Giriş

Bize Hüseyin b. Muhammed, ona Cerîr b. Hâzım, ona Ali b. Zeyd b. Cüd'an, ona da Ebu Bekir b. Enes b. Malik şöyle demiştir: Babam Şam bölgesine elçi olarak geldi, ben de onunla beraberdim. Mahmud b. Rabî ile karşılaştık, babama Itban b. Malik'ten bir hadis rivayet etti. Babam bana “Yavrucağım, bu hadisi ezberle, çünkü bu hadis hazinelerinden birisidir” dedi. Yola koyulup Medine'ye döndüğümüzde Itban b. Malik'i soruşturduk, baktık ki gözleri görmeyen bir ihtiyar olmuş yaşıyor. Hemen bu hadisi sorduk, o da şöyle anlattı: Gözlerim Rasulullah döneminde görmez oldu. Bunun üzerine ben “ey Allah'ın Rasulü, gözlerim görmez oldu. Senin arkanda namaz kılmaya gelemiyorum. Evimde bir yeri mescit olarak belirleyip orada namaz kılsan, ben de o mekanı namazgah edinsem” dedim. Rasulullah (sav) "peki, ben sana yarın gelirim" buyurdu. (Ravi) der ki: Rasulullah (sav) ertesi günü sabah namazını kıldıktan Itban'ın evine yöneldi, eve gelince "Ey İtban, nereyi mescit edinmek istersin?" buyurdu. Itban ona bir yer tarif etti, Rasulullah da orayı onun için mescit haline getirip orada namaz kıldı. Sonra Peygamber (sav) (yemek için) alıkondu, ya da kendisi oturdu. (Hz. Peygamberin (sav) geldiği haberi) etrafımızdaki insanlara ulaştı, onlar da akın akın gelip evi doldurdular. Orada münafıklardan ve onlardan gördükleri eziyet ve kötülükten bahsederek bu yapılanlardan Malik b. Duhşum isimli birisini sorumlu tutup “onun şu hali, şöyle bir durumu var” dediler. Bu arada suskun olan Hz. Peygamber (sav) onların çokça konuşmaları üzerine "Bu adam Allah'tan başka ilah olmadığına şehadet etmiyor mu?" buyurdu. Üçüncü defa bu sözü tekrarlayınca oradakiler “o (inanmadan) sadece diliyle söylüyor” dediler. Hz. Peygamber (sav) "Beni hak din ile gönderen Allah'a yemin ederim ki eğer o kişi içten ve samimi olarak bunu söylerse ateş onu hiç yakmayacak" buyurdu. Orada bulunanlar der ki: İnsanlar Rasulullah'ın bu sözüne sevindikleri kadar bir başka şeye böyle sevinmemişlerdi.


Açıklama: Bu siyaka'sı ile hadis zayıftır. Ali b. Zeyd b. Cud'ân zayıftır.

    Öneri Formu
65408 HM016598 İbn Hanbel, IV, 44

Bana Harmele b. Yahya et-Tucibî, ona İbn Vehb, ona Yunus, ona İbn Şihab, ona da Mahmud b. Rabi el-Ensarî şöyle rivayet etmiştir: Nebi’nin (sav) ashabından ve Ensar arasından Bedir’de hazır bulunanlardan birisi olan İtbân b. Malik Rasulullah’a (sav) gitti ve “Ey Allah’ın Rasulü, artık gözlerim iyi görmüyor, kavmime de ben namaz kıldırıyorum, yağmur yağdığı ve benimle onlar arasındaki vadide seller aktığı zaman onların mescidine varıp onlara namaz kıldıramıyorum. Bu sebeple ey Allah’ın Rasulü, arzu ederim ki sen gelip evin bir yerinde namaz kılasın ben de orayı namazgâh edineyim” dedi. Bunun üzerine Rasulullah (sav) "İnşallah yapacağım" buyurdu. İtbân der ki: Ertesi günü sabah, Rasulullah (sav) ve Ebu Bekir es-Sıddık güneşin yükseldiği bir vakitte geldiler, Rasulullah (sav) izin istedi. Ben de içeri girmesi için izin verdim. Oturmadan evin içine girdi sonra "Evinin neresinde namaz kılmamı arzu edersin" buyurdu. (İtbân) der ki: Ben ona evin bir tarafını işaret ettim, Rasulullah (sav) kalkıp tekbir aldı, biz de onun arkasında saf tuttuk ve (bize) iki rekât namaz kıldırdıktan sonra selam verdi. (İtbân devamla) der ki: Biz de kendisi için hazırlamış olduğumuz hazîr denilen bir yemek için onu alıkoyduk. Hane halkından bir takım kimseler de gelip etrafımıza toplandı ve evde çok sayıda adam bir araya geldi. İçlerinden birisi “Malik b. Duhşum nerede?” dedi. Bir diğeri “O münafık birisidir, Allah’ı ve Rasulü’nü sevmez” dedi. Rasulullah (sav) "Onun için böyle deme, sen onun ancak Allah’ın rızasını arzu ederek Lâ ilâhe illallah dediğini görmüyor musun?" buyurdu. (İtbân) der ki: Orada bulunanlar “Allah ve Rasulü elbette en iyi bilir” dediler. O kişi “Ama biz onun teveccühünün ve samimi öğütlerinin hep münafıklara olduğunu görüyoruz” dedi. Bunun üzerine Rasulullah (sav) "Şüphesiz Allah, yalnız Allah’ın rızasını isteyerek Lâ ilâhe illallah diyen kimseyi cehennem ateşine haram kılmıştır" buyurdu. İbn Şihab der ki: Daha sonra ben Mahmud'un bu rivayetini Salim oğullarının ileri gelenlerinden birisi olan Husayn b. Muhammed el-Ensarî’ye sordum, o da, bu rivayetini tasdik etti.


    Öneri Formu
5491 M001496 Müslim, Mesâcid ve Mevziu's Salat, 263

Bize Ebu Mervan Muhammed b. Osman, ona İbrahim b. Sa'd, ona İbn Şihab, ona, Rasulullah'ın (sav) kendilerine âit bir kuyudaki kovadan (mübarek ağzına) aldığı suyu yüzüne püskürttüğünü hatırlayan Mahmud b. Rabî el-Ensârî, ona da Rasulullah (sav) ile beraber Bedir savaşına katılan ve mensubu bulunduğu Salimoğulları kabilesinin imamlığını yapagelen İtbân b. Mâlik es-Sâlimî şöyle söylemiştir: Ben, Rasulullah'ın (sav) yanına gelerek “Yâ Rasulullah, gözlerim görmez oldu. (Yağmur yağdığı zaman) sel gelir de benimle kavmimin mescidi arasına girer ve onu geçmek bana meşakkat verir. Eğer uygun görürseniz, bana gelip evimde bir mekanda namaz kılsanız da ben de orayı namazgah edinsem” dedim. Hz. Peygamber (sav) "öyle yapayım" buyurdu. Ertesi sabah gün aydınlanınca Peygamber (sav) Ebu Bekir ile bana geldi ve girmek için izin istedi, ben de izin verdim. Oturmadan hemen "evinin neresinde namaz kılmamı istersin" buyurdu. Ben de namaz kılmasını istediğim yeri gösterdim. Rasulullah (sav) kalktı, biz de arkasında saf olduk, bize iki rekat namaz kıldırdı. Sonra kendisi için hazırladığımız hazîre yemeğini yemesi için onu alıkoyduk.


    Öneri Formu
10717 İM000754 İbn Mâce, Mesâcid, 8


Açıklama: Hadis mütabileriyle birlikte sahihtir.

    Öneri Formu
75828 HM026918 İbn Hanbel, VI, 279


    Öneri Formu
2719 B000476 Buhari, Salat, 86


    Öneri Formu
19254 N000103 Nesai, Taharet, 85


    Öneri Formu
98957 MŞ008038 Musannef-i İbn Ebi Şeybe, Salavât, 712