. Amr) der ki: Önce yapılacakken sonraya bırakılan, sonra yapılacakken önce yapılan her neye dair O’na soru sorulduysa mutlaka: 'Yap! Bir sakıncası yok' buyurdu."