221 Kayıt Bulundu.
Bize Ebu Numan, ona Hammad b. Zeyd, ona Eyyüb, ona Nafi şöyle rivayet etmiştir: Ömer b. Hattâb “ey Allah'ın Rasulü, Cahiliye döneminde (Mescid-i Harâm'da) bir gün itikâf etmeyi adamıştım borç olarak üzerimde bulunmaktadır.” dedi. Peygamber (sav) ona adağını yerine getirmesini emretti. Ömer, Huneyn'de elde edilen esirlerinden iki cariye elde etti. Bunları Mekke'deki evlerden birinin içine koydu. Daha sonra Rasulullah (sav), Huneyn esirlerini hürriyetlerine kavuşturdu. Esirler de sokaklarda koşmaya başladılar. Bunun üzerine Ömer, oğluna “ey Abdullah! Bak bakalım ne oluyor?” dedi. Abdullah “Rasulullah (sav) esirleri hürriyetlerine kavuşturmuş” dedi. Ömer de oğluna “haydi sen de git ve o iki cariyeyi salıver” dedi. Nafi der ki: Rasulullah (sav) Ci'râne'den umre yapmamıştır. Eğer orada umre yapmış olaydı bu husus Abdullah b. Ömer'e gizli kalmazdı. Cerir b. Hazım, ona Eyyüb, ona Nafi, ona da İbn Ömer'in rivayetinde “Bu iki cariye ganimetin beşte birinden idi” ziyadesi vardır. Mamer b. Raşid, Eyyüb'den, oda Nafi'den, oda İbn Ömer'den bu rivayeti Nezir konusunda aktarmış, ancak burada “Yevme” lafzına yer vermemiştir.
Açıklama: Rivayet muallaktır; Buhari ile Cerîr b. Hazım arasında inkıta vardır.
Bize Ebu Numan, ona Hammad b. Zeyd, ona Eyyüb, ona Nafi şöyle rivayet etmiştir: Ömer b. Hattâb “ey Allah'ın Rasulü, Cahiliye döneminde (Mescid-i Harâm'da) bir gün itikâf etmeyi adamıştım borç olarak üzerimde bulunmaktadır.” dedi. Peygamber (sav) ona adağını yerine getirmesini emretti. Ömer, Huneyn'de elde edilen esirlerinden iki cariye elde etti. Bunları Mekke'deki evlerden birinin içine koydu. Daha sonra Rasulullah (sav), Huneyn esirlerini hürriyetlerine kavuşturdu. Esirler de sokaklarda koşmaya başladılar. Bunun üzerine Ömer, oğluna “ey Abdullah! Bak bakalım ne oluyor?” dedi. Abdullah “Rasulullah (sav) esirleri hürriyetlerine kavuşturmuş” dedi. Ömer de oğluna “haydi sen de git ve o iki cariyeyi salıver” dedi. Nafi der ki: Rasulullah (sav) Ci'râne'den umre yapmamıştır. Eğer orada umre yapmış olaydı bu husus Abdullah b. Ömer'e gizli kalmazdı. Cerir b. Hazım, ona Eyyüb, ona Nafi, ona da İbn Ömer'in rivayetinde “Bu iki cariye ganimetin beşte birinden idi” ziyadesi vardır. Mamer b. Raşid, Eyyüb'den, oda Nafi'den, oda İbn Ömer'den bu rivayeti Nezir konusunda aktarmış, ancak burada “Yevme” lafzına yer vermemiştir.
Açıklama: Rivayet muallaktır; Buhari ile Mamer b. Raşid arasında inkıta vardır.
Bize Ebu Numan, ona Hammad b. Zeyd, ona Eyyüb, ona Nafi şöyle rivayet etmiştir: Ömer b. Hattâb “ey Allah'ın Rasulü, Cahiliye döneminde (Mescid-i Harâm'da) bir gün itikâf etmeyi adamıştım borç olarak üzerimde bulunmaktadır.” dedi. Peygamber (sav) ona adağını yerine getirmesini emretti. Ömer, Huneyn'de elde edilen esirlerinden iki cariye elde etti. Bunları Mekke'deki evlerden birinin içine koydu. Daha sonra Rasulullah (sav), Huneyn esirlerini hürriyetlerine kavuşturdu. Esirler de sokaklarda koşmaya başladılar. Bunun üzerine Ömer, oğluna “ey Abdullah! Bak bakalım ne oluyor?” dedi. Abdullah “Rasulullah (sav) esirleri hürriyetlerine kavuşturmuş” dedi. Ömer de oğluna “haydi sen de git ve o iki cariyeyi salıver” dedi. Nafi der ki: Rasulullah (sav) Ci'râne'den umre yapmamıştır. Eğer orada umre yapmış olaydı bu husus Abdullah b. Ömer'e gizli kalmazdı. Cerir b. Hazım, ona Eyyüb, ona Nafi, ona da İbn Ömer'in rivayetinde “Bu iki cariye ganimetin beşte birinden idi” ziyadesi vardır. Mamer b. Raşid, Eyyüb'den, oda Nafi'den, oda İbn Ömer'den bu rivayeti Nezir konusunda aktarmış, ancak burada “Yevme” lafzına yer vermemiştir.
Bize Ali, ona Süfyan, ona Amr, ona da Câbir b. Abdullah’ın (r.anhumâ) şöyle dediğini rivayet etmiştir: Biz bir gazada idik –Süfyan bir diğer rivayetinde: Bir ordu ile birlikte idik, dedi.- Muhacirlerden bir adam Ensar’dan bir adamın kıçına vurdu. Bunun üzerine Ensar’dan olan o kişi “ey Ensar, imdada yetişin” dedi. Muhacirlerden olan diğeri de “ey muhacirler, imdada yetişin” dedi. Rasulullah (sav) bunu işitince: "Bu cahiliye davası da ne oluyor?" buyurdu. Ashab “ey Allah’ın Rasulü, muhacirlerden bir adam Ensar’dan bir adamın kıçına vurdu” dedi. Rasulullah (sav) "bu kokuşmuş cahiliye adetlerini bırakın" buyurdu. Bu olayı Abdullah b. Ubey işitti ve “bunu da yaptılar ha, ama Allah’a yemin olsun, eğer Medine’ye dönecek olursak muhakkak daha aziz olan, oradan daha zelil olanı çıkartacaktır” dedi. Bu sözleri Nebi’ye (sav) ulaştı. Ömer ayağa kalkarak “ey Allah’ın Rasulü, bana izin ver de şu münafığın boynunu vurayım” dedi. Nebi (sav) "onu bırak, insanlar Muhammed ashabını öldürüyor demesinler" buyurdu. Muhacirler Medine’ye geldikleri zaman, Ensar sayıca onlardan çoktu. Daha sonra ise muhacirler çoğaldılar. Süfyan der ki: Ben bu hadisi Amr’dan alıp belledim. Amr der ki: Ben Câbir’i “biz Nebi (sav) ile birlikte iken...” derken işittim.
Bize Humeydî, ona Süfyan, ona Amr b. Dinar, ona da Câbir b. Abdullah şöyle demiştir: Biz bir gazada idik. Muhacirlerden bir adam Ensar’dan bir adamın kıçına vurdu. Bunun üzerine Ensar’dan olan o kişi “ey Ensar, imdada yetişin” dedi. Muhacirlerden olan diğeri de “ey muhacirler, imdada yetişin” dedi. Rasulullah (sav) bunu işitince: "Bu cahiliye davası da ne oluyor?" buyurdu. Ashab “ey Allah’ın Rasulü, muhacirlerden bir adam Ensar’dan bir adamın kıçına vurdu, Ensar'dan olan kimse 'ey Ensar, imdada yetişin' Muhacir de 'ey muhacirler, imdada yetişin' diye bağırdı” dediler. Rasulullah (sav) "bu kokuşmuş cahiliye adetlerini bırakın" buyurdu. Câbir der ki: Nebi (sav) Medine’ye geldiği zaman Ensar sayıca daha çoktu. Bundan bir süre sonra muhacirler çoğaldı. Abdullah b. Ubey (bu olayı işitti ve) “bunu da yaptılar ha, ama Allah’a yemin olsun, eğer Medine’ye dönecek olursak muhakkak daha aziz olan, oradan daha zelil olanı çıkartacaktır” dedi. Bu sözleri Nebi’ye (sav) ulaştı. Ömer ayağa kalkarak “ey Allah’ın Rasulü, bana izin ver de şu münafığın boynunu vurayım” dedi. Nebi (sav) "onu bırak, insanlar Muhammed ashabını öldürüyor demesinler" buyurdu.