Giriş

Bize Süleyman b. Harb, ona Hammad, ona Eyyüb, ona Ebû Kilabe, ona Ebu Esma, ona da Sevban, Rasulullah'ın (sav) şöyle buyurduğunu rivayet etti: "Sebepsiz yere kocasından kendisini boşamasını isteyen kadına cennet kokusu haramdır."


Açıklama: “Cennetin kokusu haramdır” ifadesi, böyle bir talepte bulunan kadının cennete giremeyeceği anlamına gelmez. Daha çok böyle bir talepte bulunmaması, sebepsiz yere yuvayı yıkmaması gerektiğini ifade etmektedir. Gereksiz yere aileyi dağıtmanın vebal olduğu anlamında bir telkindir. Bu türlü taleplerin önünü kesmek için kullanılan mübalağalı bir tehdit ifadesidir. Erkeğin karısından boşanmak istemesi kadar kadının da kocasından boşanmak istemesinden daha tabii bir şey olamaz. Ama erkeğin de kadının da gereksiz yere yuvayı dağıtmamak için gayret göstermeleri gerekir.

    Öneri Formu
13208 D002226 Ebu Davud, Talak, 17, 18

Bize Nasr b. Ali, ona Ebu Ahmed, ona İsrail, ona Simak, ona İkrime, ona da İbn Abbas (ra) demiştir ki: "Rasulullah (sav) zamanında bir kadın müslüman olmuş ve (kocasından başka) biriyle evlenmişti. İlk kocası Peygamber'e (sav) geldi ve Ey Allah'ın Rasulü, ben müslüman olmuştum. Bu kadın da benim müslüman olduğumu biliyordu (böyleyken gidip bir başkasıyla evlendi) dedi. Bunun üzerine Rasulullah (sav) o kadını ikinci kocasından alıp ilk kocasına verdi."


Açıklama: Burada aslında müşrik olan karı ile kocanın ikisi de aynı zamanda müslüman olmuşlar, ama kadın bir bahane ile kocasından ayrılıp başkasıyla evlenmişti. Adamın müracaatı üzerine de Hz. Peygamber ikinci nikâhı feshederek kadını ilk kocasına verdi. Çünkü kadının yaptığı bu ikinci evlilik, boşanma şartları tahakkuk etmeden gerçekleştirilmişti. Dolayısıyla bu ikinci evlilik bâtıldır, geçersizdir.

    Öneri Formu
13261 D002239 Ebu Davud, Talak, 22, 23

Bize Musa b. İsmail, ona Hammad, ona Halid el-Hazzâ, ona İkrime, ona da İbn Abbas (ra) rivayet etmiştir: Muğîs bir köle idi. Bir gün Hz. Peygamber'e gelerek; Ey Allahlın Rasulü, (karım Berire benden ayrılmak istiyor) benim için aracılık yapar mısın? dedi. Bunun üzerine Rasulullah (sav) Berîre'ye; "Ey Berîre, Allah'tan kork! Muğîs senin kocandır ve çocuğunun da babasıdır," dedi. Berîre de Ey Allah'ın Rasulü, bunu bana emrediyor musun? deyince, Hz. Peygamber; "Hayır, ben sadece bir aracıyım" cevabını verdi. Bunun üzerine Muğîs'in gözyaşları yanağına akmaya başladı. Rasulullah (sav) da İbn Abbas'a; "Muğîs'in Berîre'ye olan aşkına, Berîre'nin de Muğîs'e olan nefretine hayret etmez misin?" dedi.


    Öneri Formu
13226 D002231 Ebu Davud, Talak, 18, 19

Bize Osman b. Ebu Şeybe, ona Cerir, ona Hişam b. Urve, ona babası, ona da Hz. Aişe (r.anha), Berîre meselesi hakkında şöyle demiştir: "Berîre'nin kocası köle idi. (Kocasından ayrılıp ayrılmama konusunda) Rasulullah (sav) muhayyer bıraktı. Berîre de kendisini tercih etti (kocasından ayrıldı). Eğer kocası hür olsaydı Hz. Peygamber Berîre'yi muhayyer bırakmazdı."


    Öneri Formu
13234 D002233 Ebu Davud, Talak, 18, 19

Bize Osman b. Ebu Şeybe, ona Veki', ona İsrâil, ona Simak, ona İkrime, ona da İbn Abbas (ra) rivayet etmiştir: "Hz. Peygamber (sav) zamanında bir adam, önce kendisi müslüman olarak yanına gelmiş, arkasından karısı da müslüman olarak gelmişti. Adam, Ey Allanın Rasulü, o da benimle müslüman olmuştu deyince, Hz. Peygamber kadını ona geri verdi."


    Öneri Formu
13255 D002238 Ebu Davud, Talak, 22, 23

Ebû Davud şöyle dedi: Hüseyin b. Hureys el-Mervezî şu notu yazıp bana gönderdi: Bize el-Fadl b. Musa, ona el-Hüseyin b. Vâkıd, ona Umare b. Ebu Hafsa, ona İkrime, ona da İbn Abbas (ra) rivayet etmiştir: Bir adam Hz. Peygamber'e geldi ve karım, kendisine uzanan hiçbir eli geri çevirmiyor dedi. Hz. Peygamber de "boşa onu!" dedi. Bu sefer adam ama nefsimin onun peşinden gidebileceğinden korkuyorum dedi. O zaman Rasulullah (sav); "Öyleyse ondan faydalan!” buyurdu


Açıklama: “Kendisine uzanan hiçbir eli geri çevirmiyor” cümlesi iki manaya hamledilmiştir. Birine göre; kadın namusunu korumuyor, fuhuş yapıyor. Diğerine göre de kadın ailenin malını yeterince korumuyor, kim isterse veriyor demektir. Bu görüşlerin her ikisi de tenkide açıktır. Kadın eğer fâhişe idiyse, Hz. Peygamber’in “onunla evliliğine devam et” demesi makul değildir. Kaldı ki bu durumda Hz. Peygamber’in ona ya iftira cezasını vermesi ya da mulâane ahkâmını uygulaması gerekirdi. İkinci ihtimale göre kadının çok cömert biri olduğu, ne bulursa dağıttığı, her isteyene verdiği düşünülecek olursa, şüphesiz cömertlik boşanmayı gerektiren bir kusur değildir, aksine bir fazilettir. Dolayısıyla bundan dolayı Hz. Peygamber’in “karını boşa!” demesi de makul değildir. Bu ifâde ile kadında bulunan gayri ciddilik, ahlakî gevşeklik, herkesle senli-benli olabilen yapısının, bir kadında bulunması gereken vakar ve ağırbaşlılığın onda bulunmadığının kastedilmiş olması da muhtemeldir. Bu hadîsi tahric edenlerden biri olan Nesaî, “Râvilerden biri bunu İbn Abbas'a ref' etti, diğeri ref' etmedi. Bu hadîs sâbit değildir” demiştir. Bu değerlendirmenin de ciddiye alınması gerekir.

    Öneri Formu
11877 D002049 Ebu Davud, Nikah, 3, +

Bize İbn Kesir, ona Süfyan, ona Mansur, ona İbrahim, ona el-Esved, ona da Hz. Aişe (r.anha) şöyle dedi: "Berîre âzâd edildiği zaman, kocası hür idi. Berîre muhayyer bırakıldığında, bana şu şu verilse bile yine de onunla birlikte olmayı istemem dedi."


    Öneri Formu
13239 D002235 Ebu Davud, Talak, 19, 20

Bize Amr b. Ali, ona Ebu Muaviye, ona Muhammed b. Şeybe b. Neame, ona Abdullah b. İsa, ona rivayet eden birine, Ebu Musa'dan (ra), Hz. Peygamber'den (sav) rivayet etmiştir: "Kadınları sadece bir şüpheniz varsa boşayınız. Zira Allah Teala, şehvet düşkünü olan erkekleri ve kadınları sevmez."


    Öneri Formu


    Öneri Formu
80157 MA012781 Musannef-i Abdurrezzak, VII, 201


    Öneri Formu
80159 MA012782 Musannef-i Abdurrezzak, VII, 201