269 Kayıt Bulundu.
Bize Ka'neb, ona Mâlik b. Ala b. Abdurrahman, ona Ebu Sâib mevlâ Hişam b. Zühre, ona da Ebu Hüreyre'den (ra) Rasulullah'ın (sav), "Her kim namaz kılar da onda Fatiha okumazsa, o namaz eksiktir, o namaz eksiktir, o namaz eksiktir, tamam değildir'" buyurduğunu rivayet etmiştir. (Ravi Ebu Sâib) dedi ki: Ben de, Ey Ebu Hüreyre'ye 'bazen imamın arkasında bulunuyorum (o zaman da okuyacak mıyım)?' dedim. Ebu Hureyre, kolumu dürttü ve dedi ki: 'Ey Fârisî (o zaman) onu içinden oku. Çünkü ben Rasulullah'ı (sav) şöyle buyururken işittim: "Allah Teala buyurdu ki; ben namazı (yani Fâtiha'yı) kendimle kulum arasında ikiye böldüm. Yarısı benim yarısı da kulumundur. Kuluma istediği verilecektir." Rasulullah (sav) devamla dedi ki: "(Fâtiha'yı) okuyunuz. (Çünkü) kul 'hamd alemlerin rabbine mahsustur' dediği zaman, Allah (cc), 'kulum bana hamd etti' der. Kul, 'Rahman ve rahim' dediğinde, Allah (cc); 'kulum beni övdü' der. 'Din gününün sahibi' dediğinde 'kulum beni yüceltti' der. Kulum 'ancak sana ibadet eder ve ancak senden yardım dileriz' dediğinde Allah (cc), 'bu kulumla benim aramdadır'; kulumun dilediği şey ona verilecektir' buyurur. Kul 'bizi sırat-ı müstakime, kendilerine nimet verdiklerinin yoluna ilet, gazaba uğrayan ve sapıtanların yoluna değil' dediği zaman da 'işte bunlar da kulumundur. Kulumun dilediği onundur' buyurur."
Açıklama: Hidac kelimesi develerin düşük doğumu için kullanılmakta, eksikliğiad ifade etmektedir. Burada eksikliğe yapılan vurgunun gücünü göstermek için kullanılmıştır.
Bize Müsedded, ona Yahya b. Hişam b. Ebu Abdullah; (T) Bize İbn Müsenna, ona İbn Ebu Adî, ona Haccac -bu, İbn Müsenna (rivayeti)nin lafızlarıdır- onlara Yahya, ona Abdullah b. Ebu Katade, -İbn Müsenna ve Ebu Seleme'yi de senette zikretmiş, ardından Müsedded ile Ebu Katade'nin zikrinde ittifak etmişlerdir- ona da Ebu Katade şöyle rivayet etmiştir: "Rasulullah (sav), bize namaz kıldırır, öğle ile ikindi namazlarının ilk rekatında Fatiha ile zammı sure okur ve bize, ayeti bazen işittirirdi. Öğle namazının ilk rekatını uzun, ikincisini ise kısa tutardı. Sabah namazında da aynını yapardı." [Ebû Davud şöyle demiştir: Müsedded, Fatiha ve zammı sure (ifadesini) rivayetinde zikretmemiştir.]
Bize İbrahim b. Musa er-Râzî, ona İsa (İbn Yunus), ona Cafer b. Meymun el-Basrî, ona Ebu Osman en-Nehdî, ona da Ebu Hureyre'nin (ra) rivayet ettiğine göre Rasulullah (sav) kendisine şu talimatı vermiştir: "Haydi çık ve Medine'de Fatiha ve ona ilave edilecek bir şey ile de olsa namazın ancak Kur'ân (okumak)la makbul olacağını ilân et."
Bize Abdullah b. Muhammed en-Nüfeylî, ona Muhammed b. Seleme, ona Muhammed b. İshak, ona Mekhul, ona Mahmud b. Rabi', ona da Ubade b. Samit rivayet etmiştir: Biz sabah namazında Rasulullah'ın (sav) arkasında namaz kılıyorduk. Rasulullah (sav) Kur'ân okudu. Fakat Kur'ân okurken sürdürmek ona ağır gelmeye başladı. (Namazı) bitirince; "Her halde imamınızın arkasında siz de okuyorsunuz" buyurdu. Biz de: 'Evet, Ey Allah'ın Rasulü, biz de okuyoruz' dedik. Bunun üzerine şöyle buyurdu: "(Böyle) yapmayın, sadece Fatiha'yı okuyun. Zira Fatihayı okumayan kimsenin namazı makbul değildir."
Bize Ali b. Sehl er-Remlî, ona Velid (b. Müslim), ona İbn Cabir, ona Said b. Abdulaziz ve Abdullah b. Alâ, o ikisine de Mekhul, Rebi' b. Süleyman'ın rivayetinin (önceki hadisin) bir benzerini Ubade'den (b. Samit) (ra) nakletmiştir. "(Bu hadisi Mekhul'den nakledenler) dediler ki, Mekhul akşam, yatsı ve sabah namazında her rekâtta gizli (içinden sessiz) olarak Fatiha okurdu. (Bir defasında) Mekhul, imam sesli okuduğu vakitte, Fatiha okurken, sustuğu anlarda sen de (Fatiha'yı) gizlice oku. Eğer susmazsa ondan önce veya onunla veya sonra oku. Hiçbir zaman onu okumayı terk etme dedi."